Danıştay baskını hükümlüsü Alparslan Arslan Maltepe Cezaevi’nde hayatına son verdi.
Halk TV'den Seyhan Avşar'ın haberine göre Arslan, kaldırıldığı Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kurtarılamadı.
Başsavcılık kaynakları Arslan’ın uzun bir süredir öz bakımını dahi yapmadığını belirtti.
Danıştay baskını süreci
Danıştaydaki kanlı saldırıya giden süreç, Danıştay 2. Dairesinin 8 Şubat 2006'da verdiği başörtüsü kararıyla başladı.
Daire, okula geliş gidişlerinde başörtüsü takan öğretmen Aytaç Kılınç'ın, anaokuluna müdür olmasını sakıncalı buldu. Kamuoyunda eleştirilere neden olan karar sonrası, 17 Mayıs 2006'da, avukat kimliği nedeniyle üzeri aranmadan Danıştay'ın Necatibey Caddesi'ndeki eski binasına gelen Alparslan Arslan, kararı veren Danıştay 2. Dairesinin heyet odasında kanlı baskını düzenledi.
Arslan, Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Birden, üyeler Ayla Gönenç, Mustafa Yücel Özbilgin, Ayfer Özdemir ve Kamuran Erbuğa'dan oluşan 5 kişilik heyetin toplantısı sırasında, müzakere salonuna girerek ateş açtı.
Üye Mustafa Yücel Özbilgin'in vefatı, Daire Başkanı Birden ve diğer üç üyenin yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıdan sonra kaçmaya çalışan Alparslan Arslan, Danıştay binası içinde yakalandı.
Yargılama süreci 14 yıl sürdü
Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik silahlı saldırıyla ilgili davanın görülmesine, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde 11 Ağustos 2006'da başlandı.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Alparslan Arslan hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, yerine yeni bir düzen getirmeye, fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek" suçundan ve "Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Yücel Özbilgin'i, tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmek" suçundan ayrı ayrı 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
Mahkeme, sanıklar Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır'ı ise "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, yerine yeni bir düzen getirmeye, fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek" suçundan müebbet hapisle cezalandırdı.
Süleyman Esen, "silahlı suç örgütünün üyesi olmak" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası alırken, sanıklar hakkında "patlayıcı madde bulundurmak ve taşımak", "kişiler arasında korku, kaygı ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde kullanmak", "tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüse yardım etmek" suçlarından çeşitli hapis cezaları da verildi.
Mahkeme, sanıklardan Aykut Metin Şükre, Ayhan Parlak ve Salih Kurter'in de üzerlerine atılı suçlardan ayrı ayrı beraatlerine hükmetti.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi "Ergenekon ile birleşsin" dedi
Temyiz aşamasında Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararı, 16 Aralık 2008'de oy birliğiyle bozdu.
Daire, "İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine açılan Ergenekon davası ile bu dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun iddia edilmiş olması karşısında, öncelikle davaların birleştirilmesinde zorunluluk bulunduğu" yönünde karar verdi.
Karar sonrası, Danıştay saldırısı davası, Ergenekon davasının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Mahkeme, Ergenekon ana davasıyla birleşen dosyada kararını 5 Ağustos 2013'te açıkladı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Ergenekon ile birleşme kararını bozdu
Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, bu kez, "Danıştay saldırısı davası ile Ergenekon davası arasındaki hukuki ve fiili irtibatın somut delillerle gösterilememesini" bozma nedeni yaparak, yerel mahkeme kararını 21 Nisan 2016'da bozdu.
Yargıtayın bozma kararına uyan İstanbul'daki mahkeme, "terör örgütü kurmak, yönetmek, üye olmak, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ve nitelikli kasten öldürme" gibi suçlardan yargılanan tutuklu sanık Alparslan Arslan ile Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu, Aykut Metin Şükre, Salih Kurter, Süleyman Esen, İsmail Sağır ve Tekin İrşi, silah temin ettikleri öne sürülen sanıklar Kenan Özay, Selçuk Özkan, Erkan Akyıldız ve Mahmut Güzel hakkındaki dosyayla ilgili görevsizlik kararı vererek, dosyayı Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.
Alparslan Arslan'a ağırlaştırılmış müebbet
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi, 31 Ağustos 2018'de kararını açıkladı. Mahkeme, sanık Alparslan Arslan'ı, Mustafa Yücel Özbilgin'e yönelik eylemine ilişkin "kamu görevlisini yerine getirdiği görev nedeniyle tasarlayarak öldürmek" suçundan "ağırlaştırılmış müebbet" hapis cezasına çarptırdı. Arslan'a ayrıca silahla yaraladığı Daire Başkanı Mustafa Birden, üyeler Ayla Gönenç ve Ayfer Özdemir ile tetkik hakimi Ahmet Çobanoğlu'na yönelik eylemlerine ilişkin "kamu görevlisini tasarlayarak öldürmeye teşebbüs" suçundan 72 yıl hapis cezası verildi. Hakkında her 2 suçtan takdir indirimi yapılmayan Arslan'ın, hükümle birlikte tutukluluk halinin devamı kararlaştırıldı.
Sanıklar Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır hakkında "kasten adam öldürmeye yardım" suçundan 14 yıl 2'şer ay, 4 kişinin "öldürülmesine teşebbüse yardım" suçundan da 25'şer yıl olmak üzere toplam 39 yıl 2'şer ay hapis cezasına hükmedildi.
Sanıklardan Mahmut Güzel'e "silah ticareti yapmak" suçundan 5 yıl hapis cezası ile 375 lira adli para cezası verildi. Aynı suçtan yargılanan sanık Erkan Ayyıldız ise 4 yıl 7 ay hapis ile 375 lira adli para cezasına çarptırıldı.
"Kasten adam öldürmeye yardım" ve "kasten adam öldürmeye teşebbüse yardım" ile suçlanan Süleyman Esen, delil yetersizliğinden beraat etti. Sanıklar Aykut Metin Şükre, Kenan Özay ve Selçuk Özkan hakkındaki "ruhsatsız silah bulundurma" davası zaman aşımından düştü.
Dosya üçüncü kez Yargıtaya geldi
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği kararın da temyiz edilmesi üzerine dosya üçüncü kez Yargıtaya geldi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 25 Kasım 2020'de davaya ilişkin temyiz incelemesini tamamlayarak, Alparslan Arslan'a verilen "ağırlaştırılmış müebbet" ve 72 yıl hapis cezası ile diğer sanıklarla ilgili hükümleri de onadı.