banner16

Bugün 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü!

Bir gazeteci için cennet gibi bir ülke Türkiye. Gazeteci başı günde 15-20 manşet çıkıyor. Haber demedim haaa, manşet dedim. Baba haber yani, yeri yerinden oynatacak haber.

Başka bir açıdan bakarsak ise cehennem gibi bir ülke gazeteci için Türkiye. Manşet fışkırıyor topraklarından ama birkaçı hariç yazabileceğin gazete yok, satılmışlar çünkü iktidar yanlılarına! Dün aşı için hastanedeyim, karı koca gazeteci iki eski dostuma rastladım. Tabii ki onlar da kaçmış gazeteleri ele geçiren AKP yandaşı zalim patronajdan, inzivadalar. Anlattıklarını dehşetle dinledim. Koca bir grubu satın alan adam tuvalet kağıdı almıyormuş gazete binasındaki helalara! “Hacetinizi evinizde görün” diyormuş mazeret olarak. Koridorda gördüklerinin yakasına sarılıyormuş, “Niye gazetelerime ilan alamıyorsunuz” diye.

Korkunç günler geçiriyor ülkemiz, basınımız da. Cumhuriyet tarihinin en baskıcı dönemini yaşıyoruz.

Damat ülkeyi batırır yazmak yasaklanır, tarikatçılar çocuklara tecavüz eder yazmak yasak, karikatür yasak, benzetme yasak, eleştiri yasak, sokağa çıkmak yasak, bayram kutlamak yasak, polisin halkı dövmesini görüntülemek yasak.

N’oluyoruz kardeşim neyi kimden saklayabiliyorsunuz. Hani bir taban kitle var ya; liderleri falakaya yatırsa, “Ne güzel vuruyor tabanıma tabanıma” diye zevkten dörtköşe olacak, onlardan vazgeçtim ben artık. Ama net % 70’lik bir kesim yemiyor artık kandırmacayı. Nasıl yesin ki, memlekette tek iyi şey yok; ekonomi çöktü, paradan puldan anlayanlar, “Daha bunlar iyi günlerimiz” diyorlar. Salgında birinci, insan haklarında dünya sonuncusuyuz. Didişmediğimiz ülke kalmadı, ezeli rakipler ABD ve Rusya bile Türkiye karşıtlığında ittifak yaptılar. Putin ile Biden gizlice buluşup kuyumuzu kazmak için fiskos köşesinde dedikodumuzu yapıyordur diye düşünüyorum bazen!

Önceki gün 1 Mayıs’tı, haklarını aramak için sokağa çıkanları döven polis her zamankinden daha net dövüyordu göstericileri. Görevlerini yapan gazetecileri ise “Yasak, çekemezsiniz” diye tartaklıyorlardı.

İki gün sonra da Dünya Basın Özgürlüğü gününü mü kutlayacağız, gülüyoruz ama iyiliğimizden değil, delirmeye başladığımızdan olsa gerek!

HAK GÖZETMENİN ANLAMI NE!

Yazının bu bölülümü çok kısa ve net. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü için bir mesaj yayınlamış. Kelimesi kelimesine şöyle:

“Bugüne kadar iktisadi kalkınma politikalarımızın her safhasında işçilerimizin haklarını gözetme gayretinde olduk.”

Reel enflasyon % 50’lerde, TÜİK 14.60 olarak açıkladı, benim emekli maaşıma aldığım zam 6 aylık % 7.36. Hakkımızı gözetmese ne yapacak bilemiyorum!

Çocukluk kahramanlarım Tom Miks, Çelik Blek ve Teks Willer dile gelip karşımda belirseler, “Vallahi işçilerin haklarını gözetme gayretinde olmuşlar” deseler inanmam.

KADIN BAŞKAN ŞAMPİYON OLDU

Bu haberi çok az yerde görebilirsiniz. Spor basınımız hâlâ üç büyüklerin peşinde koşuyor. On sayfalık spor gazetelerinin yedisi onlara ait.

“Misli.com 3. Lig 4. Grup'ta Şanlıurfa 11 Nisan Stadı'nda Karbel Karaköprü Belediyespor'a deplasmanda 3-1 mağlup olan Adıyaman 1954 Spor, rakiplerinin de puan kaybetmesiyle şampiyon oldu.

Adıyaman 1954 Spor'un kadın başkanı Cevher Erdem ise futbol tarihinde Türkiye'nin şampiyon olan ilk kadın başkanı oldu.”

Bunu da gördük ya artık ölsek de gam yemeyiz. Türk Futbolu denen bataklığın içinde bazen mis kokulu çiçekler de bitiyormuş. Bu özgürlük ortamında neye sevineceğimizi şaşırdık valla. Cevher Başkan’ı kutluyor, başarılar diliyorum.

TRAMPOLİNDE İLK MADALYA

“Avrupa Trampolin Cimnastik Şampiyonası'nda Elif Çolak ve Sıla Karakuş, gençler senkronize finalinde ikinci olarak, trampolinde Türkiye'ye ilk gümüş madalyayı kazandırdı.

Türkiye Cimnastik Federasyonundan yapılan açıklamaya göre, Rusya'nın Soçi kentinde düzenlenen Trampolin Cimnastik Avrupa Şampiyonası'nda genç kadınlar senkronize finalinde Elif Çolak ve Sıla Karakuş, 44.830 puanla Avrupa ikincisi oldu.”

TOHM’da (Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezleri) çalışan iki kızımızı kutluyorum, Cimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen’i de.

Bu ülkenin kumaşı o kadar mükemmel ki, iyi bir terzi elinde krallara layık elbiseler ortaya çıkıyor. Çelen cimnastiğe büyük bir ivme kazandırdı. Kendisini de hiç tanımam, bir kere çocukken görmüştüm o kadar. Ben sadece iyi yönetilebilirsek neler yapabileceğimizi işaret etmek istiyorum. Bıktık artık kötü yöneticilerden!

THY’Yİ DE ÇİFTLİK YAPMIŞLAR!

“THY ve raporda adı verilen bağlı 2 şirketteki yönetim kurulu üyeleri ile üst düzey yöneticileri için 2020’de maaş ve diğer olanaklar dahil, toplam 19 milyon 466 bin 996 lira harcandı.”

Haber bu kadar. 22 kişilik bir ekibe verilmiş bu kadar para ama aslında 19 kişiler. Prenslerden üçü çift maaş alıyor. 19 kişi 2020’de THY’nin yani devletin kasasından 19 milyon 466 bin 996 lira kapmışlar. Adam başı yılda 1 milyon 24 bin 578’er lira, aylık ise 85 bin lira ediyor. 

Buna karşılık 2020 yılında THY net 5 milyar 588 milyon lira zarar açıklamış. Ayda ortalama 85 bin lira kazanan dahilerin yediği naneye bakın siz.

Sonra memleketin çivisi çıkmış demek gelmiyor mu içimizden. Ağzımızı doldura doldura diyelim o zaman henüz yasaklanmamışken!

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36