banner16

Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına yeniden aday olduğunu açıkladı

Yol haritasını açıklayan İmamoğlu, yerel seçimlerde İBB Başkan adayı olacağını resmen ilan etti. İmamoğlu, "Sözümü tutmaya devam edeceğim, İstanbul ittifakını kurmaya geliyorum" diye konuştu. 

15 Ağustos 2023
Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına yeniden aday olduğunu açıkladı

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Şehrimizin yağmalanmasına, adaletsizlik ve çevre katliamına karşı İstanbul'u bir kez daha savunmak için yola çıkıyorum. Dört sene boyunca olduğu gibi, 16 milyona eşit hizmet götürmek için yola çıkıyorum. Yoksulluğu söküp atan refah içinde bir şehir oluşturmak için yola çıkıyorum; Katılımı ve ortaklaşan aklı merkeze almak için, dünyanın tüm teknolojik yeniliklerine ve gelişimine ev sahibi olmak için yola çıkıyorum. Bu anlayışla 2019’da olduğu gibi, CHP’li yol arkadaşlarımla, farklı partilere gönül veren İstanbullularla, kentine sahip çıkan, oyuna sahip çıkan İstanbul gönüllüleriyle tekrar İstanbul ittifakını kurmaya geliyorum. İstanbulluları ve tüm yurttaşlarımı da bu yürüyüşe davet ediyorum” dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

“SEÇİMLERDEN SONRA NE YAZIK Kİ EKONOMİK KRİZ GİDEREK DERİNLEŞTİ"

 14 Mayıs Genel Seçimleri'nin üzerinden 3 ay geçti. Ne yazık ki bu yeni dönemde ekonomik kriz giderek derinleşti. Fatura her zaman olduğu gibi yine vatandaşımıza çıktı. Ama Sayın Cumhurbaşkanı hala tek haneli enflasyon masalıyla halkımızı oyalamaya devam ediyor. Yıllık TÜFE oranı TÜİK’in verilerine göre temmuz itibariyle yüzde 48 oldu. Gıda enflasyonu yüzde 60’ın üzerinde. Bırakın tek haneyi, bu gidişle üç haneli enflasyon yaşanacak endişesi içindeyiz. Aslında vatandaşın mutfağının gerçek enflasyonu uzun süredir zaten üç haneli. Seçim sonrasında, sadece temmuz ayında 30 yılın en yüksek aylık enflasyon artışını yaşattılar. İktidar enflasyonla mücadele edemiyor.

"3 AYDA, İKTİDAR MOTORİNE YÜZDE 105 ZAM YAPTI"

Dana eti 7 ayda yüzde 107 arttı. Savaş halindeki Ukrayna’da enflasyon yıllık yüzde 11, Rusya’da ise yıllık yüzde 4. Türkiye'nin sadece temmuz ayı enflasyonu yüzde 9,5. Yani Rusya'nın yıllık enflasyonun iki katından fazlasını biz bir ayda yaşamış olduk. Durumun vahameti için başka söze gerek var mı?  Hükümet yetkileri vatandaşı sık sık tasarrufa davet ederken sadece iki kamu bankasının 3 yılda reklam harcaması 2 milyar lira. Bu arada yeri gelmişken kamu bankalarının İBB’ye 4,5 yıldır tek bir kuruş kredi vermediğinin de altını çizelim.

"İKTİDAR ZENGİNİN CEBİNİ TIKA BASA DOLDURURKEN, HALKIMIZI AÇLIĞA VE ÇARESİZLİĞE MAHKÛM ETMEYE DEVAM EDİYOR"

Tasarruf sadece vatandaştan istenmez. 2023’te hedeflenen toplam vergi, ek vergilerle birlikte 4 trilyon 270 milyar liraya yükseltildi. Bu kadar verginin toplandığı bir coğrafyada açlık, yokluk, yoksulluk olmamalıdır. Şayet oluyorsa, orada çok büyük bir israf, adaletsizlik ve paylaşım sorunu vardır. İktidarın ekonomik tercihlerinin sonunda, toplumun en zengin yüzde 20'sinin toplam gelirden aldığı pay artarak bir yılda yüzde 48'e ulaştı. Buna karşın en yoksul yüzde 20'nin aldığı pay ise yüzde 6’ya geriledi. Zenginle yoksul arasındaki fark 8 katına çıktı. Özetle bu iktidar zenginin cebini tıka basa doldururken, halkımızı açlığa ve çaresizliğe mahkûm etmeye devam ediyor.

"İBB, İKTİDARIN BASKILARINA KARŞI DİRENCİN SİMGESİ OLDU"

Siyasi hayatımın en önemli amacı vatandaşlarımızı bu çaresizlikten kurtarmaktır, onlara yeni bir ufuk sunmaktır. Bu mücadeleyi son 4,5 yılda İBB Başkanı olarak verdim. Bu aynı zamanda bir demokrasi mücadelesiydi. Geçen 4 yılda İBB, iktidarın baskılarına karşı direncin simgesi oldu. Saraçhane, hukuksuz seçim iptaline ve içi boş 'Ahmak Davası' benzeri siyasi davalara karşı bir demokrasi meydanına dönüştü. Ama biz yılmadan ve asla vazgeçmeden yüksek azim ve iradeyle çalıştık. İstanbul için ürettik, İstanbulluya hizmet ettik. Kadınların fırsat eşitliğine kavuşması, istihdamı, eğitimi, sağlığı ve toplumsal hayata katılması için daha önce olmayan mekanizmalar kurduk. Bugün kreşlerden Kent Lokantaları'na, öğrenci yurtlarından istihdam ofislerine, Halk Süt desteğinden anne karta uygulamasına, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi'nin sosyal belediyeciliği ise ülkemizi sarmalayan yoksulluğa ve umutsuzluğa karşı verilen çabanın merkeziydi. Şehrimiz, açtığımız kütüphaneler, müzeler, sosyal alanlar, meydanlar, desteklediğimiz festivaller ile ülkemizin kültürel çölleşmesine karşı zengin tarihimizin, sosyal hayatın ve sanatın yeniden yeşerdiği bir vaha halini aldı. 

"İSTANBUL'U KAZANAN TÜRKİYE'Yİ KAZANIR"

 Şunu açıkça ifade etmeliyim ki mayıs seçimlerinden sonra iktidarın muhalefeti topyekûn tasfiye çabalarına en güçlü karşı koyuş başta İBB olmak üzere, ülkemizin metropollerinde gerçekleşecek. Öncelikle 31 Mart 2024 Mahalli Seçimleri'nde tüm vatandaşlarımızı demokrasimizi yeniden yeşertmek ve şehirlerine sahip çıkmak için beraber yol yürümeye davet ediyorum.  İBB Başkanı olarak, diğer belediye başkanlarımız ile omuz omuza, bu demokrasi mücadelesinin öncülüğünü tarihi bir sorumluluk olarak görüyorum. 'İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır.' Bu sözü önemsiyorum. Şüphesiz yerel seçimlerde İstanbul'u kazanmak büyük bir siyasi başarıdır. İstanbul'u kazanan belediye başkanı dünyanın en önemli ve en güzel şehirlerinden birine hizmet etme onuruna ulaşır. Eğer o kişi milletin ona tanıdığı bu fırsatı iyi değerlendir, milletin takdirini kazanırsa, bu başarı onu ulusal ve uluslararası siyasette başka noktalara taşır. Buna şüphe yok. Ama ben 'İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır' sözünü sadece seçim galibiyeti olarak anlamıyorum bu önemli başarıyı farklı bir anlayışla değerlendiriyorum.

"4 YIL BOYUNCA İSTANBUL, GELECEĞİN IŞILTILI TÜRKİYE'SİNİN GEREK TAŞIYICISI GEREK UFKU OLDU"

Benim düşünceme göre İstanbul, Türkiye'nin gelecek tahayyülünün hayata geçtiği şehir olmalıdır. İstanbul'da 16 milyon vatandaşımızın şehirlerinin eşit hissedarı olduğu bir anlayışın hâkim olması gerekmektedir. Bu eşit hissedarlık Cumhuriyet fikrine dayanır. 86 milyon vatandaşımızın da kendi ülkelerinin eşit hissedarı olacağı bir gelecek yeniden İstanbul'da yeşermektedir. Türkiye'mizde gerçek toplumsal barış ve gerçek milli birlik ancak Cumhuriyetimizin aslî amacını, yani yurttaşların, hiçbir ayrım gözetmeksizin, ülkelerinin, şehirlerinin, ormanlarının, ovalarının, dağlarının, sularının, tarihi mirasın ve geleceklerinin eşit hissedarı oldukları zaman gerçekleşecektir. 4 yıl boyunca, İstanbul'u dayanışmanın, refahın, demokratik katılımın, birbirini seven ve sayan yurttaşların bir arada mutlulukla yaşadığı bir şehir yapma ideali ile hareket ettik. İstanbul’un kadınlarına, gençlerine, çocuklarına, yaşlılarına yönelik icraatlarımızla bunu sağladık. Korunan doğası, tarihi ve canlı kültür hayatı ile zengin bir Türkiye hayalinin hayata geçtiği bir şehir oluşturmaya başladık. Yani dört yıl boyunca İstanbul, geleceğin ışıltılı Türkiye'sinin gerek taşıyıcısı gerek ufku oldu.

"2024’TE YAPILACAK OLAN YEREL SEÇİMLER BU FÜTURSUZLUĞA 'DUR' DEME SEÇİMİ OLACAKTIR"

İstanbul'un sorunlarını çözmek Türkiye'nin sorunlarını çözmektir. Kuşkusuz İstanbul uzun süre ihmal edilmiş devasa sorunlarla iç içe bir şehirdir. Şehrimizde tahammülü imkânsız hale gelen bir nüfus yoğunlaşması var. İktidarın teşvik ettiği sığınmacı ve mülteci akımı, trafik ve güvenlikten konut krizine kadar, farklı boyutlarıyla kentimizi boğuyor. Siyasi iktidarın, halkımızın, emekçilerin, emeklilerin, gençlerin ve kadınların dertlerini umursamayan ekonomi politikaları sonucu yükselen yoksulluk ve hayat pahalılığı toplumsal düzeni tehdit eder noktaya geldi. Cumhur İttifakı'nın icra ettiği ekonomi anlayışı mayıs 2023 seçimlerinden sonra iyice fütursuzlaştı. Vatandaşın yoksulluğu hızlandı ve derinleşti. İşte tüm bunlardan dolayı mart 2024’te yapılacak olan yerel seçimler bu fütursuzluğa dur deme seçimi olacaktır.

"BEN DE KADERİMİ İSTANBUL'LA MÜHÜRLÜ KABUL EDİYORUM"

İstanbul'un bu devasa sorunlarını çözmek aynı zamanda Türkiye'nin sorunlarının nasıl çözüleceğinin bir sınav yeridir, bir laboratuvardır. Tam da bu nedenle, evet, İstanbul'u kazanmak Türkiye'yi kazanmaktır. Biz 'İstanbul'u kalkındırmak, Türkiye'yi kalkındırmaktır. İstanbul’u güçlendirmek Türkiye’yi güçlendirmektir' şiarıyla iş yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Bizim yönetimimizdeki İstanbul, Türkiye'nin mutlu geleceğinin teminatı olmuştur. Demem o ki İstanbul ve Türkiye'nin kaderleri mühürlüdür. Bu nedenle ben de kaderimi İstanbul'la mühürlü kabul ediyorum. Hayatımı adadığım bu mukaddes şehre ve 16 milyon hemşerime en üst düzeyde hizmet etmeyi, Türkiye'ye hizmet etmek ve alternatif bir Türkiye vizyonu ortaya koymak olarak görüyorum. Aziz şehrimizdeki ihmal edilmiş ve onlarca yıl boyunca çözülmemiş devasa zorlukları tek tek alt edip, sorunları kalıcı bir şekilde çözerek, Türkiye'nin sorunlarının nasıl çözülebileceğini milletimize gösteriyoruz. Diğer bir ifade ile 25 yıllık bir dönemden sonra İstanbul'da oluşturduğumuz yeni yönetimle milletimize ‘başka ve çok daha mutlu bir Türkiye’ ihtimalinin var olduğunu kanıtlıyoruz. Tıpkı Ankara’da, İzmir’de ve partimizin, ittifakımızın yönetimi altındaki diğer şehirlerde olduğu gibi. Bu şehre ihanet ederek, hepimizin ortak evini gri bir beton yığınına çeviren rantçı, israfçı, ayrıştırıcı ve yoksullaştırıcı bu yönetime bu büyük milletin mecbur olmadığını gösteriyoruz. Şehrin gerçek sahibi olan halkın kendi şehrine sahip çıkmasını dahi tehdit olarak kabul eden, ağaç ve yeşil görünce rahatsız olan bu zihniyete karşı gerçek bir alternatifi olduğumuzu gösteriyoruz. Her yaştan ve kökenden insanlarımıza umut oluyoruz. Heyecan veriyoruz. Halkımıza bu karanlık dönemde başka bir geleceği yaşatıyoruz.

"SİYASETİ HEP TOPLUMLA OMUZ OMUZA YAPILAN DÖNÜŞTÜRÜCÜ BİR EYLEM OLARAK ANLADIM"

Bizi çeşitli mecralardan izleyen vatandaşlarımın tam da burada özenle kulak kabartmasını rica ediyorum: Ben hayatım boyunca bir koltuğa değil, bir misyona aday oldum. Bugün bu misyon Türkiye'nin yeni bir siyaset ve yeni bir yönetim anlayışına kavuşturulması misyonudur. Bu topraklarda cesur bir demokrasinin, adaletin, bölgemize ve dünyaya ilham kaynağı olacak özgürlüklerin, hukukun üstünlüğünün ve güçlü bir devletin yeniden tesisi öncelikli hedefimdir. Vatandaşın hayat kalitesini artırmak için yerelden neşet eden kapsayıcı, adil ve paylaşımcı bir kalkınma; insanlarımızın hayat güvenliğinin sağlanması için çevre krizi ve depreme karşı ödünsüz ve etkin önlemler; gelecek nesiller için gerçek bir refah toplumu ve yaratıcı-girişimci bir teknoloji hamlesi siyasal vizyonumuzun ana kolonlarıdır. Bu hedefler doğrultusunda güçlü ama demokratik, aktif ama denetlenen, cesur ama şeffaf bir liderlik anlayışının altını çiziyorum. Zira biliyorum ki cesur demokrasi; cesur bir toplum ve cesur liderlerle mümkün olabilir. Ben hayatımın hiçbir döneminde siyaseti sadece siyasal partilerden ibaret görmedim. Siyasi partiler demokratik hayatın vazgeçilmez ve önemli organlarıdır. Ama gücünü yerelden alan bir yönetici olarak siyaseti hep toplumla omuz omuza yapılan dönüştürücü bir eylem olarak anladım. O nedenle geçmişte olduğu gibi bundan sonraki yolculukta da benim yol arkadaşlarım gençler ve kadınlardır. Emekçiler ve güvencesizlerdir. Emekliler ve yaşlılardır. Engelliler ve keşfedilmeyi bekleyen girişimci ve yaratıcı zihinlerdir.

"2019 SEÇİMLERİNDEKİ GİBİ PARTİLER ÖTESİ İSTANBUL İTTİFAKINI KURMAK İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM"

İzin verirseniz bu vesile ile Türkiye'nin yönetiminden, yoksulluktan, demokrasimizin ölüme terk edilmesinden, özgürlüklerimizin elimizden alınmasından, emeğin sömürülmesinden, kültür hayatımızın çölleşmesinden, gençlerimizin, doktorlarımızın, ustalarımızın ülkelerini terk etmesinden isyan eden, kime oy verdiğine bakmazsınız, tüm yurttaşlarıma seslenmek istiyorum: Sevgili Yurttaşlarım: İstanbul Büyük Şehir Belediyesini korumalıyız. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bu iktidarın eline geçmesinin maliyetinin idrâkına varmalıyız. Geçen sürede gördük ki, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi'ni gayri hukuki yollardan elde etmek için birçok yol denendi; denemeye devam edecekler. Bunu şimdiye kadar halkımızın feraseti sonucu başaramadılar. Şimdi seçimlerde İstanbul'u tekrar kazanmak için bir araya gelmeliyiz, aramızdaki tartışmaları bir kenara bırakıp, odaklanmalıyız. Bu büyük başarı için, parti ayrımı yapmadan, beraberce hareket etmemiz gerekiyor. Ben 2019 seçimlerindeki gibi partiler ötesi İstanbul ittifakını kurmak için elimden geleni yapacağım. Muhalefet partilerinin de bu şuurla hareket edeceğine, bu meselenin partiler üstü bir mesele olduğunun anlaşılacağına gönülden inanıyorum.

"CHP'Lİ YOL ARKADAŞLARIMA DA SESLENMEK İSTİYORUM. BENİM DÜNYAMDA UMUTSUZLUĞA YER YOKTUR"

Bu vesile ile CHP'li yol arkadaşlarıma da seslenmek istiyorum: Mayıs 2023 seçimlerinde yaşadığımız hayal kırıklığı beni çok derinden üzmüştür. Bunu birçok vesile ile dile getirdim. Halkımızdan bu seçim mağlubiyetinden dolayı özür diledim. Bu hayal kırıklığının nedenlerinden biri de yenilginin sorumluluğunu üstlenme, gerçekle yüzleşme konusunda gerekli duyarlılığın gösterilmemesidir. 28 Mayıs gecesinden başlayarak ortaya konan tavır, partililerimizi, seçmenlerimizi anlamak ve hissetmek kaygısından maalesef uzaktır. Ne var ki benim dünyamda umutsuzluğa yer yoktur. Umudun önündeki bütün engelleri kaldırmalıyız. Ben bu mağlubiyetin partimizde köklü ve kapsayıcı bir tazelenme sürecinin başlamasına vesile olduğunu görüyorum.

"CHP KÜÇÜK İKTİDARLARIN PARTİSİ OLAMAZ. KÜÇÜK İKTİDARLARLA TATMİN OLAMAZ. BU ALIŞKANLIK SONA ERMELİDİR"

Fikriyatımızı geliştirip, çehremizi değiştirip, parti mimarimizi dönüştürdüğümüz taktirde biliyorum ki halkımız, bizim geleceğin Türkiye'sini onlarla beraber kurmamızı bizden talep edecektir. Şunu açık ve samimiyetimle ifade etmeliyim ki bu uğurda partimin değişimi-dönüşümü siyaset hayatımın çok önemli bir misyonudur. Yürüdüğüm ve ulaşmak istediğim menzil de bu değişim ve dönüşümdür. Sevgili Cumhuriyet Halk Partili yol arkadaşlarım, artık CHP seçim kaybedemez. Kaybetmemeli. CHP ikinci parti olmakla övünemez. Övünmemeli. Durum idare edemez. Etmemeli. Cumhuriyet Halk Partisi önderliğindeki toplumsal ve siyasal muhalefetin yerel seçimleri kazanması bir zorunluluktur.

"CHP TARİHİNİ ÇOK İYİ BİLEN BU KADROLAR, YENİDEN BİR TARİH YAZMAK İÇİN ÖNLERİNİN AÇILMASINI BEKLEMEKTEDİRLER"

CHP'liler, yüksek kazanma arzusu, azmi ve bilinciyle hareket etmek mecburiyetindendir. Önümüzdeki seçimlerde sadece belediye başkanlıklarını değil, belediye meclislerini de kazanmalıyız. Bunun için bütün örgütümüz, belediye başkan adaylarıyla birlikte bu değişim ve dönüşüm sürecini en güçlü şekilde tamamlayıp uyum içinde çalışmak, çalışmak, çalışmak zorundadır. Dünyada bağımsızlık savaşı örgütlemiş, ülke kurmuş çok az parti vardır. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk aynı zamanda ilk genel başkanımızdır. CHP küçük iktidarların partisi olamaz, küçük iktidarlarla tatmin olamaz. Bu alışkanlık sona ermelidir. İstanbul'dan Tunceli'ye, Edirne'den Diyarbakır'a, Trabzon'dan Kahramanmaraş'a, Manisa’dan Sinop’a CHP'nin geçmişi tertemiz kadroları, parti emekçileri, görevlere hazırdır. CHP tarihini çok iyi bilen bu kadrolar, yeniden bir tarih yazmak için önlerinin açılmasını beklemektedirler.

"BEN, PARTİMİN BİR EVLADI OLARAK, BU DÖNÜŞÜME İÇERİKLİ VE ETKİN BİR ŞEKİLDE KATKI SUNMAYA VAR GÜCÜMLE DEVAM EDECEĞİM"

Değişim-dönüşüm aynı zamanda köklü bir kadro hareketidir. Bu kadro hareketi genel başkandan yönetime, üye yapısından parti seçimlerine kadar pek çok hususu kapsamaktadır. Şunu ifade etmeme izin verin. Yenilenme, değişim, dönüşüm tabii ki kolay değildir ama bunu hep birlikte gerçekleştirmek zorundayız. Bu dönüşümü başaramadığımız takdirde milletimizin seçim sonrası oluşan hayal kırıklığının kalıcı hâle gelmesi en önemli risktir. Bu risk önümüzdeki yerel seçimlerin kazanılmasında çok büyük bir engeldir. Şunu açık seçik görmemiz gerekiyor. Demokrasimizin karşı karşıya bulunduğu asıl tehlike, milletimizin umutsuzluğu ve beklentisizliğinin kökleşmesidir, yapısallaşmasıdır. Halbuki bizim yaşanan hayal kırıklığını çok daha güçlü bir arzuya çevirmemiz hiç de zor değil. Bunu yapabiliriz. Ben, partimin bir evladı olarak bu dönüşüme içerikli ve etkin bir şekilde katkı sunmaya var gücümle devam edeceğim.

"İSTANBUL GÖNÜLLÜLERİYLE TEKRAR İSTANBUL İTTİFAKINI KURMAYA GELİYORUM"

İstanbul dünyanın en önemli merkezlerinden biridir. Üç imparatorluğun başkentliğini yapmış mukaddes bir şehirdir. Ecdadımız bize büyük bir kültürel ve doğal miras bırakmıştır. İstanbul'a hizmet, dünyaya hizmettir. İstanbul'a ihanet edilemez çünkü bu sadece Türkiye'ye değil, insanlığa ihanet olur. Ben büyükşehir belediye başkanı olduğumda tüm halkımıza bu mukaddes şehrin en başarılı belediye başkanı olacağıma söz verdim. Bu sözü tutmaya devam edeceğim. Sözlerime son verirken şunu ifade etmek istiyorum. Şehrimizin yağmalanmasına, adaletsizlik ve çevre katliamına karşı İstanbul'u bir kez daha savunmak için yola çıkıyorum. Dört sene boyunca olduğu gibi 16 milyona eşit hizmet götürmek için yola çıkıyorum. Yoksulluğu söküp atan refah içinde bir şehir oluşturmak için yola çıkıyorum. Katılımı ve ortaklaşan aklı merkeze almak için, dünyanın tüm teknolojik yeniliklerine ve gelişimine ev sahibi olmak için yola çıkıyorum. Bu anlayışla 2019’da olduğu gibi CHP'li yol arkadaşlarımla, farklı partilere gönül veren İstanbullularla, kentine sahip çıkan, oyuna sahip çıkan İstanbul Gönüllüleriyle tekrar İstanbul ittifakını kurmaya geliyorum. İstanbulluları ve tüm yurttaşlarımı da bu yürüyüşe davet ediyorum. Sevgili CHP'liler, kıymetli İstanbullular, aziz vatandaşlarım: Her şey çok güzel olacak. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.” 

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Haliç Kongre Merkezi’nde yaptığı basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. İmamoğlu ile gazeteciler arasındaki soru cevap şu şekilde oldu:

"BEN 28 MAYIS'TAN SONRA YAPTIĞIM AÇIKLAMADA NEREDEYSEM TAM DA ORADAYDIM"

- İBB Başkanlığı'na aday olduğunuzu açıklamış oldunuz. Bu durumda 29 Mayıs'ta ilan ettiğiniz değişim çağrısının muhatabı kim olacak? Yani CHP ekim ayının sonunda kurultaya gidiyor. Bu durumda kurultayda bir adayı destekleyecek misiniz? Bu isim acaba Özgür Özel ‘mi olacak? Yahut bir başka isim mi? 

İmamoğlu: Öncelikle şunu söyleyeyim. Ben 28 Mayıs'tan sonra yaptığım açıklamada neredeysem tam da oradaydım. Bu işin tam da göbeğindeyim. En üst düzeyde bu sürece dönük mücadeleyi vereceğimi konuşmamda da söyledim. Tabii bugünden varsayımlar üzerinden konuşmayı doğru bulmuyorum. CHP'nin kurultay tarihi belli değildir süreç olgunlaşacaktır. Şu anda kongreler sürüyor. Ben bugün bu açıklamaları yaparken özellikle başta İstanbul’da kongrelerin nasıl bir dönüşüm seyri içerisinde olduğunu gözlemliyorum. Bu bağlamda bu kritik evrede yaptığım açıklamanın ne kadar sorumluluk bilinciyle dolu olduğunun da altını çizmek isterim. İfade edeyim ki bu değişim ve dönüşüm sürecinde elbette ki temennilerim vardı. Bu temennilerimi birebir kendi isteğimle, kendi talebimle 4 kez sayın genel başkanımıza ilettim. Tekrar bu iletimi burada ifade edeyim. O da şudur ki ben hala sayın genel başkanın değişim ve dönüşüm sürecinin liderliğini yaparak partimizin tüm kadrolarıyla yenilenmesiyle bir siyasi parti mimarisiyle geleceğe coşkulu bir şekilde ulaşmasını sağlayıcı bir süreci hazırlaması gerektiğini düşünüyorum. Bu talebimi buradan tekrar edeceğim. CHP'nin tarihini bilen, geçmişi tertemiz evlatları vardır. Bunlardan ismi geçtiği için sorunuzla söylüyorum biri Özgür Özel'dir. Başkaları da vardır. Bunlar zaman içerisinde konuşulur.

“2024 YEREL SEÇİMLERİNDE 2019’DAN DAHA GÜÇLÜ İTTİFAKIN KURULABİLECEĞİNE YÜREKTEN İNANIYORUM”

- Şimdi yeniden ittifak sağlanacağına inanıyor musunuz? Bu nasıl olacak? 

İmamoğlu: Gerçek ittifaklar toplum tabanında kurulur. Ben siyaseti toplumda yüz yüze yapıyorum. Her gün vatandaşlarımızla bir aradayım. Bu büyük toplumsal ittifakı hangi partiye oy vermiş olursa olsun yaşıyorum, görüyorum, derinden hissediyorum. Bunu destekleyici çok fazla bilgiye ve araştırmaya sahibim. Az önce ifade ettiğim gibi en şuurlu şekliyle, bilinci yüksek bir iş birliğiyle biz bu ittifakı 2019’dan daha güçlü bir şekilde kurabilmemiz mümkün. Elbette ki bunun en önemli unsurlarından birisi de siyasi partilerin bu ittifak sürecine vereceği katkılardır, desteklerdir. Tam da burada doğru bir süreç tariflediğimizde, burada en ana misyonu kendi partime yüklemekle birlikte, doğru bir süreç tarifi olduğunda 2024 yerel seçimlerinde 2019’dan daha güçlü bir siyasi partiler ittifakının da kurulabileceğine yürekten inanıyorum. Bugün bu inançla, bütün bu cümleleri kurmuş durumdayım.

"ÇOK BÜYÜK BİR KAZANIMLA İSTANBUL'DA MİLLETİN İKTİDARININ KURULACAĞINI ŞİMDİDEN GÖREBİLİYORUM”

- 2019’da deyim yerindeyse bir ‘voltran’ oluşmuştu. İşte Canan Kaftancıoğlu İl Başkanı sizin azminiz, seçmenin heyecanı. Şimdi o ‘voltran’ın dağıldığını görüyoruz. Yeniden böyle bir şey oluşabilir mi? Adaysanız diğer ilçelerdeki adaylarla ilgili düşünceniz nedir? Onu da merak ediyorum

İmamoğlu: Ben parti süreçlerini, parti disiplini iyi bilen bir insanım. Bazı parti içerisinde görevi olan kişilerin kamuoyunda yaptığı bir kısım açıklamalar ne kadar kritik bir disiplin sorunu ise benim de adayım demem aynı sorunu içerir. Ben adayım demedim yola çıkıyorum dedim. Bu bakımdan bu yolcuğun güçlü olduğunu görüyorum. O gün çok daha zor koşullarda toplumsal bir ittifakı oluşturduk. Tam 7,5 ay kampanya yürüttük. Elimizden seçim alındı. Bunun için de o süreci de başarıyla yürüttük. Evet şu anda da bir seçimi kaybeden taraf olarak bir travmamız var bunu biliyorum. Ama buradan bir sıçrama gücümüz de var. O sıçramayı toplumla başarabiliriz. Bu bağlamda gerçekten en büyük güvence olarak toplumun ve başta gençlerin, başta kadınların ifade edeyim ki hatta çocukların o sıçrama bilincini yaşayan birisi olarak o bahsettiğiniz ‘voltran’ diye tariflediğiniz pozisyonun çok daha ötesinde bir pozisyonla karşı karşıyayım. Bunun içindeki bütün umut ışığıyla ifade ediyorum. Diğer konular aday vesaire parti içi meseleler, işte tam da söylediğim gibi yeni bir siyaset mimarisi, yeni bir bilinç, yeni bir fikriyat, yeni bir anlayışla çok daha rasyonel çok daha kazanmaya odaklı bir o kadar da yönetmeye odaklı bir anlayışla çok büyük bir kazanımla İstanbul'da milletin iktidarının kurulacağını şimdiden görebiliyorum.

"GENEL BAŞKANIMIZLA BÖYLE BİR MESAJLAŞMAMIZ OLMADI"

- Dün meslektaşımız Barış Yarkadaş, Kılıçdaroğlu'nin size "Aday değilsen İstanbul’a bir aday hazırlayacağım. İstanbul'u bu tartışmalara harcatmam" dediğini yazdı. Bugünkü açıklamanızı yapmadan evvel Genel Başkan'la bir istişarede bulundunuz mu? 

İmamoğlu: Genel başkanımızdan böyle bir tekil kiple hele hele hiçbir zaman bir mesajlaşmamız olmadı. Çok saygı ve sevgi çerçevesinde mesajlaşmalarımız oldu. Bu bağlamda böyle bir mesajlaşmamız yoktur. Aylardır ya da 120 gündür Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'a adaylığı konusundaki tartışmalar, açıklamalar vesilesiyle yapılan yalan yanlış yorumların doğru olmadığını ifade edeyim. Şunu yapanları saygıyla karşılıyorum Ekrem İmamoğlu şöyle bir yol yürümelidir, böyle bir yol yürümelidir. Siyasi tahmin ve içerik üretenleri saygıyla karşılıyorum ama sanki bir konuşma olmuş gibi bunu yayan insanların bu bakış açısını gerçekten hayretle izliyorum. Lütfen beni benden dinleyin. Buna benzer bir soru burada, dördüncü yılın raporunu sunduğumda da bana sorulmuştu, orada da söyledim. Ben Sayın Genel Başkanıma bir değişim ve dönüşüm sürecinin zaruri olduğunu, şart olduğunu ifade ederken, kendimle ilgili hiçbir şart koşmadan süreci ifade ettim ve anlattım. Ben bu süreci koordine edebilirim, en önde koşabilirim dediğimi, sohbetin içinde genel başkanlık vesaire gibi bir şartım zaten olmaz, olamaz, yani böyle bir şey olmaz. Partinin kurulları, heyetleri, kongreleri vardır. Bunu ifade ettiğimi defalarca söyledim. Tabii sonradan tartışma, Ekrem İmamoğlu İstanbul'da kalmalı, İstanbul'a ne olacak vesaire gibi birtakım zeminleri oturtulmuş olsa da beni benden dinleyiniz ki benim makam üzerinden ne bir tayinim ne bir tarifim asla olmamıştır. İfade ettim konuşmamda, benim misyonum siyasi anlamda geleceği, ülkenin geleceği misyonudur. Koltuk üzerinde asla bir tartışmanın parçası olmadım olmam. 2019’da olmadığını partim de bilir ve bunu en yakından bilenlerden birisi de benim kıymetli genel başkanımdır.

"DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM MESELESİ, BİR KİŞİNİN DİLİNDEN VE ZİHNİNDEN ÇIKACAK BİR MESELE DEĞİL"

- Olur da Kemal Kılıçdaroğlu kurultayı kazanırsa planınız ne? Kalır mısınız belediye başkan adaylığınızı geriye çeker misiniz? Kendisiyle en son ne zaman görüştünüz? 

İmamoğlu: Varsayımlarla bir kere konuşmanın çok doğru olmadığını ifade edeyim. Bugün Sayın Genel Başkanımızın kurultayda aday olup olmadığını dahi bilmiyoruz. Kurultayın ne zaman olacağını dahi bilmiyoruz. Böylesi bir varsayım süreciyle tariflerin yapılmasını kendi adıma doğru bulmam. Genel başkanımızla tabii ki farklı vesilelerle görüşüyoruz, elbette mesajlaşıyoruz. Ama mesajlarımız bazen belediyemizin bir işleyişi üzerine ya da belediyemizle ilgili ya da İstanbul'la ilgili birtakım hususlarla ilgili olmuştur. Siyasi zeminde benimle ilgili bir irtibatı olmamıştır onu ifade edeyim. Telefonla ya da sesli olarak da en son kendilerini yine Tunceli'den memleketinden, doğduğu şehirden arayarak oradaki ziyaretimle ilgili bilgileri paylaşmıştım. Bakınız değişim ve dönüşüm meselesi bir kişinin dilinden ve zihninden çıkacak bir mesele veya bir tariflenecek bir içerik olmaz, olamaz, doğru da değil. Açtığımız web sitesine 200 yüz binin üzerinde mail geldi. Bunu onlarca ekip arkadaşımla yorumluyoruz, tarifliyoruz. Bu konuda partililerimiz, parti yöneticilerimiz, mevcutta görevi olan milletvekilleri, yöneticiler birçok insan katkı sunuyor çalışıyorlar. Bu benim dışında da etrafımda da dönen birtakım hususlar, yani açıkçası partimizin değişimi ve dönüşümü en kapsayıcı şekliyle en doğru biçimiyle tariflenecektir. Bu bir anda yazılıp çizilecek bir mesele de değildir. Gelişime açık olmalıdır, inovatif olmalıdır, sürdürülebilir olmalıdır, kapsayıcı olmalıdır. Bunun da anlamı yeni gelen fikirleri de içine katabilmelidir. Böyle bir yol alırsanız o zaman geleceğin siyasetini, geleceğin CHP yönetim anlayışını tarifleyebilirsiniz. Ben de elbette fikirlerim var, fikirlerimi katıyorum. Yaptığımız istişarelerde, ortamlarda dönem dönemde var olan fikirlerimi bir kısmını kamuoyuyla da paylaşıyorum. Bunu da paylaşmaya devam edeceğim.

"İTTİFAKLARA BUGÜNÜN İKTİDARI DAHİL DİĞER PARTİLER DE MECBURDUR"

- CHP'de değişim ve dönüşüm olmazsa ya da toplumun beklediği gibi olmazsa ve ittifak sağlanamazsa İstanbul'da kazanma şansınızı nasıl görüyorsunuz?

İmamoğlu: Türkiye'de yeni bir siyaset dönemi başlamıştır. Açıkçası her ne kadar 2017’de referandum yapılmış ve yeni bir rejim, sistemin hayata geçtiğini biliyorsak da ben bunu birkaç yerde de söyledim burada da söylemekten geri durmayacağım. 2023 seçimleri de aslında bir referandumun daha kaybedildiği bir seçimdir. Dolayısıyla aslında ülkede şu anda var olan bu sistemin gereği, önde partilerin konuşulacağı ne genel seçim ne de yerel seçim süreçlerini yaşayamayacağımızı gösteriyor. Bu bağlamda ittifakın biçimi, şeklini bilemem. Ama mutlak ama şehirlerde ama genel kavramlarda ittifaklara bugünün iktidarı dahil diğer partiler de mecburdur.

"İTTİFAK SÜREÇLERİNİN ORGANİZE EDİLMESİNDE EN BAŞ SORUMLU MUHALEFET ADINA CHP'DİR, BENİM PARTİMDİR"

Bu bağlamda ben başka siyasi partilere sorumluluk yüklemeyi hadsizlik kabul ederim. Çünkü benim bir partim var CHP. Ülkede ittifak süreçlerinin koordine edilmesi veya organize edilmesinde de en baş sorumlu muhalefet adına CHP'dir, benim partimdir. Bu bağlamda bizim ne yapacağımıza ne yapmamız gerektiğine bakmalıyız. Elbette umut ederiz ve arzu ederiz ki şu bakış açısıyla diğer siyasi partiler de süreçlere bakarlar ve ülkemizin geleceği ve demokrasisi adına böylesi sağlıklı bir zeminde var olmayı kabul ederler diye düşünüyorum. Ama bunun oluşması için elbette ki CHP olarak benim partimin, bizlerin yapması gereken çok çok çok önemli sorumluluklar vardır. Hem bir kısım doğrularımızı tekrarlamak hem de hatalarımızı düzeltmek ve hatta ittifak mimarisini biraz daha geliştirmeye yönelik adımlardır bunlar. Bu bağlamda şunu ama altını çizerek ifade edeyim. Ben 2019’da başta o dönem ittifak yaptığımız İYİ Parti olmak üzere toplumsal ittifak adına bütünleştirici İstanbul ittifakı kavramını ortaya attıktan sonra, o günden bugüne 4,5 yıllık faaliyetlerimizde ittifak yaptığımız siyasi parti veya siyasi gruplar veya toplumun farklı kesimleri ile gerçekten ittifak şuuruna, ittifak ahlakına, erdemine yakışan ve aynı zamanda toplumu da bir bütün kabul ederek 16 milyon insanına en özenli şekilde hizmet etme bilinciyle hareket eden ittifak şuurunun en örnek noktalarından biri olduğumuzu ve bunu başardığımızı iddiayla ifade etmek isterim. Bu laboratuvar gibi tariflediğim İstanbul Modeli'ni biz yine partimizin bu süreçte uygulayacağı çalışmalarda en öne koyarak anlatıp o değişim dönüşüm sürecinin de önemli bir parçası haline getirip, yeniden 2024 ittifakını güçlü mimarisiyle başaracağımıza inanıyorum. 

"BİZ ŞU ANDA X PARTİ'NİN İKTİDAR OLDUĞU BİR İLÇEYİ ONDAN DAHA İYİ BİLİYORUZ"

- Geçen yerel seçimlerde ilçe belediye başkanı adaylarının doğru belirlenmemesi nedeniyle bazı ilçelerin kaybedildiğine yönelik eleştiriler vardı. Bu seçimde ilçelerde aday belirleme konusunda nasıl bir rasyonel yol izlenir ve bu yol izlemede en başta siz mi olacaksınız? 

İmamoğlu: İstanbul’un parti içi karar alma mekanizmaları süreciyle ilgili tabii ki burada yorum yapmam doğru olmaz ama şunu ifade edeyim. İstanbul'un 39 ilçesinin çok sağlıklı röntgeni, ihtiyacı, toplumsal çeşitliliği, demografik içeriği hangi ihtiyaçlarının nasıl çözümlerle insanlarını mutlu edeceği noktasında bizim yönetimimizin, planlama gruplarımızın elinde tuttuğu veriler ve çalışmaların başka bir kurumda olduğunu, olabileceğini düşünmüyorum. Biz göreve başladığımız ilk andan itibaren, hatta onun öncesindeki hazırlık evresinden bu yana İstanbul'un hem bugününe hem yarınına hatta 2050 yılına hazırlanan bir kadroyuz. O bakımdan biz şu anda X Parti'nin iktidar olduğu bir ilçeyi ondan daha iyi biliyoruz. O ilçedeki belediye başkanından ya da heyetinden daha iyi bildiğimizi iddia ediyoruz. İhtiyaçlarını hem de İstanbul bütüncül bakışıyla biliyoruz. Dolayısıyla bu bakış açısıyla bu sistematik rasyonel, bilimsel, teknik bakış açısıyla biz İstanbul'da öngördüğümüz şekliyle partimizin elbette ki bahsettiğim o değişim dönüşüm süreci ve evrelerinin güçlenmesiyle, çok sağlıklı kararlar alarak, rekor sayıda bir ilçeyi milletin ittifakına, İstanbul ittifakına kazandıracağımızı görebiliyorum. 

"RİSK ALMADAN BAŞARI OLMAZ. EVET RİSK ALIYORUM, ÇOK CESUR BİR KARARIN VAR OLMASI GEREKTİĞİNİ DE BİLİYORUM"

- Çok muhtemel 2028'de Cumhurbaşkanlığı'na aday olacaksınız. Bir büyük bir risk üstlenmiyor musunuz? Eğer belediye başkanlığına aday olur ve kaybederseniz geleceğe dair çok ciddi siyasi tehlikeler altına girmeyecek misiniz? Yerel ittifak için HDP ve İYİ parti ile görüşüyor musunuz?

İmamoğlu: Risk almadan başarı olmaz. 2019’daki siyasal risk, aslında bugünle kıyaslanmayacak ölçüde bir büyük riskti. Ama ben riske ya da geleceğe dönük tasarımlara bakarken kişisel olarak nerede olacağıma değil, düşüncelerimin nereye evrileceğine ve ne şekilde fikirlerimin hayata geçeceğine dair motivasyonla hareket ederim. Bu bağlamda ben başarılı olduğumuzda çok özel bir İstanbul'u, çok güzel bir İstanbul'u var edebileceğimizi, bu karakterle var olan bir İstanbul'un da aynı şekilde çok farklı, çok çağdaş, 21’inci yüzyılın bütün unsurlarıyla temsilini, en güçlü Türkiye'yi var edebileceğimizi görüyorum. Bu bakış açısında ben kişisel olarak nerede olmalıyım sorusu asla yok. Bütün bunlar zaman içerisinde konuşulacak işlerdir. Ama evet risk alıyorum, çok cesur bir kararın var olması gerektiğini de biliyorum. 2024’te rakibimin kim olduğunu da biliyorum. Bu yolculuğa çıkarken de kararlılığın altını çiziyorum tekrar. İttifak süreçlerine dair hassasiyetimi, 4,5 yıllık yönetimimde nasıl özenli davrandığımı az önce ifade ettim. Toplumun her kesimiyle diyalogdayım. Hiçbir kesimi asla ihmal etmemeye gayret ettim. İnanınız burada belki en özenli davrandığım gruplardan birisi de gerçekten bugünün iktidara oy veren kesimler. Onlarla da diyalog içindeyim. Potansiyel olarak baktığınızda en yüksek oya sahip gruplardan birisi olan bugünkü iktidar partisinin oy grubu, benim en fazla oy hedefine koyacağım kitle, dolayısıyla onların da halen ve bundan sonraki süreçte de başta çocuklarının, gençlerinin kalbini kazanmaya dönük politikaların devam edecek. Benim esas inancım şu anda toplumsal ittifak sürecidir. Ardından elbette ki partilerin ittifakı da bütünleşerek gelecektir. Bu zeminde ben bütün siyasi partilerle bu anlamda irtibat kurduğumu ve toplumsal zeminde güçlü bir bağımız olduğunu görebilirim.

"DÖNÜŞÜMÜ DESTEKLEYEN SONUÇLAR ÇIKIYOR"

- CHP’de başayan kurultay sürecini yakından takip ediyor musunuz? Gerçekten bir değişim talebi var mı çıkan sonuçlara baktığınız zaman?

İmamoğlu: Dönüşümü destekleyen sonuçlar çıkıyor, en doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine. İstanbul'un mevcut ilçelerinde ve bundan sonraki ilçelerden de aynı sonuçların çıkacağına inanıyoruz. Bakın ben buradan CHP'li yol arkadaşlarıma çok samimi, çok içten seslendim. Şunu ifade ediyorum. Ben ve CHP'lilerin tamamında, seçim kaybetmekle başarılı elde edemeyeceğini düşünüyorum. İkinci parti olmakla mutlu olamayacaklarına inanıyorum ki ben mutlu olamam. O bakımdan bundan sonraki süreçte doğruları yapan ve seçim kazanan ve küçük iktidarlarla da mutlu olmayan bir CHP örgütü olmak, toplumun içine karışmak, üye sayımızı arttırmak istiyorsak, gerçekten farklı bir döneme, farklı bir mimariye en güçlü şekilde ihtiyacımız var. Ben bugüne kadar bunun karşılığını İstanbul'daki yapılan seçimlerden gördüğümü hissediyorum. Bundan sonra da artarak devam edeceğini görüyorum. Bu bağlamda 'Yakından takip ediyor muyum' elbette sonuçlarını takip ediyorum. Ama ben ilçe ilçe meseleye başka türlü bir biçimde müdahil olmayı zaten kendi adıma doğru bulmam. Ama olan biteni takip ediyorum. Çünkü o süreçleri çok yaşadım. 4,5 sene ben ilçe başkanlığı yapmış birisiyim. Partinin üyesi, ilçe başkanı, ilçe belediye başkanı ve büyükşehir belediye başkanı kronolojisiyle gelen birisi olarak, bu süreçleri iyi okuyabilen ve oradaki üyenin duygularını iyi anlayabilen, o duyguların nasıl bir gelecek arzuladığını iyi görebilen bir insan olduğumu düşünüyorum.

"ADAYIM DEMEK, ZATEN SİYASİ OLARAK DOĞRU DEĞİL. ADAY OLMANIN USULLERİ VE SÜREÇLERİ VARDIR"

- Bu basın toplantılarınızı bir uzlaşma çağrısı olarak algılamak mümkün mü?  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olduğunuzu ya da olmadığınızı neden açıkça dile getirmediniz. Herhangi bir rezerviniz mi var?

İmamoğlu: Yola çıktığımı ifade ediyorum ama bu böyle 'Adayım' demek kavramı zaten siyasi olarak doğru değil. Aday olmanın usulleri ve süreçleri vardır. Uzlaşma da zaten benim doğal kültürümde olan bir şey ama yanlışla uzlaşmam, doğruyla uzlaşırım. O bakımdan doğruları ortaya koyarak ortaklaşan akılla her türlü uzlaşmayı elbette ki parti içinde de parti dışında da toplum bütünlüğünde de her zaman destekler ve yanında olurum. Zaten ben her zaman istişareye açık, uzlaşmaya açık, ortaklaşmaya açık bir kültüre sahibim. Çünkü bahsettiğimiz mesele İstanbul veya ülke meselesi kişisel bir beka, kişisel bir saplantı meselesi asla olamaz olmamalı. Bu bağlamda toplumu, milleti, partiyse, partilileri düşünerek hareket etme sorumluluğunu içerir. Ben bu sorumluluk duygusuyla hareket edeceğimi tekrar buradan bütün partililerime duyurmak istiyorum.

"ASLA KAÇAK GÜREŞMEM, MESELENİN HİÇBİRİNDEN KAÇMAM"

- CHP'deki tartışmaların sizi sınırladığını düşünmüyor musunuz? Geçen yaptığınız toplantıdali Ekrem İmamoğlu ile bugünkü arasında frak olhduğunu düşünüyor musunuz?

İmamoğlu: Şunu söyleyeyim kısaca. Ben bir bütüne önce parça parça bakıp sonra bütünleştirmek zorunda olan bir insan olmalıyım. Bu pazılın parçalarından birisi de elbette ki benim partim, onu yok sayamam. Ama benim elbette ki büyük hayallerim var ülkem adına. Her bireyin olduğu gibi ülkemin gelecek taahhülü var, dünyadaki konumu var. Hatta dünyayla ilgili düşüncelerim var ama ekonomik, ama sosyolojik, ama iklim, ama başka hususlarda. Bu bağlamda hem geniş bakabilen hem de dar alanda partimle ilgili süreçleri analiz edebilme gücüne, birikime sahibim. Buralardan da geri durmam. Ama büyük fotoğrafı da asla ıskalamam. Yani asla kaçak güreşmem, meselenin hiçbirinden kaçmam. Doğruları söylerim ve doğruları yakalama çabası içerisinde olurum. Bunlardan biri de CHP: Elbette ki İstanbul, elbette ki Türkiye, elbette ki dünya beni hep böyle göreceksiniz. İnşallah çok güzel günlerde bir arada olmak dileğiyle.” 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.