Ülke tarumar olmuş. Dolar 17 lirayı zorluyor. Reel enflasyon yüzde 300 ama işçi, emekçi ve emekliye 30 üzerinden zam yapılıyor. Memleketi batıran anlayış ise, nasıl ki, “Kandırılmışız” diyerek birçok töhmetten sıyrılmasını biliyorsa, “Beceremedik” diyerek de çekilmesini bilmeli. Ama onlar hâlâ uzaya adam göndermekle kitlesini etkilemeye çalışıyor.
Gün başına iki kadın cinayeti var. Tırlarla, binlerce kişilik kafilelerle kaçak göçmen dalıyor memlekete. 20’li yaşlarda mücahitlik hayalleriyle kandırılmış erkeklerden kurulu ve amaçları da Türkiye’yi çıktıkları kubura benzetmek!
Tam enseyi karatmak üzereyken sisler, dumanlar arasından Galatasaray beliriyor. Bu ülkenin laik, demokratik ve modern yüzü olduğunu tekrar gösteriyor.
Divan kurulu toplantısı var neşet ettiği lisede. İki başkan adayı Dursun Özbek ve Eşref Hamamcıoğlu kendilerini anlatacaklar. Başka kulüp olsa sandalyeler havada uçuşur. Oysa ki Galatasaray Lisesi’nde gülücüklerden başka bir şey yok uçuşan. Herkes dost, herkes kardeş.
Konuşmalara geçiliyor; Eşref Ağabey’in birkaç sitemkâr sözü dışında ortam canım ciğerim. Özgürlükten, vicdanı hür Galatasaray’dan bahsediyor Eşref Ağabey. Uzun süre sonra iki liseli aday çekişiyor. Dosta düşmana nasıl konuşulur, cevap nasıl kibarca verilir dersi var. Dursun Ağabey de bankalar birliğinin boyunduruğunda özgürlükten bahsedilemeyeceğine değinerek “Günde bir milyon lira faiz ödüyoruz” gerçeğini hatırlatıyor.
Konuşmasının sonunda da Galatasaray’daki bölünmüşlüğe, son yıllarda ortaya çıkan sevgisizliğe dem vurarak, “Belki de kadınlara yeteri kadar görev vermediğimiz için hâl böyle oldu. 11 Haziran’daki seçimli genel kurulu sadece kadınlardan oluşan bir divan heyeti idare etsin” önerisi yapıyor.
Alkışlar, alkışlar...
Peşi sıra bir kadın üye söz alıyor, Avukat Asena Yılmazkaya Dinçbaylı. “Biz Galatasaraylı kadınlar olarak listelerdeki kadın sayısının azlığından sıkıntılıyız. Seçim divanını da sadece kadınlardan oluşan bir ekiple yönetmeye adayız” diyor.
Sanırım dünya tarihinde bir ilk olacak. Bir spor kulübü genel kurulunu ilk defa kadınlardan müteşekkil bir ekip yönetecek. Hem de 50 yıl kadar önce sadece erkeklerin olduğu, erkek hegemonyasının güçlülüğüyle tanınan Galatasaray Camiası’nda!
Çağdaş bir Galatasaraylı olarak bu müthiş çıkıştan çok memnunum. Farkındalık yaratacak olan hareketin içinde olan kadınla evli olmak da beni ayrıca gururlandırıyor.
Türkiyeliler olarak çok kötü günler yaşarken bu güzellik sanırım Pandora’nın kutusunun dibinden çıkmasını beklediğimiz umut kadar değerli.
