Maskara medyamız o kadar güzel toplumu rehabilite ediyor ki her şeyi toz pembe görüp, benimsiyoruz.
Açlık, yoksulluk diz boyuna gelmiş toplumda, saatlerce ekranlarda en leziz ve pahalı yemekler, sergilenirken, yarışmacılar hiç hicap duymadan
Tuzu biraz az
Et daha iyi marina edilebilirdi
Tatlının kaymağı hazır
Bezelye konserve
Pirinç diri kalmış
Paçanga böreğinin pastırması çok sertti ila…
Toplumun büyük kesimi semt pazarlarına akşam saatlerinde gidiyor hatta atılan çürük çarık zerzevatların içinden eşeleyerek topluyorsa?
Bu yayınlarda ki yemekleri beğenmeyip eleştirenlere bu büyük toplum kesimi izlemek yerine;
Buldun da bunuyorsun
Hatta
Zıkkımın kökünü ye deyip ekranı kapatması gerekmiyor mu?
İşin en tehlikeli ve anlaşılmaz yanı ise bu yayınların izlenmesinde!
Eğer izleyici oranı düşük olsa
Yayın reklam alamaz
Reklam alamayan yayınlarda, saatlerce sürmez ve yıllarca devam edemezdi, değil mi?
Gelelim dizilere…
Mafya
Tarikat
Adalet
Kaçakçılık
Seri ateşlenen silahlarla bir anda bir sürü insanın katledilmesi
Her gün ekranlarda en az iki üç saat kesintisiz yayınlanıyor
Yayınlandıkça izleniyor
İzlendikçe benimseniyor
Kabullenip kanıksanıyor…
Bunlar toplumun normali haline getiriliyor
İşte en büyük tehlikede burada
En ufacık iktidara karşı bir eleştiri oldu mu, yayın yasağı ve cezalar yağdıran RTÜK, hiç oralı olmuyor mu?
Bir diziye ilk yayınından sonra yayın yasağı koyan RTÜK sonrasında ki yayınlar için neden görmez, duymaz, hiçbir şey söylemez oldu!
Muhalif medya ise tam bir kahvehane sohbetinden öte gitmiyor!
Olanları tekrar etmek
22 yıldır zerre kadar zihniyeti ve icraatları milim değişmeyen, sadece sembolik bakanları değişen iktidarın, sanki önerilerini dikkate alıyormuş gibi, kendilerini çok etkili kalemeler olarak gören,medya mensupları ise konuşup duruyorlar
Hani derler ya;
Körler, sağırlar birbirini ağırlar
Zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış…
Her halde en mutlu olanlarda bunların aileleri olmalı!
Sen bugün kahveye gitmeyecek miydin, sözcüğü gibi, bugün ekrana çıkmayacak mısın?
Oluyordur...
Muhalf medyanın altın vuruşu ise eleştirinin sonunda, muhalefet partilerinin yetersizliğinden dem vurmaları!
Sanırsınız ki tüm devlet kadroları, ballı ihaleleri ve bütçesi, muhalefetin elinde istediği gibi har vurup, harman savuruyor...
Sözün özü;
Kılavuzu böyle olan demokrasinin ve toplumların, burnu ya tıkalıdır ya da koku kaybına uğramıştır!