Bizim ekonomimiz
Önce havalanmış
Sonra yere çakılmıştı...
Akabinde ifade şekli değişti
Ekonomimiz zıplayacaktı
Eko-çekirge misali
Bir zıpladı
İki zıpladı
Üçüncüsü gelmedi!
Diğer taraftan altın ve dövize bakıyorsunuz maşallah...
Havalarda savrulup duruyorlar
Böyle giderse biliniz ki atmosferden çıkıp uzayda kaybolup gidecekler.
Ondan sonra yakala yakalayabilirsen...
Neden böyle oldu derseniz?
Malum bir fıkrayı tekrar hatırlayalım mı?
Kilisede pazar ayini sırasında kasabayı su basar. Sular kiliseye doğru ilerlemeye başlar. Herkes panik içinde koşuştururken Papaz’ın yerinde durduğunu gören insanlar Papaz’a kendileri ile gelmesini söylerler.
Papaz kendini Tanrı’nın koruyacağını söyler.
O anda sular yükselmeye başlar. Sular kiliseye girer ve 2. kata çıktığında pencerenin önünden bir kayık geçer, içinde halktan bazı kişiler vardır. Papaz’a gelmesini söylerler ama o yine inadını sürdürür.
‘Tanrı beni korur’der. Sular çatıya çıktığında başka bir kayık gelir ve yine halktan bazıları kayığın içindedir. Papaz’a gelmesini söylerler ama ‘Tanrı beni korur’demeye devam eder. Sular çatıyıda aşınca, Papaz çatıdaki direğe sonrada çan kulesine tutunur. Bu sefer tepeden bir helikopter geçer içinde yine halktan bazı kişiler vardır. Halat uzatırlar ve papaz’a gelmesini söylerler. Papaz yine
‘Tanrı beni korur der ve sele kapılır ölür!
Tanrıya ‘Ben sana darıldım Tanrım diye sitem eder...
Yukarıdan gür bir se duyulur, asıl sen kendini öldürdün! Cemaat ile uyardım, ayrıca senin için 2 kayık, 1 helikopter gönderdim daha ne yapaydım? Aklını kullanmadıysan kabahat sendedir...
Kıssadan hisse;
Geneli, yereli, halk oylamaları ve başkanlık seçimleri için, önümüze kaç defa sandık kondu ama biz hala yaşadığımız ve ellerimizle yarattığımız dünya dertlerinin çözümü için yüce rabbime yakarıp duruyoruz ama aklımızı kullanmaktan hala imtina edyoruz!
Sözün özü;
Ne döviz, ne altın da bir kabahat aramayalım. Ne ektiysek, şimdi onu biçiyoruz o kadar!