Nihat Özdemir yönetimi tüm kulüplerin yöneticilerinden oluşan delegelerin oylarıyla mali ve idari olarak ibra edildi.
Hem de oy birliği ile!
Ne demek oy birliği?
Hiçbir delege, “Ben ibra etmiyorum” dememiş demek!
Hadi o ya da bu şekilde müteahhit Nihat ve arkadaşlarının idaresinden memnunsun da işin mali yönünü hiç mi düşünmedin?
Lafı uzatmaya gerek yok, rakamlar konuşsun...
- Personel gideri: 195 milyon lira
- Büro gideri: 126 milyon lira
- Naklen yayın desteği: 123 milyon lira
- A Milli Takım maaşı: 55 milyon lira
- VAR masrafı: 18 milyon lira
- Araç gideri: 10 milyon lira
İnanılır gibi değil. Hergün her personel bir masa bir sandalye yese büro masrafı 126 milyon lira tutmaz. Çay ocağında Brad Pitt, revirde Angelina Jolie çalışsa anca 195 milyon lira personel gideri olur. Naklen yayın desteği ne? Katarlılar’a bir de federasyon olarak çıkma mı yapıyoruz da 123 milyon lira gider var! Hadi Şenol hoca bir dünya devi olduğu için 55 milyon lira gideri var da VAR’da kim var kardeşim 18 milyon liralık! Başkan Airforce One’la mı dolaşıyor da 10 milyon lira araç gideri var!
Nasıl bir yer burası anlayamadım!
Hadi yönetim ve kurullardaki arkadaşların hepsi jetset, ailelerinde nasıl gördülerse öyle harcıyorlar, pekiyi onları ibra eden delegelerin içinde bir tane bile mi Anadolu evladı yok, “Bu nasıl büro masrafıdır, ataşlarınız altından mı” diye soracak!
Siyasetin tüm delegeleri ele geçirdiği inanılmaz bir dönem yaşıyoruz. Allah hepimizin sonunu hayır etsin!
GENEL KURUL DEMİŞKEN!
Her kulüp, kurum, kuruluş çatır çatır genel kurullarını yapıyorlar. Galatasaray neden yapmıyor? Yönetim üyelerinden korkuyor mu? Bu kez mali olarak da ibra edilmeyeceklerinden emin oldukları için mi genel kurul kararı alamıyorlar!
Bakın arkadaşlar.
Yönetimdekiler, kurullardakiler, Mustafa Cengiz’e yanaşanlar, onunla çalışanlar, Sportif yöneticileri, fahri görev üstlenenler...
Artık bu kulübün gelecek 100 yılında yoksunuz siz. Hani hesabınız, “Aman ibra edilmeden gitmeyeyim de gelecek yönetimlerde de görev alayım” ise, büyük hayal dünyasındasınız! Ayrıca günü geldiğinde yasal olarak da hesap vereceksiniz.
Ya siz Sayın Yusuf Günay...
“Mali ve idari olarak ibra olmaz, tek ibra vardır” diyerek Galatasaray’ı mahkemeye verdiniz. Federasyonun genel kurulunda mali ve idari olarak Nihat Özdemir ve arkadaşlarını aklarken hiç mi vicdanınızla hesaplaşmadınız? El kaldırırken omuzunuz çıkacaktı!
Yanlış anlamayın; size “Galatasaray’ın haklarını bu kadar gasbeden bir federasyonu nasıl aklarsınız” diye sormuyorum. Galatasaray Tüzüğü’nün ibra yöntemine itiraz ediyorsunuz da aynısı olan federasyonunkine neden biat ediyorsunuz! Anlayamadığımız nokta budur. Açıklarsanız memnun olacağım. Soruyorum diye disipline yollayacaksanız daha memnun olurum. Sizin yönetiminizden ceza almak benim için bir gurur kaynağıdır!
LİGLER-OKULLAR NE OLUR BAŞLAMASIN
Nerede kalabalık orada Covid-19. Düğün, dernek, asker uğurlaması, kına gecesi, cami açılışı, miting derken ölü ve hasta sayısını 3 katına çıkardık. Yeni vaka iyileşenlerin çok üzerinde. Hastaneler yetersiz kalmaya başladılar bile. Hem de ülkemizde hava sıcaklığı 30-40 derece seviyelerindeyken!
Bu Covid-19 denilen illet soğuk havayı seviyor. Bilim kurulu çalışanı olmaya gerek yok, ülkemizdeki üçüncü çeyreğinde ayazı da arkasına alacak olan virüs bugünkünden misliyle güçlü olacaktır. Hadi siyasiler bekaları için tebaalarını çok fazla düşünmeyip şovlarını sürdürüyorlar ama bari siz yapmayın. Biz kalabalığı pek beceremiyoruz, sarılıveriyoruz sevdiklerimize.
Ne olur yani bir senemiz futbolsuz geçse, ne olur çocuklarımızın tamamı bir sene sınıfta çaksa! Evden hiç çıkmasak. Ekonomi zaten yere yapışmış. Ne olur biraz daha kötüye gitse.
Hangi şampiyonluk, hangi takdirname, hangi para sevdiklerimizin, çocuklarımızın hayatından daha değerli?
SANSÜR KORKAKLARIN SİLAHIDIR
Basındaki sansürün en kötüsü otosansürdür. Umut kalmamıştır artık. Ruh erke teslim olmuş, bir gün daha hayatta kalabilmek için verilecek ödün aranmaktadır. Bildiğini unutman, gördüğünü görmemen gerekir. Üstüne üstlük çoğu zaman bildiğinin ve gördüğünün tam tersini söylemek zorunda kalmışsındır. Herkesi kandırabilirsin ama kendini asla. Bu sebeple sabahları aynaya bakamaz olursun zamanla.
Birçok meslektaşımla yaptığım sohbetlerden çıkarımım nr yazık ki bu doğrultuda. Durum gerçekten içler acısı.
Tabii ki keşke olmasaydı ama TELE1 ekranları 5 günlüğüne kapandı. Demek ki otosansür TELE1’e gelmemiş, ne mutlu çalışanlarına.
