Bülent Soylan
[email protected]

Kurun etkisini patates üzerinden anlatmak

20 Ağustos 2020 07:54

Sözüm, “Ben ekonomiden anlamam” diyenlere…
Ekonomiden “bihaber” vatandaş diyor ki:
Benim dolarla işim olmaz.
Dolar almam, dolar satmam, bankada dolarım bulunmaz.
Yurt dışına gitmem,
Mal ithal etmem,
Dolarla kiram da yok.
Hasılı kelam, “dolsa ne olur, dolmasa ne olur” bana dokunmaz, dolarla işi olanlar düşünsün. Şimdi bunlar ha bire bağırıyorlar ya, demek ki işleri güçleri dolar…
Kimileri de hak veriyor bu laflara tabii…
Öyle ya, adam doları rüyasında bile görmemiş ki etkileneceği aklına gelsin.
*
Niye böyle?
“Ekonomiden anlamam” dedi ya…
Hiç kusuruna bakmam. O “anlamam da anlamam” dese bile, ben yine de bir biçimde ve tabii ki en basitinden anlatmaya çalışacağım.

*
Şimdi soruyorum:
Sevgili hemşehrim, hani yediğin şu patates var ya… Hem de halis Niğde patatesi, şimdilik bırak tohumunun bir yerlerden geldiğini bir kenara, öz be öz yurdumun malı, bu toprağın altında yetişiyor değil mi?
Niğdeli köylü ekiyor,
Kabzımal Niğde’den getirtiyor,
Belki de satan pazarcılar bile Niğdeli olabilir…

Şimdi bu işte söylenebilecek başka şeyler de olabilir, tamam da…
Mesela o patatesin şu dolarla bir ilgisi olabilir mi? Yoksa birilerinin dediği gibi "ne alaka"mı?
Hadi sen düşünürken ben vereyim cevabını;
“Olur mu da ne demek, bal gibi oluyor”.
Bak anlatayım.

İhracatı bilirsin değil mi?
Hani burada üretirsin malı, kendin yiyemezsin, iyisini yabancı memlekete satarsın.
Niye?
Niye biz yemeyiz de dışarıya satarız?
“Para” için tabii…
Hem de şu her gün kavgası yapılan, günden güne değeri artan döviz cinsinden para: yani dolar, avro falan…
Hepsini mi satarız? Biz ne yeriz peki?
Biz de yeriz şüphesiz; hiç yemeden olur mu? Onu da anlatacağız.

Bu iş biraz incelikli ama önce şu üç konuda anlaşalım:

1.Yabancının, mesela Avrupalının cebindeki parayla senin cebindeki para arasında fark var mı “var”.
2.Senin ürettiğin meyvede da sebzede de malın bir iyisi bir de kötüsü var mı “var”.
3.Peki bu memlekette bunları yerli-yabancı kim daha fazla para verirse ona satmak serbest mi “serbest”.

Şimdi gelelim üreticisinden kabzımalına, oradan pazarcısına…
Biliyorsun, bizim memlekette dolardı avroydu bir aşağı iki yukarı boyuna hareket halindedir.
Diyelim ki bu günlerde döviz yine uçuşa geçti.
Mesela Niğde’nin patatesi…
En son kaç liraydı piyasası?
Diyelim ki 3 lira.
Avro kaç paraydı?
Ona da 7 liraydı diyelim ama şimdi 8.70 oldu.

Şimdi düşün bakalım; “Bizim patates semt pazarında hep aynı fiyattan satılsın, bunun dövizle ne ilgisi var” diyorsun ya…
İyi de o patates içerideki pazarda satılmak yerine yurt dışına satıldığında artık her bir avroluk satışta bu hesaba göre 170 kuruş daha fazla para getirmiyor mu?
Öyle bir durumda bizim patatesçi, o Niğde patatesini senin pazarda yine aynı fiyattan mı satar yoksa elin yabancısına sattığında daha fazla para kazandığı için ihraç mı eder?

Patatesin ticareti serbest olduğuna ve adam da paranın kıymetini bildiğine göre tabii ki ihraç eder.
Peki bizim pazarın patatesi ne olacak?
İki ihtimal var:
Ya satıcısına yabancıyla aynı parayı sen de verip aynı patatesi yiyeceksin, ya da bizim Karadenizlinin hesabı malın biraz ufağına, kötüsüne yani yabancının almadığına talip olup fıkrada olduğu gibi “dolardan bana ne, ben yine patatese 3 lira veriyorum, dolardan avrodan etkilenmedim” diyecek, düşük kaliteye razı olup kendini kandıracaksın.

Özetle söyleyelim:
Yurt dışına da taşabilen günümüz ticaretinde; sen istediğin kadar bunun dövizle alakası yok de, döviz arttığında senin yediğin patatesin de, domatesin de, patlıcanın da, kirazın da fiyatı artar. Çünkü döviz arttığında yurt dışına satıştan gelecek para kabaca dövizdeki artış kadar artar. Bu durumda da o patatesçi sana ihraç etmeyeyim de sen ucuz ye demez.

Anlaşılacağı üzere her döviz ve ihracat artışında “malın iyisi” dışarıya satılır sen adamların beğenmediğine kalırsın. Çünkü bu ekonomide senin başına düşen milli gelir payıyla yabancı alıcının başına düşen gelir katlamalı olarak birbirinden farklıdır.
İstersen sor mesela Uluborlu’nun o iri kirazlarını, Bursa’nın siyah incirini köşedeki manava. “Neden bu ara bizim tezgahlarda görünmüyor, görünse de fiyatı çok pahalı” diye.
“Bu ara İhracata gidiyor” diyecektir.

Bak bu lafın üzerinde biraz düşünürsen dövizdeki yükselişlerin bunların pazar fiyatını nasıl etkilediğini hem çözecek hem sana aksini yutturmaya çalışanlara cevabını verebileceksin.

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Şu Kanal inadındaki asıl mesele görünenlerden çok daha farklı olabilir mi?
06 Temmuz 2021 07:54

Bu memlekette bir şeyleri toptan değiştirmedikçe
09 Haziran 2021 07:54

"Vergi takozu" ve sadece devlete gelir sağlamak için vergicilik
29 Nisan 2021 07:54

Yap işlet devret modelini yanlış anlamak, yanlış anlatmak ve işin özünü atlamak
30 Mart 2021 07:54

Sırf ümitle beslenmenin “kofti”liği üzerine
15 Mart 2021 07:54

Türkiye çağdaşlaşmayı gelişmiş beyinlerle yakalamak zorundaysa
10 Mart 2021 07:54

Asgari ücretlinin mali gücü ve bu işler nerede başlar nerede biter
?
11 Şubat 2021 07:54

Ekonomide "Kayıt dışını kayıt dışına sürerek" büyümek
05 Şubat 2021 07:54

Bir felaket tablosunu reformla düzeltmeye niyetlenmek

13 Ocak 2021 07:54

Dışarıdaki paralar ne zaman geri gelir?
24 Kasım 2020 07:54

Nereye gitti bunca yılın deprem vergisi sorgusunun sonuçsuzluğu üzerine
03 Kasım 2020 07:54

Kral çıplak dolaşırken siyasette sabır ya da cesaret
24 Ekim 2020 07:54

Tarikatlar, popülist siyaset ve
 nasıl kurtulacağız bu dertlerden?
17 Eylul 2020 07:54

Arabaya ÖTV koydular
 ya da maksat siyaset olsun (mu?)
02 Eylul 2020 07:54

“Stopaj” diye ayrı bir vergi olduğunu sanan siyasiler ve esnaf kendine iyilik beklerken
04 Ağustos 2020 07:54

Yukarıdan aşağıya çalıştırılan demokrasi ve "Bizim parti neden bir şeyler yapmıyor?"
21 Temmuz 2020 07:54

Ne olacak bu vergi düzenimizin hali?
10 Temmuz 2020 07:54

Tüm Yazılar