banner16

Malatyaspor maçından sonra Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’in açıklamaları gündeme damgasını vurdu.

Yalnız bırakıldığını ve yönetimle bir görüşmesi olmadığını belirten Fatih Hoca ne demişti?

“Bugün derin bir yalnızlık hissettim. Benim kişilere, gruplara değil Galatasaray'a sözüm var. Zaten mayısta hem sözüm hem kontratım bitiyor."

Bu lafların üzerine Başkan Mustafa Cengiz apar topar çakma bir basın toplantısıyla GSTV’ye çıktı. Sadece Anadolu Ajansı, Demirören ve İhlas Haber Ajanslarının temsilcileri çağrılmıştı. Sebep yine pandemiydi. Aynı pandemide 250 bin dolarlık sponsorluk anlaşması töreni için Silivri’nin yerel gazete çalışanları bile çağırılıyordu ama hayati soru işaretlerinin bulunduğu Fatih Hoca meselesine sadece ajans temsilcileri çağrıldı. Programı sunan Serbay (Şenkal) kardeşimin ise yayını biran önce bitirme isteği garibime gitti. Daha önemli ne vardı acaba yayın akışında, devamlı, “Süremiz bitti” uyarısında bulundu! İnternetten izledim yolda olduğum için. Acaba peşi sıra ne başladı GSTV’de? “Başkan’ı yormayalım diye kısa kestik” deseler inanmam, maşallah ekrandaki en enerjik isimdi Sayın Başkan.

LAF SALATASI!

Bir soruya cevap vermek istemezseniz lafı döndürürsünüz. Uzun cümlelerle size ayrılan sürenin bitmesini sağlarsınız. Sonra da, “Aslanlar gibi çıkıp tüm soruları cevapladım” diyerek kahramanlığa soyunursunuz!

Zaten tüm sorular sorulmadı; hâlâ Mayıs sonunda Fatih Hoca Galatasaray’ın başında olacak mı belli değil. “Yeni yönetim belirler” mazereti mazeret değil. Mevcut yönetim gereğini yapar, yeni yönetim gelirse Fatih Hoca da gereğini yapar. Daha bu durumu sökemediyse üç yılda mevcut yönetim, yine de halimize şükredelim!

Konu Farih Terim’in ve transferlerin durumu ile sınırlı olsa anlarım ama Sayın Başkan anlatmaya neredeyse, “Büyük bir patlama oldu” diyerek çocukluk anılarıyla başladı. Madem gündem yok, o zaman Sayın Başkan’a kurulmamış şirkete ihale kazandıran Kaan Kançal meselesi de sorulabilirdi. Derneğin, Sportif’e aşırı borçlandırılması da, Ada da, Disiplin Kurulu’ndakilerin disiplinsizlikleri de!

HABERCİLİKTE VERİLENE RAZI OLUNMAZ

Neticede yapılan bu tiyatro gösterisi beni tatmin etmedi! Keşke sevgili meslektaş kardeşlerim de bu gösterinin bir parçası olmayı reddetselerdi. Başkan madem istediklerini söyleyecekti, ne lüzum vardı üç ajans temsilcisine! Kaldı ki artık ajanslar da hükümetin ajansı olduğu için bir yere kadar haber yapabiliyorlar. Örneğin Sayın Cumhurbaşkanı’nın atadığı Federasyon Başkanı Nihat Özdemir aleyhine bir şey soramazlar. Sorsalar da zaten Sayın Mustafa Cengiz cevaplayamaz! Galiba çok şey istiyorum ama bize bu mesleği öğreten ağabeylerimiz sonu ne olursa olsun daima verilenle yetinmememizi, haberin derinliklerine kadar inmemiz gerektiğini nasihat ederlerdi.

NİHAT ÖZDEMİR DEMİŞKEN!

Kendisi Türkiye’nin beş mesut müteahhitinden biri. Herkesi her yere atayan Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından zorla federasyon başkanlığı koltuğuna oturtuldu. Başkan sakal falan bırakmasına rağmen azat edilmeyince, “Dur şu Yıldırım’ın yarım bıraktığı işi tamamlayayım. Meslektaşım Mehmet Cengiz milleti hallederken ben de Türk Futbolu’yla haşır neşir olayım” diyerek işin içine balıklama daldı.

Her türlü ihtilafta Galatasaray’a olabilecek en ağır cezayı verirken zamanında asbaşkanı olduğu Fenerbahçe’nin transfer limitlerini misliyle aşmasına üç maymunu oynadı. Galatasaray yabancılarıyla ön plana çıktığında yabancı sayısını kısıtladı. Tedbir alan Galatasaray yerlileriyle iyi işler yapmaya başlayınca 14 olan yabancı sayısı 16’ya çıkarıldı. Nasıl ki eğitimsiz halk isteyen hükümet her sene eğitim sisteminde değişiklik yaparak istikrarı korumaya çalışıyorsa, müteahhit Nihat Özdemir de 6 ayda bir yaptığı değişikliklerle Galatasaray’ı frenlemeye çalışıyor ki aradaki fark daha da açılmasın!

Sayın Mustafa Cengiz devamlı sağ yanındaki hiçbirimizin henüz göremediği ciniyle dertleşeceğine bir kez olsun müteahhit Nihat Özdemir’den hesap istese ne güzel olur!

SPOR DANIŞMANLARI NE İŞ YAPAR!

“AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Geleneksel Sporlar Tesisi Açılışı'na katıldı. 1 buçuk yıl önce açılmış olan tesis için açılış düzenleyen Erdoğan, "Yaklaşık 1 buçuk yıldır faaliyette olan tesisimizin resmi açılışı bugüne nasip oldu" ifadelerini kullandı.”

Bu bir gazete haberi, Sayın Cumhurbaşkanı bu açılışta binicilik ve atıcılıkla ilgili konuşmuş. Tesisin imkanlarından bahsetmiş. Ancak sporumuzun büyük resmine bakarsak; Türkiye’de 4 milyon 687 bin 862 lisanslı sporcu var. Bunların en az onda biri spordan kazandığı para ile yaşıyor. Pandemi sürecinde sporcularımıza ufak da olsa bir yardım yapıldı mı? Dertleri dinlendi mi? Bir sürü spor danışmanı var Sayın Cumhurbaşkanı’nın; konu hakkında bir kez kapısını çaldılar mı?

Yoksa spor; tesis açılışında konuşma, başarılı sporcunun yanında poz vermekten mi ibaret AKP’nin gözünde!

İNTİHAL = AŞIRMA

Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Prof. Dr. Melih Bulu'nun 2003 yılında teslim ettiği doktora tezinde intihal yaptığı iddialarını inceleyen doğrulama platformu Teyit.org, “Literatür taramasında yapılan intihaller, çalışmanın bilimsel araştırma etiği açısından sorunlu olduğunu ortaya koyar nitelikte” değerlendirmesini yaptı.

Yani intihal yaptığı kaşelenmiş Sayın Bulu’nun. Kayyumu mayyumu boş verin, eski dilde aşırma demek intihal.

Aşırmayı kim yapar!!!

MERDİ KIPTİ!

Merdi kıpti şecaat arzederken sirkatin söyler.

Yani Çingene’nin merdi, kendini överken hırsızlığını söyler. Bu bir atasözü, ne Çingeneler’e lafımız ne de mertlere! Bazen bir olayı anlatmanın en kolay yoludur atalarımızın sözleri. Aşağıdaki haberi dikkatle okuyalım.

“Sağlık Bakanı sağlık çalışanları öncelikli demişti ama. AKP Niğde Milletvekili Selim Gültekin sosyal medya hesabından corona aşısı olduğunu duyurdu.”

Yoruma gerek var mı?

BİR TWEET

“Acilen Kış saati uygulamasına geri dönmemiz gerekiyor. Berat Albayrak’ın direttiği bu uygulamanın gerek ekonomik masraf, gerekse psikolojik çöküntüden başka hiçbir getirisi yok. Millet kör karanlıkta işe gidiyor, Akşam olmadan ışık yakmaya başlıyor. YETER!”

İsim önemli değil, bir vatandaşın tweeti bu. Gerçekten çok haklı. Sabah 08:30’a doğru hava aydınlanmaya başlıyor. Çalışanların tamamı kör karanlıkta işe gidiyorlar. Zaten salgın var, ruhlar karanlık, bari gözümüzün gördüğü aydınlık olsun.

Mekke saatine göre yaşamak size oy kazandırmaz!

İYİ ŞEYLER DE OLUYOR

Hayat pahalılığı almış başını gitmiş. %50-70 enflasyon var, hükümet %14.6 açıklıyor. Türkçesi; aldığın maaş geçen sene aldığın maaşın neredeyse yarısı, paranın alım gücü düştü. Yılbaşında 50 liraya aldığım tereyağ dün 75 lira olmuş! Daha 11.5 ay var yılın bitmesine! Komedi gibi değil mi?

Neyse örnekleri çoğaltmak mümkün ama yeter, boşa sinirimizi bozmayalım.

İstanbul’a MHP ve AKP’li üyelerin karşı çıkmasına rağmen 142 yeni Halk Ekmek Büfesi açılıyor. Her ne kadar ekmek fiyatları 240 gram için 1 lira 80 kuruş olarak belirlense de 2 liradan aşağı ekmek yok. Hatta “Ekşi maya, baget, odun ateşi” diyerek aynı gramajdaki ekmeği 2.5-3 liraya satıyor fırınlar.

Halk Ekmek’te 1 lira 25 kuruş. Yeni büfelere ihtiyaç olduğunu birinci elden görüyorum. Güngören’de bir bayi var önü devamlı kuyruk. Ekmeğin geldiği saatlerde kuyruğun sonu sokağı dönüyor.

Bir kere de haseti bırakıp, “Bunlar nur yağdırsa engel olalım” mantığıyla oy avcılığı yapmayı bırakın, iyi yapılan bir işin destekçisi olun. Halkın kârlı çıkacağı işin içinde olursanız siz de kazanırsınız.

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36