Erdoğan: Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi değişikliğinin ideal seviyeye gelmesi vakit alacaktır
SİYASET, 01 Ekim 2020 20:15Meclis yeni yasama yılına bugün başlıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan açıklama yapıyor.
Erdoğan'ın Genel Kurul'da yaptığı konuşmadan satırbaşları şöyle:
- Cumhuriyetimizin 100'üncü sene-i devriyesinde, sembolik yıldönümlerine önem veriyoruz. Tarihimizi ne kadar iyi bilir, ona ne kadar iyi sahip çıkarsak geleceğimize o derece güvenle bakabiliriz. Henüz birkaç asırlık geçmişe sahip devletlerin kendilerine köklü tarihler uydurmalarının gerisinde bu hakikat vardır. Türkiye çok geniş bir coğrafyaya yayılmış, 2 bin 200 yılı aşkın devlet geleneğine sahip bir ülkedir. TBMM'nin yasama alanında temsilcisi olduğu kadim ve asil duruş evlatlarımıza bırakacağımız en kıymetli hazinedir. Kıbrıs ve Azerbaycan Türkleri'nden Balkanlar ve Kuzey Afrika'ya kadar destek veren Meclisimiz tüm dostlarımızın umut kaynağı olduğunu göstermiştir.
- Bu yıl TBMM'nin dualarla, tekbirlerle, coşkuyla açılışının 100'üncü yıldönümüydü. Bu önemli yıldönümüzü arzu ettiğimiz gibi kutlayamadık.
- Yeni reformlarla, hukuki ve icrai olarak tespit ettiğimiz aksaklıkları gideriyoruz. Türkiye bu konuda da dünyaya örnek olacak, başarılara imza atacaktır. Meclisimizin yeni yasama yılında bu çerçevede çok önemli çalışmalar gerçekleştireceğine inanıyorum. Meclis çalışmalarına katkı verecek her partiye şimdiden teşekkür ediyorum.
- Sizlerin de dikkatini çekmiştir. Millet olarak son dönemde, her yılımızı geçmişte yaşanan gelişmelere ve bir kesafete geçiriyoruz. Birincisi Türkiye'nin istikrarsızlıklar, kavgalar nedeniyle ihmal ettiği demokratik ve ekonomik atılımları hayata geçirmiş olmasıdır. Bunlar direnişlerle, saldırılarla karşılaştı. Karşımıza çıkan engelleri aşarak bugünlere geldik. Gelişmelerin bu derece hızlanmasının ikinci nedeni dünyanın geldiği yol ayrımıdır. 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan düzen çatırdıyor. Salgın döneminde yaşananlar bu yıkılışı göstermektedir. BM'den başlayarak sorumlu kurumlar tıkanmıştır. Dünyanın karşılaştığı yeni krizler, yeni ihtiyaçlar konusunda bu kurumlar kırılganlığı artırıyor. Bu çarpık düzenin aynı şekilde devam etme şansı kalmamıştır. Bir süredir her platformda dile getirdğimiz 'Dünya 5'ten büyüktür' ifadesinin bunun gerçeğidir. Ya mevcut kurumlar yeniden yapılanacak, ya da bu ihtiyacı karşılayacak yeni kurumlar inşa edilecek. Dünyanın doğusu ve batısıyla, kuzeyi ve güneyiyle her köşesinin güvenliğe ihtiyacı vardır. Dünyanın herkese yetecek kaynaklarının adaletli şekilde dağılımına ihtiyaç vardır. Bunları sağlayacak küresel yönetim modeli kurmamız şarttır. Meclisimizin de üzerine düşenleri yerine getirdiğinden memnuniyet duyuyoruz.
- Ülke olarak küresel krizlerin en çok yaşandığı coğrafyada yer alıyoruz. Karadeniz'de Kırım'ın işgaliyle başlayan kriz her an yeniden tırmanabilir. Kafkasya yeni çatışma potansiyeline sahip kriz vasfını sürdüyor. Dağlık Karabağ'ı işgan eden Ermenilerle başlayan çatışmalar bunun en somut örneğidir. Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanlarında olduğunu belirtmek istiyorum. Minsk Üçlüsü denilen ülkelerin 30 yıla yakın zamandır bu sorunu ihmal ettikleri için bu olumsuz gelişmeler karşısında ateşkes arayışı içinde olmaları kabul edilebilir değil. Bir şey mi istedin, işgalcilerin bu topraklardan çıkmaları gerekir ki bir çözüm olsun. Azeri kardeşlerimiz topraklarına döneceği günü bekliyor. Önce bunu masaya yatırın. Bunları Sayın Putin, Sayın Macron ile görüştük. Oturdular, konuştular netice yok. Şimdi netice zamanı. Azeri kardeşlerimiz de kendi göbeklerini kesmenin adımını attılar.
- Kriz haritasında biraz daha güneye baktığımızda karşımıza Körfez bölgesi çıkıyor. Pek çok sorunla boğuşan Körfez bölgesi hala kaynamaya devam ediyor. Biz bu coğrafyada bayrağımızı dalgalandırmayı sürdüreceğiz. Irak'ta Körfez Savaşı'ndan beri süren istikrarsızlıklar en çok ülkemize zarar vermiştir. Bölücü terör örgütü kanlı eylemler yapmıştır. Son dönemde Irak sınırındaki örgüt yuvalarını ortadan kaldırıyoruz. Bu fitne çukurlarını bitirene kadar operasyonlarımız sürecektir. Bağdat yönetiminin Türkmen kardeşlerimizin haklarını da gözeterek toprak bütünlüğünü sağlaması en büyük temennimizdir. Suriye krizi en trajik, en kanlı meseledir. Bu meselenin her boyutu bizi çok yakından ilgilendiriyor. Sınırın her iki yanında yaşayan halklar binlerce yıllık geçmişi taşıyor. Türkiye'nin 40 yıllık terörle mücadelesinde de Suriye kritik konumda yer almıştır. Son 10 yılda DEAŞ ve PKK/YPG olmuş, bunu hala dirayetle sürdürmeye gayret ediyorlar. Suriye'deki zulümden kaçan 4 milyona yakın insanı biz misafir ediyoruz. Türkiye sınır güvenliğini korumak için her türlü operasyonu sürdürecektir. Son teröristi imha edene kadar operasyonları sürdüreceğiz. Mazlumlara sahip çıkmayı biz sürdüreceğiz.
- Kudüs meselesi bizim için sıradan bir jeopolitik bir sorun değildir. Kudüs'ün şu anki fiziki görünümünü Kanuni Sultan Süleyman tarafından inşa edilmiştir. 1. Dünya Savaşı'nda terk etmek zorunda kaldığımız bu şehirde hala Osmanlı'nın direniş izlerine rastlamak mümkündür. Yani Kudüs bizim şehrimizdir, bizden bir şehirdir.
SİYASET, 01 Ekim 2020 20:15
Yorumlar (0)