Türkiye İşçi Partisi (TİP) Çankaya Belediye Başkan Adayı İrfan Değirmenci, NOW TV ekranlarında yayınlanan “İlker Karagöz ile Çalar Saat” programının konuğu oldu. Kızılay’dan yapılan canlı yayında, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çankaya Belediye Başkan Adayı Hüseyin Can Güner’e çağrıda bulunan Değirmenci, “Gelsin, kendisiyle canlı yayında Çankaya'mızı konuşalım” ifadelerini kullandı.

Çankaya Belediyesi binası ile “Başkent Market” önünden yapılan canlı yayına, TİP Çankaya Belediye Başkan Adayı İrfan Değirmenci de konuk oldu. Programda, gazeteci İlker Karagöz’ün sorularını yanıtlayan ve belediye başkanı seçildiğinde Çankaya’yı halkla beraber nasıl yöneteceğini anlatan Değirmenci’ye, sokaktaki yurttaşlar da yoğun ilgi gösterdi.

‘ÇANKAYA’YI KOMŞULARIMLA BİRLİKTE YÖNETECEĞİM’

Açıklamalarına, Karagöz’ün “İrfan Değirmenci'yle Çankaya nasıl bir ilçe olur?” sorusunu yanıtlayarak başlayan Değirmenci, şunları kaydetti:

“Komşularımla birlikte yöneteceğim Çankaya'yı, biz hep beraber yöneteceğiz. Burası Çankaya Belediyesi'nin hizmet binası, bu hizmet binası da komşularımın makamı olacak, benim makamım olmayacak. Belediye başkanı olduğumda halk meclisleri kuracağız. İşte halk meclislerin üyeleri burada, burada benim değerli komşularım. Bir market var Kızılay'da, buraya geliyorlar, Ramazan'dayız. Vatandaş saat 07.00’den beri bekliyor, 06.30’da gelmiş olan var. İşte az evvel açıldı, içeri girebilirse girecek. Dün gelmiş alamamış geri dönmüş, bu bir ihtiyaç demek ki, bugüne kadar düşünülmemiş, yapılmamış. Çankaya'mızda İstanbul'daki gibi kent lokantası yok, şimdi ‘Yapacağız’ diyorlar.

Çankaya'yı da 20 yirmi yılı aşkın süredir aynı parti yönetiyor. Şimdi bir rahatlık var üzerlerinde. Kusura bakmasınlar, ‘Nasıl olsa Çankayalı hep destek veriyor, oy veriyor belli kaygılarla. Burası kaledir, burası cumhuriyet değerlerini ifade eder’ diye düşünüyorlar. Doğru, burası kaledir, laikliğin kalesidir, cumhuriyet değerlerini ifade eder ve biz onu çok iyi savunacağız Türkiye İşçi Partisi olarak. Ama şunu da bilsinler, eleştirdiği şeye dönüşmemesi lazım insanın. Eğer biz Saray Rejimi’ni ‘tek adam rejimi’ diye eleştiriyorsak, tek kişinin karar verdiği yerde bereket olmaz. Biz hep birlikte karar vereceğiz. 30 yıldır ekranlarda, Çankayalı komşularımın gözleri önünde yaş aldım, saçları da ağarttık. Onları ekranda bir yalan yanlış haberle mahcup etmemiş olmakla övünüyorum, o kadar rahat geziyorum.

‘‘BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN’ DİYEREK MÜCADELE EDİYORUM, BUNU ÖNCE KENDİ MAHALLEMİZDE GÖSTERECEĞİZ’

Bitmiyor zamlar. Çok ağır, çok korkunç bir ekonomik kriz altındayız. Biz bu krizden birlikte, dayanışmayla hep birlikte karar vererek çıkabileceğiz. Ben Ankara'da doğdum, büyüdüm, burada muhabirlik yapmaya başladım. Az evvel haberde gösterdiğiniz kişilerle, onların peşinden koşarak, onlara sorular yönelterek, kimiyle davalık olarak mesleğimi icra ettim ve sonra İstanbul'a, medyanın merkezine gittik ama ailem hala burada. Mal varlıklarını açıklamaya başlamışlar. Dün bir şeffaflık derneğinin taahhütnamesini imzaladım. Sadece kendimin değil birinci derece yakınlarımın da mal varlıklarını açıklayacağım. EYT'den emekli olmuş bir basın emekçisiyim biliyorsunuz ve hayatıma Türkiye İşçi Partisi'nde ‘Başka bir dünya mümkün’ diyerek, mücadele ederek devam ediyorum. Bunu önce kendi mahallemizde göstereceğiz.

Kendi mahallemiz de hiç tedirgin olmasın, endişe etmesin. Komşularım yıllarca hep ‘Aman AKP kazanırsa burayı’ diye davranarak oy vermişler, hep oy verdikleri partiyi düşünmüşler, adayı düşünmüşler. Şimdi oy verdikleri aday parti onları düşünecek. Yani onlar adayı, partiyi düşünmek zorunda kalmayacaklar. Burada öyle bir endişeye kapılmasınlar. AKP-MHP bloğunun en fazla yüzde 15’lerde bir oyu, desteği var. Cumhuriyet Halk Partisi'ne destekse dediğim gibi hep belli kaygılarla, belki haklı olarak yüzde 70’leri bulmuş. CHP'nin mevcut oyunu ikiye değil üçe bölseniz aradan AKP'nin sıyrılma ihtimali yok. Burada Çankaya'da, bu seçimde ya TİP ve İrfan Değirmenci kazanacak ya Cumhuriyet Halk Partisi'nin mevcut düzeni ve genel başkanın aday olmasını istediği kişilik kazanacak.

CHP ADAYI HÜSEYİN CAN GÜNER’E ÇAĞRI: ‘ÇANKAYA’YI KONUŞALIM’

Bu vesileyle şu çağrıda da bulunayım, sevgili Hüseyin Can Güner, siz de izin verirseniz ya da nerede isterse, canlı yayında Çankaya'mızı bir konuşalım kendisiyle. Çünkü biliyorum ki 1 Nisan sabahı ya ben belediye başkanı olacağım ya Hüseyin Can Güner belediye başkanı olacak. Bir gelsin, canlı yayında ne yapılmış, ne yapılmamış, ne yapılabilir konuşalım. Çünkü bir kişinin kararıyla olmaz.

‘ÇANKAYA’DA BİR MİLYON KİŞİYİZ, 600 ÇOCUĞU BIRAKACAK KREŞ VAR’

Biz ocak ayında bir çalıştay düzenledik. 150 akademisyen, şehir plancısı, insan hakları ve hayvan hakları aktivistleri bir araya geldik. Konuştuk, tartıştık, bir yol haritamız var. Yapabileceklerimiz var, birlikte yapabileceklerimiz var. Bu sokakların bu halini hak etmiyoruz. Daha iyi toplanması gerekiyor çöplerin, parkların su geçirgenliği yok, toprak görmüyor ayağımız. Çocukların yaş grubuna göre oyuncağı olması lazım, kreş yok Çankaya'da maalesef, 15 kreş var biliyor musun? ‘Kadın istihdamı’ diyorlar, kadınların çocuklarını bırakacağı kreş yok. 123 mahallesi var Çankaya'nın, 40 çocuk kapasiteli 15 kreşimiz var, 600 çocuk… Bir milyon kişiyiz, 600 çocuğu bırakacak kreş var. ‘Yapacağız’ diyorlar, yapsaydınız bugüne kadar!

100 bin üniversite öğrencisi var, ODTÜ burada, Hacettepe burada, Bilkent burada, 6 devlet üniversitesi 6 özel üniversite var. 100 bin üniversite öğrencisi var, yurdu yok çocukların. Biz o cemaatlerin, tarikatların merdiven altlarında apartman aralarında açtığı vakıf dernek adı altındaki ne idüğü belirsiz yerlere çocuklarımızı kaptırmayacağız. O çocuklar Türkiye'nin geleceği, o çocuklara kalacak yer bulmak, karınlarını doyurmak bizim işimiz olacak. Birlikte yapacağız bunu. Laikliğin bayrağını, cumhuriyetin kurulduğu yerde, başkentin yönetim kademesinde, Çankaya'da daha da yükselteceğiz beraber. Çok hevesliyiz.

‘GEZİCİ SAĞLIK HİZMETLERİNİ HEMEN DEVREYE SOKACAĞIZ’

Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Bütün sağlık çalışanların doktorların bayramını kutlayalım. Bayram edecek bir şey yok, Çankayalı evde bakım hizmeti alamaz vaziyette, önleyici sağlık hizmetleri yok. Bir uzman doktor görmek için günlerce, haftalarca randevu almak için bekliyorlar. Gezici sağlık hizmetlerini hemen devreye sokacağız. Türk Tabipleri Birliği'ndeydim dün. Profesör Doktor Esin Davutoğlu Şenol'la oturduk konuştuk. İnsan gücümüz var, doktor var, sağlık çalışanı, hemşire var. Neden yaş almış, emekli Çankayalının evine gidip de sağlık hizmetini sunmasın? Bunu yapacağız. Bu bizde.”

‘HALK YARARINA ATILMIŞ HER ADIMDA YANINDA OLURUZ, ANKARA ALEYHİNE ATILMIŞ HER ADIMDA KARŞISINDA OLURUZ’

İlker Karagöz’ün “Kazanırsanız ve o da kazanırsa Mansur Yavaş'la nasıl çalışırsınız?” sorusunda yanıt veren İrfan Değirmenci, sözlerine şöyle devam etti:

“Bizim Ankara Büyükşehir'de adayımız yok. Biz iktidara kazandıran, AKP-MHP blokuna kazandıran olmak istemediğimiz için büyükşehirde adayımız yok. Çankaya'da da gönül rahatlığıyla ‘Oy kullanın, bizi tercih edin’ dedik. Halk yararına, vatandaşlar, komşular yararına attığı her adımda en büyük destekçisi oluruz; ama Ankara aleyhine atılmış bir adımda da ‘Bir dakika ya bir dakika, bir daha değerlendirelim bunu’ diye karşısında dururuz. Ne kadar yüksek oy alırsak Çankaya'da, büyükşehir belediye meclisinde o kadar çok TİP’li üyemiz olacak. TİP’li belediye meclis üyesi demek halk adına orada denetim yapacak insan demek. ‘Ranta, rantiyeye, müteahhitlere değil Çankayalıya para harcansın’ diyoruz.

‘ÇANKAYA BELEDİYESİ TÜRKİYE’NİN EN ZENGİN BELEDİYELERİNDEN BİRİ, ÖNCE ÇANKAYALI DÜŞÜNÜLECEK’

‘Birlikte yönetelim’ diyoruz. Toplumcu belediyecilik, katılımcı belediyecilik, halk meclisleriyle birlikte yönetelim; 5 kuruşun da hesabını bu komşularıma vereceğim. Şeffaflık vaat ediyoruz. Belediye Türkiye'nin en zengin belediyelerinden biri. Emekliye, gence, işçiye, çocuğa gelince bir bütçeyi değerlendirelim demeyecekler. Bütçeyi değerlendirirken birlikte hazırlayacağız zaten. Önce Çankayalı düşünülecek. Rant var, verimli tarım arazilerinin ortasına gökdelenler yükselmeye başladı Ankara'da, görüyorsunuzdur. ‘Bir dakika’ diyeceğiz. Aklın, bilimin ışığında biz Çankaya'da 5 kuruşu Çankayalı için harcayacağız hep birlikte. Ekolojiyi öncelikli olarak değerlendirmemiz lazım, suyumuz azalıyor.

‘YETER Kİ BÜTÇE BİR AVUÇ İNSANA DEĞİL, BİR MİLYONA HARCANSIN’

Dün Eros'un davasını belediye meclisi üyesi adayımız Tuğba Gürsoy izlemeye gitti yerinde. Tuğba Gürsoy ikinci sıra adayımızdır, birinci sıra adayımız ODTÜ tecrübesiyle, şehir plancısı kadın adayımız Evrim Ulusan hocadır. İkinci sırada Ankara Barosu’ndan Tuğba Gürsoy, dün davayı takibe gitti, bütün Türkiye onlardan dinledi davayı. Olmadı, yani serbest bırakılması ne demek? Biz bu ülkede, bu şehirde, bu ilçede tüm canlıların yaşam hakkı için mücadele edeceğiz. İtlaf çözüm değil, hayvan barınakları çözüm değil, toplama kampı gibi barınaklara götürmeyecekler köpekleri. Evet çeteleşiyorlar, popülasyon kontrolsüz artıyor. Sonra çoluk çocuk korkuyor. Niye? Hayvanın suçu mu? Değil. Bu belediyenin suçu. Kısırlaştıracak, aşılayacak, tedavisini yapacak, sahiplendirebilirse sahiplendirecek, yoksa zaten sokakta hayvanın maksimum ömrü 4-5 yıl. Biz göreceğiz ki etkili bir kısırlaştırmayla popülasyon kontrol altına alınacak. O güzel canlar da güzel yaşayacaklar, sokakta da çocuklar rahatça oynayacak. Belediye bunu bugüne kadar yapmamış, biz yapacağız. Semt bakım evleriyle yapacağız, hayvan haklarını gözeterek yapacağız. Yeter ki istensin, yeter ki bütçe bir avuç insana değil, hepimize, bir milyona harcansın.

Komşularıma teşekkür edeyim, sizin dertleriniz daha çok konuşulsun diye biz bu işlere girdik. Profesyonel siyasetçi değilim, yarın öbür gün yüz yüze bakacağız yine. 5 sene sonra yakama yapışıp ‘İrfan Başkan, 5 yıl önce biz kuyrukta beklerken böyle demiştin, bak 5 yıl geçti, ne durumdayız?’ dedirtmeyeceğim. Sizlere mahcup olmamak tek ümidim. Beraber kazanacağız.”