banner16

Cumhurbaşkanı?

Belediyeler?

Federasyon?

Hakemler?

Teknik direktörler?

Futbolcular?

Kaleciler?

Basın?

Taraftar?

CUMHURBAŞKANI VE BELEDİYELER

Her dediği neredeyse emir olarak algılanan bir lideriniz varsa. O lider de “Falanca takımı ben kurdum. Cumhurbaşkanıyım ama aynı zamanda bir partinin de genel başkanıyım, partimin gençlerini kurduğum takımı desteklemeye davet ediyorum” derse, tüm karar vericiler kararlarını falanca takım lehine kullanırlarsa. Desteklenen ekip belediyenin sınırsız kaynaklarını kemiriyorsa, ilk sene olmasa bile ikinci, üçüncü sene federasyonundan hakemlerine, basınından yöneticilerine, el ele falanca takım şampiyon yapılıyorsa. Falanca takımın aksi gibi seyircisi de yoksa. Kutlamalara kalabalık yapmak için cumhurbaşkanının oğlu bile katılıyorsa... Siyaset tüm dünyada özerk olan futbolun içine sızmış demektir!

FEDERASYON

Emirle göreve gelen ve verilen her emri yerine getirmeye hazır bir federasyon başkanınız varsa. Aynı zamanda ülkenin en şanslı beş müteahhidinden biriyse. Hatta ülkenin üç büyük takımından birinin birkaç sene önce başkan yardımcısıysa. Tüm kurullarıyla beraber üyesi bulunduğu takımının ezeli rakibini yıkmak için çabalıyor da başarılı olamıyorsa. Yardım almadan daha doğrusu talimat almadan futbol konusunda hiçbir karar alamıyorsa. Üyesi olduğu takımı her sene şampiyon ilan etmeye teşneyse ancak kifayetsizse, kâle almamak en uygun seçenektir.

HAKEMLER

Bir sezon önce el birliğiyle şampiyonu tayin ettikleri için ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranamadılarsa. Maç yönetirken sayıları çayırdaki çimlerden bile çok kızılderililer tarafından etrafları sarılmış bir avuç solukbenizli gibi dizleri titriyorsa. Arkalarında bırak altıyı, 1.5 okka başkanları yoksa. Tuttukları takımların rezil futbollarını görmezden gelmek isteyen fanatiklerin can simidi oldularsa. Futbol benzeri oyunun düşmanların kesik kafalarıyla oynandığı “Tunç Çağı”ndan kalma eyyamcılığı sürdürüyorlarsa. Maalesef itibarları kalmadıysa. Oyunun içinde olsalar olsalar en fazla piyon olabilirler!

TEKNİK DİREKTÖRLER

Şu anda camianın başkanından bile daha fazla inisiyatif almışsa. Yönetimin bozduğu dengeyi ip üzerinde beş labut çeviren cambaz ustalığında tekrar yerine oturtabiliyorsa. Şampiyonlukların üçte birinde direksiyon başındaysa. Lakabın “İmparator”sa...

Genel anlamda ezeli rakiplerinin gerisinde kalmışsa. Tepetaklak giderken uçağın burnunu tekrar rotasına sokabiliyorsa. Geçen sezonun çakma şampiyonunun hocasının tutturamadığı uyumu kısa bir yalpayla yakalayabildiyse. Renksiz takımın oyununu gökkuşağına çevirebildiyse. Camianın sanki gelecek yirmi yılına imza atacak gibi duruyorsa...

En büyük başarı olarak geçen sezon başka bir takımın başındayken bu sene yönetmeye başladığın ekibin ezeli rakibini kupadan eleyip, ligde de bir defa mağlup edebildiyse. Futbol dünyasının en sevimsiz ikilisinin üstünde gibi görünüp altında çalışmaya razıysa. Takım içi dengeleri kuramıyorsa. Elli kişilik kadroyla çalışmanın sakıncalarını bilemeyecek kadar acemiyse. Bırak B’yi C’yi, A planından bile yoksunsa. Sadece doldur boşalt ya da ortalarla maç kazanabileceğini ancak şampiyon olamayacağını düşünemiyorsa...

Teknik direktörün iyisi şampiyonluk için olmazsa olmaz, kötüsüyse ne yapsa olmaz!

FUTBOLCULAR VE KALECİLER

Topu rakip kalenin içine gönderebilen ve kendi kalesine girmesine izin vermeyen şampiyon oluyorsa. En fazla gol atan üç futbolcunun gol sayısı toplamı bir rakibinin çok eleştirilen, sakat ve sadece yarım yamalak 12 maç oynayan golcüsünden 8, öbür rakibinin golcüsünden 1 fazlaysa. Toplam attığın gol  sayısı ise iki rakibinin anca üçte ikisiyse. İki rakibinin yediği gol az da olsa senden azsa...

Tabii ki futbolun başrolündekiler belirler şampiyonu.

BASIN

Olduğun yeri takunyan belirliyorsa. Tuttuğun takım yaptığın yorumu etkiliyorsa. Su topu maçının kaç devre, kaç dakika ve kaç kişiyle oynandığı hakkında hiçbir fikrin yoksa. Skor, yorumlarının yegane kaynağıysa. “Kral çıplak” diyebilmen tatlı bir rüyaysa...

Hadi oradan be, sanki basın kalmış ortada!

TARAFTAR

Taraftar taraftarlığını bilirse. Yönetimlerinin işine karışmazsa. Takımlarını sadece desteklemekten başka işleri olmadığını anlarlarsa. Kulüpten nemalanan asalaklar olmazlarsa. Mafyanın, tarikatların futbolun içinde yerinin olmadığının bilincine varırlarsa...

Tabii ki küçük de olsa şampiyonlukta payları var. Yine de onlarsız tribünler çok tatsız!

HAYAL Mİ GERÇEK Mİ?

Şimdi yukarıda yazdığımız tüm olasılıkları ülkelere monte edelim. Mesela Almanya, İspanya, İngiltere, Hollanda. Ben daha ilk maddede yoruldum. İmkanı yok, bir türlü olmuyor. Neredeyse tüm maddeler bu ülkelerin futbollarıyla kesişmiyorlar. Çekya’yla da, Polonya’yla da, Senegal’le de, Moritanya’yla da. 2020 yılında açıklanan özgür ülkeler sıralamasında bizden yukarıda bulunan 166 ülkeye monte etmeye çalıştım yine olmadı. Sıra Türkiye’ye geldi ve tüm taşlar yerine oturdu, rahatladım!

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36