Ağzı ile kuş tutsa bir daha Galatasaray Kulübü’nün yanından bile geçemeyecek Mustafa Cengiz ve arkadaşları seçimi iptal ederek giderayak Galatasaraylılar’ın sırtına bir hançer daha sapladı, ihracı garantilediler!
Nasıl mı?
Neredeyse tüm başkan adaylarının kafalarındaki ortak düşünce şu:
“Bunca kötü yönetimin, bunca mali ve sportif başarısızlığın, bunca küfrün, bunca hakaretin, bunca aşağılamanın ve bir gün daha o koltukta oturabilmek için yapılan bunca ihanetin bir bedeli olmalı. Son flikayla kaçan istifacılar da dahil olmak üzere bu kişilerin bir kez daha Galatasaray’a zarar verememeleri için kulüple ilişikleri kesilecek.”
Rahatlıkla ihanet diyebiliyorum çünkü seçimi 29 Mayıs sonrasına ötelemek ihanetten başka bir şey değil.
“BUZ GİBİ SOĞUDUM” DİYOR
Şampiyonluğa ulaştığı sezonlarda bile Mustafa Cengiz, Fatih Terim’i ikinci plana atmak istedi. Onu bunu iterek herkesten önce podyuma fırlamanın cevabını her ne kadar kaza dense de Ali Sami Yen’in anmasında Eşref Hamamcıoğlu’ndan yediği omuzla aldı.
Fatih Hoca o kadar kırgın ki her maçta buzluğun üzerine oturarak içinin yaptığı işe ne kadar soğuduğunu haykırıyor ama anlayan yok tabii!
Bu kadar kırgınlıktan sonra Galatasaray stoper, orta saha, 10 numara arayışlarına bir de hoca ekleyecek sezon bitiminde. Bakışları ve vücut diliyle haykırıyor Fatih Terim, “Ben gidiyorum arkadaşlar” diye.
Yönetimin son sapladığı hançerin karşılığı en aşağı 1-2 aylık gecikmedir. Bu gecikmenin bedelini 4 aday aynı anda seçimi kazansa bile telafi edemez. Transferde geciken Galatasaray 2021-2022 sezonunu da pas geçer. Aziz Yıldırım-Ali Koç, Fikret Orman-Ahmet Nur Çebi Galatasaray’ın önünü kesmek için aralarında para toplasalar, Mustafa Cengiz’in verdiği hasarın yanına bile yaklaşamazlar!
TELAFİSİ VAR MI?
Olmaz mı tabii ki var.
Seçimi iptal eden kararını iptal edersen yine durum eski haline döner. Yani 29 Mayıs’ta seçim olur. Aportta bekleyenler de avuçlarını yalarlar. Kadro kurmakta zorlanan mevcut yönetimden taşan bilgilere hayret etmemek mümkün değil. Mustafa Cengiz o kadar çok nefret topladı ki adaylığı için gereken 100 imzayı, yönetimi kurmak için de 43 kişiyi bulamıyor.
Çok acı değil mi?
Sessizce ortadan kaybolacağına zaman kazanmak adına salgını kullanıyor. Olası verilebilecek yeni kapanma ihtimaline karşı Galatasaraylılar’ın bayramını iptal ediyor. Bu işlere o kadar uzak ki “Seçimin Galatasaraylılar’ın bayramı” olduğunun bile farkında değil. Salgın bitse, “O gün lisenin bahçesine göktaşı düşecekmiş” diye mızıklanacak neredeyse!
Yüce Tanrı ve daha ne kadar güç varsa şifa ve uzun ömür versin. Bu fani dünyadaki kariyerini Galatasaray Başkanı olarak sonlandırmak isterken, üyeliğini kaybetmiş olarak da çekip gitmek var!
Bu sebeple Sayın Başkan’ım, sayın kurmaylar...
Kişilerin değil, Galatasaray’ın alacağınız karara ihtiyacı var. Sayın Kaan Kançal, Sayın Yusuf Günay, Sayın Abdurrahim Albayrak; ikna edin Başkan’ı da bu yanlıştan dönsün kulüp. Daha çok gençsiniz, bir dönem sonra niyetlenseniz ne olur o değerli koltuğa! Belki de ilk defa ısıtırsınız Sarı Kırmızı atan kalpleri.
ÇELEBİ SEÇİME KATILMAYACAK
Galatasaray’ın tek derdi seçimin tarihi değil, seçimden önce iki yıldır yapılamayan mali genel kurullar ve genel kurul tarafından onaylanmamış son iki yılda yeni üye yapılan 800 civarı kişinin oy kullanıp kullanamayacağı.
Kim kazanırsa kazansın kazanamayana mahkeme yolları ardına kadar açık. O kadar falsolu vurdu ki topa mevcut yönetim, durmak bilmedi!
Son aday Işın Çelebi de yakın çevresine listesini vereceğini ancak seçime katılmayacağını, mahkeme haberlerinin yoğun olabileceği bir döneme dahil olmak istemediğini söylüyor.
Ne garip değil mi?
Mustafa Cengiz ve arkadaşları kulübün ayarlarını öyle bozdular ki düzelt düzelt, düzelmiyor. İlk defa duyduğumuz şeyler listesine Sayın Çelebi’nin düşüncelerini de ekliyorum.
Bakalım bu kâbus bitmeden daha neler göreceğiz!
SENİ ÇOK ÖZLEYECEĞİZ TÜRKER AĞABEY
Bazı isimler vardır bulunduğu ortama damga vurur. Esprileriyle, gözünüzün içine bakarak abuk sabuk bir şey anlatsanız bile sizi dikkatle dinlemesiyle, her duruma bir çare, her vaziyete bir espri çıkarabilmesiyle, ciddileşince sizi hazırola geçiren otoritesiyle, bilgisiyle, tevazusuyla, sesinin tonuyla Türker Ağabey hep kalbimizin bir köşesinde yaşayacak.
“Konuşulmadığın zaman gerçekten ölmüşsündür” sevdiğim bir laftır, Türker Ağabeyim de benim için ölümsüzdür. Huzur içinde uyu ağabeyciğim.
Tanımayanların biraz olsun kendisi hakkında fikir sahibi olabilmeleri için linke tıklamak yeterli olacaktır. “120 ile Mektebi Sultani” için eşim Asena Yılmazkaya ile Türker Ağabeyi konuk etmiştik. Bizim için unutulmaz, çok değerli bir gündü.