banner16

Çorlu Tren Katliamı’nın ardından üç yıl geçti

Çorlu Tren Katliamı’nın 3’ncü yılında acılı aileler ve adalet isteyen diğer aileler Halkweb’e konuştu. 

07 Temmuz 2021
Çorlu Tren Katliamı’nın ardından üç yıl geçti

Edirne Uzunköprü’den İstanbul Halkalı’ya doğru hareket eden, 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu yolcu treni, saat 17.15 sularında Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi’nden geçerken yağış nedeniyle rayların altındaki toprak menfezin kayması sonucu raydan çıkmış ve 5 vagonu devrilmişti. Göz göre göre gelen bu katliamda 7’si çocuk olmak üzere 25 kişi hayatını kaybetmiş, 340 kişi de yaralanmıştı.

25 kişinin hayatını kaybettiği tren katliamında gerçek sorumlular yargılanmazken, acılı aileler, gazeteciler ve davaya sahip çıkan vatandaşlara dava açıldı.

Çorlu Tren Katliamı’nın 3’ncü yılında acılı ailelerden, Mısra Öz, Funda Dikmen ve Zeliha Bilgin Halkweb’ten Hüreyra Oflaz’a konuştu.

“HESABINI SORMADAN BU DÜNYADAN GÖÇÜP GİTMEK YOK”

9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i ve eşi Hakan Sel’i kaybeden Mısra Öz, “Üç yıldır oğlum olmadan yaşamaya çalışıyorum. Oğlum Oğuz Arda’nın adını yaşatmak adına hayata tutunmaya çalışıyorum. Evlat acısını yaşayanlar mutlaka daha iyi anlıyorlardır. Bunun bir tesellisi yok. Bu acının tahammül edilebilecek bir yanı yok. Hele ki evladınızı, birilerinin ihmalkarlığı yüzünden kaybetmişseniz buna sebep olanlara bunun hesabını sormadan bu dünyadan göçüp gitmek yok diye düşünüyorsunuz” dedi.

“KATLİAMIN SORUMLULARI ADALETİN KARŞISINDA YARGILANACAKLAR”

Kendisine, avukatlara ve gazetecilere dava açıldığını hatırlatan Öz, “Bizler, 7’si çocuk 25 canın ölümüne sebep olanlara, adalet karşısında hesap soracağız. Bu katliamın sorumluları belli. Bizler bu kişileri halkın gözünde çoktan yargılattık. Ama yetmez. Adaletin karşısında da yargılanacaklar. 3 yıldır ne yazık ki adalet gerçek sorumlulardan yana işlemedi. Tek bir kişi tutuklu yargılanmadı. Aksine bana bu olanları eleştirdiğim için soruşturmalar, davalar açıldı. Yetmedi avukatlarımıza, gerçekleri ortaya koyan gazetecilere, bizleri destekleyen kişilere davalar açıldı. Mahkeme heyeti, kendisini ölen 25 kişiden daha mühim gördüğü için, onların yaşam hakkını ellerinden alanları değil, kendi mevki ve makamlarını eleştirenleri yargılamayı tercih etti. Oysa ki ceza kesilmemiş her katliam, bir yeni katliamın doğmasına sebep olacaktır. Oldu da zaten…” ifadelerine yer verdi.

“HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ GÖRMEK İSTİYORUM”

Ulaştırma Bakanı ve TCDD’nin kovuşturmaya dahil edilmesi gerektiğini belirten Öz, “Bizler bugüne kadar tarafsız olan bir bilirkişi raporu ile doğru bir yargılama süreci yapılması için mücadele ettik. 8’inci duruşma görülecek Eylül’de. Artık ciddiyetsiz yürütülecek tek bir duruşmaya dahi tahammülümüz yok. Gerçek bir yargılama süreci bekliyorum. Dönemin Ulaştırma Bakanı da, Genel Müdürler de, alttaki tüm yöneticiler de sorgulanmalı ve karşımıza getirilmelidir. Öyle siyasiler, bürokratlar, TCDD üst yönetimi kovuşturmaya dahil değildir diye bir kararı kabul etmiyorum. Hukukun üstünlüğünü görmek istiyorum” dedi.

“GÜN ACILARIMIZI PAYLAŞMA GÜNÜDÜR”

Anma etkinliğine ilişkin Mısra Öz şu ifadelere yer verdi:

“Önce Uzunköprü ve Avcılar Belediyesi’nin, 25 kişinin adını yaşatmak için Uzunköprü’de yaptırdıkları anıtın açılışına katılacağız. Ardından saat 17:00’de katliamın yaşandığı Çorlu, Sarılar köyünde bulunan anıtta anma töreni olacak. Ve sonra yine Sarılar köyündeki Camide, Mevlüt okutulup, dualarımızı göndereceğiz sevdiklerimize. Bizler için 8 Temmuz, kıyametin koptuğu gün. O gün için giden canları yad etmekten, dualar etmekten başka bir şey düşünemiyorum. Gün acılarımızı paylaşma günüdür, yanımızda olmak isteyen herkesi görmek bize güç ve destektir. Çorlu katliamının unutulmaması için bu birliğe daima ihtiyacımız olacaktır.”

“BİZİM YAŞAM SEVİNÇLERİMİZİ ELLERİMİZDEN ALDILAR”

23 yaşındaki kızı Özge Nur Dikmen’i ve 16 yaşındaki kızı Gülce Dikmen’i kaybeden Funda Dikmen, “Biz üç yıldır yaşamıyoruz sadece nefes almaksa yaşamak, yaşamaya çalışıyoruz. Bizim yaşam sevinçlerimizi, yaşama amacımızı ellerimizden aldılar” dedi.

Dikmen açıklamasının devamında, “Bundan sonrada elimizden geleni yapacağız korkmuyoruz bizi hiç bir şekilde de yıldıramayacaklar. Bu yıl üçüncü yıl ama benim için hala üç yıl öncesi, ben orada kaldım. Benim hayatım orada kaldı. Bundan sonra amacımız bu faciayı unutturmamak. Yetkililerin insan hayatına daha fazla önem vermeleri, hayatı şansa bırakmamak, biz kaybettiklerimizi senesi gelince anmıyoruz, biz onları nefes aldıkça hep anıyoruz” ifadelerine yer verdi.

“ÜÇ YILDIR CEHENNEM ÇUKURUNDAYIZ”

14 yaşındaki kızı Bihter Bilgin’i, kız kardeşleri Emel Duman ve Derya Kurtuluş’u ve 5 aylık yeğeni Beren Kurtuluş’u kaybeden Zeliha Bilgin, “8 Temmuz Tren Katliamı Aileleri, Üç yıldır bir cehennem çukuruna atılmış ve orada öylece bırakılmış insanlardır” dedi.

“BİZİM 25 CANIMIZI KURBAN VERMEMİZİ Mİ BEKLEDİLER?”

TCDD’nin hiçbir şey olmamış gibi davranmasına tepki gösteren Bilgin, “TCDD’nin sanki mükemmelmiş gibi sosyal medya hesaplarında paylaşımlar yapması o kadar can yakıyor ki. Kimse hesap sormadı tabi, yaptıkları işler ortada. Yine son zamanlar da yağışlar mevsim normallerinin dışında gidiyor. Neden Çorlu menfezinin altı boşalmadı acaba, olması gerektiği gibi yapıldığı için olabilir mi? Bizim 25 canımızı kurban vermemizi mi beklediler. Savcı, Mahkeme heyeti araştırdı mı acaba? Tren seferleri bu hafta yağmurda durduruldu neden? Güvenmiyorlar mı yaptıkları yollara. Yine rayların altı boşaldı Neden 2018’de bunu uygulamadılar. Ben size cevabını  vereyim. Çünkü biz 8 Temmuz Tren Katliamı Aileleri olarak 3 yıldır Adalet diye, suçlu yağmur değil sizsiniz diye her yerde haykırdığımız için, bunu Sesimizin yetiştiği her yere duyurabildiğimiz için, göze alamadılar böyle bir katliamı” ifadelerine yer verdi.

“ÇORLU’NUN AKLANMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ”

Bilgin açıklamasının devamında “Keşke Pamukova’nın aklanmasına izin verilmeseydi de Çorlu olmasaydı. Biz Çorlu’nun aklanmasına izin vermeyeceğiz. Suçlu yağmur değil, suçlu, işini düzgün yapmayan TCDD kurumudur” dedi.

Kızını kaybeden Şaban Vatan, Oğullarını kaybeden Murat Oğraş ve Gündüz ailesi Halkweb’e konuştu.

“DEVLET NEDEN SUÇLU OLAN MAKAMLARI KORUYOR?”

Giresun’un Eynesil ilçesinde şüpheli şekilde hayatını kaybeden 11 yaşındaki kızı Rabia Naz Vatan için adalet arayan Şaban Vatan, Çorlu’lu ailelerin yanında olduğunu söyledi.

Vatan, “08 Temmuz 2018 günü Çorlu’da yaşanan tren faciası sonucu 25 kişi tren raylarında can verdi. Tarafsız bilirkişiler tarafından yapılan inceleme sonucunda, tren raylarının zemin yapısı dolgusu kısmi olarak tuğla parçalarıyla dolgu yapıldığı, bunun sonucu insan canının ucuz gören Ulaştırma Bakanlığı, sorumlu kişilerin yargılanmasını dahi engelledi. Tren raylarında can veren 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel’in annesi Mısra Öz adalet aradığı için yargılandı. 3’ncü yıl dönümünde tekrar savcılık bildirgesiyle karşılaştı. İsyan eden Mısra annenin ve tüm Çorlu ailelerinin adalet sesi olmak için sosyal medyada her gün sorguluyoruz. Devlet neden suçlu olan makamları koruyor? Bu ülkede evlat acısı yaşayan aileler olarak birlikte çocuklarımızın adaleti için ve herkesin adaleti için mücadele etmek zorunda kaldık. Asla pes etmeyeceğiz. Adil adalet için, tren faciasına sebep olanlar muhakkak yargılanarak cezasını çekmelidir. Kaza değil cinayet…” ifadelerine yer verdi.

“BU ÜLKEDE İNSAN KANI SUDAN UCUZ”

15 Temmuz 2020’de antrenman dönüşü alkollü ve aşırı süratli giden aracın çarpması sonucunda hayatını kaybeden bisiklet sporcusu 19 yaşındaki oğulları Umut Gündüz için adalet arayan anne Asuman Gündüz ve baba Menderes Gündüz, Çorlu’lu ailelerle dayanışma içerisinde olduklarını dile getirdi.

Gündüz ailesi, “8 Temmuz’u daha dün gibi hatırlıyoruz; 7’si çocuk 25 insan katledildi. Her yurttaş gibi sorumlular adalet önünde bu katliamın hesabını verir, hak ettikleri cezayı alır diye düşündük. Ama öyle olmadı tam 3 yıl geçti acılı aileler acılarını bir kenara bırakıp adalet arayışına başladılar. Hala adalet yerini bulmadığı gibi hak arayan aileler başka katliamlar için hak arayacaklara kötü örnek oldukları için sanık sandalyesine oturtuldular. İşte o kötü örneği biz kendimize misyon edindik. Oğlumuza antrenman dönüşü alkollü ve aşırı hızlı bir sürücü tarafından arkadan çarptı ve fırlatıp kaçtı gitti. Çünkü bu ülkede insan kanı sudan ucuz” ifadelerine yer verdi.

“BİZ SON SÖZÜMÜZÜ SÖYLEMEDİK”

Gündüz ailesi açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“3 yıldır 25 kişiyi katledenler ceza almadığı için bu katliamdan da ceza almadı. 11 aydır adalet mücadelemize devam ediyoruz. Bu kaza değil, cinayet dedik. Katil dışarıda biz adalet bakanlığı önünde oturma eylemindeyiz. İlk mahkemeye katil kahraman gibi getirildi ve götürüldü. Aile olarak bir kez daha adaletin tokatını yüzümüze vurdular. Ama yılmadık, yenilmedik daha biz son sözümüzü söylemedik, Çorlu Tren Katliamı aileleri ve diğer tüm adalet mağduru aileler olarak bir ve birlikte daha güçlü mücadele etmeliyiz. Sizleri tanımıyorum ama sizler bizim acı akrabalarımızsınız, kentlerimiz farklı ama acılarımız aynı. Haklı mücadelenizi örnek aldık, acınız acımızdır.”

“BU ADALETSİZLİK SON BULSUN”

FETÖ’ye yakınlığı ile bilinen Fettah Tamince’nin sahibi olduğu Antalya’daki Rixos Lares Hotel’de staj yaptığı sırada ölü bulunan 16 yaşındaki oğlu Burak Oğraş için adalet arayan Murat Oğraş, Çorlu’lu ailelerin yanında olduğunu söyledi.

Oğraş, “Ülkenin her yerinden adaletsizlik akmaktadır. Çorlu Tren Katliamında katledilen insanların adalet mücadelelerine destek vermek her duyarlı vicdan sahibi insanların görevi olmalıdır. Ben destek amaçlı duruşmalara katılmaya çalışıyorum. Umarım adalet mücadelesi veren tüm insanlar mücadelelerinin sonucunu er ya da geç alır. Bu adaletsizlik ve hukuksuzlukların bir an önce son bulmasını diliyorum” dedi.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner50