TİP Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil depremin 11. gününde Hatay’dan son durumu aktardı.
Kadıgil depremin üzerinden geçen süreye rağmen afet bölgesinde hala ciddi organizasyonsuzlukların devam ettiğinin altını çizerek , çadır üreticilerinin AFAD ve Belediyelerin talebi dışında talep almadığını belirterek “AFAD ve Belediyeler sadece çadır kentler kurmak için bu çadırları kullanıyorlar. Ve bu çadırların yarısı boş. Köylerde insanlar evleri yıkıldığı için ahırlarda kalıyor. Çünkü depremzedeler kendi yaşam alanlarında devam etmek istiyorlar. Köylerde depremzedeler ahırlarda kalıyorlar. Tek geçim kaynağı olan hayvanlarını bırakmak istemiyorlar. Bu insanlar gelip çadır istiyor ancak çadır kentlerin dışına çadır verilmiyor” dedi.
“YAĞMACILARIN YÜZDE 80-90’INI SIĞINMACI DEĞİL”
Ayrıca bölgede çok ciddi boyutta bir güvenlik problemi olduğunu belirten Kadıgil, kolluk kuvvetleriyle ilgili darp ve kötü muamele nedeniyle pek çok şikayetin kendilerine ulaştığını ifade etti. TİP Sözcüsü, sığınmacılara yönelik haberlerin şiddeti körüklediğini vurgulayarak “ Kullanışlı muhalif görünümlü aparatların, yağmacıların sığınmacı olduğu yönündeki haberlerine itibar edilmemesi gerekiyor. Bu tür manüpülatif haberlerin pompalamasının nedeni, yaşananlardan kaynaklı mevcut öfkeyi Saray rejiminden alıp yerinden yurdundan edilmiş garibanlara yöneltmek” dedi.
Kolluk kuvvetlerinden aldığı bilgiye göre yağma olaylarının yüzde 80-90’ının mülteciler tarafından yapılmadığını ifade eden Kadıgil, “Burada iyi insanlar ve kötü insanlar var ve bunların bir etnik kimliği, ırkı, dini, dili yok” dedi.
“BURADA İYİ VE KÖTÜ İNSANLAR AYRIMI VAR VE BU İNSANLARIN ETNİK KİMLİĞİ YOK”
TİP Sözcüsü depremzede sığınmacılara karşı nefret söylemleri nedeniyle her hangi bir yardım talebinde dahi bulunamadıklarını belirterek “ Elbistan’da bizzat tanık olduğum olayda Suriyeli genç bir kadın enkaz altında bebeğiyle çıkarıldıktan sonra bile başına geleceklerden korktuğu için hastaneye gitmek istemedi” dedi.
Kadıgil, afet bölgesinde kamuoyunun bilmediği pek çok insanlık dramı yaşandığını söyleyerek Hatay’da yıkılan devlet hastanesinin yıkılması sonucu psikiyatri bölümünde kilitli tutulan hastaların hiçbir şey yapamadan enkaz altında kaldıklarını belirtti.