banner16

Mustafa Cengiz ve arkadaşlarının Galatasaray’ı bir metre öteye götüremeyeceğini seçilmelerinden önce yazmaya başladım. Neticede seçilebilmek için verdikleri sözlerin hiçbirini yerine getiremediler.

Ne demişlerdi?

Teknokent: Mecidiyeköy’de, hesapta otel olması için inşa edilen binayı teknokent yapıp para basacaklardı.

Çatıda elektrik üretimi: Yeni Ali Sami Yen’in çatısı hem kapatılacak hem de kurulacak güneş panelleriyle elektrik ihtiyacı karşılanacaktı. Hatta Seyrantepe Sanayi’ye elektrik satarak paraya para denmeyecekti.

Krediler hazır: Başkan bir seçim konuşmasında, “Ben işimi ciddi yaparım. Öylesine gelmiyoruz, seçilirsek kredilerimiz şimdiden hazır. İster 100, ister 200 milyon dolar. Hem de uygun faizle. Galatasaray’ı yapılandırmak için tüm kredilerimiz hazır” diye “Nasıl olsa seçilemeyiz” düşüncesiyle bol keseden gürlüyordu. Bombayı kucağında bulunca futbolcuların transfer taksitlerini transfer edilirken, çok eleştirdiği Ndiaye’yi alınan fiyatın üzerine satarak ödedi. Kimse de sormadı, “Nerede o 100, 200 milyon dolarlık uygun krediler?” diye.

Listeyi uzatmak mümkün; barış getireceklerdi camiayı ikiye böldüler. Disiplin kurulunu Demokles’in Kılıcı gibi camianın tepesine saldılar. Stadın çatısını kapatmayı taahhüt edip bunda başarılı olamayan bir önceki yönetim karşılığında devlete kapalı salon sözü vermişti. Mevcut yönetim ise salon inşası bir yana salonun yapılacağı yerdeki tabelayı yılda bir kere zor temizletebiliyor!

Köfteler, bademler, hurmalar, Fransızlar, gaflar, üyelik alımlarındaki skandallar, Yeni Türkiye hayali kuranlarla bir olup Yeni Galatasaray yaratmak için tüm değerleri çiğnemek, kurulmamış şirkete ihale kazandırmak, futbolcularla fotoğraf çektirip facebook’a koyan görmemiş yöneticiler vs.

TARİHİN EN KÖTÜ YÖNETİMİ

Kısaca 2.5 yılda Galatasaray’ı bir metre öteye taşıyamadı bu yönetim. “Kâr açıkladık yıllar sonra” dediklerine inanmayın. Bütün borcu derneğin üzerine yıkıp sportifi kârda gösterme cinliğinin mucidi de bu yönetim. Hani her bir melanet 2020’de gerçekleşti ya. Galatasaray’ın afeti de Mustafa Cengiz ve arkadaşlarıymış!

Fakat 2.5 yıl sonra ilk defa pozitif bir icraatları oldu. Transferin son günü transfer yapmadılar. Milyonlarca euro boşa gitmedi. Gerçekten takdire şayan bir durum. Bir Galatasaray Spor Kulübü üyesi olarak son gün transfer yapmayan yönetimi kendi adıma tebrik ediyorum.

Gerçi şöyle bir idda da var...

Transferlerin sezon öncesi kampa yetişmesini isteyen Fatih Terim’e son gün birkaç futbolcu sunulmuş. Hoca da 2. Başkan Abdurrahim Albayrak’a “Aceleye gerek yok” cevabını verince ortam buz kesmiş ve son gün transferi toplantısı sona ermiş. Umarım bu bir dedikodudur. Gerçekse gerçekten çok acı.

GÜNEŞ’İN ANLAYAMADIĞI NOKTA!

Millilerimiz güzel bir oyunla olmasa da büyük bir direnişle Köln’de oynanan maçta Almanya ile 3-3 berabere kaldı. Genç sayılabilecek ve yurt dışında oynayan futbolculardan kurulu bir takımımız (aday kadroda 17 gurbetçi) var. Şenol Güneş her fırsatta Galatasaray aleyhine konuşmak ve cephe almaktan vazgeçmiyor. Galatasaray yabancı futbolcularından randıman alıp şampiyon olduğunda, “Yabancı sayısı azalmalı, takımlardan oyuncu seçemiyorum” diye yakınıyordu. Sonra Galatasaray ligde geriye düşünce yabancı sayısı Şenol Güneş’i rahatsız etmemeye başladı. Hoca yabancı kısıtlaması olması durumunda Juventuslu, Milanlı, Feyenoordlu, Schalkeli oyunculardan kurulu bir takımı yönetemeyecekti. O pırıl pırıl gençler büyük ihtimalle şimdi kazandıkları rakamın sonuna bir sıfır eklemiş halde üç büyüklerin yedek kulübesinde ağabeylerini izliyor olacaklardı.

Bilmem anlatabildim mi hocam!

DEĞİL MASKE BEZ BİLE BAĞLARLAR!

Hiçbirimizin açıklanan rakamlara güveni kalmadı. Ülkemizin durumu o kadar kötü ki kurumların başında bulunanlar halkı ikna etmek için ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Ekonomi bakanı sanırım artık ortaya çıkamaz. Yeni ekonomi planı hazırladı ve 2023’e kadar döviz kuru hedefleri belirlediklerini söyledi. Bir haftada 2022 hedefine ulaştı. Sanırım yeni ekonomik planda Berat Albayrak’ın yeri olmayacak.

TÜİK enflasyon oranı açıklıyor 11.47. Birkaç hafta önce peynir aldım 54 lira ödedim. Geçen hafta aynı yerden, aynı marka ve aynı miktar peynir aldım 70 lira. Yani benim 11 günlük enflasyonum TÜİK’in açıkladığı 12 aylık enflasyondan yüksekse TÜİK’in açıklamalarını ancak mizah unsuru olarak görürüm.

Neyse bir de sağlık bakanı var. Belli ki iyi niyetli biri. Ama ona da kimse inanmıyor. Yeni vaka, vefat sayılarına birer sıfır ekleyerek doğru rakama ulaşacağımızı söylüyorlar. Ben Fahrettin Koca’nın elinden geleni yaptığına inanıyorum. Haaaa sağlıkçıların parasını veremiyormuş diyorlar da o onun değil hedefçi Berat Bey’in sorunu!

Fahrettin Bey neredeyse benzin döküp kendini yakacak; maske takın diyor, mesafe diyor, izolasyon diyor, gereksizse sokakta olmayın diyor ama takan yok. Millet düğün dernek, cami açılışı, tarikat ayini, kafalarına atılan çayı yakalama sevdasıyla evine girmek bilmiyor. Ama deveden büyük fil var! Meteoroloji turuncu alarm verdi. Yağmur dedi, şimşek dedi, hortum dedi, dolu dedi, sel dedi...

O da ne sokaklarda kimsecikler yok. Arabasını kapalı bir garajda karantinaya alamayanlar yol kenarlarındaki araçlarına halıdan da olsa mukavvadan da olsa maskeler geçirdiler. “Ölücen maske tak” uyarılarını sallamayan halkım söz konusu arabasına açılacak bir oyuk olunca dünyanın en hassas insanı olabiliyor.

Bu sebeple Fahrettin Bey AFAD ile işbirliği yapsa, hergün değişik bir afet uyarısı yapılsa halkımız değil yüzüne maske, kıçına bez bağlamadan sokağa çıkmaz!

KLAKSONA DÜŞÜNEREK BASALIM

Konuşurken anca 500 kelime kullanıyoruz. “Reis aya 4 şeritli otoban yaptı” diyorlar, “Kafa mı buluyorsun” diyerek çıkışacağımıza, “Reistir, yapar” diyerek pişkin pişkin sırıtıyoruz!

Ancak trafikte bir tuhaf oluyoruz. Yarım metre yolu yanındakine kaptırmamak için ay otobanını yiyen o naif adam bir anda Herkül-Einstein karışımı bir yaratığa bürünerek gücüyle zekasını birleştirebiliyor. Bir anda karışık algoritmalar yazıp motorunun her beygirini kullanarak kapıveriyor o yarım metreyi. Sonra bir yarım metre daha gidebilmek için 10 dakika bekliyor!

Yolu kaptıran da boş durur mu. Kelime dağarcığını artırmak adına instagramda fotoğraf bakmaktan başka bir şey yapmayan şahıs klaksonla binbir türlü küfürü çalabiliyor.

Lütfen hastane, okul, sokak araları gibi yerlerde, hatta tüm şehir genelinde o klaksona mezbaha yolcusu, kesim paniğindeki danalar gibi basmayalım. Her klaksonda bir hastanın, bebeğin çok ihtiyacı olan uykusundan uyanacağını düşünelim. Ya da bir sorunun cevabı dilinin ucundayken korna sesiyle unutuveren, hayatının geri kalanını şekillendirecek bir sınavda ter döken çocuğunuzun dikkatini bozduğunuzu düşünün. Biraz düşünün ki daha huzurlu bir ülkede yaşayalım.

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36

banner50