banner16

Kıyma, peynir karıştırmadan ya da kızartılmadan pek tadı yoktur. Dipten dipten gelen rayihasının da seveni yoktur. Bugün almadım fiyatına kızıp; 22 lira 99 kuruş olmuş kilosu. Kabak, tadı yüzünden konu mankeni oldu. Yoksa sebze meyvede kilo 10 ila 40 lira arasında dolaşıyor. Bu yaz toplamda 2 kilo armut, papaz erik, kayısı ve kiraz aldığımda pazarcının, “Ağabey 25 lira ediyor şu kadarcık şey ama söylemeye utanıyorum” dediği hâlâ kulaklarımda!

O zaman da çok pahalılık vardı ama artık çarşıdaki, pazardaki şeyin adı pahalılık değil, felaket!

“Kar yağdı, yaz sebzesi” diyenler için de var cevabım. Beyaz tutkal, diğer adıyla ahşap yapıştırıcısı. 6 ay önce aynı marka aynı dükkanda (bir milyoncu) 7 liraydı. Bugün 25 liraya aldım. Birkaç ay önce kilosu 40 lira olan cevizi bugün 84 liraya aldım.

Hayati ihtiyaçlardan oluşan iki poşetlik mütevazı bir market alışverişi 600 lira.

Delirmemek elde değil! Yapılan zam değil, emekli maaşının yarısı eridi 2022’nin ilk 27 gününde.

ÖNCE KADINLAR UYANIR

İşler kesat, dev gibi markette 5-6 kişiydik. Teyzeler, başörtülü bacılarımla dertleştik doğal olarak. Bir teyze, “Bu ne ayol, kabak 23 lira olur mu?” diye başladı sallamaya. Ben de safça, “Teyze keşke dün pazardan alsaydım, kardan gidemedim” deyince başörtülü bacılarımdan biri, “Kardeş ben gittim pazara ama buradan bile pahalıydı. Bir demet maydanozu 7 liraya satıyorlardı. Bir şey almadan eve döndüm. Burası daha iyi” dedi. Evet maydanozun demeti 3.95 ama bence o demet de yarım demet zaten! Ete, süte, kahvaltılığa girersek tansiyon hapıyla çıkarız.

Bu pahalılık bence AKP’nin sonunu getirdi. Ben anketi kendim yaparım kardeşim çarşıda pazarda. Burası Bahçelievler, Güngören sınırındaki bir market. İki ilçe de AKP’li. Konuştuğum kadınlar arasında bir tane başı açık olan yok, fiyatlardan yakınmayan da. Zorluklarını rahatlıkla uzun saçlı, keçi sakallı bir adama anlatmaya başladı artık mütedeyyin mahallelerin kadınları. Karşıt görüşlüler pahalılık sayesinde ortak görüşlülere dönüştü.

İşportada çorap satan bir amca var, muhabbeti severim insanlarla. Üçüncü selamlaşmamız ve toplasan beşinci cümlemizden sonra o gür sesisle, “Tek yol devrim” diye bağırabiliyor Güngören Çarşı’nın göbeğinde, “Korkmuyorum kardeşim, daha ne yapabilirler ki bana, bir tek canım kaldı, korkmuyorum be güzel kardeşim artık korkum yok bunlardan” diye haykırıyor. Neredeyse tüm dükkanlarda çalışan kadınlar başörtülü. Maliye Bakanımız’dan çok etkilenmişler. Ağızlarında hep onun güzel gözleri. Ama cümledeki yüklem bakmak, görmek değil, başka bir şey!

Kitle de hayat pahalılığına beyaz bayrak çekmiş. Hep, “Cepteki yangın hiçbir şeye benzemez. Hiçbir demagojiyle sönmez” diye düşünürüm. İlk kadınlar uyanırlar mutfaktaki yangına. Bu kez gerçekten işiniz zor.

Ekonomist falan değilim ama üç ay önce 10 liraya aldıklarımı bugün 20 liraya, 30 liraya alabiliyorum. Benzinden lahanaya, kıymadan karabibere, boş şişeden rakı yapılan alkole kadar. Malına göre yüzde 100, yüzde 200 arttı her şeyin fiyatı. Tek ikinci el kitap fiyatları sabit kaldı ki bu da neden bu durumda olduğumuzun acı bir göstergesi!

3 ay önceye kadar bir değişimin olacağına kuşkuyla bakıyordum. Artık yapılan zamların Pandora’nın Kutusu’ndan çıkan son kötü şey olduğundan eminim. Geriye bir tek umut kaldı o kutunun içinde.

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36