banner16

Ekrem İmamoğlu, İstanbul'da 4 yılda yaptıklarını anlattı

"3.5 yılda bir hükümetin bir yerel yönetime çektireceği ıstıraplar noktasında akla hayale gelmeyen süreçleri yaşadık" 

22 Haziran 2023
Ekrem İmamoğlu, İstanbul'da 4 yılda yaptıklarını anlattı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul’a Hizmette 4. Yıl” sunumu gerçekleştirdi. Konuşmasında bir kez daha "değişim" vurgusu yapan İmamoğlu, partisi CHP'ye "belediyeleri kaybedebiliriz" mesajı verdi. İmamoğlu, "Bir bütün olarak kendimizi, partimizi muhalefeti hep birlikte güçlendirmek yeniden inşa etmek ve kazanacak bir modeli hayata geçirmek zorundayız. En acil ve hayati ihtiyaç budur. Sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmenin yetmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Parti içi demokrasi vazgeçilmez prensibimiz olmalıdır. Değişmek zorundayız. Değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafeyi açtığımızı unutmamalıyız" ifadelerini kullandı.

Seçimlere yönelik partisi adına özeleştirilerde bulunan İmamoğlu, "Bugün içinde olduğumuz tablo sadece bir seçim yenilgisi tablosu değildir. Çaresizlik ve  ümitsizlik Türkiye’yi giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklediğini hep birlikte görmek zorundayız” dedi.

Konuşmasının başında 2019 yerel seçimlerinin tekrarlandığı 23 Haziran'ı hatırlatan İmamoğlu, iktidarı hedef alarak, "Kendilerini ne yazık ki ülkenin sahibi zannedenler o gün aslında güçlü bir şekilde derslerini aldılar. Anladılar ki; hiç kimse milli iradenin üzerinde değildir" diye konuştu.  3.5 yılda İstanbul'da hayata geçirdikleri projeleri anlatan İmamoğlu, "3.5 yılda bir hükümetin bir yerel yönetime çektireceği ıstıraplar noktasında akla hayale gelmeyen süreçlerin altını çizelim" diye de ekledi.

İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Her yıl dönümünde olduğu gibi insanlarımıza olan biteni anlatmak, insanlarımızla raporlarımızı paylaşmak, bir yılın hesabını verirken bir sonraki dönemin hangi adımları içerdiğini onlarla paylaşmak sorumluluğunu yerine getiriyoruz.

"Belki de tarihinde ilk kez İstanbul kendi ürettikleriyle en fazla meşgul olması gereken kurumla yani İBB ile ilk defa bu kadar iç içe oldu. 2019 öncesinde olan bitenin vatandaşın hiç gündeminde olmadığı bir zaman dilimi var iken 2019'dan bu yana ortaya koyduğu toplantıların her aşamasını kamuoyuyla paylaşmanın gururunu ve onurunu yaşıyoruz.

"CHP'nin bir ferdiyim ama..."

"Seçim bittiği andan itibaren gerçekten evet ben CHP'nin bir ferdiyim ve partime layık olmayı çok önemsediğimi herkes bilir ama seçildiğimiz andan itibaren devletimizin bir kurumunu yönetmenin tüm gereklerini, etik olarak, kurallarıyla yerine getirmenin sorumluluğunu taşıma bilinciyle partizanlığı asla kapıdan içeri sokmadan, vatandaşına layık olma bilincini ortaya koyma mücadelesinde olduğumuzu söylemek isterim.

"23 Haziran bu ülkeyi hukuk ve demokrasi rotasında tutma iradesinin mutlak zaferidir"

"4 yıl önce İstanbul ve Türkiye sizlerin de katkılarıyla, vatandaşların kararıyla, yeni bir döneme atışıyla beraber neler yaşadığını ve hissettirdiğini sunmaya başlamak istiyorum. Aynı zarftan çıkan 4 oydan yalnızca birini geçersiz ilan edip vatandaşın iradesini yok sayanlar kendilerini ne yazık ki kendini ülkenin sahibi zannedenler o gün aslında güçlü bir şekilde derslerini aldılar. Anladılar ki hiçbir güç milletin iradesi üzerinde değildir. Milletimiz o gün o demokrasi dersini vermeseydi Türkiye gerçekten çok daha karanlık günlere girerdi; milletimizi çok kötü yıllar bulurdu. 23 Haziran bu ülkeyi hukuk ve demokrasi rotasında tutma iradesinin mutlak zaferidir.

"Yaptığımız her işi özenle saygıyla aidiyet duygusuyla yapıyoruz, onun için ortak aklı ve ortak iradeyi arayarak katılımcı mekanizmaları sonuna kadar işleterek birlikte karar alıyoruz.

"İBB’nin bütçesinin her bir kuruşunu bu kadim kent için harcıyoruz"

"İBB’nin bütçesini inanınız bir evin içindeki bütçe gibi aile bütçesi hassasiyetiyle yönetiyoruz. Her bir kuruşu bu kadim kent için harcıyoruz. Bu şehirde eski yanlışları kapalı devre bir avuç insanın yönettiği anlayışı silip atıyoruz. Asla ama asla israfa geçit vermedik vermiyoruz.

"İstanbul tarihinin yıllık bazda en çok metro üreten yönetimiyiz"

"Trafik sorununu çözmek için kent içi hareketliliği ve yaşam kalitesini arttırmak için yatırımların aslan payını metroya ayırdık, ayırmaya da devam ediyoruz. İhmal edilmiş yılların farkını kapatmak zorundayız. İstanbul tarihinin yıllık bazda en çok metro üreten yönetimiyiz. Bu sadece şehrimiz ve ülkemiz için değil dünya için de önemli bir rekordur. 3.5 yılda toplam 46 istasyona sahip 46.2 km uzunluğunda 5 metro ve tramvay hattını hizmete açtık. Halen 8 metroda inşaatlarımız hızla devam ediyor.

"3.5 yılda bir hükümetin bir yerel yönetime çektireceği ıstıraplar noktasında akla hayale gelmeyen süreçleri yaşadık"

"3.5 yılda bir hükümetin bir yerel yönetime çektireceği ıstıraplar noktasında akla hayale gelmeyen süreçlerin altını çizelim. Düşün ki Türkiye’nin en önemli üç kamu kurumundan birisi İBB’nin devletin finansa kuruluşlarından bir kuruş dahi kredi alamadığı bir 3.5 yıl. Borçlanmalarda engellendiği bir 3.5 yıl. Pandemiden bahsediyoruz, ekonomik kriz döneminden bahsediyoruz, böylesi bir dönemde bahsettiğim güçlü yatırımları İstanbul’a kazandırdık.

Taksi sorunu ve UKOME

"Herkesin artık çok iyi bildiği, asla anlamlandıramadığı, komik durumlara düşürerek engellemelerini izlediği taksi sürecinde de 2800 taksi dolmuşun, yeni nesil taksilere dönüşümünü sağladık ve başardık. Umuyorum bu anlamsız ve iyi niyetli olmayan duruşlarından vazgeçerler.

"Akla sığmayacak işler!"

"Yıllardır belediyenin kendi yönetiminin çoğunluğunun olduğu bir UKOME mekanizmasına müdahale ederek oradaki çoğunluğu ele alarak sözüm ona İBB’nin ulaşımla ilgili iradesini sektere uğratıp işlerini engelleme çabasını ortaya koyma marifeti… İnanın akla sığmayacak işler bunlar.

"Vapur hatlarını 34'e çıkardık"

"2019'da göreve geldiğimizde deniz şehri İstanbul'da sadece 20 hatta şehir hatları vapurları çalışıyordu. Bunu tam yüzde 70 artışla 34 hatla vapurlarımızın halkımıza hizmet vermesini sağladık. 50 adet deniz taksiyi kendimiz üreterek hizmete sunduk.

"2.5 milyon İstanbullunun bir yıllık enerji ihtiyacını üretiyor hale geldik"

"Çöpten elektrik üretimini yüzde 55 artırarak, 2.5 milyon İstanbullunun bir yıllık enerji ihtiyacını üretiyor hale geldik.

"52 tane daha Gülhane Parkı büyüklüğündeki yeşil alanı İstanbulluların hizmetine sunduk"

"Yeşil İstanbul hedefimiz doğrultusunda kent ormanları yaşam vadileri korular açıldık. Bunların bir kısmı unutulmuş vadiler dere kenarlarıydı bir kısmı unutturulmak istenmiş ormanlar veya alanlardır. Toplam 7.5milyon metrekareden fazla gerçek anlamda aktif yeşil alanı kentimize kazandırmanın gururunu yaşıyoruz. Tam 52 tane daha Gülhane Parkı büyüklüğündeki yeşil alanı İstanbulluların hizmetine sunmuş olduk.

"Biz İstanbul’un her konusuna hassasiyetle eğiliyoruz"

"Biz İstanbul’un her konusuna hassasiyetle eğiliyoruz. Tarihini kültürünü bir aile yadigarı olarak görüp o duyguyla sahip çıkıyoruz. Geride bıraktığımız 4 yılda tam 630 yapıyı restore ettik. Art İstanbul Feshane, ki bu akşam açılışını yapıyoruz muazzam bir yer oluyor.

Erdoğan'ın "Kimin parasını kime veriyorsun" ifadesine atıf

"Anne kart ile 4 yaşına kadar çocuğu olan ve ne yazık ki bu şehrin gezemeyen yine ben seçimlerde sayın cumhurbaşkanı ifadesiyle ‘kimin parasını kime veriyorsun’ diye tabiri caizse bizi eleştirdiği bir hizmetin tam 532 bin anneye ulaştığını ve 4 yaşına kadar çocuğu olan bu annelerin çocuklarıyla birlikte ücretsiz seyahat ettikleri, bu zor ekonomik koşullarda onların bütçesine bir dirhem de nefes aldıran bir proje hayata geçirdiğimizin özellikle altını çizmek isterim.

İktidara gönderme: Onların tarihlediği “fetret devri”nin adı 16 milyona göre “büyük atılım devri”dir

"Onların tarihlediği 'fetret devri'nin adı 16 milyona göre “büyük atılım devri”dir. Bu nu atılımcı bir İstanbul’a dönüştürme konusunda kararlıyız. Gerçekten yaptıklarımızın listesi uzar gider.

"İstanbul’un yakın tarihi öyle büyük ihmal ve ihanetlerle dolu ki..."

"İstanbul’un yakın tarihi öyle büyük ihmal ve ihanetlerle dolu ki gerçekten şehrimiz adına zaman kaybetme lüksümüzün olmadığını biliyoruz.

İmamoğlu'ndan "değişim" mesajı

"Her değişim bir zihniyet devrimiyle başlar biz İstanbul’da vatandaşın şehre ve yerel yönetime bakış açısını değiştirdik. İstanbullular artık daha azına razı olmayacak: Yapılan her işte insana saygı şehre özeni talep edecek, bu şehirde bunsan böyle liyakat hakimdir diyecek. Bir avuç insanın eşi dostu değil, ya da bir kesimin mutlu edildiği değil milletin mutlu edildiği bir süreci her zaman isteyecek. Yapılan her işte şeffaflığı katılımcılığı talep edecek. İstanbullular artık daha azına asla razı olmayacak. İsrafa ihmale partizanlığa geçit vermeyecek. Değişim eldekiyle yetinmeme daha azına razı olmama duygusuyla başlar. İktidarlar bu duyguyu kaybettirmeye çalışırlar. İşe yaramadı. Vakti gelmiş değişimin önünde asla durulamaz. Gücü iktidar dayanağı ne olursa olsun göreceksiniz asla değişimin önünde duramaz. 23 Haziran bu gerçeğin kanıtlandığı önemli günlerden biridir. 23 Haziran buşehir için bir demokrasi zaferidir.

"21 yıllık iktidarın en zayıf olduğu bir dönemde hem meclis hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerini ne yazık ki kaybettik"

"Toplumsal kesimler arasında kutuplaşma ne yazık ki olabildiğince derinleşmiş, adalete güven tükenmiş halde. Bu haliyle ülkemiz demokratik dünyadan ne yazık ki çokça uzaklaşmış durumunda. Muhalefet bileşenleri olarak 21 yıllık iktidarın en zayıf olduğu bir dönemde hem meclis hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerini ne yazık ki kaybettik. Vatandaşın değişim talebine cevap veremedik. İktidarı değiştirecek bir güven ve umut ortamını ne yazık ki oluşturamadık.

"Çaresizlik ve  ümitsizlik Türkiye’yi giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklüyor"

"Bugün içinde olduğumuz tablo sadece bir seçim yenilgisi tablosu değildir. Çaresizlik ve  ümitsizlik Türkiye’yi giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklediğini hep birlikte görmek zorundayız.

"Bu şekilde davranırsak bulunduğumuz mevzileri de koruyamayız"

Muhalefetsiz rejimlerde vatandaşlar iktidarların merhametine terk edilir. Toplumun bizden esaslı bir çaba değişim ve güçlü bir yolculuğu beklediğini biliyoruz, bu değişimi gerçekleştirmek zorundayız. Vatandaşlarımızın beklentisini karşılamak zorundayız, yoksa asla ve asla bu şekilde davranırsak bulunduğumuz mevzileri de koruyamayız.

"Bu tablo devam ederse..."

Daha da kötüsü uzunca bir süre toplumsal muhalefetin değişim arzusunu ve umudunu kolay kolay yeniden harekete geçirmekte çok büyük güçlük çekeriz. Bu tablo devam ederse önümüzdeki yerel seçimlerde de elde etmeyi arzu ettiğimiz o üstün başarıyı elde etmekte zorluk yaşarız. Türkiye muhalefetini hep birlikte buradan çıkartmak zorundayız. Bunu çıkartmak yine her zaman olduğu gibi CHP’nin göstereceği kararlı değişim iradesine bağlıdır.

"Sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmenin yetmeyeceğini hepimiz biliyoruz"

Bir bütün olarak kendimizi, partimizi muhalefeti hep birlikte güçlendirmek yeniden inşa etmek ve kazanacak bir modeli hayata geçirmek zorundayız. En acil ve hayati ihtiyaç budur. Sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmenin yetmeyeceğini hepimiz biliyoruz.

"Değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafeyi açıyoruz"

Parti içi demokrasi vazgeçilmez prensibimiz olmalıdır. Değişmek zorundayız. Değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafeyi açtığımızı unutmamalıyız."

Soru-cevap

İsmail Saymaz: Sizin kemal beyden olağanüstü kurultaydan aday olmayacağım demesini talep ettiğinizi öğrenmiştim, KK ve chp enel merkezi çekilme veya aday olmama yönünde bir mesaj vermediler. Bu durumda siz ne yapacaksınız? Bu tepki karşısındaki yol haritanız ne olacak, CHP kurultayında aday olacak mısınız?

İmamoğlu: Genel başkanımızla ilgili çekil vs gibi tarifler benim adıma kullanılamaz. Böyle bir şey mümkün değil, hadsizlik olur. bizim değişime dair tariflerimiz olmuştur. Bir süre vermek gibi bir şey mümkün değil ama elbette ki bu haftayı önemsediğimi kendileri biliyor. Sürece dair bir tarif ya da değişimle ilgili konuştuğumuz kavramlara dair bir gelişme beklendiği doğrudur. Ama bu şahsi bir mesele değil toplumsal bir beklentidir. Beklentileri karşılayan bir grup toplantısı olmuş mudur ya da olmamıştır, O tabii CHP’lilerin takdiri. Ama benim Beklentilerimiz karşılamamıştır. Ben tamamen bir değişim sürecine talip olduğumu ve buna liderlik etmeye hazır olduğumu ifade ettiğim doğrudur. Ama bu bir süreç tarifidir kişisel bir makam tarifi değildir.

İmamoğlu: Muhalefeti inşa eden CHP konumu oturmadığı takdirde önümüzdeki yerel seçimlerin de ne yazık ki bir sorun olduğu; bu konuda iktidarla vereceğimiz mücadelenin yine iki parti mücadelesi değil ittifaklar mücadelesi olduğunu bu konuda da alınması gereken tedbirler olması gerektiğini ifade ettim. Tam da bu yolculuğu tariflediğimi bir makam tariflemediğimi, kurultayda ne olacağını tariflemediğimi, bu değişim içerisinde bunların detay kaldığını kendisine iade etmiştim. Hala da aynı fikirdeyim

Ruşen Çakır: Konuşmanızda yeni bir ittifak mimarisi tanımı dikkatimi çekti. Gördüğümüz kadarıyla şu ana kadar gerek iyi parti gerek yeşil sol bunlar büyük ölçüde son seçimde yaptıkları ittifakları sürdürmek istemediklerini beyan ediyorlar. Sizin bu değişim arayışınızda ittifaklar özel olarak iyi parti ve yeşil sol parti hakkında biraz daha bir şeyler söylerseniz sevinirim

İmamoğlu: Elbette ben iyi partiyi önemsiyorum. Çünkü 2019 seçimleri chp-iyi parti ittifakıyla kazanılmıştır. Karşımızda da akp-mhp ittifakı vardı ama ittifakın inşası tarifimden sadece iyi parti değil elbette ki muhalefetin unsurlarını tarifliyorum. Bu siyasi partiler ya da toplumsal ittifaklar da bu işin içine eklenebilir. Muhalefetin inşasından kastım şu, eğer bugün ittifakın mevcut unsurları 2019 ya da 2023’ün mevcut unsurları ittifaka dair olumsuz tarifler yapıyorlarsa işte tam da bu bizim sorumluluğumuz. Çünkü biz ittifakı domine eden bir partiyken bugün bu ittifak unsurlarının bu ittifak sürecinden çekilmelerini anlamak kavramak varsa bir sorun çözmek süreci bile değişim sürecinin bir parçasıdır. Partimiz olarak ortaya koyduğumuz iki husus var MYK değişimi ve kurultay takvimi. Bu asla benim değişim ile tariflediğim sürecin yüzde 3’ü bile değil. Bu bağlamda şu andaki bu muhalefet bileşenlerinin her birisinin mevcut durumunu en üst düzeyde önemsiyorum. Elbette şuanda kendi yorumlarını ya da kurultaylarında yapacakları açıklamalara dair yorum yapmam hadsizlik olur ama sonrasında da hem değişim sürecine dair tutumumla birlikte hem de İstanbul hem Türkiye’nin bütün yerel seçim sürecine sunabilecekleri katkılar prensibiyle takip etmeye ve diyalog oluşturulması yönünde de partimi zorlamaya devam edeceğim.

Göksel Göksu: Seçimin hemen ertesi günü yükselttiğiniz değişim talebi bugün yaptığınız bu konuşmayla en üst çıtaya ulaştı diyebiliriz. Bir tık daha taşıdık değişim talebini ve sizin bu talebi dillendirdiğiniz bu sırada il başkanlarıyla yapılan görüşmeye ilişkin bir açıklama geldi. Kılıçdaroğlu ve siz ne zaman yan yana bir açıklama yapabileceksiniz, yakın tarihte bunu görme ihtimalimiz var mı? Umudunuz ne yönde?

Yanıt: Bizim genel başkanımla buluşma sorunumuz olmadı asla olmaz her an olabilir bilmiyorum ama bizin yarın 23 Nisan demokrasi şölenimiz var açık havada kendilerini de davet ettik, henüz gelip gelmeyeceği konusunda net bir fikrim yok. Genel başkanımızla bir diyalog sorunumuz da asla yok. Ve belki de genel başkanımızla olan sohbetlerimizde kendimi kendilerine karşı sorumluluk hisseden bir belediye başkanı ve partili kimliğimle, rasyonel bütün duygularını aktarmak konusunda sıfır kaygı hissederek tüm içtenliğiyle düşüncelerimi aktaran bir kişiyim. Kendilerine sunduğum ne var ise bundan sonra da sunmaya devam edeceğim.

Candan Yıldız: Dediniz ki 81 ilin il başkanlarını hepsinin onayladığı bir metin olduğunu düşünmüyorum dediniz, 4 il başkanının kaleme aldığını söylediniz onlar hangi iller? İkinci olarak da genel merkezle sizin değişim kavramınız arasında baya ciddi bir fark var, tam olarak değişim derken neyi kastediyorsunuz?

İmamoğlu:  Aynı fikirde olduklarını düşünmüyorum dedim bu konuda çünkü benimle konuşan il başkanları var. İçerik olarak makul tarifler de var açıklamanın içerisinde. Burada bazı imalı ifadelerin CHP il başkanlarının topluca ortaya koyacağı açıklama metnine yakışır olduğunu düşünmüyorum. Yani değişimi tılsımlı vs gibi bir tarife oturtarak, tabiri caizse biraz da imalı bir cümleye dönüştürerek hatta değişimden yana mıyız, değişim konusunda örgüt bu konuda ne düşünüyor diye soran olmasa da gibi bir anlamsız yani ikili konuşur gibi bir metin yazılmaz. Hangi duyguyla yazıldı bilmiyorum. İl başkanlarının bu tarz cümleleri imalı cümleleri içine katarak hazırladığı bu metni kişisel muhabbetmiş gibi aktarış usulünü çok doğru bulmuyorum. Bu düşünceye 81 il başkanının tamamının da aynı fikirde olduğunu da düşünmüyorum.

Değişim meselesini bir kere aynı alışkanlıkları aynı uygulamaları yaparak seçimi kazanamayacağımızı ve kazanamadığımızı dile getirmiştik. Biz 2023 seçimini kaybettik. Ne yaptık da kaybettik? Efendim sandıklarda şunu yaptılar bu dili kullandılar, biz bunu zaten biliyoruz. O zaman biz n yapmalıydık kısmı benim için önemli.

Değişim mottosu Ekrem İmamoğlu’na ait bir motto asla değil içi bütün muhalif düşünceyle doldurulması gereken bir süreç ve bu süreç önümüzdeki yerel seçim ve bir sonraki genel sürücü kazanabilir.

Murat Sabuncu: Çok net bir şekilde kılıçdaroğlucular imamoğlucular gibi CHP içinde bir yapı görünmeye başladı. Bunun chp’ye yerel seçimlere 9 ay kala bir problem oluşturmaya başladığını düşünüyor musunuz? Bu iç tartışmalarla birlikte umutsuzluğu artıracağını düşünüyor musunuz? Yarın Meral Akşener’i çağırdınız mı?

İmamoğlu: Tabii ki çağırdım. Akşener’den de genel başkanımızdan da henüz bir dönüş ulaşmadı ama bildiğim kadarıyla zaten iyi partinin bir kurultayı var. Kurultay öncesi böyle bir programa katılması ne kadar mümkün olur bilemem. Böyle bir tartışma vahşi bir tartışma değil bence gayet nezaketli ve olgun bir tartışma süreci sürüyor.

Sabuncu: Siyasi yasaklığınız konuşuluyordu. Tekrar belediye başkan adaylığını konuşuluyorken zaten siyasi yasak potansiyeli var, en son Kuşoğlu söylemişti bunu, bu konudaki yorumunuz nedir?

İmamoğlu: Kötü olan partinin içinde böyle bir konunun gelmesi. “ama onun siyasi yasağı var” klişesiyle gündeme gelmesi çok acı, ne yazık ki çok vasat açıklama. Bu vasat açıklamanın sahibinin muhatabı ben değilim, genel başkan. Genel başkanımızın bu konuda gereğini yapacağına inanıyorum. Bu vasat açıklamaları birkaç kez anlamsız ve gereksiz zamanlarda dile getirmiştir. Keşke bunu dile getirirken mesela hiç yapılmamış bir biçimiyle, ilk duruşmadaki hakimin nasıl görevden uzaklaştırıldığını, yeni hakimin durumunu, mahkemeye müdahale süreçleriyle ilgili yargının iktidar tarafından nasıl müdahale edildiğini  dile getirerek bunu ifade etmiş olsa o vasatlığı pozitife doğru yönlendireceğim ama ne yazık ki çok vasat bir açıklama.

Gürkan Zengin: Sizden her şeyi duyuyoruz ama bu genel başkan değişmeli ifadesini duymuyoruz. Siz bir siyasi partinin genel başkanı olsanız kaç genel seçim kaybettiğinizde bırakırsınız?

İmamoğlu: Ben tabii değişimle ilgili fikrim farklı. Değişimin makul bir şekilde makul gürültüsüz olabileceğine olan inancım var. Belki bu benim aile kültürümden geliyor. Karadenizli ailelerde de değişim biraz sancılıdır. Kolay kolay makam mevki bir sahiplik devredilmez. Ama allah nasip etti benim babam bana 21 yaşında işi devretti. Ben bunun sorumluluğunu genç yaşta gördüm. Ve değişimi var etmiş bir babanın nasıl saygın bir şekilde konumlanacağını da iyi bilirim.

Konumlandırmayı ve konumlandırmayı marifetli şekilde başaracak bir kişiliğe sahibim bu bağlamda benim hala idealim ve hayalim sayın genel başkanımızın hem parti ile ilgili değişimin, hem kurultaydaki gerekiyorsa makam değişimlerinin sancısız bir şekilde yürütülebileceğini ispat etmesidir. Bu bahsettiğiniz sancılı değişimlerin yerine sancısız değişimler partide muvaffakiyet elde ederse işte o gün itibariyle biz kazanan bir muhalefet olma yolunda emin adımlarla ilerleriz. Kişilerden arî, bir felsefeden bahsediyorum. Elbette ki kaç seçim kazanma kaybetme tarafı biraz iğneli bir soru olsa da  açıkçası kişisel seçimlerim itibariyle kaybetme deneyimim olmadığı  için sorunca cevap veremeyeceğim.

Cüneyt Akman: Biraz ihmal ettiğimiz konu sanki bunun içeriği, ideolojik demeyeyim ama fikri içeriğinin ne olduğu çok ortada yok. Vakit de az, kaybetme ihtimali var diyorsunuz o zaman bunun içeriğinin fazlaca vakit geçirilmeden doldurulması gerekmez mi? Eğer gerekirse sizin dönüşümden anladığınız fikri tarafının bize ip uçlarını verir misiniz, sağa mı sola mı merkezde mi?

Benim de bahsettiğim değişimin tümden ideolojik zemini güçlü 21. YY’ın ihtiyaçlarını karşılayan bir çalışmayla insanların huzuruna çıkılan bir yeni aklın inşası olduğunu ifade etmek isterim. Ama arzum şu değil İmamoğlu’nun elbette bu konuda fikirleri ve çalışmaları var, katkı sunan partili yol arkadaşları da var ama sayısı henüz istediğimiz seviyede değil. Çünkü kapsayıcı bir modelle bunun genişlemesini de arzulayan bir İmamoğlu var. Bugün ben değişimin henüz o kapsayıcı modelle parti içinde örgütle beraber hissedilir bir seviyeye taşımadan bunu kamuoyuyla paylaşmayı etik bulmuyorum. Bunun  uzun bir zamanının olmadığını da biliyorum, bu bakımdan zamanını da geçirmeden bu çalışmaları  sonuçlandırıp hem parti içine bir modelle bunu ulaştırmanın neyi arzuladığımızı hissettirmenin sorumluluğunu yerine getireceğiz.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner50