banner16

Sadece başkan bazında değil, kulüplerin yöneticilerine de bakalım diyeceğim ama ortada yönetici yok.

Fenerbahçe’de bariz bir Ali Koç hükümdarlığı var. Beşiktaş’ta Ahmet Nur Çebi’den başka ismi bilinen yönetici yok. En demokratik kulüp olan Galatasaray’da 20 yıldan fazla yöneticilik geçmişi olan Abdurrahim Albayrak’tan başka yönetici ismi biliyor musunuz? Kaldı ki Başkan Mustafa Cengiz’in üst üste ameliyatlar geçirdiği dönemde başkancılık oynayan Yusuf Günay’ın, başkanın kendine gelmesiyle esamisi okunmuyor. Diğer kulüplerimiz için de durum farklı değil. Hakem vurulacaksa da başkan niyetleniyor, tesis açılacaksa da başkan açıyor, röportaj verilecekse de başkan veriyor.

Lafın özü; Türk Futbolu başkanların arasına sıkışıp kalmış. Günden güne de eriyor. Nihat Özdemir gibi bir federasyon başkanı var en başta. Düzenin çarkları arasına sıkışmış bir çaresiz. İhale vereni ne çalıyorsa o da onu oynuyor. Siyaset hiç bu kadar futbolun içine girmemişti. Hiç bu kadar futboldan hatta sporun S’sinden anlamayan insanlar yönetmemişti futbolu. Yeni Türkiye böyle bir şey demek ki. Sporu sadece çabuk bir şekilde öne eğilerek verilen selamdan ibaret sanmak yeterli baş olmak için. 

Yönetemeye yönetemeye Türk Futbolu’nu elbirliğiyle bir alt lige düşürdüler. Artık şampiyonumuz Şampiyonlar Ligi’ne gidebilmek için iki ön eleme turu oynamak zorunda. Vizyonsuz milli hocanızı da bir gün Kulüpler Birliği toplantısına çağırın. 

Sporseverler olarak kına bizden!

ŞEYTAN BİLE İNSAFA GELDİ

Fenerbahçe, Başakşehir’i farklı mağlup etti. Fenerbahçeliliğiyle tanınan spor yorumcusu bile “Hakem maçı Başakşehir’den alıp Fenerbahçe’ye verdi” dedi. Pozisyonlara hiç girmeyelim. Maçın henüz başlarında Gustavo’nun gaddarca hamlesini sarı ile geçiştirmek, Rafael’e adama dokunmadığı halde sarı, itirazına da kırmızıyla ilerlemek bir takımı yakmak demektir. Fenerbahçe maçın neredeyse tamamını bir kişi eksik oynayacakken Başkşehir eksik kaldı.

En acısı da en koyu Fenerbahçeli’nin bile “Bir şey olmadıysa bile mutlaka bir şey olmuştur” dediği maçtan sonra Başkan Ali Koç’un, “Olur böyle şeyler, istekliydik ve ikinci devre çok iyi oynadık” beyanında bulunması bir spor insanına yakışmadı. Aynı kararlar terse olsaydı hâlâ tüm cüheriyle feryat ediyordu.

PARAYLA DEĞİL, SIRAYLA

Geçen sene Başakşehir’in nasıl şampiyon olduğu hâlâ zihinlerimizde. Neredeyse tüm maçlarında ufak tefek, bazı maçlarda ise kallavi hakem yardımı aldılar. Sayın Cumhurbaşkanımız her fırsatta AKP’li gençlerin Başakşehir’i desteklemesini istedi. Bu takımı onlar için kendisinin kurduğunu söyledi. Önemli maçlarına gitti, gidemediği maçlarına oğlunu gönderdi. Hatta şampiyonluk kutlamalarında Bilal Erdoğan saha içinde futbolcular ve Başkan Göksel Gümüşdağ ile sarmaş dolaştı. Bu havada elbirliğiyle Başakşehir şampiyon ilan ediliverdi. Yanlış da anlaşılmasın; İstanbullular’ın parasıyla iyi bir takım kurdu Başakşehir. Belki yardıma ihtiyaç olmadan da şampiyon olacaktı ama öyle olmadı. Bariz bir şekilde desteklendi. O zaman hiçbir Başakşehirli çıkıp da, “Rakibimizin canını yaktılar” demedi. Bugün de “Canımızı yaktılar” demeye pek hakları yok gibi geliyor bana.

Sporumuzun temizlenebilmesi için; siyasete bulaşmamış, daha önce yönetici olarak da spora bulaşmamış ama bir sporu çok iyi yapmış gençlere ihtiyaç var. Düzenin çarklarını kırabilmenin yegâne yolu budur.

Cimnastik tarihimizi Federasyon Başkanı Suat Çelen yeniden yazıyor. Finallerine katılamadığımız müsabakaların artık kürsülerinden inmiyoruz. Biraz siyasetten arınıp biraz da cesaretle uçup gideceğiz ama yobazlaşmış spor lobisi buna izin vermiyor.

YOBAZ DEMİŞKEN!

Ülkemiz kurulduğu günden bu yana yobaz zihniyetten çekmediği kalmadı. 23 Aralık 1930. Vatanı satan saltanatın devrilip Türkiye Cumhuriyeti kurulalı henüz yedi yıl olmuş. İzmir’in Menemen ilçesinde şeriat isteyen bir grup gözü dönmüşün karşısına çıkan 24 yaşındaki yedek subay Mustafa Fehmi Kubilay haince katlediliyor.

Aradan 90 yıl geçmiş. Uygun ortam bulduklarını sanan yobazlar yine şeriat istiyorlar. Beğenmediklerinin cesetlerinin camiye alınmamasını istiyorlar. Bu yobazlara destek veren din adamları var. Din adamlarının başı elinde kılıçla ezan okuyor. Hiç din adamının eline silah yakışır mı? Dinin simgesi silah değil, iyi niyet ve barıştır.

Devletin hiçbir biriminden Menemen katliamı, ayaklanmasıyla ilgili ufak bir yorum bile yok. Ne yazık ki çok üzücü bir durum. Mecliste bütçe görüşmeleri sırasında AKP Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu alenen, “Şeriat hukukumuzdur” dedi. Hâlâ partiden kovulmadıysa biraz düşünmemiz şart, hatta düşünüp uyanmamız şart.

SALGINDAN KORKMA, TEDBİRİ BIRAKMA!

Aynı depremlerden sonra ekrana çıkıp halkı paniğe sevkeden deprem uzmanları gibi şimdi de kovid uzmanları türedi. Depremciler meşhur olup şirketler kurup binaları kontrol ediyoruz ayaklarıyla parayı götürdüler. Kovidçiler de şu aşamada meşhur olmak peşindeler.

Kovid’den korkmamak gerek. Gripten daha fazla insan öldürmüyor. Ancak çok daha bulaşıcı. Çok dozda bulaşırsa da öldürücü oluyor. Sağlıkçılarımız bu nedenle büyük risk altında.

Korkmayacağız ama gerekli tedbirleri aldıktan sonra korkmayacağız. Ben tedbirlere 3M diyorum; Maske, Mesafe, Musluk.

Maske: Burun maskenin içinde, tel de burnun şeklini almış halde kullanmazsan hiç kullanma daha iyi.

Mesafe: Kasada, bankada. Kuyruğa girilen her yerde mutlaka bir öküz ensenize yapışıyor. “Amaaan boşver, muhatap olmayayım” demeyin, hastalığı kaparsınız. Mutlaka o öküzü uyarın. Diklenecek olursa, “Buradan teste gideceğim, galiba Kovid’im deyip kuru kuru öksürün. Ben öküzsavar olarak bu yöntemi uyguluyorum. Siz de deneyin:)

Musluk: Yemekten önce el yıkamak geleneklerimizde var. Eve gelen misafire önce kolonya ikram etmek de. Dinimizde var temiz olmak. Birkaç saat içinde ellerimizin klozet kapağından daha mikroplu bir ortama dönüştüğünü biliyor muydunuz. Üşenmeyelim, sık sık ellerimizi yıkayalım. Eve aldıklarımızın da yıkanabilecek olanlarını yıkayalım. Yıkanmayacak olanları ise en az 2-3 saat havalandıralım (varsa güneş altında).

Kapalı ortamlarda da çok dolaşmazsak bu illeti kapmazsınız merak etmeyin.

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36