banner16

Baktım ki spor adına yazacak pek bir şey yok, başka konulara da bakalım bugün.

Kulüpler zaten ekonomik krizde zor nefes alıyorlar. Üzerlerine gitmeye gerek yok! Son günlerin spordaki tek iyi haberi Galatasaray’ın şark zihniyetinden kurtulup normal haline dönmesidir. Yönetim sözcüsü Remzi Sanver müthiş bir vitrin. Yaptığı açıklamalar ve yönetimin şu ana kadar olan duruşu benim gözümde şampiyonlukla eş değerdir. Galatasaray’da şampiyonluklardan da önemli değerler vardır. Bu bilgi ve görgüden yoksun Mustafa Cengiz ve arkadaşlarından sonra Burak Elmas’ın arkadaşı Remzi Sanver pozitif anlamda tam bir kültür şokuyla Galatasaraylıları selamladı.

Çuvalla para harcayabilen Fenerbahçe bula bula zamanında “Fenerbahçelileri futboldan soğutan adam” Vitor Pereira ile yeniden anlaştı. Şu ana kadar hoca seçiminden mutlu olan bir Fenerbahçeli yok. Kredisi ekside olan Pereira’nın tutunabilmesi için ilk 8-10 haftayı galibiyetle tamamlaması şart. Aksi durumda 3’üncü hafta yeni hoca arayışı başlar.

Beşiktaş’ta tek kazanan var o da Sergen Yalçın. Gelen kağıtları en iyi şekilde kullanarak küpünü doldurdu! Şampiyon olan takıma, hocasına, yönetimine bir şey diyen taş olur. Takımı çok bozmazsa bana göre Beşiktaş önümüzdeki sezonun da favorisi.

ALTIN JENERASYON

Müthiş bir jenerasyondu biz ellili yaşların ana babaları. Fakir değillerdi, pinti hiç değil. Şimdiki gençlerin çoğundan daha fazla kitap okumuş, daha aydın düşünceliydiler. Aldıkları bir malı bozulmadıkça, kırılmadıkça kullanırlardı.

Annem de o jenerasyondan, yani Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü kendi gözleriyle görebilmiş yaş grubundan. Oğlumla ziyaretine gelip çöktük Çınarcık’taki o küçücük eve:)

Babamı Kozlu’ya sakladığımızdan bu yana yalnız annem. Çöküşümüzden o da memnun. Mutfak dolaplarındaki eşyaların yüzde 99’u yetmişli seksenli yıllardan kalma. Hali vakti yerinde, istese evle beraber tüm eşyalarını sıfırlar. Ama yapmaz, o ülkeyi kuran jenerasyonun çocuklarından. Atatürk sevgisini, vatan millet sevgisini yüreklerinin en derinlerinde yaşayan jenerasyon onlar. Dua etmeyi de içki içmeyi de bilen jenerasyon onlar. Türban değil baş örtüsü jenerasyonu onlar. Gerektiği yerde başlarını örtüp denize bikiniyle giren jenerasyon onlar. Eski ancak pırıl pırıl kap kacaklarıyla bir oda bir salonda oturan jenerasyon onlar. Kışlıkta bin 500, yazlığında 300 odayla itibar kazanmaya çalışanlara “Görmemiş” diyen jenerasyon onlar. Devlet itibarının oda sayısıyla değil liranın alım gücüyle ölçüldüğünü bilen jenerasyon onlar.

El öpmeyi hiç sevmem ama bu kez hepsinin ellerinden öpüyorum, iyi ki bizim ana babalarımız olmuşsunuz.

ZEKİ MÜREN’DEN SURİYELİLER’E

Çınarcık’tan söz açılmışken başka gözlemlerim de var tabii ki! Ahali değişmiş. 

Çocukluğumun Çınarcık’ında sokakta Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Muazzez Abacılar dolaşırdı. Şimdi Araplar’la Suriyeliler dolaşıyor.

Denizde yüzlerce çeşit canlı vardı, şimdi sadece midye ve deniz salyası var!

İçlerinde koşturduğumuz mısır tarlaları, zeytin bahçeleri vardı şimdi sadece beton var.

Tarihi Bizans Hamamı var. 2 bin yıl önce bu topraklarda yaşayanlar güzelliği ve şifalı duları için Çınarcık’ı bulup hamam inşa etmişler, kaplıca yani. Bizim aç gözlüler oraya da göz dikmiş ev yapacaklar sanırım. Demiri çimentoyu yığmışlar!

Hasan Baba diye bir mesire yeri vardı tepede. Adı hâlâ Hasan Baba. Fil bacağı kalınlığında su fışkırırdı kayadan. Altına karpuz koyardı büyüklerimiz. Kısa sürede patlardı. “Kim ayağını suyun içinde daha fazla tutacak” oynardık. Küçücük ayaklarımız morarırdı! Şimdi kedi sidiği kadar akıyor aynı su, tabii aynı suysa!

Daha onlarca çarpıklık var, hepsini yazmaya ömür yetmez ama bu en çarpıcısı; çakıllıktı kıyı. Denizden çıkardınız tek bir kum tanesi yapışmazdı üzerinize. Şimdi bildiğimiz kumluk olmuş sahil. Biraz araştırdım ki sebebi korkunç. Yapılan binlerce apartmanın temeli için kışın kamyon kamyon çakıl taşınıyormuş inşaatlara!

Çocukluğumdan bu yana bu ülkeyi kimler yönettiyse, başta Çınarcık olmak üzere belediyelerini kimler yönettiyse bu dünyada huzur bulamasınlar. Hani küçükken tabağımızda pilav tanesi kalınca babaannelerimiz, anneannelerimiz, “Topla ye onları yoksa öbür dünyada kirpiklerinle toplarsın” derlerdi ya, öyle olsunlar çarpık kentleşmeye göz yumanlar. Ama onlar kirpikleriyle pirinç tanesi değil, yapılmasına göz yumdukları apartmanları toplasınlar öbür dünyada!

ADAMLAR DA TÜRBAN BAĞLASIN

Deniz salyasından, ahali değişiminden denize giren pek yok. “Beach”ler açılmış Çınarcık’ın Teşvikiye-Kocadere Köyleri’nin sahillerine. Devasa yapılar gündüzleri plaj, geceleri disko-bar olarak kullanılıyor. Araplar istila etmiş.

Bir hamburger 60, bir şişe bira 40, 70’lik rakı ise bin lira, şişesi 4 bin liraya bildiğimiz 18 yıllık viski var. Öyle Hibiki Mibiki değil!

Adam çekmiş şortu, sarkıtmış göbeğini şortun paçasına kadar, burnunu karıştıra karıştıra dolaşıyor. Karısını da poşete sokup yanında getirmiş. Hava 30 derece, kadın o naylon poşetin içinde boncuk boncuk terliyor. Yine de hayatından memnun, gülümsüyor, çocuklarıyla ilgileniyor. Dışarı çıkınca bu kez yine kafasını sıkı sıkı saracak, yere kadar uzanan pardesüsünü giyecek, belki de kara çarşafını, bilemem artık! Adam şortunun üzerine bir tişört giyecek, parmak arası terlikleriyle şıpıdık şıpıdık yine dolaşacak.

Karışmaya kimsenin hakkı yok. Kadın istediği gibi kapanır, bu onun bileceği iş. Ancak ülkemizde kapanan kadınların bir bölümü baba, koca, ağabey zoruyla kapanıyor. Acaba şöyle bir iyileştirme yapılamaz mı bu konuda. Nasıl olsa artık herkes her şeyi istediği gibi eğip bülebiliyor.

Mesela dense ki, “Artık kızının, karısının, bacısının kapanmasını isteyen adamlar da kapanacak.”

Ne güzel olur değil mi? Kafasına türban bağlamış, ayak bileğine kadar pardesü giymiş bir koca kaç zaman dayanır. Denize poşetlenerek giren bir baba kızının deniz giysisine kaç zaman karışır.

Her kuralı koyan adamlar, eğitimsiz, kendi çıkarını koruyan, kendisine güveni olmadığı için birlikte olduğu kadını cendereye sokan adamlar. Aynı kısıtlamalar onlara gelse sanırım birbirlerinin gözlerinin içine bakarak geri vitese takmanın yollarını arayacaklardır.

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36