banner16

Uzun, kesintisiz ve tek başına bir iktidar dönemini ve deneyimi yaşayan ülke demokrasimizin, hemen her konuda, en iyi ve en üst düzeyler de olması gerekmez miydi?
Nerede ise gelişmiş ülke demokrasilerinde hiç rastlanmayan bu durum bize kısmet oldu!
Elbette az gelişmiş ve baskıcı rejimlerin olduğu ülkeler hariç...
Bu süreçte üç aşamadan geçmişdik, hatırlayalım;
İlk beş yıllık dönem çıraklık
İkinci beş yıllık dönem kalfalık
Üçüncü beş yıllık  dönem ise ustalık...
Sonra?
Ustabaşılık duymadığımıza göre, son dört yıllık dönemde, statü değişmemiş!
Demek oluyor ki yeni ve tek adam rejimi olarak adlandırılan başkanlık sisteminde, uzmanlık dalında bir değişiklik olacak! Onu da yakın zamanda, bilemediniz 2023 seçim sath-ı mahalline girdiğimizde meydanlarda duyabiliriz...
Elbette önümüzdeki dönemde müjdeler o kadar çok ki beşinci dönem için, ustalığın bir üst kademesi, baş ustalık gibi bir tanımlama gündeme gelebilir mi onu da bilemiyoruz!
Ama görünen köy kılavuz istemez dendiği gibi, bu yönetiminde, yirmi yıla yakın kesintisiz  uygulamaları, göz önüne alındığında ise durum tam bir acemilik ve çıraklık dönemi dense, hiçte yadırganmayacaktır...
Daha altı ay önce Covid-19 günlük yaşam kaybı üç yüzlere tırmanırken hiçbir önlem alınmadan bekleyenler
Bir ay önce, birkaç hafta yasakla, günlük yaşam kaybı, yüzün altına düşmesini nasıl açıklamamız gerekecek?
Madem bu kadar yeterliydi, bu önlem ilk tırmanışta uygulansaher gün yüzlerce insan ölmemiş olmayacaktı...
Aynı acemilikler ekonomik kararlarda da kendini göstermiyor mu?
Zamanında, illaki faizler düşük olacak diye inat edilmese ve bir kaç puan yükseltilseydi, döviz, altın, faizle, enflasyon, özetle TL bu kadar değer kaybeder ve 128 milyar gibi bir rezerv de heba edilirmiy di?
Keşke bu kadarla da kalsa ama ne mümkün?
Dış ve iç borçlanmada sadece özel sektör değil, devlet hazinesi, hatta bireysel borçlanmalarda tavan yaptı!
Diğer yandan milyarlarca dolara dayalı borçlanmış maliyetle yapılan köprüler, tüneller, havaalanları, kuleler ise tam bir ekonomik kara delikler olarak başımıza bela...
Ayrıca ücretler ve tasarruf sahiplerinin birikimleri ise bu sözde düşük enflasyona göre, sanal faizlerle ayrıca gizlice tırtıklan maktadır...
Ya doğaya karşı işlenen katliamlar?
Maden ruhsatları, HES, RES, otoyollar ve beton rantı için şehirlerin geniş alanlarında ki yeşillikler yok edildi, doğal canlılar telef oldu, dereler , göller kurudu ve en sonunda koskoca Marmara denizi salya, sümük barındırdığı tüm deniz canlılarla birlikte, yok olma ile karşı karşıya kalmadı mı?
Bence yaşanan tüm bu sonuçları ve nedenlerini acilen ikinci ve başka bir ustaya danışmanın vakti çoktan geldi de geçiyor bile!
Bundan sonraki oylar için tek çare, belli ki topluma verilecek yeni müjdelerle olacak, milyon metreküp, milyar metreküp, diye habire veriyorlar gazı, veriyorlar gazı...
Artık vatandaş ne kadar gaza gelir ve gazlarsa?
Sözün özü;
İster Karadeniz de, isterse Doğu Akdeniz'de milyarlarca doğalgaz bulduk, çıktı, çıkacak diye müjdeleyin nafile, vatandaşın açlıktan ve sıkıntıdan içinde o kadar gaz sıkıştı ki koy vermeye görsün, gerisini siz düşünün gari...

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36

banner50