banner16

Türkiye’nin en güçlü ailesinin prensi. Bir insanın alabileceği en iyi eğitimi almış; ayrıcalıklı, kökleri 1200’lere kadar giden Harrow’da liseyi okumuş. Rice ve Harvard’da ise üniversiteyi. Ulaşamadığımız ciğere murdar deriz ya, “Babası parayla okutmuştur” yaftasını yapıştırırız. Tabii ki babası elini cebine atmıştır ama bu okullar sırf parayla bitirilmez, kafa da gerekir.

Duruşu, tipi, düşünceleri, dünyaya bakışı falan tamamen mükemmel, çağdaş bir dünya vatandaşı.

Bir tek kusuru var, hayatı boyunca Galatasaray kompleksiyle yaşamış. Ne tuhaf değil mi? Sahip olabileceği her şeye sahip ancak ne zaman Galatasaray karşısına çıksa tokadı basıveriyor bu haylaz prense!

Fenerbahçe’nın başına geçtiği günden bu yana kupa yüzü göremedi. Bir 6’ncılık bir de 7’nciliği var. Biz diyelim 150 siz deyin 300 milyon dolar harcadı, 50’şer 50’şer transferler yaptı ama hâlâ lig sıralamasında Galatasaray’ın altında. Hem de transfer sezonunda Medine dilencisi gibi dolanan bu Galatasaray’ın altında!

Baktı ki bilek gücü yetmiyor, bel altına indi. 1959’dan önceki üç maçlık turnuvalardaki birincilikleri şampiyonluktan saydırmaya çalışıyor.

Ne için?

Yıldız sayısında Galatasaray’ı geçebilmek için.

Sayın Başkan emin olun ki aklı başında Fenerbahçeliler bile, “Galatasaray’ı yıldız sayısında böyle geçeceksek bir değeri yok” diyorlar. Bilek gücüyle kazanılanların değeri vardır. Cingözlükle elde edilenler ise ancak her daim istediği olan şımarık çocukları mutlu eder!

ALİ KOÇ YALNIZ DEĞİL

Galatasaray kompleksi konusunda ne yazık ki Ali Koç yalnız değil. Örnekleri çoğaltmak mümkün; Hulusi Belgü isimli eski bir yönetici var Fenerbahçe Camiası’nda. Galatasaray kıskançlığıyla yanıp tutuşuyor! Bir twit atmış geçtiğimiz gün. Aynen şunları yazmış cılız Türkçesiyle:

“@GalatasaraySK kabul etmeli ki gerçek kuruluş tarihi 1986 senesidir, Kurucuları Ali Uras, Ali Tanrıyar, Haluk Ulusoy, Mesut Yılmaz, Türker Aslan, Mehmet Ağar, Ahmet Güvenerdir. Daha öncesinde iddia ettikleri üzere Galatasaray diye bir kulüp bir kaç cılız başarının dışında yoktur.”

Türkiye’nin belki de en köklü camiasına bu basit yakıştırmayı yapmak Hulusi Bey tıynetindeki birine bile yakışmamış. Bir adım öne geçebilmek için kitleleri birbirlerine düşman etmek nasıl bir bencilliktir!

Bakın Hulusi Bey, madem geçmişi kurcaladınız, Galatasaray’ın kurucusu Ali Sami Yen’dir.

Peki Fenerbahçe’nin kurucusu kimdir? Net bir şekilde tık diye cevap verebilir misiniz ya da verebilecek olan var mı? 

Yoksa, “Ziya Songülen mi, Ayetullah Bey mi, Necip Okaner mi, Galip Kulaksızoğlu mu, Hassan Sami Kocamemi mi, Asaf Beşpınar mı, Enver Yetiker mi, Şevkati Hulusi Bey mi, Fuat Hüsnü Kayacan mı, Hamit Hüsnü Kayacan mı, Nasuhi Baydar mı desem” diye kıvranır mısınız?

Üstüne üstlük bu isimlerden Ayetullah Bey’in, Galip Kulaksızoğlu’nun ve Hamit Hüsnü Kayacan’ın Galatasaray Liseli olduğunu bilir misiniz?

AŞI MI VAHİM AŞ MI?

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Aşı meselesi vahim bir hal almıştır. Dünya genelinde 100'e yakın ülkenin aşıya henüz ulaşamadı” demiş.

Bizi ufak ufak “Aşı bulamayabilirize” alıştırıyor gibi geldi bana.

Olayın bir de başka boyutu var; sokaktaki insanlara soralım bakalım; onlar için aşı mı önemli aş mı?

Bizim millete dikkatli bakarsak çok ilginç şeyler görebiliriz. Mesela bir otobüse ya da tramvaya binin, ya da bir gemiye. İnsanların büyük çoğunluğunun burunları dışarıda. Sallamıyorlar koronayı moronayı. Cesaret edip biraz yaklaşabilirseniz konuştuklarının sadece dolar, euro ve hayat pahalılığı olduğunu duyacaksınız. Biraz daha yaklaşıp beyinlerinin içine girebilseniz; 19 senedir ülkeyi Tayyip Bey’in yönetmesine rağmen ekonomideki çöküşün Kemal Bey yüzünden olduğunu düşündüklerini göreceksiniz! En azından % 35’inde bu şekil göreceksiniz.

Dedim ya lafın başında bizim millet biraz ilginç diye!

DİN EĞİLİP BÜKÜLEBİLİR Mİ?

Gazetede haber, “Suudi Arabistan’da teravih namazı 10 rekâta indirildi.”

Nasıl yani ya? Kafaya göre inip çıkar mı bu sayı? Hazreti Muhammet 23 rekât kılarmış. Bence iyi bir Müslüman da 23 rekât kılmalı. Bu acele ne Suudlar?

Bir de bunların gezginleri var ki evlere şenlik. Hafta sonu eşimle Sultanahmet’teydik. Her yer Arap kaynıyor. Irkçı falan değilim ancak gerçekten çok gürültücü ve görgüsüz bir millet. Kendi adıma ne onlara sıcak bakabiliyorum ne de onlara dönüşmemizi bekleyenlere.

Bir restorana girdik ki eski dost Mesut karşıladı bizi. İyi bir otelde çalışmaya başlamış. Hem restorana hem de otele bakıyor. Arap turistler odalarına girince görevlilere bağırıp çağırıyorlarmış, “Alkol günah, biz elleyemeyiz, mini barı derhal boşaltın” diye. Buraya kadar normal, inançlarına göre alkol yasak, tepkilerinde haklılar. Ancak tatil bitip odayı boşalttıktan sonra temizleyenlerin boş şarap ve bira şişeleri bulmaları inançtan çok inanç şovunu sevdiklerini gösteriyor. Sonra gel de sev bu adamları!

BAKANIN SORUYLA İMTİHANI!

Milletvekili olmadan sağlık bakanı olan Fahrettin Koca’yı bir gazeteci yakalamış soruyor, “Sayın Bakanım devamlı kalabalık yerlere girmemeyi halka öğütlüyorsunuz. Kalabalık ve kapalı yerlerde daha fazla bulaş riski olduğunu söylüyorsunuz. Son günlerdeki vaka artışlarında lebalep dolu AKP kongrelerinin de rolü var mıdır?”

Inınınımmmmmm, Bakan bir süre gazeteciye dövecekmiş gibi bakıyor. Sonra birkaç hamasi laf sarfedip, “Bu konuyu gündemde tutmanın kimseye faydasının olmadığı kanaatindeyim" diyerek olay mahallinden kelimenin tam anlamıyla kaçıyor!

Ne zor değil mi oturduğu koltuğundan hatta sahip olduğu hastanelerden olmamak için dilinin ucuna kadar gelen doğruyu söyleyememek! Oysa ki Bakan Bey, “Evet yapılan onca uyarılara rağmen 81 ilden onbinlerce kişiyi bir salona sokup sonra tekrar geldikleri yere göndermek salgınla mücadele anlamında cinayete teşebbüstür. Bir tıp adamı olarak bu durumdan çok üzüntü ve kaygı duyuyorum” diyebilse ne kadar müthiş olur değil mi?

İşte size tek adam rejiminin güzellikleri. Bilgin Ağabey’in (Gökberk) dediği gibi, “Fahrettin Koca futbol federasyonu başkanı olsa, Nihat Özdemir sağlık bakanı olsa; sağlık ya da futbol için alınan kararlarda bir değişiklik olur mu?”

NOT:Letonya’yı niye yenemedik? Bir cevabı olan bana mail ya da twitter marifetiyle ulaştırabilirse sevinirim. Kendi fikrimi bir sonraki yazımda açıklayacağım.

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36