banner16

Çocukluğumuzda tuhaf bir hikaye anlatılırdı. Neden anlatıldığını sorgulama ihtiyacı duymamıştım. Kısmet bugüneymiş!

Hikaye kısaca şöyle:

Yaşlı adam iki çocuğun kavga ettiğini görünce araya girmiş. Yapmayın, etmeyin dedikten sonra, sormuş...

-Senin adın ne?

-Sanane

Peki senin adın ne?

-Banane 

Sizin hiç terbiyeniz yok mu evladım? 

-Terbiye evde ders çalışıyor!

Ne anladık hikayeden?

Sanane ile Banane sokakta haytalık yaparken, kardeşleri Terbiye hayırlı evlat kontenjanından evde ders çalışıyor.

Galatasaray’da ise “Utanma” evde ders çalışıyor.

Kulübün imkanlarını babalarının malı gibi kullanan Mustafa Cengiz ve arkadaşları resmi youtube kanalında yayınlanan son 18 videonun 15’inde başroldeler.

“Utanma”, bırak artık ders çalışmayı da gel şu kardeşlerine iki çift laf et!

TİMSAH GÖZYAŞLARI

Galatasaray’da yeni moda çıktı. Kürsüye çıkıp sorulan soruları cevaplamak işine gelmeyen başlıyor ağlamaya! Bu yönetimin tek bildiği en tepesinden en ucuna demagoji! Hafta sonu sanal alemde divan kurulu toplantısı yapıldı. Geçen dönemlerde icraatlarıyla özellikle liseli genç kardeşlerinin nefretini kazanan Sicil Kurulu Başkanı Selçuk Erdoğmuş kürsüde yine ağladı! Sorulan soruları profesyonelce duymazdan gelen Erdoğmuş kendisinin ne kadar muhteşem bir sicil başkanı olduğunu anlattı durdu. Yeni bir Galatasaray kurma hayalleri olan Erdoğmuş, Galatasaraylılar Derneği’ndeki mali genel kurulda da gözyaşlarını tutamamıştı.

Sayın Sicil Kurulu Başkanı, ya kürsüde kendinizi tutup ağlamamayı becerin ya da kürsüye çıkmayın.

Bu sürekli ağlama durumu sempatik ve duygusal görünse de üyelerin çoğunluğu tarafından timsah gözyaşları olarak nitelendiriliyor.

SURİYELİLER GELECEĞİN BELASI!

Bu ülkenin başından melanet eksik olmuyor. Zamanının Esad’ı, günümüzün Esed’inin zulmünden kaçan Suriyeliler’e kucak açtık. Çoluk çocuğu açlıktan, donmaktan kurtardık. İnsani vazifemizdi, yerine getirdik. Getirdik ama yanlış getirdik. Milyonlarcasını şehirlerimize saldık. Dilendirdik, fuhuşa mecbur ettik, yollarda, otoban kenarlarında kartondan yataklarda yatırdık.

Ne için?

Oy için, militan yapmak için, belki de bizim aklımızın bile yetmeyeceği planlar için bu çaresiz insanları şehirlerimize saldık. Halbuki sınırda açılacak kamplarda yardımımızı yapıp, durum düzelince memleketlerine geri postalayacaktık Suriyeliler’i.

Maalesef aradan geçen 6-7 senede ilk gelenlerin çocukları delikanlı oldular, palazlandılar. Tek tük duymaya başladığımız kentli-Suriyeli kavga haberleri sıklaştı, yaşam alanlarını sahiplendiler, organize oldular. 

Nihayetinde hafta sonu dananın kuyruğu koptu. İstanbul, İzmir, Gaziantep, Konya gibi büyük kentlerde eş zamanlı, organize gösteriler düzenlediler. Tekbirlerle ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) ve El Nusra bayrakları açtılar. Göstericilerin büyük bölümü son günlerde papaz olduğumuz araplar, bizden de nefret ediyorlar. El Nusra dünyaya göre terör örgütü, El Kaide’nin kankası. Tek dertleri güney doğumuzda bir islam devleti kurmak.

3 kişi sokağa çıkıp, maskesiz Zeki Müren’den şarkılar söylesek polis başımıza çöker. Söylemekte ısrar edersek kafamıza cop, genzimize biber gazı. Ama sayıları binleri bulan bu göstericilere polisimiz gıkını çıkarmadı. Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş bu durumu nasıl açıklayacak, ya da açıklayabilecek mi? Terör örgütü gösterisi yapılıyor, cihat-şeriat çağrısı yapılıyor. Toplu eylem hesapta yasak, hiçbirinde maske yok, vatandaşının ödünü koparıyorlar, yol kesiyorlar, trafiği durduruyorlar, anıtlara çıkıp fetva veriyorlar. İlişen yok, karışan yok.

Çok ayıp ediyorsun polis amca, siyasete alet olma!

AYRANIMIZ YOK İÇMEYE...

Bir ülkede adalet olması gerektiği gibi dağıtılmazsa, ekonomik istikrar olmazsa ilk kaçan önünü göremeyen dış yatırımcı olur. Bizde iç yatırımcılar bile tüydü!

Batışımızın sebebini aramaya gerek yok! Net olarak kimse de bizi kıskanmıyor, nokta.

Bizi yönetenler bu durumun farkında değiller ya da farkında değilmiş gibi davranıyorlar. Bu haberi gözünüzden kaçırdıysanız hep beraber okuyalım.

“Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2021 bütçesini Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’na sundu. Bütçe cetvellerinin detaylarına göre Cumhurbaşkanlığı’na gelecek yıl 30 binek otomobil, 5 minibüs, 5 pick-up, 5 panel ve 2 otobüs daha alınacak. Vergilerden 1 trilyon 58 milyar lira gelir bekleniyor. Tütün mamullerinden 65.5 milyar lira, şans oyunlarından 4.1 milyar lira hedefleniyor. Cezalardan beklenen gelir 19.2 milyar lira. Harçlardan 35.1 milyar lira toplanacak.”

Bu araba alınacak insanların 2020 yılında işlerine belediye otobüsüyle gittiklerini sanmıyorum. Hepsinin altında şoförlü milyonluk gıcır gıcır araçlar olduğuna eminim. Bir sene daha aynı arabaları kullansalar milyarlarca lira tasarruf edebiliriz. Milyonlarca ekmeği askıya asabiliriz! Zor günlerimizde böyle haberler okumak çok can sıkıcı. Umarım biri çıkar da 2021’de 2020 model arabalarla işe gideceklerini açıklar.

KOCA BİR AYIP!

“İstanbul Valisi Sn. Ali Yerlikaya, İl Emniyet Müdürü Sn. Zafer Aktaş, bakan yardımcılarımız, il sağlık müdürümüz, saha koordinatörlerimiz ve başhekimlerimizle birlikte, salgının İstanbul’daki seyrini masaya yatırdık. Devam eden artışa karşı alınacak tedbirleri kararlaştırdık.”

Ekrem İmamoğlu, toplantının varlığından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın attığı bu tiwitle haberdar oluyor.

İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı toplantıya çağrılmamış, toplantı yapıldığı zaman virüse de bulaşmamıştı. Bu zavallılık, bu kin, bu nefret, bu çekememezlik nereye kadar sürecek.

Aradan kaç gün geçti sağlık bakanından ses yok. İstanbul’u ilgilendiren çok önemli bir toplantıya belediye başkanını ne düşünerek çağırmazsınız!

Sayın Bakan Fahrettin Koca, durumu nasıl izah edeceksiniz!

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36