Serdar Dinçbaylı
[email protected]

HAİN!

17 Ağustos 2021 23:33

HAİN!

HAİN!

Galatasaray’a faydalı olmuştur, olmamıştır orası tartışılır ancak Galatasaray’ın Marcao’ya mutlaka faydası olduğu net gerçek. Senede 1 milyon euronun üzerinde para kazandı Brezilyalı. Memleketinde veya Portekiz’de bu miktarı anca rüyasında görürdü.

Zorla almadı tabii ki Marcao bu parayı Galatasaray’dan ama biri tercüme etse iyi olur meşhur sözümüzü kendisine, “Ekmek yediğin kapıya pisleme.”

Aynen böyle yaptı Marcao, ekmek yediği kapıya pisledi. Hem de ilk icraatı değil; Halil Dervişoğlu’nu da tokatlamıştı Marcao Florya’da. U-20 milli takımıyla kapılar arkasında yapılan maçta olduğu için üzeri örtülmüştü o zamanki kakasının ama dün akşamki Giresun maçında tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşti. Tüm dünya izleyecek Marcao’nun Kerem’e attığı kafa ve yumruğu. Çok nadir görünen bir olay. Resmi bir maç sırasında kendi takım arkadaşına kafa göz giriyor ve kırmızı kartla oyun dışı kalıyorsun. Kimse kusura bakmasın ama ben bunu sadece, “Ruh hastası işte” ile geçiremem, hainliktir maç sırasında arkadaşına girişerek takımını eksik bırakmak.

Belli ki bir otorite eksikliği de var bu işte. Başta Fatih Terim olmak üzere herkesin suçu var bu olayda. Yönetim henüz cicim aylarında olduğu için pek etkilenmeyecektir ama tekerrüründe onlar da yer sopayı sırtlarına.

KOSECKİ, TANJU UÇTU!

En kolayı ver tazminatını, vur tekmeyi kıçına, gönder Marcao’yu. Zor olanı Galatasaray’ı zarara uğratmadan kurtulmak bu illetten. Yerine adam bulunur kimse merak etmesin. Bu saatten sonra takımda kalması Başkan’dan fizyoterapistine kadar herkese zarar yazar. Etik değerlere uymadı diye Kosecki uçtu bu takımda bir gecede. Altın ayakkabılı Tanju aforoz edildi camiadan, Marcao mu vazgeçilmez olacak Galatasaray için, güldürmeyin beni.

“Galatasaray düşmanları Marcao’nun gönderilmesi için düğmeye bastı” diyenleri dinlemek, “Herkes gider Fatih Terim kalır” diyenleri dinlemekle eş değerdir. Galatasaray adının önüne kimse geçemez. Herkesin bir devri vardır. Dün akşam Marcao, Galatasaray’daki çimdik kadar olan devrini tamamlamıştır. Bu olaydan ders çıkarıp başka devrini tamamlamışlar da ufak ufak toparlansalar fena olmayacak.

MERAKLISINA SOYUNMA ODASI NOTLARI

Bu arada merak edenler için soyunma odasından gelen birkaç haberi size aktarayım.

Saha içinde yarısı boyundaki Kerem’e saldıran ve kırmızı kart görerek Giresunspor için bitmiş maçı tekrar başlatan, Galatasaray’a da büyük zarar veren Marcao’nun dersini Diagne verivermiş.

Neden saldırmış biliyor musunuz?

Bir pozisyonda Kerem’in yaptıklarını beğenmeyen Marcao başlıyor bağırmaya. Uzattıkça uzatıyor ki bunlar maç sırasında ekrana da yansıyor. Sonra Kerem işaret parmağını dudaklarına götürerek “Sus” işareti yapıyor. Gerisi kafa, yumruk, kırmızı kart!

Öyle iddia edildiği gibi anasına bacısına küfür yok.

Tüm takımın da Kerem’in yanında yer alması Marcao’nun da yaptığının ne kadar aptalca olduğunu anlamasını sağlamıştır belki ama bu tür durumlarda biz, “Geçti Bor’un pazara, sür eşeği Niğde’ye” deriz.

BEŞİKTAŞ’A YAKIŞMADI

Galatasaray transfer döneminde Beşiktaş’ın sağ kanat oyuncusu Rachid Ghezzal’la ilgilendi. Bonservisi Leicester’da olan ve Beşiktaş’la kiralık sözleşmesi sona eren Cezayirli oyuncuyla anlaşmasına rağmen kulübüyle bonservisi konusunda mütabakata varamayan Sarı Kırmızılılar daha defansif Sacha Boey’le anlaştılar. Ghezzal kapısını da ardına kadar kapatmadılar. Süreçte Cezayirli futbolcu iki senedir kiralık oynadığı Beşiktaş ile 3 yıllığına anlaştı.

Buraya kadar her şey normal. Kaos sonra başlıyor.

Beşiktaş, Ghezzal’ın transferini resmi sitesinden sonunun küfürle bittiğini her futbolseverin bildiği bir Sezen Aksu şarkısıyla duyurdu.

Ghezzal ise geçen seneki son dakika transfer hikayesini hicvederek moto kuryeyi canlandırdığı ve sonunda “Ben nereye gideceğimi bilirim” dediği videoyla Siyah Beyazlı taraftarlara merhaba dedi.

Küfürlü tezahüratı anımsatan paylaşımlar resmi sitelerde mide bulandırıcı duruyor. Koskoca Beşiktaş Yönetimi’nde bir tane aklı selim insan yok mu? Yönetimde bir tek kadın olsaydı o paylaşıma izin vermezdi. Toplumumuzda anneye küfür en ağır hakaret şeklidir ve affı yoktur. Cinayet davalarında katilin avukatı tarafından hafifletici sebep olarak kullanılır. Kışlaya çevrilen Beşiktaş Yönetimi başkanından en kıdemsiz yöneticisine kadar camiaya yakışmıyor. Yıldırım Demirören ile başlayan kalitesizleşmenin bugünkü tezahürü bu şekil paylaşımlardır. Beşiktaşlılar’ın biran önce silkelenip bu amiyanelikten kurtulmaları gerek.

O küfür çağrıştıran paylaşıma göz yuman yöneticiler, Denetim Kurulu Üyesi Zümrüt Yezdani Kedik, Disiplin Kurulu Üyesi Zahide Esra Sayın ve Seçme ve Sicil Kurulu Üyesi Sevil Devir’in suratlarına hangi yüzle bakacaklar çok merak ediyorum.

Kaldı ki Galatasaray Başkanı Burak Elmas, Ghezzal’ın konuşulduğu bir yönetim kurulu toplantısında “O kadar para etmez” demeseydi Beşiktaş Ghezzal yerine “Şinanay”ı alacaktı. Ghezzal ise nereye gideceğini bildiğini Beşiktaş tesislerinin değil Galatasaray Tesisleri’nin görevlisine diyecekti.

Zamanında eski başkanlardan Ünal Aysal, “Galatasaray taraftarıyla diğer kulüp taraftarlarının arasında ahlak anlayışı farkı var” demişti.  Bu fark sanırım yöneticiler katına da sıçramış. Beşiktaş’ın o mide bulandıran paylaşımı yaptığı dakikalarda Galatasaray Yönetimi tam kadro, kurucusu Ali Sami Yen ile aynı mezarlığı paylaşan Beşiktaş Kulübü Onursal Başkanı Süleyman Seba’nın kabri başında dua ediyordu.

EN BORÇLU KULÜP?

Neredeyse tüm kulüpler iflasın eşiğinde. Bankalar falan toplandı kurtarabilmek için ama öyle batmışlar ki çıkar çıkarabilirsen o borç sarmalından kulüpleri. Karadelik gibi; ne versen doymuyor, ışığı bile emerek karanlığa çeviriyor.

Sadece 4 büyüklerin ki bu lafa çok takılıyorum. 1967’de kurulan ve ilk kez 1974-75 sezonunda 1.Lig’de (şimdiki Süper Lig) yer alan Trabzonspor’un toplamda 6 şampiyonluğu var. Galatasaray’ın 22, Fenerbahçe’nin 19 ve Beşiktaş’ın 16 şampiyonluğunun yanında biraz cılız kalmıyor mu! Büyüklük o kadar kolay erişilen bir şey mi?

Kulüpler, borç, para vs. konusu açılınca akla ilk Galatasaray geliyor. Bunun tek sebebi demokrasiyle yönetilen tek kulübün Galatasaray olması. Üyeler her fırsatta sahadaki başarıdan ziyade borçların azalmasının daha önemli olduğunu dile getirebiliyorlar. Fenerbahçe’de bu tür konuşmaları yapmak isteyenler ihraç ediliyor, Beşiktaş’ta ise şişe falan atıyorlar kafalarına. Trabzon’da neler oluyor haber bile alamıyoruz. Ülkedeki demokrasi anlayışını hızlıca yok etmek isteyen zihniyet kulüplere de sıçradı maalesef. Ama unutulmaması gereken bir nokta var ki bugün bu ülkede “Ben başkanım” diyen herkes bir gün o hoşlanmadığı demokrasiye ihtiyaç duyacak.

Neyse dönelim konumuza!

Son rakamlara göre Fenerbahçe’nin 5.9, Beşiktaş’ın 5.4, Galatasaray’ın 4.5, Trabzonspor'un ise 1.4 milyar lira borçları var. Alacak-verecek farklarını da ekleyince makas daha da açılıyor. Fenerbahçe’nin mali yükümlülükleri Galatasaray’ınkileri ikiye katlıyor.

Ali Koç’tan sonra Fenerbahçe Ali Koç gibi birini bulamazsa sonu sahici iflas.

Ali Koç üç senede kendi servetinden 300 milyon dolardan fazla para pompaladı kulübe. Sahi siz hiç başka yerde böyle bir şey okudunuz mu?

Okuyamazsınız, neden mi?

Ali Koç, Fenerbahçe’yi Koç Ailesi’nin gücüyle yönettiği için kimse ona gıkını çıkartamıyor. İş, ilan, ihale, acentelik vs. ile güç onda da ondan.

Beşiktaş ve Trabzonspor’un projeleri yok, günü idare etseler yetiyor.

Galatasaray ise Mustafa Cengiz ve arkadaşları tarafından yalpalatıldıysa da kendine gelmesini sağlayabilecek varlıkları var. Kemerburgaz var, Florya var, Riva’dan gelecekler var, Ada var. Her şeyden öte demokrasi var. Belki o demokrasi Mustafa Cengiz ve arkadaşlarını ihraçtan kurtaracak ki bunu da ilerleyen günlerde hep beraber yaşayacağız.

HES’TİR!

Batı Karadeniz’i sel aldı. Biz yine mal gibi seyrettik. Yüzlerce ölü ve kayıp var, bu saatten sonra kayıplardan biri bile sağ olarak kurtarılsa ne mutlu bize.

Tamam çok yağdı yağmur, o tabiatın doğasında var sel falan ama insan ve hayvan kayıpları tamamen insan eliyle. Bu selde ölenlerin katilleri, yanlış yazmadım KATİLLERİ dere kenarına imar izni veren belediyeler, onlara göz yuman yerel ve ülke çapındaki karar vericiler, dere yatağına tomruk depolayanlar, üç kuruş kazanmak için adım başı kurulan balık katili HES’lere izin verenlerdir.

Raporlar var, o coğrafyada bir evi derenin en aşağı 400 metre uzağına yapacaksın ki yağan yağmur yaşamı etkilemesin. Basitçe, belediyeler talana göz yummayıp, avanta almadan işlerini doğru dürüst yapsalardı geçen hafta yağan yağmurlardan sonra bir kişi hayatını kaybetmediği gibi, “Ne güzel yağdı, barajlar doldu” diye konuşuyorduk.

Bir yandan da yandaş müteahhit dostu HES’ler var; hidroelektrik santrali. Santral falan duyunca bir şey sanmayın. HES dediğin 4-5 futbol sahasından fazla yer kaplamıyor, suyun toplandığı gölet iki taş atımı çapında küçük bir havuzcuk. Bazı yerlerde havuz bile oluşacak alan bırakmıyorlar, türbini derenin üzerine kuruveriyorlar. Türbin dediğin de tatil köylerindeki su kaydırağı borusu gibi bir şey. Balıkların yolunu kesiyorlar. Tabii ki çaresi var ama sadece medeni ülkelerde. Yandan balık yolu açıyor elin gâvuru, aynı barajlarda yapılan gibi. Ama bizim kurnaz yandaş müteahhitler masraf olur diye o can yollarını açmıyorlar, işletenler ise HES’in aşağısında kalan balıklara kurak mevsimde can suyu salmıyorlar.

HES ile baraj ayrı şeyler, barajın gölü kocaman, istersen içinde transatlantik dolaştır. Daha planlı, doğal afetlere daha toleranslı. Aşırı yağmurda suyu depolayacak kapasitesi var. Sellerin boyutunu bile küçültebiliyor barajlar. Ama HES’ler öyle değil. Gecekondu gibi konduruldukları için derelerin üzerine plan programları yok. Kes ağaçları, kondur HES’i, topla parayı mantığıyla yapıldıkları için çevre, insan ve orman canlıları için pimi çekilmiş el bombası gibiler. Sel yapacak kadar yağmurda patlayıp yüreklere acıyı salıveriyorlar.

Hidrolik enerji içinde payları 1/3. Türkiye’nin Mart 2021 itibarıyla elektirik ihtiyacı şu kaynaklarla karşılanıyor:

Hidrolik %32.24

Doğalgaz %29.03,

İthal kömür %20.11

Linyit %12.54

Taş kömürü %1.29

Sıvı yakıtlar %0.10

Yenilenebilir %18.65 (jeotermal %3.33, rüzgar %9.64, %güneş 3.61, atık ve çöp %2.07) * Kaynak TEİAŞ.

Yani ülkenin ürettiği elektriğin üçte biri hidrolik bazlı. Onun da üçte biri HES’ler tarafından üretiliyor. Toplamda üretilen elektiriğin onda biri HES’lerden geliyor.

Değer mi o kadar cana? Kim sorumlu bu ölümlerden? Bir de en yetkili ağızlar çıkıp, “Efendim sellerin sorumlusu HES’ler değil, olsa olsa mağdurudur HES’ler” demiyorlar mı, insanın avazı çıktığı kadar bağırası geliyor “HES’tir” diye...

4 GÜN ÖNCE, 4 GÜN SONRA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünlerde birçok videosu sosyal medyada dolaşıyor.

Kâh uyuyakalıyor, kâh lafları karıştırıyor, kâh canlı yayında olduğunu unutuyor, kâh kimlerle nerede olduğunun hatırlayamıyor. “Montajdır” diyen de çıkmadı. Belli ki bir sorun var.

Batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine, memleketin neresine baksan problem...

İşsizlik, enflasyon, döviz, sel, yangın, Afgan, Suriyeli, açlık, kıtlık, fındık-çay baş fiyatı, salgın hastalık, çok aşı olduk, az aşı olduk...

Kafamızı kaldıramıyoruz dertlerden. Bir tazelenme gerekiyor memlekete. En güzeli erken seçim. Hem muhalefet susar hem iktidar rahatlar; döviz, enflasyon, faizler falan bile düşer, borsa coşar.

Vallahi olmuyor, Cumhurbaşkanı 4 gün önce “Kaçak göçmen diye bir şey yok, o duvarları boşa mı yaptık. Türkiye yolgeçen hanı değildir” diyor. 4 gün sonra da, “Ülkemiz doğu sınırlarından ciddi bir kaçak göçmen tehdidiyle karşı karşıyadır” diyor.

İlk söylemini baz alan danışmanı Yasin Aktay da, "Eski gelenlerin son gelenleri kabullenmemesi sorunuyla karşı karşıyayız" diyebiliyor. Eski gelenler Suriyeliler değil ha Aktay’a göre, biziz. Tırnaklarıyla kazıyarak bu ülkeyi kuran dedelerimiz. Hani derler ya “İmam aksırırsa cemaat sıtma olurmuş” diye. Aktay’ın durumu aynı o şekil ama Cumhurbaşkanı’nın ikinci açıklamasından sonra nasıl çevirecek ettiği lafları çok merak ediyorum.

Kısaca kimse söylemeye, yazmaya cesaret edemiyor ama Cumhurbaşkanı’nın sağlığının yerinde olmadığı aşikâr. Bunun en somut göstergesi de canlı yayına prompter yerleştirmek. Belli ki sorular bile önceden belirlenen sırada soruluyor!

Sanırım bir revizyon şart, en iyi çare de erken seçim olarak görünüyor.

BİR LAF

Şamana “Zehir nedir?” diye sormuşlar, “İhtiyacımızdan fazla olan her şey zehirdir” demiş: “Güç, yiyecek, ego, hırs, kıskançlık, korku, öfke, kendini beğenmişlik, hatta iyi niyet...”

[email protected]

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Tek yüzük!
21 Haziran 2022 23:33

Güç zehirlenmesi
20 Haziran 2022 23:33

Hiçbir şey bile daha iyi!
14 Haziran 2022 23:33

Çekirgeler
09 Haziran 2022 23:33

Ne kalkınma ne adalet!
04 Haziran 2022 23:33

Pistiolis’i ben yazmayayım!
28 Mayıs 2022 23:33

Güzel şeyler de oluyor
26 Mayıs 2022 23:33

Bıçak kemiğe dayandı
21 Mayıs 2022 23:33

Atatürk boyunuzu aşar
17 Mayıs 2022 23:33

AKP tükendi
12 Mayıs 2022 23:33

Tutan tuttuğunu...
09 Mayıs 2022 23:33

Tutan tuttuğunu...
09 Mayıs 2022 23:33

Hükümet istifa!
02 Mayıs 2022 23:33

Eğer Galatasaraylı’ysan ...
29 Nisan 2022 23:33

Seçim özel
28 Nisan 2022 23:33

Çekin elinizi Galatasaray’dan
20 Nisan 2022 23:33

Bir hayalim var...
12 Nisan 2022 23:33

Yüzsüz!
05 Nisan 2022 23:33

Galatasaray akıldır
21 Mart 2022 23:33

Galatasaray asaleti
18 Mart 2022 23:33

İyi ki Galatasaraylıyım (II)
12 Mart 2022 23:33

Riya!
09 Mart 2022 23:33

Savaş ve zeytin
03 Mart 2022 23:33

Baş iblis ABD!
25 Şubat 2022 23:33

Geççek tabii ki
19 Şubat 2022 23:33

Türk, çalış, öğün, güven
10 Şubat 2022 23:33

Arabada Beş Evde Onbeş!
07 Şubat 2022 23:33

Konu: Galatasaray ve pahalılık
05 Şubat 2022 23:33

Beterin beteri de oldu!
31 Ocak 2022 23:33

Kabak tadı!
28 Ocak 2022 23:33

Galatasaray rahatladı
26 Ocak 2022 23:33

Cambaza bak!
25 Ocak 2022 23:33

Galatasaray yıkılmaz
18 Ocak 2022 23:33

Nur’suzlar!
14 Ocak 2022 23:33

Atam sen çok yaşa
12 Ocak 2022 23:33

Martavalistan!
08 Ocak 2022 23:33

Kazaklar
05 Ocak 2022 23:33

Dolar gördüğünü unutmaz
02 Ocak 2022 23:33

Keriz silkeleme!
27 Aralık 2021 23:33

Zorba(y)
20 Aralık 2021 23:33

Kim Jong-il
18 Aralık 2021 23:33

Battık bittik çareyi Bakara’da arıyoruz!
13 Aralık 2021 23:33

İyi ki Galatasaraylıyım
11 Aralık 2021 23:33

Ayıp!
09 Aralık 2021 23:33

Kötülüğün maddeleşmiş hali
06 Aralık 2021 23:33

Âşıklar şehri
01 Aralık 2021 23:33

Çünkü TFF yok!
26 Kasım 2021 23:33

Uzatmanın anlamı yok
19 Kasım 2021 23:33

Dolar her şeyi ezdi!
18 Kasım 2021 23:33

Galatasaray düşmanı!
04 Kasım 2021 23:33

Amiral battı!
27 Ekim 2021 23:33

Pandora’nın Kutusu!
25 Ekim 2021 23:33

Can dostum...
19 Ekim 2021 23:33

Halkından korkan lider!
11 Ekim 2021 23:33

Anca gazoz olursun!
01 Ekim 2021 23:33

Cebimizdeki para
25 Eylul 2021 23:33

Suçlu ayağa kalk
23 Eylul 2021 23:33

Abdülkadir’in suçu ne!
16 Eylul 2021 23:33

Ülkenin turşusu çıktı
10 Eylul 2021 23:33

Themis kan ağlıyor
03 Eylul 2021 23:33

Mustafa Kemal’in askerleriyiz
30 Ağustos 2021 23:33

Biraz sakin!
11 Ağustos 2021 23:33

Türkiye’dir Galatasaray
04 Ağustos 2021 23:33

Kendi düşen ya yanar ya boğulur!
02 Ağustos 2021 23:33

Tımarhanede bugün
29 Temmuz 2021 23:33

Sivrisinek
23 Temmuz 2021 23:33

Exxen kaydı!
22 Temmuz 2021 23:33

Eyyyy Galatasaraylılar!
18 Temmuz 2021 23:33

Kandırılmasız iyi bayramlar!
16 Temmuz 2021 23:33

Kifayetsiz TFF
13 Temmuz 2021 23:33

Galatasaray tarihi değiştirebilir
09 Temmuz 2021 23:33

Ülke ne hale gelmiş!
06 Temmuz 2021 23:33

Seçim sonuçları ne dedi?
21 Haziran 2021 23:33

Galatasaray’da seçim bayramdır
18 Haziran 2021 23:33

Galatasaraylılar’a çağrıdır
10 Haziran 2021 23:33

Saray’da curcuna!
26 Mayıs 2021 23:33

YETER!
25 Mayıs 2021 23:33

Ekilmemiş buğdayla nasıl ekmek yapılır?
21 Mayıs 2021 23:33

Kaçan şampiyonluk yönetime yazar
16 Mayıs 2021 23:33

Fatih Hoca bırakacak!
08 Mayıs 2021 23:33

Basın özgürlüğü!
03 Mayıs 2021 23:33

Fasulyeden kapanma!
27 Nisan 2021 23:33

Atatürk uzaylı mı!
23 Nisan 2021 23:33

Albayrak’tan kadınlara büyük ayıp
16 Nisan 2021 23:33

Açık hava tımarhanesi!
14 Nisan 2021 23:33

Boş işler müdürü!
08 Nisan 2021 23:33

Vahdettin isimli müdür mü olur!
05 Nisan 2021 23:33

Ali Koç’un Galatasaray kompleksi!
31 Mart 2021 23:33

Korkaktan sporcu olmaz!
22 Mart 2021 23:33

Andımız kırmızı çizgimizdir!
17 Mart 2021 23:33

Şampiyonu kim belirler?
15 Mart 2021 23:33

Belhanda özel!
11 Mart 2021 23:33

Futbolda fitne fücur dönemi
10 Mart 2021 23:33

Galatasaray Galatasaray’dır
04 Mart 2021 23:33

Papaz her gün pilav yemez...
01 Mart 2021 23:33

Üç büyükler!
19 Şubat 2021 23:33

Bir başkadır Galatasaray Ruhu
15 Şubat 2021 23:33

Galatasaray’ı doğruyorlar!
12 Şubat 2021 23:33

Uzay adamı bozar
10 Şubat 2021 23:33

Derbiyi isteyen kazansın!
05 Şubat 2021 23:33

Çökmüş zihniyetin tutsakları
01 Şubat 2021 23:33

Cin Aliler işbaşında!
25 Ocak 2021 23:33

Böylesi görülmedi!
23 Ocak 2021 23:33

Dağ fare doğurdu!
15 Ocak 2021 23:33

Başkasına söz söylemeye hakkımız yok!
12 Ocak 2021 23:33

Futbolumuzun derdi çifte standart
06 Ocak 2021 23:33

Kimin yöneticisi daha kötü!
24 Aralık 2020 23:33

Öz kardeş Fenerbahçe
14 Aralık 2020 23:33

Başkana sızlanmak yakışmaz!
05 Aralık 2020 23:33

Galatasaray ezdi
30 Kasım 2020 23:33

Mustafa Cengiz fiyaskosu
23 Kasım 2020 23:33

N’oldu, arı mı soktu!
19 Kasım 2020 23:33

Seçim yalanı!
11 Kasım 2020 23:33

Utanma evde ders çalışıyor!
26 Ekim 2020 23:33

Galatasaray Sirki
24 Ekim 2020 23:33

Kendine gel Başkan!
22 Ekim 2020 23:33

Türkiye’dir Galatasaray
17 Ekim 2020 23:33

Galatasaraylılığı bitiren (biten) isimler
15 Ekim 2020 23:33

Galatasaray’da bir ilk!
09 Ekim 2020 23:33

Kel göründü!
05 Ekim 2020 23:33

Galatasaray’ın en önemli maçı
01 Ekim 2020 23:33

Fenerbahçe’yi yenmenin şifresi
25 Eylul 2020 23:33

Artık zamanı geldi Başkanım!
23 Eylul 2020 23:33

Saray’da işler yolunda
21 Eylul 2020 23:33

“GAL” değil “GS”
15 Eylul 2020 23:33

Futbol da var skor da
14 Eylul 2020 23:33

Galatasaray’ı yönetemediler!
11 Eylul 2020 23:33

Bir Anadolu çocuğu aranıyor!
03 Eylul 2020 23:33

Galatasaray’ın çaresiz yönetimi!
27 Ağustos 2020 23:33

Galatasaray’da tesadüf olmaz
24 Ağustos 2020 23:33

Başkan, Galatasaray’ı sevmiyor mu!
20 Ağustos 2020 23:33

Galatasaray laiktir
13 Ağustos 2020 23:33

Okullar açılmasın, ligler başlamasın
12 Ağustos 2020 23:33

Gitmeyi bile beceremediler!
10 Ağustos 2020 23:33

Arda ve dolar
06 Ağustos 2020 23:33

Galatasaray’ın altında ezildi
04 Ağustos 2020 23:33

Futbolumuzun kara sezonu!
27 Temmuz 2020 23:33

Federasyonun başına bak!
18 Temmuz 2020 23:33

Galatasaray’da seçim var
16 Temmuz 2020 23:33

Florya’nın feryadı!
12 Temmuz 2020 23:33

Ruhsuzlar!
08 Temmuz 2020 23:33

Resmen facia!
06 Temmuz 2020 23:33

Korku imparatorluğu!
29 Haziran 2020 23:33

Tüm Yazılar