banner16

Yüzde 99’u kadına, çocuğa karşı işlenen şiddet ve cinsel suçların karşısında duran İstanbul Sözleşmesi, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla bir gecede hayatımızdan çıkarıldı.

Kadınlar başta olmak üzere, sivil toplum örgütleri ve kendilerini modern Türkiye’ye ait hissedenler Erdoğan’ın bu kararından geri dönmesi için sokaklara döküldüler.

AKP Medyası başta olmak üzere, siyasi güç bekleyenler, tarikatlar, sakallılar, cüppeliler de Erdoğan’ın önüne tebrik için dizildiler.

Eczacıbaşı Spor Kulübü hemen ertesi gün resmi sitesinden “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” başlığıyla bir metin yayınlayarak bu sözleşmenin kadınların güvencesi olduğunu duyurdu. Eczacıbaşı Spor Kulübü artık özgürlüğün lokomotifidir. Başkanından sporcusuna, profesyonel ekibinden taraftarına kocaman bir BRAVO.

Şaşırtıcı olan ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde slogan yarışına giren, kadınları koyacak yer bulamayan, şairliğe özenip ucube metinler yayınlayan anlı şanlı spor kulüplerimizden çıt çıkmaması oldu. Belli oldu ki 8 Mart’ta palavra sıkıyormuşsunuz. Seçiminiz her daim erkten yana. Eczacıbaşı Spor Kulübü hariç hiçbiriniz, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” diyebilme cesaretini gösteremediniz.

Yellendi mi mangalda kül bırakmayan Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi asırlık çınarlar...

Ya o kulüplerde yöneticilik yapan kadınlar...

Kayserispor Başkanı Sayın Berna Gözbaşı...

Hiç ağrınıza gitmiyor mu bu sessizliğiniz?

Voleybolda plonjon diye bir hareket vardır. Uzağınızdaki topa yetişebilmek için kendinizi ileri doğru paralel, Süpermen gibi fırlatırsınız. Öndeki kolla topu kurtarır, diğer kolunuzla da yerde kendinizi kaydırır, düşmenin etkisini azaltırsınız. Güç, teknik ve cesaret isteyen bir harekettir. Biraz voleybol oynamışlığım var. Öğrenene kadar hepimiz çenemizi yarmışızdır. Kendimizi yere nazlı büyüyen çocuklar gibi bıraktığımızda Pertevniyal Spor’daki hocamız bağırırdı, “Korkaktan sporcu olmaz beyler” diye.

Bilmem anlatabildim mi!

NOT: Yazı yayına girdikten sonra İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kalkmasına tepki gösteren Fenerbahçe Kulübü’nü kutlarım. “Kimse bir şey der mi?” diye korkmadan, adına ve köklü geçmişine layık bu açıklama Türk Sporu adına çok önemli.

NE RAHATSIZ ETTİ?

Bu sözleşme ilk günden bu yana bir kitleyi anormal rahatsız ediyor. Çok az sayıda olmalarına rağmen yaygaracı bir kitle. Neredeyse hepsi tarikatçı, kadının ayakkabısına bakınca bile tahrik olacak kadar nefsine hakim olamayan bir kitle bu kitle. Sözleşmedeki cinsel tercih ayrımcılığına karşı devletin güvence vermesine takıklar.

Açacak olursak; iki erkek sevgili olarak aynı evde oturuyor ve biri öbürüne şiddet uyguluyorsa, İstanbul Sözleşmesi o ilişkinin mağduruna da sahip çıkıyor. İşte devlet nezdinde eşcinselliğin tanınmasını kabullenemedi bu kitle.

Halbuki Cumhurbaşkanı’ndan ben bu kitleye, “Karınızı, çocuğunuzu dövmeyecekseniz, tecavüz etmeyecekseniz, küçük yaşta kızla evlenme niyetiniz yoksa, kahvehanedeki okey arkadaşınızla eşcinsel ilişki yaşayıp onu dövmeyecekseniz; sizi rahatsız edecek bir durum yok bu sözleşmede” demesini beklerdim.

SÖZLEŞME İPTALİNİN GETİRDİKLERİ

Konu hakkında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gözüne girebilmek adına açıklama yapmayan kalmadı.

- Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kadına yönelik şiddetle mücadelede kararlılığımız tamdır” diyebildi. Sayın Gül’e hatırlatayım; Sayın Cumhurbaşkanı sözleşmeyi kabul etmedi, iptal etti!

- AKP Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın partimizin 19. kuruluş yıldönümünde söylediği ‘Artık kendi çerçevemizi kendimiz belirlememiz gerekiyor. Adına da ‘Ankara Kriterleri' der, yolumuza devam ederiz’ sözleri siyasetimize ışık tutuyor. Sözleşmenin adının ne olduğundan daha ziyade içeriğinin ne olduğu önemli. Evrensel insanî değerlere uygun, toplumsal dokumuzu, manevî ve ahlakî değerlerimizi gözeten, herkesin hukukunu garanti altına alan düzenlemeler yapacağız” açıklamasında bulunmuş. Halbuki Sayın Kaya İstanbul Sözleşmesi’ni iyice okusaydı, aradığı içeriğin tamamını bulabilecekti. Ayrıca kadınla bir ili özdeşleştirecek olursak benim ilk tercihim daima İstanbul olacaktır.

- Elazığ depreminin ardından yaptığı açıklama ile tepki çeken ve pedofiliye karşı yasaları hedef alan Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Bedri Gencer de, sözleşmeyi iptal ettiği için Erdoğan'a teşekkür edenler kuyruğunda. Gencer sosyal medya hesabından, "Sonunda toplumun temeli aileyi yıkma peşindeki azgın azınlığın değil, milletin sağduyulu sesi galip geldi. Ailenin idam fermanı İstanbul Sözleşmesi yırtıldı. Artık geleceğimize daha ümitli bakabiliriz. Teşekkürler Sayın Erdoğan" mesajı yayınladı. Gencer, 'Elazığ'daki depremin ardından afetleri "Zinanın yasal olmasına" ve "Pedofilinin yasaklanmasına" bağlamıştı.

Sözleşmenin iptaline bu kadar çok sevinen Bedri Gencer’i özellikle pedofiliyle mücadele eden ahlak polisinin çok sıkı takibe alması gerek. Aman dikkat!

İNSANOĞLU İÇİN BİR İLK

- Bir gece yarısı operasyonu da Merkez Bankası’na yapıldı. Birkaç ay önce başa geçirilen Naci Ağbal görevden alındı. Genelde görevden alınanlar sessizliğe bürünür ve köşesine çekilir. Ancak Ağbal, “Sayın Cumhurbaşkanı’na Merkez Bankası Başkanlığı dahil bugüne kadar uygun görerek atadığı tüm görevlerden dolayı teşekkür ederim. Bugün itibariyle görevden alınmam nedeniyle de şükranlarımı arz ediyorum. Rabbim hepimizin hakkında hayırlısını nasip eylesin” açıklamasını yaparak “Kovulmasına teşekkür ederek” tepki veren ilk insan oldu. Bu teşekkürden kısa bir süre sonra yine bir gecede Türk Lirası % 16 değer kaybederek ayrı bir rekora imza attı. Gündemin hızına yetişebilmemizin imkanı yok. Bir gazetecinin haber bolluğu hayallerini bir gecede gerçeğe çevirenlere ne kadar minnet duysak az!

- Bir tuhaf açıklama da aylardır Boğaziçi Üniversitesi'ne ataması protesto edilen rektör Melih Bulu’dan geldi. “Boğaziçi Üniversitesi rektörü Melih Bulu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan affını istedi” iddiasına cevap veren Bulu, “Peki bundan şeyin haberi var mı? Mesela benim…” ifadelerini kullandı. 

Melih Bulu nasıl ki kayyum atandığında, kayyum atandığından haberi yoksa istifa ettiğinde de istifa ettiğinden haberi olmayacak. Boşa rüzgar yapmasın!

YOK ARTIK!

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Diyarbakır’ın il sınırı değişti. Buna göre, Kulp ilçesine bağlı Şenyayla bölgesinin Muş’a bağlanmasına karar verildi.

Sayın Cumhurbaşkanı bir imzayla Mars’ı da İstanbul Boğazı civarına aldırsa ne güzel olur. Oralara adam gönderebilmek için milyar dolarlar harcayan Elon Musk’a iyi bir kapak olur. Taksim - Rumelifeneri - Garipçe (40) İETT hattına da ekler (40 MARS) binleri Mars’a taşıyarak Elon’a nanik yaparız.

SUSTURUN ARTIK ŞU ADAMI

- Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz karşımıza her çıktığında bizi biraz daha fazla üzüyor. Belli ki sağlığı yerinde değil. Artık o makamda bulunmaması, o makam adına açıklama yapmaması gerek. Galatasaray’a inanılmaz zararlar vermeye devam ediyor. Bir Galatasaray Başkanı futbolla ilgili bir cümlelik açıklamasının içinde üç kere savaş, bir kere de çatışma diyemez, dememeli. Spor ahlakına ters bu kelimeler.

Sayın Başkan son haftalardaki mağlubiyetler için, “Yenilebiliriz. Önemli olan savaşı kazanmak! Biz bir çatışma kaybettik. Olabilir. Daha da kaybedebiliriz; ama bizim ana hedefimiz savaşı kazanmak. Mayısta bakacağız. İnşallah mayısta biz bu savaşı kazanacağız” yorumunu yapmış.

Yönetimin, Tüzük’ün 87’nci maddesinin 34 bendinden birine uydurarak Sayın Başkan’dan görevi alması şart oldu. O makam her akla gelenin değil, kelimelerin özen ve akılla seçilip söylendiği bir makamdır.

- Galatasaray’ın bir başka kanayan yarası da Selçuk Erdoğmuş başkanlığındaki sicil kurulu. Hafta sonu yeni üyelerin berat töreni vardı. Kısa bir hafıza taramasıyla eski başkanlara hakaret etmiş, aşağılamış kişilerin üye kabul edildiği ortaya çıktı. İki dönem önce 139 Liseli kardeşini kolayca harcayan Erdoğmuş ve arkadaşları bu kez çok gevşek davranmışlar! Kaldı ki bu sicil kurulu doğal üyelik hakkı olan bir Galatasaray Lisesi mezununu Başkan Mustafa Cengiz’e “Mustafa Bey” dediği için üye yapmamıştı. Mayısta seçim var, belli ki mevcut yönetimin mali genel kurul yapmaya cesareti yok, tekrar ibra edilmeyecekler diye dizleri titriyor. Ancak seçimden kaçış yok! Yeni gelecek yönetimin sicil kurulunun bilinçli yaptığı düşünülen hatalarını tashih edeceğinden şüphem yok. Benden hatırlatması; Galatasaray’ı değiştirmeye çalışanlar günün sonunda kendilerini kapının önünde buluvermişlerdir!

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36