banner16

Galatasaray’da üyeler, Galatasaray’a zarar veren bir önceki yönetimden başkan da dahil olmak üzere 7 yöneticiyi ihraç istemiyle disipline vermişler.

Başkan Burak Elmas ve arkadaşları da Mayıs ayının sonunda yapılması gereken seçimi erteleten Mustafa Cengiz ve 6 arkadaşı için “Zarar verenin yanına kalmasın” mantığıyla yasal süreci başlatmış.

Seçimi geciktirmek kadar harisçe bir düşünce yok. Zamanında çok eleştirilen, ibra edilmeyen Adnan Polat’ın lafıdır, “Türkiye’dir Galatasaray.”

Galatasaray, Mustafa Cengiz’e kadar üyeler beğenmese de bir şekilde günün şartlarına göre olması gerektiği gibi yönetildi. Yalpalamalar oldu ama hiçbir zaman ana ilkeler bu kadar çiğnenmemişti. Eğer ihraç istemi hayata geçebilirse sanırım güzel bir milat yaşayacak Sarı Kırmızılılar.

“Türkiye’dir Galatasaray” sözünün gücüne inanan bir kişi olarak...

YATACAK YERİNİZ YOK!

Yangın var memlekette. Ekologlar diyor ki, “Çok normal.” Meğerse Akdeniz bitki örtüsü kızıl çam ve maki yanmaya teşneymiş. Karadeniz yansa 150 yılda kendine gelemezmiş ama Akdeniz yanınca 40 yılda aynı ormanlar yerine gelirmiş, müdahalesiz!

Bana ne kardeşim, ben istemiyorum canım ormanlarımızın içindeki hayvanlarla beraber yanmasını. Evren boyutlarında toz tanesi kadar bile sayılmayacak küçücük gezegende beraber yaşadığımız canlılara milyon evren gücü kadar eziyet ettik. İnsanoğlunun zalimliği karşısında bazen insanlığımdan utanıyorum.

Arılar gitti, çatır çatır yandı milyarlarcası. Albert Einstein’ın meşhur lafıdır, “Arılar yok olursa insanlık da yok olur.”

Açayım; bitkileri, yani fasulyeyi, domatesi henüz çiçek evresindeyken ziyaret eden, bitki sevişmesi, tozlaşmayı yapan yegane hayvan arı. Yüzde 99’unu onlar hallediyor tozlaşmanın. Arı yoksa bitkinin dişi organının tepesine erkek organın ürettiği polen ulaşamıyor, dişinin ürettiği yumurta döllenemiyor. Sonuç; ortaya zigot migot çıkamıyor. Patlıcan, ebegümeci yetişmiyor artık, danayı doğuran inek beslenemiyor. Neticede biftek de bulamıyorsun brokoli de!

Kapiş?

Ürettikleri ve büyük gelir kaynağımız olan balı saymıyorum bile, seneye vişne-kayısı marmelatı var sadece kahvaltıda.

Kuşlar, kaplumbağalar, börtü böcek, yaban domuzları, gelincikler, porsuklar, sevimli sincaplar. Ayılar bile yandı, nesli tükenmek üzere olan Anadolu Kaplanları’yla beraber. Kurtlar tilkiler, makilerin dipleri yuvaları olan yaban tavuğu sülünler, keklikler de gitti, kaçabilenler ise kolay av olacakları düz ovaya mecbur kaldılar.

Bunların yok olmasına sebebiyet verenler sanırım bu dünyada ufak bir parsel sahibi olabilecekler ama öbür dünyada zebani ateşinden başka hiçbir şeyleri olmayacak.

ATATÜRK’Ü KALPLERDEN ÇIKARTAMAZSINIZ

Ben dahil herkes yazdı-çizdi...

Atatürk’ün kurduğu Türk Hava Kurumu’nu yok etme planının zalim bir parçasıydı yangın uçaklarını atıl bırakmak.

Aynı Atatürk Havaalanı’nın en prestijli pistine hastane dikmek gibi! THK’nın bin 478 taşınmazını satacaklar ağustosun ikinci yarısında.

Bildiğin lağvediyorlar. Bir saray var ya onu satsak THK’nın bin 478 taşınmazdan daha fazla para etmezse ne olayım. Ama amaç başka, eskiye ait ne varsa yok etmek.

Kardeşim ne alıp veremediğiniz var Atatürk'le? Osmanlı batarken, ülke parçalanırken son padişahı 17 yaşındaki çocukla evlenme sevdasındayken küllerinden Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran adamdan ne istiyorsunuz?

İstanbul’un en mütedeyyin semtindeki yobaz gayrılarının yüreklerinden sökemediğiniz o sevgiyi hangi sığ düşüncenizle sileceğinizi sandınız? Ne sandınız, ne planladınız? Zıvanadan çıktınız artık. Ne kadar boş gezenin boş kalfası paralı asker transfer etseniz de Suriye’den, Afganistan’dan; bu milletin gönlünden Atatürk sevgisini alamazsınız. Arap’tan ne hayır geldi bu millete, hep arkamızdan vurdular.

O mütedeyyin semtlerde bile artık aynı sevgi yok size karşı insanlarda.

Hiç mi araştırtmıyorsunuz?

Hiç mi, “Ne düşünüyor kitlem” diye merak etmiyorsunuz?

“Cana tak etmek” lügatınızda yok mu?

Kıçınızdaki çıbanın kılı olmak isteyen kimsenin kalmadığının farkında değil misiniz?

70’lerden 30’lara indiğinizi size kimse söylemiyor mu?

Neden indiniz hiç mi muhasebesini yapmıyorsunuz?

SORUMLULAR İSTİFA ETMELİ

Yandık, yandık, yandık. Çıra gibi yandık. Yanarken ilk 3 gün 3 helikopter vardı piyasada. Tepkiler geldi, bir yerlerden 3 daha buldunuz. Yardım çağrılarına, “İtibarımız zedelenir” dedi kurmaylarınız.

Sonra baskılara dayanamadınız, atıl bıraktığınız uçakların aynısını astronomik ücretlerle kiraladınız.

Çok paramız var ya!

Temmuz ayı itibarıyla enflasyon yüzde 18.95. 19 olsa faiz artırımı yapılacak. Milimetrik çalışan TÜİK’i sevsinler!

Sorumlu ne kadar bakan, bürokrat, amir, memur varsa istifa etmeli. İstifa en erdemli müesseselerden biridir. Medeni ülkelerde de sıklıkla kullanılır. Bizde ise sorumlu kendi dışında herkesi suçlar ve pişkin pişkin sırıtarak, karış karış konuşarak görevine devam eder.

Neyse yangınlara geri dönelim...

Söndürme çalışmalarına destek vermek için İspanya’dan 2, Hırvatistan’dan da bir uçak Türkiye’ye gelerek söndürme çalışmalarına katıldı. Böylelikle Türkiye’deki orman yangınların söndürülmesi için destek veren ülke sayısı altıya çıktı. Daha önce Ukrayna 3 uçak, Rusya 5 uçak ve 3 helikopter, İran bir uçak ve 2 helikopter göndermişti. Azerbaycan da bir helikopterini yola çıkardığını söyledi.

Nerede yere göğe sığdıramadığımız, hayranı olduğumuz, kralı ölünce milli yas ilan ettiğimiz fellahlar. Katar’ından Suud’una, emirliklerinden şeyhliklerine kadar neredeler?

Geçtim artık uçağından helikopterinden, bir duayı bile çok gördüklerinden en ufak kuşkum yok.

MEHMETÇİK NEREDE?

Akdeniz’in yarısı yandıktan sonra TOMA’lar devreye girdi. Uzman değilim ama görüntülere bakınca bayağı işe yarıyorlar. Su sıkan TOMA’yı görünce sevineceğimi rüyamda görsem hayra yormazdım.

Aklınız neredeydi be kardeşim, ilk gün gönderseydiniz ya!

Bir TOMA İstanbul’dan Antalya’ya 10 saatte gidiyormuş. Oralarda da TOMA yok sanki!

Asker söndürürdü sizden önce orman yangınlarını. Uçaklar, helikopterler suyu atar, yangını söndürür ama soğutmayı asker yapardı. Bakanlar itiraf etti, “Yangını söndürüyoruz ama birkaç saat sonra hortluyor” diye. Net anlatabildim sanırım. İnsan gücü de lazım, kazma kürek de lazım uçağın yanında orman yangınları için.

Kandırıldığınız zamanki asker yok piyasada. Bildiğimiz çocuklarımız var artık kışlalarda. Biz onlara Mehmetçik diyoruz, her durumda canını ortaya koyan çocuklarımız. Yan gelip yatmıyorlar, ihtiyaç halinde hepsi birer kahraman.

Her kışlada yangın bölüğü var, itfaye aracı, yangın tüpleri, yangın söndürme bombaları, kazma, kürek var. Daha önemlisi onbinlerce fişek gibi bilek gücü var. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “TSK yangınla mücadele ediyor” diyor. Gemisini falan gördük ama tek askerini göremedik yangın alanlarında. Niye bu müthiş güç kullanılmaz? Kendi askerimize mi güvenmiyoruz anlamak mümkün değil!

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler de durumu bizim izlediğimiz gibi izliyor. 900 bin askerin komutanı inisiyatif kullanamaz mı? 3 İzlanda nüfusu kadar erkek ve kadının komutanından daha çok şey bekliyor insan haliyle ama nafile. O da kumandanın ucunda gelecek talimatları bekliyor, başka bir görevi yok. Onbaşı olsa “Emir kulu” diyeceğim ama koskoca orgenerale yakıştıramam o lafı.

Mehmetçiğin kışladan çıkartılmama sebebi bile açıklanamadı. Kardeş Azerbaycan’dan yiğitleri aldık ama sayıları koca Akdeniz kazanındaki damla kadar. Ne yapsın sabiler?

GÜVEN KALMADI

Ormanlarımızın yanışındaki ihmaller saymakla bitmez ama yangınlardan saatler önce, 28 Temmuz’da Resmi Gazete’de hepimizin ezberleği kararın yayını bile yeter duruma bir kaşımızı kaldırarak bakmaya. Özetle; bir alanı turizme açma yani otel dikme yetkisi de tek adamda! Hollywood’luk olduk, haberimiz yokmuş gibi davranıyoruz. Asgari ücret 300 euro bile değil, ötesi yok. Hâlâ tüm dünya bizi kıskanıyor diyorlar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu birkaç ay önce, “Temmuz ayı ile beraber ekonomimiz uçacak, dünya da bize kıskançlıkla bakacak” dedi. Bırak uçmayı, yürüyemedik bile. Ekonomik anlamda son yılların en berbat temmuzunu yaşadık. Damat da böyle konuşa konuşa gitti.

Güven kalmadı artık en fanatik sempatizanlarınızda bile.

Sanırım yanlış yönlendiriyor danışmanlar. Aynaya bakacak vakit bulsak biraz, salim ve dinlenmiş bir kafayla. Yanlışları hepimiz gibi göreceksiniz.

Hani dedik ya, “ Türkiye’dir Galatasaray” diye.

Bu laftan güzel bir sonuç çıkartmak en akıllıcası olacak.

İki bakanı göndermekle bu iş temizlenmez. Mustafa Cengiz’in hatalarını tekrarlamamak en akıllı yol olacaktır.

Memleket artık erken seçime hazır, gidecekseniz de layıkıyla gidin. Zorlamanın kimseye faydası yok.

Çünkü, “Türkiye’dir Galatasaray.”

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36