Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye, uluslararası ilişkilere damgasını vuran, birçok kritik başlıkta dahli aranan, tavrı yakından takip edilen oyun kurucu bir ülke haline gelmiştir" dedi. Tahıl Koridoru anlaşması için, "17 Temmuz itibarıyla askıya alınan girişimin, kapsamı genişletilerek tekrar uygulanması için temaslarımız devam ediyor" diyen Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşı için de, "Türkiye ilk günden itibaren takındığı dengeli ve hakkaniyetli tavırla bu krizin çözümünde anahtar ülke rolünü üstlenmiştir" ifadesini kullandı.
14. Büyükelçiler Konferansı, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın ev sahipliğinde, bakanlığın yurt dışında ve merkez teşkilatında görevli tüm büyükelçilerin katılımıyla 5-9 Ağustos'ta Ankara'da yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "14. Büyükelçiler Konferansı"nda katılımcılara hitap etti.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Üç kıtanın kalbinde yer alan Türkiye, hadiseleri tribünden seyredemez. Sahada ve masada güçlü olmak bizim için tercih değil mecburiyettir. Diplomasinin tüm imkanlarını, sert ve yumuşak güç unsurlarının tamamını kullanarak Türkiye'nin menfaatlerini korumanın derdindeyiz.
Türkiye, uluslararası ilişkilere damgasını vuran, birçok kritik başlıkta dahli aranan, tavrı yakından takip edilen oyun kurucu bir ülke haline gelmiştir.
Irak'la birlikte Türkiye'nin de toprak bütünlüğünü tehdit eden terör belasını ortadan kaldırıncaya dek operasyonlarımız sürecektir.
Tahıl Koridoru
Şüphesiz bu sorunun daha fazla çıkmaza girmeden çözümü, Batılı ülkelerin sözlerini yerine getirmelerine bağlıdır.
17 Temmuz itibarıyla askıya alınan girişimin, kapsamı genişletilerek tekrar uygulanması için temaslarımız devam ediyor.
Rusya-Ukrayna savaşı
Türkiye ilk günden itibaren takındığı dengeli ve hakkaniyetli tavırla bu krizin çözümünde anahtar ülke rolünü üstlenmiştir.
Kur'an eylemleri
Son haftalarda kimi Avrupa devletlerinde artık tahammül edilemez boyutlara varan İslam düşmanlığıyla mücadele için daha fazla çaba harcamamız gerekiyor. Türkiye, bu mücadelenin sancaktarlığını yapma sorumluluğunu, asırlardır olduğu gibi bugün de hakkıyla ifa edecektir. Kur'an-ı Kerim'e saldırıları engellemek, bu nefret suçlarının faillerinin hak ettiği cezayı almasını sağlamak Türk ve Müslüman olarak hepimizin asli görevi."