Bağlaya bağlaya gidiyoruz ya olayları birbirlerine. Malum, ülkenin gündemi ışık hızında ilerliyor!
Nasıl ki Galatasaray için en kötüsü, “Mustafa Cengiz bile başkanlık yapıyor, ben de yaparım” algısıysa. Siyaset için de, “Mafyacı Sedat Peker haklı mı acaba?” algısının zihinlerimizi kurcalaması!
Ülkede her şey ama her şey, her şeye karışmış vaziyette. İnanmak istemiyorum ben kendi adıma Sedat Peker’in videolarına. Üç gün önce bu mafyacı, “Şunların bunların kanlarında duş alacağız” diyebiliyor ve Devlet, hükümet, erk... Artık ne diyorsak ona? Nüfusun diğer yarısının gönlünü soğutabilmek adına bir cümlecik edemiyorsa. Daha da söylenecek bir tek laf yok.
Çekeceksiniz bakan da olsanız eski başbakan da! Bu çileyi başınıza kendiniz örmüşsünüz gördüğümüz kadarıyla. Görmediklerimizin neler olabileceklerini düşünürken bile ürperiyoruz.
Galatasaray’ın da, Türkiye’nin de çivisini çıkardınız!
Yüce önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkesinin geldiği yerle Ali Sami Yen’in Galatasaray’ının geldiği yer aynı noktada.
İçim titriyor bu satırları yazarken, gerçekten üzülüyorum. Geçen yüzyılın muteber kurumlarının geldiği nokta içimi sızlatıyor. Sanmayın ki çıtkırıldım bir mizacım var! Tabiri caizse öküz gibiyimdir. Ama burnumun direği sızlıyor gerçekten olanları izlerken.
Neden en yetkili ağızlar çıkıp da iki kelime edemiyor gündem hakkında?
Sayın AKP lideri Cumhurbaşkanı, Sayın Galatasaraylılar’ın en güçlü derin isimleri...
Neden gürleyemiyorsunuz?
Biz Atatürk’ün kurduğu ülkenin, biz Ali Sami Yen’in kurduğu kulübün çocukları...
Sizden bir cümle bekliyoruz, ağzınızın içine bakarak,. Geleceğimize inanmak istiyoruz.
Yeter artık!
Ben “Türkiye’dir Galatasaray” lafını duymak istemiyorum zamanında çok sevmiş olsam da, bu laftan bir beklentim kalmadı artık!
