banner16

Mesleğe başladığım yıllarda rakibin talip olduğu futbolcuyu ayartmaya çalışmak değil, rakibin yıldızını ayartmak modaydı. Semih Yuvakuran ve Tanju Çolak ilk örneklerdir.

Anadolu takımlarından yapılan transferler ise tam macera filmi tadındaydı. Rakip yöneticiler ulaşıp da futbolcunun aklını çelmesin diye oyuncular transfer sezonu bitene kadar kaçırılırlardı. Evet yanlış okumadınız, kaçırılırlardı!

İstanbul’a yakın çiftlik evlerine, Prens Adaları’na hatta açıkta demirleyen bir tekneye hapsedilir, yarı yalakalık yarı tehditle imza attırılırdı.

Bu sistemi Galatasaray cephesinde bitiren isim Alp Yalman, Tanju Çolak’ın Fenerbahçe tarafından kaçırılmasındaki tavrıyla tarihe geçti.

Gece 03:00’te Tanju’yu Kalamış Adası’nı karaya bağlayan ve o zaman demir zemini olan köprü üzerinde yakalayan Galatasaraylı yönetici Yurdeşen Karahasan heyecanla başkanını arar ve, “Tanju’yu ben ikna ettim, şu kadar daha fazla para verirsek bizde kalacak” der. Kibarlığıyla müsemma Sayın Yalman’ın cevabı kendisinden beklenmeyecek şekilde kısa ve nettir, “S........ gitsin.”

Bir çağın sonu olan bu cevapla beraber Galatasaray bu çapsız transfer savaşından çekilir. Her savaşın bir kazananı bir de kaybedeni vardır. Alp Yalman, Türkiye’deki tüm yöneticilere ricat borusuyla da bir savaşın kazanılabileceğini göstermiştir.

SONUÇ MU?

Lig şampiyonluğunun sayılmaya başladığı 1959 yılından Yalman’ın futbolcu ayartma-kaçırma sisteminden Galatasaray’ı çıkardığı 1991-92 sezonuna kadar Fenerbahçe 12, Galatasaray ise 8 kez şampiyon olabilmiş. O tarihten günümüze kadar Fenerbahçe 7, Galatasaray ise 14 kez şampiyon olmuş. Yerel başarılarla yetinmemiş UEFA Kupasını Arsenal’in, Süper Kupayı ise Real Madrid’in elinden alıp müzesine koymayı başarmış. Şu anda toplam şampiyonluk sayısında ezeli rakibine 22’ye 19’luk üstünlüğe de sahip.

Çıplak matematik hesabında; 1991-92 sezonuna kadar Galatasaray, Fenerbahçe’nin anca 2/3’ü kadar. 1991-92 sezonundan günümüze kadar ise rakibini ikiye katlamış, kaymak olarak da üzerine iki Avrupa Kupası Şampiyonluğu bırakmış.

Yani bu ayartma zihniyeti çökmüş, hâlâ peşinde koşturmak başarısızlığa tutsak olmakla aynı anlama geliyor.

MESUT ÖZİL VE İRFAN CAN KAHVECİ

Biri dünya yıldızı, apoletlerinde Şampiyonlar Ligi ve Dünya Kupası şampiyonluğu var. Fenerbahçe’ye bedelsiz geldi. Evet resmi açıklamalar böyle; Fenerbahçe, Özil transferi için Arsenal’e bir kuruş ödemedi ama neredeyse mevkidaşı İrfan Can için Başakşehir’e 7 milyon ödedi. Yersek, resmi açıklamaları bir kez daha gözden geçirelim...

Özil için:

“Mesut'un sözleşmesini feshettiği İngiltere'nin Arsenal Kulübüne herhangi bir transfer bedelinin ödenmeyeceği bildirildi. Sportif sonuçlara bağlı olarak en fazla 1 milyon 750 bin euro ödeme yapılacağı kaydedildi. Bu sezonun ikinci yarısı için herhangi bir para almayacak 32 yaşındaki futbolcuya 2021-2022, 2022-2023 ve 2023-2024 sezonlarında üçer milyon avro garanti ücret ve toplamda 550 bin euro imza parası ödeneceği aktarıldı.”

Yani Özil ve Arsenal Kulübü, Fenerbahçe’yi  o kadar çok seviyorlar ki; Kulüp bir kuruş para almadan yıldızını saldı, futbolcu da bu sezonu bir kuruş almadan tamamlayacak. Tam bir peri masalı!

Özil’den kat be kat daha fazla maliyeti olan İrfan Can için yapılan resmi açıklama ise şu şekilde:

“Sarı-lacivertlilerin kasasından bu transfer için 7 milyon euro + KDV çıkacak. Ayrıca 25 yaşındaki oyuncu 11 milyon euronun üstündeki bedelin % 20'si Başakşehir'e ödenecek.”

Madem 7 milyon euro verdin neden 11 milyon euro’nun üzerine satarsan Başakşehir’e pay veriyorsu? Bu durumun türkçesi ise şöyle:

“İrfan Can’ın transferi için o ya da bu şekilde Başakşehir’e 11 milyon euro bonservis bedeli ödedik, ancak bu rakamın üzerine satarsak Başakşehir’e kazandığımızın 1/5’ini veririz.”

HER ŞEY ONYEKURU YÜZÜNDEN!

Galatasaray, Onyekuru ile ilgilendiğinde de devreye giren Fenerbahçe genç Nijeryalı’yı para ile kandırmayı başaramayınca işi sıkı tuttu ve İrfan Can’ı çaresiz bıraktı. Hele hele ilk maçında Onyekuru’nun iki gol birden atması kesenin daha da açılmasına neden oldu.

Reelde iki futbolcu için bir anda 20, orta vadede de 15 milyon euro daha harcanacağı göz önüne alınırsa Fenerbahçe’nin borç hanesine 310 milyon lira daha eklenmiş oldu.

Sesleri duyar gibiyim, “Sana ne kardeşim, var adamların parası, istediklerini alırlar” diyorsunuz değil mi?

Bakın sevgili okurlar, biz hancıyız başkanlar yolcu. Meslek hayatımda 7 Fenerbahçe, 10 Galatasaray Başkanı gördüm. Şu anda kulüplerinin borcuyla uğraşan iki isim var; Ali Koç ve Mustafa Cengiz. Diğerleri evlerindeki koltuktan maçları izliyorlarsa ne âlâ!

İşimiz uyarmak, Galatasaray’ın 2 milyar 123 milyon lira borcunda önceki başkanların büyük katkısı var. İnanılmaz bir rakam değil mi Galatasaray’ın borcu! Sıkı durun şimdi, Fenerbahçe’nin borcunu söyleyeceğim, kulaklarınıza inanamayacaksınız! Hani hep “Cebinden verir Fenerbahçe Başkanları” denir ya! Ama maalesef tam 4 milyar 719 milyon lira Sarı Lacivertliler’in borcu. Galatasaray’ınkinin 2 katından bile fazla.

İşte biz bu durumu sizlere yansıtmak için görev başındayız. Günün birinde Sayın Ali Koç da çekilecek sahneden ama borçlar hep orada duracak.

ONYEKURU DEMİŞKEN!

Futbolu seviyorsanız nerede oynanırsa oynansın ilgiyle izlersiniz. Dünya Kupası finali de amatör bir maç da aynı lezzeti verir size. Dün gece geç saatlerde, evde oturmaktan bunalmış çocuklar bizim evin görüş alanındaki okulun bahçesine dalmış maç yapıyorlar. Hatta içlerindeki beyaz kazaklı, kısa boylusu ligimizde oynayan birçok futbolcudan daha hakim topa. Bitene kadar izledim maçı, özlemişim sokakta maç eden çocukları izlemeyi. Değişik bir şeydir futbol sevgisi, meleklere bile işi gücü bıraktırır izlettirir kendisini. Yeter ki Şeytan karışmasın işe. Her şeyi bozar o!

Onyekuru’nun Antep maçında ikinci devre oyuna girip düğümlenmiş maçı iki gol atarak çözmesine bozulan ruhu lakabına ayak uydurmuş yorumcu, “Onyekuru oyuna girince rakip takım diyecek ki, ‘bekler sert oynasın’ ama yapamadılar” diyebiliyor gevrek gevrek sırıtarak.

Utanma da kalmamış artık. Onyekuru çocuğun yaşında, anası var babası var, bir sürü seveni var. Ne yani gol atmasın diye ayağını mı kırsın bekler! Bu mantıkla Messi gelse Galatasaray’a, kiralık katil tutup vurdursun mu bekler Messi’yi!

Bu lafınla artık büyük vebal altındasın. Dua et Onyekuru’nun kılına zarar gelmesin. Yoksa tanıdık manıdık dinlemez, Allah çarpıverir önce seni!

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36