banner16

Akşener, kadınlara çağrı yaptı: Bu saygısız erkeklerle, iftiracı adamlarla mücadele etmek için bana güç verin

Meral Akşener, bugün Isparta kent merkezinde yurttaşlara seslendi. 

30 Nisan 2023
Akşener, kadınlara çağrı yaptı: Bu saygısız erkeklerle, iftiracı adamlarla mücadele etmek için bana güç verin

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Isparta’da yurttaşlara seslenirken “Bugün evime dönsem, Recep Bey’in karşısında Türkiye’nin en şerefli kadını olurum, ama siz acı çekersiniz. Ben, sizin için mücadele ediyorum, etmeye devam edeceğim. Ama biz kadınlar, Emine Bulutlar için, Özgecanlar için, başı açık-başı kapalı, genç-yaşlı bütün kadınlar için bu mücadeleyi beraber vermeliyiz. Benim sizden istediğim şey; bana güç verin. Bu saygısız erkeklerle mücadele etmek için güç verin. Bu iftiracı adamlarla mücadele etmek için bana güç verin. Kadınların oylarını istiyorum, gençlerin oylarını istiyorum. Bir oy Kemal’e, bir oy Meral’e istiyorum” dedi.

Meral Akşener, bugün Isparta kent merkezinde yurttaşlara seslendi. Akşener, şunları söyledi:

“BİZİ YÖNETENLERE BAKARSAK EĞER, SANKİ SEÇİM DEĞİL HARBE GİDİYORUZ”

“Biz, bir seçime gidiyoruz. Bu seçim, seçmen için, aziz milletimiz için bir bayramdır. Millet iradesinin şekillendiği, siyasetçilerin sizin vicdanınızda tartıldığı ve sonuçta bir karar verdiğiniz bayramdır. Ama bizi yönetenlere bakarsak eğer, sanki seçim değil harbe gidiyoruz. Sanki seçim değil savaşa gidiyoruz. Yolda gelirken hangi işareti yaparsa yapsın kardeşlerimiz, bu şekilde eğildim. Çünkü bu ülkenin her bir ferdi, kime oy verirse versin bu ülkenin has evladıdır. Ama bize, çok uzun zamandır oculuk, buculuk üzerinden bir yün yumağı attılar, dolandık içine. Sizin asıl dertlerinizi konuşmadan yıllar silsilesi geçti. Bu meydanlarda rahmetli Süleyman Demirel’in, rahmetli Özal’ın, rahmetli Başbuğ’un konuşmalarına şahit olan benim yaşımdakiler bilir. Onlar, herkesi saygıyla selamlar, sonra ne yapacaklarını anlatırlardı. Bugün öyle değil.

“BÜTÜN PSİKİYATRLARI, BU ARKADAŞLARI TEDAVİYE DAVET EDİYORUM”

Bugün sizler, bizler, 14 Mayıs akşamı şayet seçimi kazanırsak işgalciymişiz. Hadi oradan be. Bu ülkenin has evlatları nereden işgalci oluyor? Kendinize gelin. Bir tanesi iyice karıştırmış; biz iktidara gelirsek, sizin iradeniz bizi seçerse erkek erkeğe evlilik, daha da gerisi var, erkeklerle hayvanların evliliği yasal olacakmış. Bunlar kafayı yemiş. Bütün psikiyatrları, bu arkadaşları tedaviye davet ediyorum. Başlı başına bunlar, birer hezeyan ve gerçekten ruh hastalığıdır. 14 Mayıs akşamı sizin iradeniz, millet iradeniz bizi seçerse bizler şampanyayla kutlayacakmışız, onlar kazanırsa temiz alınları secdeye varacakmış. Benim yaşımdakiler bilir; Hz. Adem kıssasının özelliği, haramdan uzak durmak, kul hakkından uzak durmak. Harama el uzattığın zaman cennetten kovuluyorsun, ahmak. Sen ve sizler, bu gencecik çocukların hakkını yediniz. Sizler, bu çocukların geleceğini çaldınız. Sizler, tarımla uğraşan insanlarımızın emeğini çaldınız.

“ISPARTA’YA, ISPARTALIYA VERMEK YERİNE KANADALI ÇİFTÇİYİ, SIRBİSTAN’I, AMERİKAN ÇİFTÇİSİNİ ZENGİN ETTİNİZ”

Isparta’ya, Ispartalıya vermek yerine Kanadalı çiftçiyi, Sırbistan’ı, Amerikan çiftçisini zengin ettiniz. Ispartalının gülünü, elmasını, para ettirmek yerine mazotla, ilaçla yerle bir ettiniz. Fiyat vermediniz, ondan sonra da dönüp bize, helal alınlarınızla, temiz alınlarınızla seccadeye kafa koyacağınızı söylüyorsunuz. Ben, 7 yaşından beri beş vakit namaz kılan hacı bir kadınım. Ağzıma hayatımda alkol değmedi. Bu da bir iftiradır. Peygamber efendimize sormuşlar; ‘Müslüman şunu yapabilir mi?’ ‘Yapabilir’ demiş. ‘Şunu yapar mı? ‘Yapabilir.’ ‘Yalan söyler mi?’ Üç kere; ‘Söylemez, söyleyemez, hayır’ demiş. Yalancının dibisiniz, bize kalkıp dindarlık taslıyorsunuz. Benim dindarlığımın Ispartalı kardeşlerime bir faydası olacaksa nedir? O da haramdan uzak duruyorsam, kul hakkından uzak duruyorsam. Eğer beş vakit kıldığını göstere göstere kılıp, ondan sonra gencecik çocukların emeğine çöküp, tarımı göçertip, yandaşları koruyup; 92 puan alıp atamadığın, buna karşılık ayısı, dayısı olanı 52 puanla, 64 puanla atadığın bir dünya, helal bir dünya değildir, helal bir yönetim anlayışı değildir. Kul hakkının dibine kadar varmış demektir.

“BİR YÜZÜKLE BAŞLATTIĞINIZ SİYASİ HAYATINIZ GEMİCİKLERLE SÜRMÜŞSE, MANHATTAN’DA BİNALAR YAPTIYSAN HARAMDIR”

Bir yüzükle başlattığınız siyasi hayatınız gemiciklerle sürmüşse, Manhattan’da binalar yaptıysan haramdır kardeşim, haramdır. Ama biz, bunlara bakmayacağız. 14 Mayıs akşamı, helal oylarınızla İYİ Parti inşallah birinci parti, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da 13. Cumhurbaşkanı’mız olacak. Hep birlikte bunu başaracağız.

Tam 3 yıldır esnaf geziyorum. Bu dükkanların içinde 3 sene boyunca hiçbir partiyi yermedim, kendi partimi övmedim, propaganda yapmadım. Sadece sizi dinledim, dertlerinizi dinledim. O dertlere arkadaşlarımız çareler buldu. Projeler ürettik, kamuoyuyla paylaştık. Muhteremlere de ‘Bunlar miri mal, alın kullanın’ dedik. Pandemi döneminde birazını kullandılar ama yüzde 100’üne el sürmediler. Esnafın müşterisi velinimettir. İki grup, ekonominin bel kemiğidir. Birisi tarım, birisi de esnaftır. Hem istihdam yaratırlar hem de üretileni satarlar. Sanayicinin ürettiğini, esnaf olmasa kim satacak? İki bel kemiği, gezerken gördüm ki ikisi de yere yapışmış.

“AYNA GİBİ BUNLAR, KENDİLERİNİ GÖRÜP BİZİ SÖYLÜYORLAR”

Bütün bunlarla Sinan Ateş’in katlini unutturmak istiyorlar. Sizin dertlerinizin konuşulmasını unutturmak istiyorlar. Bana Diyarbakır’ın orta yerinde, Van’da ‘Faili meçhulcü’ diyorlar. Sonra Isparta’ya gelince ‘PKK’lı’ diyorlar. İkisi birbirine zıt. Ya faili meçhulcüsündür ya da PKK’lısındır. Ben, her ikisi de değilim. Ayna gibi bunlar, kendilerini görüp bizi söylüyorlar. Sayın Recep Bey’in sağ elinde Hizbullah var. Hizbullah kim? Bir terör örgütü. Hizbullah kim? Gaffar Okkan’ın katillerinin, Gonca Kuriş’in katillerinin olduğu bir terör örgütü. Sol elinde PKK var. Kim var? Kandil var. Kim var? Apo var. Apo’yla akraba olmuş bunlar.

Recep Bey diyor ki ‘Ailesi görüşüyor, yeni bizim Mehmet gitti’. Apo’nun kardeşi, Cumhurbaşkanı’nın ağzında ‘Bizim Mehmet’. Ama bütün bunlar olurken bir; siz soyuluyorsunuz. İki; çözüm süreçleri, Oslo süreçleri, Habur rezaletleri oluyor. Yıkıyorlar ellerini çıkıyorlar. Bütün milliyetçilikleri ayaklarının altına almış ağabey, birdenbire milliyetçi oluyor. Gel de gülme. Bunların her birinin hukuki olarak hesabı sorulacak.

“TACİZE UĞRADIK, TECAVÜZE UĞRADIK, ÖLDÜRÜLDÜK VE YİNE DE SUÇLU BİZ OLDUK”

Bu kadar güçlüsün Recep Bey. Gencecik bir akademisyen Ankara’nın göbeğinde katledildi. Her şey belli. Azmettiren belli, vuran belli, öldüren belli, gönderen belli. Bu kadar güçlüsün, ne yaptın? Hiçbir şey yapmadın. Bu ülkenin bütün kadınları, bu dönemde yaşadıkları acıların hiçbirini bir başka dönemde yaşamadılar. Biz kadınlar, ‘sürtük’ olduk. Biz kadınlar, ‘sırtından sopa, karnından sıpa eksik edilmemesi gereken varlıklar’ olarak tanımlandık. ‘Kız mıdır, kadın mıdır belli değil’ dendi. Tacize uğradık, tecavüze uğradık, öldürüldük ve yine de suçlu biz olduk.

Ben, dört kardeşin en küçüğüyüm. Benim gibiler bilir, -köyde doğdum, küçük bir şehirde büyüdüm- bütün ömrünüz babanızı, ağabeyinizi, evlendikten sonra kocanızı, daha sonra da oğlunuz varsa oğlunuzu utandırmamak; arkadaşlarının, akrabalarının yüzünü yere değdirmemek üzerine bir hayat yaşarsınız. Ben, Recep Bey’in devrinde, bir kadının uğrayabileceği en ağır hakaretlere uğradım, en ağır iftiralara uğradım. Ben Recep Bey’in iktidarında, kocamı aldatmış bir kadın imasıyla karşılaştım. Benim için ölümle eşdeğerdi. Mahkemeye gittim, beraat ettiler. Sonra biri çıktı dedi ki ‘Kınalı yapıncak’. Biri çıktı dedi ki ‘Fosforlu Meral’. Biri çıktı dedi ki ‘Torunu gayri meşru’. Biri çıktı dedi ki en son… Söyleyeme terbiyem müsaade etmiyor.

“BİR OY KEMAL’E, BİR OY MERAL’E İSTİYORUM”

Eğer bunlara dayanıyorsam, eğer size hitap ediyorsam, Allah’ım şahittir, sizin için. Bugün evime dönsem, Recep Bey’in karşısında Türkiye’nin en şerefli kadını olurum, ama siz acı çekersiniz. Ben, sizin için mücadele ediyorum, etmeye devam edeceğim. Ama biz kadınlar, Emine Bulut’lar için, Özgecan’lar için, başı açık-başı kapalı, genç-yaşlı bütün kadınlar için bu mücadeleyi beraber vermeliyiz. Benim sizden istediğim şey; bana güç verin. Bu saygısız erkeklerle mücadele etmek için güç verin. Bu iftiracı adamlarla mücadele etmek için bana güç verin. Kadınların oylarını istiyorum, gençlerin oylarını istiyorum. Bir oy Kemal’e, bir oy Meral’e istiyorum.

“ISPARTA’NIN GÜLÜNÜ, LAVANTASINI, ELMASINI, KİRAZINI MİLLİ TARIM POLİTİKASI İÇİNE ALACAĞIZ”

Biz, Isparta’da, iktidar olur olmaz ne yapacağız? Isparta şu anda sahipsiz. Eğirdir Gölü önceliğimiz. Yok olmasına izin vermeyeceğiz. Kapalı devre sulama sistemini biz getireceğiz. 12 yıldır söz verilen Antalya ve Isparta arasındaki dere boğazı yolu ile Konya-Isparta yolu, Burdur dostluk duble yolu yapılmadı. Biz yapacağız, ilk işimiz. Isparta’yı kalkınmada öncelikli il yapacağız. Tarım ve sanayiye destek olacağız. Çiftçi ve köylünün yeniden kalkınmasını sağlayacağız. Isparta’nın gülünü, lavantasını, elmasını, kirazını milli tarım politikası içine alacağız. Tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgesi kuracağız. Süleyman Demirel Havaalanı’nı kargo havalimanı yapacağız, tarımsal ürünlerin ihracatının kolaylaşmasını sağlayacağız. 17 bin belde bir gece köy oldu, bunları tekrar belediye yapacağız. Süleyman Demirel Üniversitesi ve ISUBÜ üniversitelerinin ve ilçelerdeki meslek yüksek okullarının güçlendirilmesini sağlayacağız. Gençlerin işsizlik sorununu çözeceğiz. Isparta’da 25 bin kayıtlı işsiz var. Bunları derhal çözeceğiz. Uzman çavuşlara kadro hakkı vereceğiz. Elbette Sinan Ateş ve Gaffar Okkan’ın katillerini asla affetmeyeceğiz.

“İKTİDAR OLUR OLMAZ, BİR AY İÇİNDE 100 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI YAPACAĞIZ. KÖY OKULLARINI YENİDEN AÇACAĞIZ”

Herkesle küstüler, Türkiye’yi Suriyeli doldurdular. İki yıl içinde bütün Suriyeliler gidecek. İktidar olur olmaz, bir ay içinde 100 bin öğretmen ataması yapacağız. Köy okullarını yeniden açacağız. O köy okullarına öğretmen, köy okullarına veteriner, köy okullarına ziraat mühendisi tayin edeceğiz ve onlar iş bulacaklar. Diğer taraftan, köye yerleşip tarımla meşgul olmak isteyen gençlerin SSK ya da BAĞ-KUR primlerini 5 yıl boyunca biz ödeyeceğiz. Çünkü köylerde yaşayan insanların yaş ortalaması 50 olmuş durumda, gençleştireceğiz. Çok uzun süre İçişleri Bakanlığı yapmadım ama 8 ay içinde uyuşturucu kullanımı, satışı o kadar düştü ki. Şimdi okulların önlerinde satılıyor ve son derece ucuz. Ben, öyle atmasyon iş yapmam ama uyuşturucu mevzusunda, şu eli var ya buradan kırarım, Allah şahit kırarım.”

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.