banner16

Tabii ki Mustafa Cengiz ve arkadaşları.

Galatasaraylılığı bitirdikleri gibi Galatasaray’ı da bitirmek için uğraşıyorlar. Sarı Kırmızılı camianın pandemisi oldular, Dursun Özbek antipatisi mucizesiyle bir anda altlarında buldukları koltuklarına koalanın ağaca yapıştığı gibi yapıştılar.

İbra edilmediler gitmediler, kapı önüne kondular gitmediler, olmayan şirkete ihale kazandırdılar, yolsuzlukları ortaya çıkınca da utanmadan gitmemekte ısrar ettiler.

Elde avuçta ne varsa sattılar, menajerlere anlaşılmaz şekilde futbolculara verdikleri kadar para ödediler, satacak şey kalmayınca Derneği, Sportif A.Ş.ye sattılar. 2 yılda Galatasaray Spor Kulübü Derneği’nin Sportif A.Ş.ye olan borcunu beşe (5) katladılar.

Finansal fair play (FFP) lafını tersinden anlayıp centilmenlik dışı yapılacak tüm operasyonları yaptılar. UEFA’yı, SPK’yı, ufak yatırımcıyı, hocayı, camianın saflarını, taraftarı öyle ustaca kandırdılar ki yalanlarına kendileri bile kandılar.

MİLLET BAHÇESİ’NDE BİR KAÇAMAK!

Başkan ve 2. başkan, laikliğin simgesi olan camianın yüzünü Millet Bahçesi açılışında kızarttılar. Koşa koşa gittler, yaptıkları çiğliği anlayınca da koşa koşa kaçtılar.

Başkan Mustafa Cengiz bir türlü dilini tutamadı. Üyelere “Köfteler” dedi. Tepki alınca, “Köfte demek istemedim özür dilerim. Hurmalar” diyecektim dedi. Yine üyelere laf cambazlığı yapacağım derken, “Adam değilsiniz” deyiverdi. Rahmetli Orhan Boran ve kuklası Yuki’ye özendi; kürsüde kafasını yana eğip iki kişi gibi konuşmaya çalıştı. Ne kadar Galatasaray düşmanı varsa can ciğer kuzu sarması oldu! Nihat Özdemir ve federasyondaki tetikçilerini ibra etti, sarmaş dolaş maç seyrederken Ali Koç’un, “Sayın Başkan kuytuda başka ortalık yerde başka konuşuyor” lafını yaladı yuttu.

Başkanlık makamına olan saygımızdan dolayı, “Laf ebeliği yaparken” demeyelim de esprili konuşayım derken devirmediği çam kalmadı.

GALATASARAYLILIĞA İHANET EDENLER

Sayın Başkan ve arkadaşlarının “Eğlendirici, güldürücü, hoş, sevimli” gibi görünen ancak Galatasaray Camiasını derinden yaralayan icraatları saymakla bitmez. Ancak bir tanesi var ki hâlâ aklım almıyor, affedesim gelmiyor!

Geçen yıl öyle bir ayıba imza atıldı ki bunda payı olanlar tarih yapraklarına kara harflerle geçtiler. Sicil Kurulu Başkanı Selçuk Erdoğmuş’un çabalarıyla Galatasaray Lisesi mezunu 139 pırıl pırıl gence “Sahtekar” damgası vuruldu. 

Hikaye çok basit.

Galatasaray Lisesi mezunları Tüzük’e göre kulübe direkt üye oluyorlar. Prosedür gereği iki üyeden de referans imzası almaları gerek. Bu çocukların formlarını toplayan aklıevvel bir ağabey kimseye haber vermeden tüm imzaları başka üyelerin isimlerini kullanarak atıveriyor. Sicil başkanı da hafiyelik yaparak bu kurnazlığı yakalıyor. Çocukların bir bölümünü toplayıp ayar vermeye çalışıyor. Orada olmaması gereken yancı gevezeler de çocukları, “Kara listeye girer daha da kulübe üye olamazsınız” diye korkutuyor. İş uzayınca devreye aklıselim giriyor ve yerlerine imza atılanlara müracaat ediliyor. % 90’ı icazet vererek çocukların üye olmalarında bir sakınca görmediklerini söylüyor ve atılan imzaların arkasında duruyorlar. “İcazet hukuka aykırılığı ortadan kaldırır” diye bir kural var. Ancak Erdoğmuş ve arkadaşları bu fırsatı kaçırmayarak pırıl pırıl 139 gence sahtekar damgası vurup yerlerine daha önce söz verdikleri tribüncü arkadaşlarını kulübe üye yapıyorlar.

REZALET BU SENE DE DEVAM ETTİ

Galatasaray’daki işleyişi bütünüyle değiştirmek adına dev bir masa büyüklüğünde, kağıda dökülmüş hülyaları olduğunu bildiğimiz Selçuk Erdoğmuş bu sene imzalar sıkı bir kontrolde atıldığı için mızıklanacak başka bir alan buluyor kendine.

18 yaşını doldurmuş 25 Galatasaray Lisesi öğrencisi üyelik formu doldurarak kulübe teslim ediyorlar. Beklenmedik şekilde elinden kontenjanı alınan hafiye, bu kez kötü yazılmış yönetmelik maddesinin arkasına saklanarak 25 lise öğrencisinin ailelerinin gözünü acımasızca korkutuyor.

Efendim neymiş, lise öğrencisi bir derneğe üye olursa okuldan atılırmış! Halbuki yönetmelik maddesi lise öğrencilerinin siyasi faaliyette bulunmasını engellemek için yazılmış. Bu sene de sicil cimcimeleri 25 lise öğrencisi ve ailelerini korkutarak kontenjan açmaya çalışmışlar! Neyse ki kötü yazılmış yönetmelik maddesini doğru yorumlayan lise müdürü, kulüp üyeliği için lise idaresi yönünden herhangi bir sıkıntı olmadığını belirten bir mektupla olaya son noktayı koymuş.

Yaptığı bu tür hatalar ve diretmelerle Mustafa Cengiz’in ibra edilmemesinde büyük payı olan Selçuk Erdoğmuş’un kontenjan hayalleri de yok olmuş!

Bu insanlar ne uğruna bu hale geldiler, büyülendiler mi, tehdit mi ediliyorlar, kandırıldılar mı?

Yazıda bahsi geçen isimlerden Mustafa Cengiz ve Abdurrahim Albayrak dışındakiler ailece görüştüğümüz arkadaşlarım. Nasıl böyle bir akıntıya kapıldılar, anlamakta zorluk çekiyorum!

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36