banner16

Aklınıza gelecek her meslek grubuna muafiyet var. Neredeyse erotik iç çamaşırı satan mağazalarla layloncular hariç herkes sokakta. Tren, otobüs, taksi çalışıyor. Uçak, vapur, özel araba çalışıyor. Otel, otellerin içindeki barlar, restoranlar çalışıyor. Turistler sokakta, inşaat işçileri sokakta, yemciler sokakta, çiftçiler sokakta, imamlar sokakta, seyisler sokakta, reşmeciler sokakta!

Uzatmayayım, her pazartesi 23:30 civarı Cem TV’deki Arif Kızılyalın ve İbrahim Tokmak’la yaptığımız program bitişi özel arabamla eve dönüyorum. Sarı Basın kartım olduğu için muafiyetim var. Hemen itiraz etmeyin. Darbeler de dahil olmak üzere dünyadaki tüm olağanüstü durumlarda öncelik basınındır. Belki farkında değilsiniz ama en büyük hakkınız haber alma özgürlüğünüzdür. Tabii ki overlokçulardan daha fazla muafiyet hakkımız olacak. Konumuza dönelim, program bitti, yasağa rağmen Seyrantepe’den Bahçelievler’e bayağı bir trafikte dönüyorum. Yol daraltmalar, polisler, kırmızı kukuletalar her yerde. Erenköy’e de döndüğüm oluyor, o tarafta da durum farklı değil. Boğaziçi Köprüsü girişleri, trafik sıkışsın diye tek şerite indirilmiş. Ancak tek bir araba durdurulmuyor. Durdurulsa da o arabaları kullananlar erotik iç çamaşırı satıcıları ya da layloncular değil. Herkesin cebinde izin kağıdı var. Seçimlerdeki tercihlerimize bakarsak aklen Yüce önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün istediği seviyede değiliz. Ancak çakma da olsa bir şeye güvenmeden, yasakta sokağa fırlamayacak kadar da kurnazız. İlk günlerde durduruyorlardı ama her arabadan bir A4 kağıdı dayandı polisin burnuna doğru. Hiçbir işi olmamasına rağmen o A4 kağıdı sahibi en aşağı 15-20 kişi biliyorum.

Lafın kısası; bu kapanma yalancı bir kapanmadır. Yalancı dolma gibi, dolma değildir ama dolma gibi görünür. Biraz fazla kaçırırsan, affetmez mideyi darmadağın eder!

HIRSINIZLA HALKI TELEF ETTİNİZ

Çok kızan olacak ama salgını önlemenin en basit yöntemi topluca kapalı yerlere girişi yasaklamaktır. Mesela parti kongresi yapmasanız, camileri kapatsanız, izdihamlı cenazelere izin vermeseniz sanırım kayıplarımız çok daha az olurdu. Dinimiz o kadar mükemmel ki camide yaptığımız ibadetle evde yaptığımız ibadeti eşdeğer kılmış. Sizin yaptığınız dini siyasete alet etmektir. Sizin yaptığınız bu laik ülkedeki insanları sizin benimsediğiniz yaşam tarzında yaşamaya zorlamaktır. Baskı ve diretmelerin sonu mutlaka daha fazla özgürlüktür. Başta olduğunuz her gün bu dayatmanın dozunu artırdınız. İktidarı iyice sağlama aldınız, eyvallah. Ama mantığın dışına çıkınca insanın gerçekten isyan edesi geliyor.

Pandeminin alkolle ne alakası var. Marketler, bakkallar, hatta tekel bayileri açık ama alkol yasağı var. Eline sürüyorsun alkolü eline, virüsü öldürmek için. Bu tamamen, “Kitleme bu şekilde daha sevimli görünürüm” mantığıdır. Cami açıksa meyhane de açık olacak. Meyhaneyi kaptınca camiyi de AVM’leri de kapatacaksın. Hele hele marketlerin, tekel bayilerinin alkollü içki satmasına izin verilmemesini anlamak mümkün değil. Sokağa çıkmak yasak zaten yollarda içmenin mümkünü yok, evde de içince gidip komşumuzun suratına hapşurmadığımıza göre bu yasak neden!

Alınan tedbirler tamamen göz boyamadır. Ramazan sonunda Taksim Camii açılacakmış. Kongreler, tarikat lideri cenazelerinden sonra al sana bir pandemi patlatma fırsatı daha!

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36

banner50