banner16

Danıştay deniz patlıcanı ihracatında "tekele dur" dedi

Kıymetli bir ihraç ürünü olan deniz patlıcanıyla ilgili 2 farklı kota uygulamasının 2 şirkete imtiyaz sağladığını gerekçesiyle açılan davada, Danıştay tebliğin yürütmesini durdurdu. 

24 Haziran 2020
Danıştay deniz patlıcanı ihracatında "tekele dur" dedi

Deniz patlıcanı Çin gibi ülkelere ihraç ediliyor ve kilosu yaklaşık150 dolardan satılıyor. Deniz patlıcanının yorgunluğa, iktidarsızlığa ve eklem ağrılarına iyi geldiği söyleniyor ve yüksek protein kaynağı olduğu belirtiliyor. Türkiye için döviz kaynağı olan deniz patlıcanının avlanmasında ise kota var ve kaçak avcılık yapanlara para cezası kesiliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yayınladığı tebliğle ise deniz patlıcanı dava konusu oldu.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 27 Eylül 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğinde “Deniz patlıcanı avcılığı Bakanlığın belirleyeceği kota miktarınca yapılır. Deniz patlıcanı kotasının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir” denildi. Bu tebliğle Bakanlık, deniz patlıcanının avlanmasına ilişkin kota koymakla yetkilenmiş oldu. Tebliğ doğrultusunda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 1 Ocak- 31 Mayıs 2020 Tarihleri Arasında Deniz Patlıcanı Avcılığı Kota Miktarının Belirlenmesi ve Bu Kotanın Uygulanmasına İlişkin Genelge çıkaran Bakanlık, avcılıkta 2 farklı kota uygulamasına gitti. Bu kotaya göre de nakil belgesi düzenledi. Son 3 yılda en fazla ürün çıkaran firmalara yüzde 75’lik kota verirken, diğerlerine yüzde 25 kota koydu.

'2 ŞİRKETE İMTİYAZ TANINIYOR'

MM Seafood Sanayi ve Ticaret L.Ş., Bakanlığın tebliği ile genelgesinin iptali ve yürütmenin durdurulması için Danıştay’da dava açtı. Şirket kota uygulamasının 2 şirkete imtiyaz tanıdığı ve bir nevi bu şirketlerin tekel oluşturduğunu savundu. Şirket ihracatta önemli olan nakil belgesinde de ayrımcılık yapıldığını, 2 firmaya ayrı ayrı 924 bin 72 kg. ve 877 bin kg. nakil belgesi verildiğini ancak diğer şirketlerin 20 bin 912 kg. nakil belgesi alabildiğine dikkat çekti. Şirket ayrıca Bakanlığın kota koyma yetkisinin Su Ürünleri Kanunu’na aykırı olduğunu, Bakanlığın tebliğinin Resmi Gazete'te yayımlanmadığının da altını çizdi. 

Danıştay 10. Dairesi, şirketin açtığı davada Bakanlığın savunmasını aldı. Bakanlık, Su Ürünleri Yönetmeliği doğrultusunda kendisine kota koyma yetkisini olduğunu ve söz konusu genelge doğrultunsunda 2 şirkete toplamda 50 bin 912 kg. nakil belgesi verdiğini savunarak, davacı şirketin nakil belgesi konusundaki iddiasının “gerçek dışı” olduğunu savundu. Bakanlık ayrıca kotanın da deniz patlıcanının neslinin devamı ve ekosistemin korunması için getirildiğini kaydetti.

Danıştay davaya ilişkin kararını verdi. Bakanlığın kota koyma yetkisinin iptalini oy çokluğuyla reddederken, genelgeyle getirilen 2 farklı kota işleminin yürütmesini oybirliği ile durdurdu. Danıştay, 2 şirkete yüzde 75 kota uygulamasının hep aynı şirketleri avcılıkta avantajlı konuma getireceğini, sektöre daha sonra girecek şirketler için de bu kota uygulamasının hakkaniyetli olmadığını belirtti. 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.