banner16

Özel: Fabrika işçisi de fabrikanın sahibi de ekmeğe aynı vergiyi ödüyor

"Türkiye’de 100 lira verginin 68’i dolaylı vergilerle, 21’i maaştan kesilen vergilerle oluyor. Toplam yüzde 89. Yüz lira vergi karşılıyoruz 89’u ya çalışanın maaşından ya da dolaylı vergi. Yani fabrikanın sahibiyle, emekçisi ekmek aldığında aynı vergiyi ödüyor." 

04 Mart 2024
Özel: Fabrika işçisi de fabrikanın sahibi de ekmeğe aynı vergiyi ödüyor

Lüleburgaz’da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya gelen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, “Hemen yanımda muhtarlar derneği başkanımız oturuyor. Dedi ki Lüleburgaz’daki tüm muhtarlarımız, bir iki eksiği ile herkes burada. Hatta söz aldı benden, burada toplu fotoğraf için muhtarlarımızla beraber. 31 Mart yerel seçimleri 4 tane sandık olacak. Bu sandıkta çok yerde 3 sandık olacak, bazı yerlerde 4 sandık olacak ama en kritik, en zor sandık, muhtar seçiminin olduğu sandıklar. Çünkü muhtarın yakasında bir parti rozeti yok. Arkasında bizim gibi 100 yıllık bir siyasi parti yok. Bütçesi yok. Ne yaparsa kendi başına yapan, pusulalarını bile kendisi bastırmak zorunda olan, kapı kapı doğrudan halktan oy isteyen ve demokrasinin en güzel örneklerinden biri, en cesur örneklerinden bir tanesini veren muhtarlarımız var” dedi.

“YENİDEN ADAY GÖSTERMİŞ OLMANIN MUTLULUĞU İÇİNDEYİM”

Özel, “Siyasi görüşü bize yakın olur, uzak olur ama bir muhtar bir göreve eğer talip olduysa, bu çok kıymetli bir cesarettir. Ben, bizden önce belediye başkanlarımızdan, belediye meclis üyelerimizden önce 31 Mart seçimlerinde tüm muhtarlarımıza, tüm adaylarımıza başarılar diliyorum. Hepsine kolay gelsin. Murat Başkanım sunuş konuşmasını yaptılar, kısaca konuştu ama 6 yıldır buraya hizmet ediyor. 6 yılda başta tamamlanan bu kompleks olmak üzere biraz önce öğrendim, bir konservatuar açılmış, bu çok kıymetli. Ben bütün belediyelerimizin bu tip işleri bir an önce yapmasını bekliyorum. Bunun yanında yapmış olduğu sosyal belediyecilik hizmetleri ile son derece önemli katkıları var. Zaten Lüleburgaz sosyal demokrat belediyeciliği biliyor. Lüleburgaz’ın yaklaşımı kişiler üzerinden değil ilkeler üzerindendir. Murat Gerenli gibi CHP’nin yerel yönetim stratejisini benimsemiş, halkçı belediyeciliği gerçekleştiren, personeli ile arası iyi olan, çalışanlarının emeğini gören, örgütü ile arası iyi olan bir belediye başkanını yeniden aday göstermiş olmanın mutluluğu içindeyim, onu sizlere emanet ediyorum” diye konuştu. Özel, şunları kaydetti:

“BÜYÜK YALANLARA SARILDILAR”

“31 Mart seçimleri elbette yerel seçimler ve insanlar kendi ilçelerini, kendi şehirlerini, beldelerini kimin yöneteceğine karar verecekler. Ancak 31 Mart seçimlerinin çok daha büyük bir önemi var. Geçen 14 ve 28 Mayıs’ta iktidarı değiştirmeye, yani uzun yıllardır Türkiye’de iktidarda bulunan ve geniş kesimlerin, özellikle emekçilerin, emeklilerin, çiftçilerin, esnafların, birikmiş sorunlarını çözmek bir yana artık onlar açısından hayatı katlanılamaz hale getirmiş olan bir iktidarı değiştirmeye çok yaklaşmıştık. Yüzde 51’e 49 sayılabilecek bir sonuçla ancak ikinci turda, devletin bütün gücüyle ve Türkiye coğrafyasının çeşitli bölgelerinde baskılarla, CHP’nin büyük ittifakta buluştuğu, genel başkanını aday yaptığı ve çok ciddi halk desteğini aldığımız halde iktidarı değiştiremediğimiz süreci hep birlikte yaşadık. O süreçte hatırlarsanız, yokluk, zamlar, enflasyon, işsizlik, hayat pahalılığı bugünkü kadar olmasa can yakıyordu. Ama seçmenlere şunu söylediler. Evet, belki yoksulsun, işsizsin, güvencesizsin, geleceğinden endişelisin ama tehlike büyük bize oy vermelisin. Biz olmazsak bayrağı indirecekler, vatanı böldürecekler, ezanı susturacaklar gibi büyük yalanlara sarıldılar.”

“İĞNEDEN İPLİĞE ZAM”

Özel, “CHP gibi, Cumhuriyeti kurmuş, her bir bireyi Cumhuriyetin kurucu babalarına, kadrolarına, kurucusuna, devrimlerine yürekten bağlı bir partiye bile yalan videolarla saldırmaktan çekinmediler. O günlerde, ‘Oyu bize verin, seçimden hemen sonra her şey düzelecek’ diyorlardı. O gün bunu söylediklerinde belki korkuttukları, kandırdıkları, yoksul insanların, işsiz insanların, güvencesiz insanların oyunu aldılar ama bugün anlaşılıyor ki esas olarak o insanların ahını aldılar. O gün 19 lira 70 kuruş olan mazot bugün 40 lira oldu. O gün 20 lira olan benzin bugün 40 lira oldu. Benzinde yüzde 97, mazotta yüzde 106 zam var. Bu ne demek, bundan sonra, seçimden sonra iğneden ipliğe her şeye zam var” ifadesini kullandı.

“ŞİMŞEK İNKAR ETMİYOR”

İktidar kurmaylarının seçim sonrası ortaya çıkacak “acı reçeteleri” inkar etmediğini vurgulayan Özel, “Zaten bunu gizlemiyor Mehmet Şimşek. Hep vatandaşa, hep yoksullara, hep dar gelirlilere düşüyor. Kriz ortamlarında birileri paralarına para katıyorlar. Geçen yaşadığımız büyük krizden çıkışın çaresini kur korumalı mevduatla buldular. 4 liralık dolar 6 lira 8 lira bir gecede 18 lira oldu dediler ki ‘Siz paranızı dolara yatırmayın Türk lirasına yatırın. Dolar artarsa farkı biz karşılayacağız.’ ‘Biz’ dediği kim? Emine hamının bileziklerini mi bozdurup verdiler? Bilal Erdoğan’ın Burak Erdoğan’ın sünnetlerinde takılan altınları mı bozdurup verdiler, hangi birikimle karşıladılar? Bu salonda bulunanların neden Lüleburgazlıların, Kırklarelililerin orta gelir sınıfının ve düşük gelir sınıfının vergileriyle babamızın, anamızın, dedemizin, ninemizin biriktirdiği Hazine rezervleriyle o farkları karşıladılar” ifadelerini kullandı. Özel şöyle konuştu:

“EMEKLİ 10 BİN LİRAYLA GEÇİNMEK ZORUNDA”

“Bugün emekli, 10 bin liraya geçinmek zorunda. Miting alanlarında soruyorum, meydanın yarıdan fazlası emekli, yine soruyorum emeklinin yüzde yetmişi sekseni en düşük emekli maaşıyla geçiniyor. Bu emeklinin maaşından vergi kesiliyor. Ödediği elektrikten sudan doğalgazdan vergi kesiliyor. Yediği ekmekten içtiği sudan torununa aldığı sütten sakızdan vergi kesiliyor. Türkiye’de 100 lira verginin 68’i dolaylı vergilerle, 21’i maaştan kesilen vergilerle oluyor. Toplam yüzde 89. Yüz lira vergi karşılıyoruz 89’u ya çalışanın maaşından ya da dolaylı vergi. Yani fabrikanın sahibiyle, emekçisi ekmek aldığında aynı vergiyi ödüyor. Esas vergi vermesi gerekenler Türkiye’de vergi vermiyor. Böyle bir adaletsizlikle karşı karşıyayız. ‘28 Mayıs’ta verin oyu kardeşinize hayat pahalılığını düşüreceğim’ diyenler 19 liralık mazotu 40 lira yaptılar. 28 Mayıs’tan bugüne gıda enflasyonu yüzde seksenleri aştı.”

“EMEKLİNİN KARŞISINDAKİLER ÇALIŞANLAR OLAMAZ”

“Bugün TÜİK, biz biraz önde merhabalaşırken ilçe başkanım size günaydın derken belediye başkanım merhaba derken TÜİK enflasyon rakamlarını açıkladı. Şubat ayı enflasyonu 4.5 puan artmış. Kime göre? Artış çok yüksek ama bu artış bile TÜİK’e göre. Neyin baş harfleri? Tayyip’i üzmeyen istatistik kurumu. Tayyip’i üzmeyen istatistik kurumu, yıllık enflasyonu yüzde 67 olarak belirledi. Bugün itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 67. Gerçek enflasyon kaç? Gerçek enflasyon yüzde 130. Peki emekli ne zam aldı? Yüzde 33. 7500’den 10 bin lira yaptılar. Memur ne aldı, işçi ne aldı yüzde 49. TÜİK doğru söylüyor bile olsa yüzde 20’ye yakın, yüzde 18 memurun ve işçinin cebinden para çalındı. İş emekliye geldiğinde bu sefer rakam yüzde 34, cepten çalınan para. Ve Tayyip Erdoğan iktidara geldiği gün en düşük emekli maaşı bir buçuk asgari ücretti. Bugünkü hesapla 25 bin liraya geliyor. Bugün 10 bin lira. Her şeyi altın hesabına vurmakta fayda var. En düşük emekli maaşıyla 3 Kasım 2002 günü tam 8 altın alınıyordu. 3 Kasım 2002 çeyrek altın fiyatı yazın, o günkü en düşük emekli maaşıyla 8 çeyrek altın alınıyordu. Bugünküyle iki buçuk çeyrek altın zor alınıyor. Yani 20 yıllık iktidar boyunca Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığında emeklinin cebinden ayda 5.5 çeyrek altın çıkmış. Hesap ortada. Hesapladığınızda zaten 25 bin lira olması gereken maaş 10 bin lira. 15 bin lira kayıp var. Ve ben ‘Emekli kart çıkartalım, 7’şer bin lira seyyanen zam yapalım’ deyince ‘Para yok çalışana maaş ödeyemiyoruz’ diyor. Çalışanla emekli karşı karşıya değildir. Yan yanadır, peş peşedir. Bugünün emeklisi dünün çalışanıdır. Yani emeği var emeklinin bu ülkede. Çalışan da yarının emeklisidir. Emeklinin karşısındakiler çalışanlar olamaz, emeklinin karşısındakiler bugün hak etmediği faiz kazancını elde edenlerdir. Bugün hak etmediği ihaleleri alan yandaş müteahhitlerdir, beşli çetelerdir.”

“ONLARIN ÖNCELİĞİ ZENGİNLER”

“Siyaset, öncelik belirleme işidir. Sosyal demokratların önceliği emeklilerdir. Recep Tayyip Erdoğan’ın önceliği beşli çetelerdir. Sosyal demokratların önceliği işçilerdir, Tayyip beyin önceliği yandaş müteahhitlerdir. Sosyal demokratların önceliği halktır, sosyal demokratların önceliği yoksullardır, onların önceliği faizle gelirine gelir, servetine servet kattığı zenginlerdir. İşte 31 Mart seçimleri o yüzden çok önemlidir. Bu gidişata, şu hiç olmazsa son 8 ayda mazotun, benzinin yüzde yüz artmasına, gıda enflasyonunun yüzde 70 artmasına bir ‘dur’ denmezse, bir sarı kart gösterilmezse, bir kırmızı ışık yakılmazsa, biz buradayız bizi görün esas patron biziz, biz bu ülkenin ta kendisiyiz denmezse Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki 4 yılda bize çok içireceği acı reçete vardır.”

“ACI REÇETE EMEKLİNİN, EMEKÇİNİN, ESNAFIN MİDESİNİ DELECEK”

“Acı reçete emeklinin, emekçinin, esnafın, memurun, çiftçinin gırtlağını yakacaktır. Midesini delecektir. Dayanılmaz hale gelecektir. Ama 2018’deki o seçim başarısından sonra tek adam rejimini yerleştirdiği günden sonra 2019’da İstanbul’dan Ankara’ya 11 Büyükşehirle genel iktidarın gücünü yerelden dengelediğimiz süreçte geçen seneki seçimlerde 51’e 49’luk duruma kadar gelip büyük bir talihsizlikle, kendi hatalarımızla o seçimi kazanamamıştık. Yarınlara umutla bakmak isteyen, bu hükümet beni görmezden gelmesin diyen, beni de hesaba katsın diyen herkesin 31 Mart’ta bu hükümete bir dur bakalım demesi lazım. Türkiye’nin bütün yoksullarını, bütün işsizlerini, bütün esnaflarını, bütün çiftçilerini, bütün emekçilerini ve bütün emeklilerini 31 Mart’ta sandıkta birleşmeye davet ediyorum. Bir tarafta Cumhur ittifakı var. Ak Parti ve MHP. Her geçen gün birbirlerine benziyorlar. En önemli meziyetleri tehdit etmek, iftira etmek, hakaret etmek. Bu hakaretlerine, iftiralarına hiçbir zaman cevap vermiyoruz, hiçbir zaman. Ama diğer tarafta Cumhur İttifakı bir de yanına kimi aldı? Kadınları sahiplendirmek lazım diyen, kadınları adeta birer eşya, birer mahluk olarak gören, geçmişte bu ülkeye Hizbullah korkusunu yaşatan, domuz bağcıların avukatlarını meclise taşıdılar ya, bir ittifak ortakları doğdular. İstanbul Sözleşmesinden çıkıp kadına karşı şiddetin tırmanmasına, daha geçen hafta bir günde 8 kadın öldürüldü. Çünkü diyor ki kadına karşı şiddeti uygulayanlar, artık diyorlar hükümet kadınların arkasında değil bizim arkamızda diyorlar. İstanbul Sözleşmesinde çok ağır bir önlem vardı bunu kaldırdılar diyorlar. Kadına karşı şiddet yasasının da adını anmıyorlar yakında o da kalkar diyorlar. Benim başıma bir şey gelirse hapishanelerde sürünmem nasılsa bizimkiler beni kurtarır diyorlar. Böyle bir anlayış.”

“TÜRKİYE’Yİ KURTARMAYA GELİYORUZ”

Her geçen gün daha çok korkuya daha çok baskıya daha çok zulme sarılan Cumhur İttifakının karşısında biz hiç öyle zayıf değiliz. Onların karşısındaki ittifakın adı bu sefer evet Millet İttifakı değil ama çok daha güçlüsü var. Türkiye ittifakı var, Türkiye ittifakı. Türkiye ittifakı kimden oy alır? Türkiye ittifakı, Türkiye’yi seven herkesten oy alır. Milli takım gol atınca sevinen herkesten oy alır. Filenin sultanları şampiyon olduğunda ağlayandan, kızlarımız ağlarken gırtlakları düğümlenen herkesten oy alır. Türkiye ittifakı, renklerini ay yıldızlı al bayraktan alır. Kırmızı beyaz renkleriyle, ay yıldızlı al bayrağıyla, vatanını, ülkesini, milletini sevenleriyle biz Türkiye’yi kucaklamaya, Türkiye’yi kurtarmaya, Türkiye’deki sıkıntı çeken herkesi kucaklamaya geliyoruz.”

“YÜZLERİ GÜLDÜRMEYE DEVAM EDİN”

“Birileri sürekli beka sorunlarıyla korkutmaya kalksın. Türkiye’nin zamkı, harcı, derzi Türkiye ittifakıdır. Türkiye’yi kuran Atatürk’ün partisi Cumhuriyet Halk Partisidir. Ben hem Murat başkanımı hem başka ilçelerden de gelenler var. Kırklareli’ndeki bütün belediye başkanlarımızı her birinize emanet ediyorum. Seçime kadar adaydan çok çalışmak, adaydan çok koşturmak, gayret etmek hepimizin görevidir. Bundan sonraki süreçte çok daha güzel günlerde, çok daha güçlü bir Lüleburgaz, çok daha güçlü bir Kırklareli, çok daha güçlü bir Türkiye’de hep beraber el ele omuz omuza olacağız. Belediye başkanlarımız, hiçbir siyasi partiyi ayırmadan hizmet ettiler, devam edecekler. İşimiz gücümüz Lüleburgaz diyor. Ben de işi gücü Lüleburgaz olan Murat başkanıma, belediye meclis üyelerine başarılar diliyorum. Aynen bu şekilde çalışmaya, koşturmaya, Lüleburgaz’a hizmet etmeye, yüzleri güldürmeye devam edin diyorum. Hepinize başarılar diliyorum. Adaylarımızı size sizleri de Allah’a emanet ediyorum. Sağ olun var olun.”

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.