TİP Sözcüsü İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, "Bugün Yargıtay yani bu ülkenin Yüksek Mahkemesi dedi ki, 'Hayır, ben AYM'nin bu kararlarını tanımıyorum. Hatay halkının iradesiyle seçilmiş bir milletvekilini, AYM kararına kadar esir tutmaya devam edeceğim'. Verilen kararın özeti budur. Can'ın çıkmak zorunda olduğunu en az benim kadar bu kararın altına imza atan üyeler de biliyorlar. Can herhangi bir milletvekili değil. Bugün değilse yarın seni oradan alacağız. Sana ve diğer tüm arkadaşlarıma bunları yaşatanlardan tek tek hesap soracağız" dedi.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay'ın milletvekili seçilmesinin ardından tahliye edilmesine yönelik başvuruyu bugün karara bağladı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili dava nedeniyle tutuklu olan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın avukatlarının tahliye talebini oy birliği ile reddetti. TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, kararı ANKA Haber Ajansı'na değerlendirdi.

"KARARIN OYBİRLİĞİYLE VERİLMİŞ OLMASI BİR HUKUKÇU OLARAK SON DERECE YARALAYICI OLDU"

TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, şunları söyledi:

"Seçimin üzerinden 60 gün geçmesine, Can mazbatasını alalı 45 gün, bizim tahliye talebinde bulunmamızın üzerinde 40 gün geçmesine rağmen savcılık verdiğimiz tahliye talepli dilekçeyi uzun bir süre beklenti ve daha sonra daire ancak geçtiğimiz pazartesi günü itibariyle verdi. Savcılığın bu dilekçeyi bu kadar uzun süre tutmasının bir sebebi var. O savcılık dilekçeyi verdikten sonra üç gün içinde karar vermek zorundaydı. Savcılık bunu 40 güne yakın bekleterek öncelikle Can'ın hayatından, Can'ın vekillik süresinden 40 gün daha çalışmış oldu.Üç gün sonra bugün Yargıtay 3. Ceza Dairesi bir karar verdi ve Can'ın tahliye talebini oy birliğiyle reddetti. 'Aksi bir karar bekliyor muydun?' diye sorarsanız Yargıtay'dan umudu keseli bir hayli olmuştu. Hala orada bazı hakimlerin mesleğinin onuruna sahip çıkmaya da devam ettiğini düşünüyordum, kararın oybirliğiyle verilmiş olması bir hukukçu olarak son derece yaralayıcı oldu.

"CAN İLK TUTUKLUYKEN MİLLETVEKİLİ SEÇİLEN İNSAN DEĞİL"

AYM'nin son verdiği Leyla Güven kararındaki İrfan Fidan'ın şerhinin hemen hemen aynısı olduğunu görüyorsunuz. Bu daha önce defalarca tartışılmış, Anayasa Mahkemesi tarafından defalarca karara bağlanmış bir husus. Can ilk tutukluyken milletvekili seçilen insan değil. Daha önce de defalarca oldu. Defalarca yüksek yargı tartıştı ve bir karar verdi. Leyla Güven’de verdi, Ömer Faruk Gergerlioğlu'nda verdi, Enis Berberoğlu'nda verdi. Çok sayıda vekil için bu kararlar daha önce verildi.

Buna rağmen bugün Yargıtay yani bu ülkenin Yüksek Mahkemesi dedi ki, 'Hayır, ben AYM'nin bu kararlarını tanımıyorum. Ben Hatay halkının iradesiyle seçilmiş bir milletvekili, AYM kararına kadar esir tutmaya devam edeceğim'. Verilen kararın özeti budur. Can'ın çıkmak zorunda olduğunu en az benim kadar bu kararın altına imza atan üyeler de biliyorlar.

"CAN ATALAY HERHANGİ BİR MİLLETVEKİLİ DEĞİL"

'Milli İrade' lafını ağzından düşürmeden iktidara gelen ve çeşitli yalanlarla oraya tutunan bir grup insan aynı 'milli irade'yi şu anda sözde Yargı eliyle gasp etmiş durumda. Can Atalay herhangi bir milletvekili değil. Can Atalay Hatay Milletvekili... Bilmiyorum en son ne zaman gitti zat-ı muhteremler Hatay'a? Yılan mı ararsınız, böcek mi ararsınız, sıcaktan insanlar nefes alamıyor, temiz içme suyuna bile erişemiyor hala duş alamıyor insanlar. Oranın oylarıyla seçilmiş bir milletvekilini Silivri'de şu anda işlevsiz bir şekilde esir tutmaya çalışıyorlar. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ne yılacağız ne bıkacağız, ne korkacağız, Can önce oradan çıkacak, ondan korkusundan çıkamasın diye elinden gelen her şeyi yapanların korktuğu her şeyi onlara yaşatacak. Biliyorum, bu sözlerim onlara ulaşacak. Can, dostum, meslektaşım, arkadaşım, merak etme bugün değilse yarın seni oradan alacağız. Sana ve diğer tüm arkadaşlarıma bunları yaşatanlardan tek tek hesap soracağız."