banner16

Sarı Kırmızılılar’ın sıkıntısı kapanan takımlara karşı bir plan geliştirememiş olması. Ne zaman ki topla oynama oranı yüzde 70’lere çıkıyor puan kayıpları başlıyor.

Lafı uzatmanın gereği yok; Galatasaray hep kazanmak için oynuyor, Beşiktaş da. Ancak bu kez Siyah Beyazlılar kazanmak için oynarsa Galatasaray kazanır. Bu derbi de böyle bir derbi işte. Beşiktaş’ın tek şansı kapanıp fırsat kollamak.

Beşiktaş da kazanmak için oynayacağına göre Galatasaray’ın şansı daha yüksek. Beşiktaş adına bir paradoks!

Yine de dünya devi bile olsan inanmış 11 kişi gelip dersini verebiliyor. Geçtiğimiz günlerde oynanan Real Madrid - Sheriff maçını hatırlayalım. Topla oynama oranı yüzde 76’ya 24, şut 31’e 4, korner 13’e sıfır, pas sayısı 705’e 237 Madrid lehine. Maç Moldova temsilcisinin 2-1 üstünlüğü ile bitti.

İşte futbol bu sebeple bu kadar çok seviliyor. İçinden devamlı umut çıkan bir Pandora’nın Kutusu. Hayatın tesellisini arayanları kendine kördüğümle bağlıyor.

Pandora’nın Kutusu: Bilmeyenler için kısaca anlatayım. Yunan mitolojisinde Zeus tanrılar tanrısıdır. Prometheus’un ateşi çalarak insanlara vermesine çok sinirlenir ve tüm tanrıları toplayarak kilden bir kadın yaratır ve ona hayat verir. Prometheus’un kardeşi Epimetheus’la da evlendirir. Dünyalar güzeli kadının adı tüm tanrıların hediyesi anlamındaki Pandora’dır. Bir de kutu verir yanına. O güne kadar yeryüzünde hiçbir kötülük yoktur. Zeus, “Açma” demesine rağmen Pandora’nın merakına yenilip kutuyu açacağından emindir. Kutunun içine hastalık, acı, keder, kıskançlık, sefalet, kibir, felaket, açlık ve ölümü koymuştur. Pandora kutuyu açınca hepsi yayılır, Dünya’yı kötülük esir alır. Kahrolan Pandora kutuyu bir kez daha açar ve bu sefer kutudan diğer tanrıların insanlara acıyarak sakladığı UMUT çıkar. Bir kez salınan kötülük tekrar hapsedilemez ancak o günden sonra kötülük nereye giderse gitsin umut da peşinden giderek insanlara cesaret verecektir.

GALATASARAY İYİ YOLDA

Simon Kuper’in dediği gibi “Futbol asla sadece futbol değildir” olabilir. Ya da kısa bir süre önce kaybettiğimiz değerli ağabeyim Enis Fosforoğlu’nun dediği gibi, “Futbol sadece bir oyundur.”

Ne olursa olsun basında en çok yeri alan futboldur. 10 sayfalık spor gazetelerinin neredeyse 10 sayfasında da futbol var. Galatasaray basketbol ve voleybol takımları da Efes Pilsen, Eczacıbaşı gibi iddialı takımları yendiler. Yani kulüp iyi bir ivme yakaladı. Mustafa Cengiz ve arkadaşlarını silkeledikten sonra her dalda kıpırdanma var...

Ama ben size bambaşka bir daldan haber vereceğim...

2021 TYF 420-470 Türkiye Şampiyonası’nda 470 sınıfında Genel klasmanda ikinci, Karma klasmanında (bir kız bir erkekten oluşan ekipler) ikinci, U23 Gençler Klasmanında birinci olan Defne Danişmend’den bahsedeceğim. Benim de haberim arkadaşımın kızı olduğu için oldu. 33 yıllık spor yazarıyım, gazetecilik adına utandım. Kaçırdığım var mı bilmiyorum ama taradığım hiçbir gazetede haberi bulamadım. Google’da ise sadece TYF’nin resmi sitesinde var. 

Bu vesile ile Defne’den başka haberler de öğrendim; Genelde ve karmada birinci olan ekip Fenerbahçe’den Deniz Çınar ve Simay Arslan. Deniz Çınar, 2008-2012-2016-2020 Olimpiyatları’nda kardeşi Ateş Çınar’la yarışmış. Son katıldıkları olimpiyattan sonra ayrılmışlar, Türkiye Şampiyonası da Deniz Çınar’ın son yarışıymış. Artık antrenör olarak devam edecekmiş. Toplamda 7 tekne; 3’ü genç Fenerbahçe’den 4 ekip, İstanbul Yelken Kulübü’nden 1’i genç 2 ekip. Galatasaray tek ekiple yarışmış. Gençler klasmanındaki birincilikleriyle Defne partneri Efe Tulçalı ile bu seneki 470 Gençler Dünya Şampiyonası ve 470 Gençler Avrupa Şampiyonası’nda ülkemizi temsil etme hakkı kazanmış.

Lütfen sayın meslektaşlarım, sadece futbola saplanıp kalmayalım.

Bir lafım da Galatasaray Yelken Şubesi’ne; bu yarışın haberini, sonuçlarını resmi siteden yayınlatamayan şubeye şube demem ben. Yayınlanıp kaldırıldıysa da demem, hâlâ yayındaysa ve benim bulamayacağım kadar ücra bir köşeye saklandıysa da demem. Lütfen oldum demeden önce nasıl olunur öğrenelim sayın şube!

AFGANİSTAN’A ÖYKÜNENLERE!

Bu kökten dinci barbarlara dünya genelinde bizden fazla değer veren yok. Bazılarımız çıkıp Afganistan’daki düzeni övüyor bile. Afgan barbarlar da “Biz değiştik” falan diyerek dünyayla kafa buluyorlar kıt zekalarıyla.

Ne yapmış bu manyaklar biliyor musunuz?

Taliban denen kökten dinci yönetim Afganistan kadın milli voleybol oyuncusu Mahjabin Hakimi’nin başını keserek katletmiş. Suçu voleybol giysileri giyerek voleybol oynamak ve bu sapıklar idareyi ele geçiremeden önce ülkeden kaçamamış olmak. Şimdi anladık mı insanların neden uçakların kanatlarına sarılıp Afganistan’dan kaçmak istediklerini! Yetmemiş milli takım teknik direktörü Taliban’a takımın diğer oyuncularının olabilecekleri yerleri açıklamış. Yakalayabildiklerinin kafasını kesecekler.

Sadece ABD ya da Rusya değil, Birleşmiş Milletler’in bir ordu kurup Afganistan’a gerçekten özgürlük ve demokrasi götürmesinin zamanı çoktan geldi. Bu katliama göz yuman kim, hangi ülke varsa insanlık suçu işlemekteler.

Bu pis görünüşlü adamlar topluluğuna bizim memlekette yaşayıp da öykünen kim varsa cezasını en kısa sürede çeker umarım.

Küçük bir not: Suriye, İran, Afganistan gibi İslam Kanunları’yla yönetilen ülkelerden kaçan mülteciler neden İngiltere, Almanya, İtalya, Fransa gibi Hristiyan ağırlıklı ülkelere kapak atmak istiyorlar. Suudi Arabistan var, Katar var Birleşik Arap Emirlikleri var. En aşağı saydığım diğer ülkeler kadar da zenginler. Sadece saraylarında onbinlerce Budist Bangladeşli çalıştırıyorlar. Mülteci kabul etmiyor bu Müslüman Araplar. Sonra da “Din kardeşiyiz” yalanına inanmamızı istiyorlar.

Bir de bu mültecilerle ilgili sıkıntım var. Mesela Türkiye’ye sığınanlar az dindarız diye bizi beğenmiyor, Avrupa ülkelerine kabul edilenler ise merhamet gördükleri ülkenin ahalisine kafir diyorlar. İçimden tek bir cümle geçiyor bu nankörlere söyleyecek ama buraya yazamam...

Din bezirganlarının elinde ne hale gelmiş bu insanlar ve İslamiyet. Ancak suçun büyük bölümü siyasete dini karıştıranlara menfaatleri uğruna kurnazca göz yumanlarda ya da safça kananlarda.

PERSONA NON GRATA!

Latince devletler arası ilişkilerde istenmeyen adam demek. AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan on ülkenin büyükelçisini sınır dışı edeceğini söyledi. Sebebi de şu; ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda büyükelçileri Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymaya davet ettiler. Yaratılan algıyla iç işlerimize karıştıkları söyleniyor ama aslında ülkemizi yönetenleri uluslararası hukuk kurallarına uymaya davet ediyorlar.

Ben size işin gerçeğini söyleyeyim. Bu on ülkenin büyükelçilerini kimse persona non grata ilan edemez. Ancak anket şirketlerinde AKP’nin oy oranının hergün düştüğünü izliyoruz. Doların da 10 liraya dayandığı ekonomik faciayı örtmek adına güzel bir gündem değiştirme aracı oldu bu on büyükelçi.

Sayın hükümet yetkilileri, ne yazık ki biz sizin kadar kolay kandırılamıyoruz. Dünya bizi kıskanmıyor, acıyor. Uluslararası itibarımız kalmadı. ABD başkanı ülkemizin cumhurbaşkanıyla görüşmüyor. Her şeyde dışa bağımlıyız, yerli araba ve uçağın sadece adları yerli. Kasada para olmadığı gibi bakiye ekside. İşsizlik tavan yaptı gizleniyor, enflasyon zirvede gizleniyor, faiz indirerek ekonomiyi astarsız boyayla makyajlamaya çalışıyoruz, Erdoğan’ın evinin günlük gideri 8 milyon lira. Daha yazlığı var kışlığı var. Sadece Ak Saray’ın gideriyle her ay 85 bin asgari ücretli istihdam edilebilir. Belediyelerden büyük bağış alan Bilal Erdoğan’ın TÜGVA’sı var, irticai faaliyetleri için ordudan kovulan ve şimdi orduya parayla subay seçen SADAT var!

Örnekleri çoğaltabiliriz ancak gerek yok. Sadece marketteki pahalılık bile en koyu AKP’liyi partisinden soğuttu. En güzeli ülkeye daha fazla zarar vermeden aday olmamak üzere erken seçim kararı almanız. Dolar bir haftada 7 liraya inmezse ne olayım!

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36

banner50