Prof. Dr. Daron Acemoğlu: Türkiye iki büyük tehditle karşı karşıya

EKONOMİ, 03 Haziran 2023 03:25

Prof. Dr. Daron Acemoğlu, "Erdoğan'ın seçimleri bu kadar kolayca kazanması benim için sürpriz oldu" dedi, Türk demokrasisi ve ekonomisini bekleyen tehlikelere dikkat çekti.

Prof. Dr. Daron Acemoğlu: Türkiye iki büyük tehditle karşı karşıya

Dünyaca ünlü ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim galibiyetini "Bu kadar kolay kazanabilmiş olması benim için açıkçası sürpriz oldu" sözleriyle değerlendirdi.

Deutsche Welle'nin (DW) sorularını yanıtlayan Acemoğlu, Türkiye ekonomisinin "çok kritik" bir eşikte bulunduğuna dikkat çekerek "Durum bence hiç iyi değil" ifadelerini kullandı. Türk ekonomisi için aslında parlak bir gelecek fırsatı bulunduğunu, ancak bunun için kapsamlı politika değişikliğine gidilmesi gerektiğini söyleyen Acemoğlu, "Şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bunu yapmakla ilgilendiğinden ya da yapsa bile tam anlamıyla inandırıcı olacağından çok da emin değilim" dedi.

Mehmet Şimşek'in Türkiye ekonomisinde önemli bir rol üstlenmesinin çok iyi olacağını, ancak bunun tek başına yeterli olamayacağını vurgulayan Acemoğlu, "Erdoğan hâlâ arka planda ekonomiyle ilgili politikaları belirlerse, tabii ki o zaman sanki Mehmet Şimşek daha çok vitrinde duruyormuş gibi bir durum olur" dedi. "Türk demokrasisinin ayakta kalacağı konusunda hâlâ umutluyum" diyen Acemoğlu, Erdoğan'ın inşa ettiği ve "emperyal başkanlık" olarak nitelendirdiği rejimin, Türkiye'de yol açtığı dönüşüme ilişkin de dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.

Deutsche Welle'nin Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) öğretim üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu'na yönelttiği sorular ve yanıtları şöyle:

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iktidardaki ilk on yılına istikrarlı ekonomik büyüme damgasını vurdu. Hatta bu süreçte bir reformcu olarak nitelendirildi, övgü topladı. Bugün ise enflasyonun felç ettiği bir ekonomiyi yönetiyor ve oldukça otoriter bir lider imajına sahip. Nasıl bu noktaya gelindi?

Bu çok çetrefil bir soru. Erdoğan iktidara ilk geldiğinde zayıf bir konumdaydı, Türkiye'de 2000 ve 2001 yıllarında yaşanan ağır mali kriz nedeniyle zaten uygulanmış olan reformları devralmıştı ve bunları tamamıyla ortadan kaldırarak yerine yeni bir şey koyacak durumda da değildi. Ve o dönem zaten Türk ekonomisinde ve kurumlarında çok sağlıklı ve yüksek verimlilik performansına sahip bir iyileşme dönemiydi. Ama bu çok sürmedi, 10 yıl değil, belki 5 beş yıl kadar, kısa bir dönemdi. Ama bence asıl yabancı basının Erdoğan sevdası daha uzun sürdü. Hatta bu sevda, Erdoğan iktidar üzerindeki kontrolünü iyiden iyiye artırdığında, partisi, Türk devleti ve ekonomi bürokrasisinde denetim sistemini inşa ettiğinde de sürdü, çünkü yabancı basın Müslüman bir demokrasi için rol model arayışındaydı. Ama artık günümüzde bu sürecin son aşamasındayız. Artık daha otoriter bir şahsiyet olarak ortaya çıkmış durumda. Özellikle medya, kısıtlamalar ve tehditler nedeniyle tamamen çöktü, artık yürütmeyi denetleme imkanı çok sınırlı. İcracı cumhurbaşkanlığını inşa etti, ya da buna aşırı miktarda gücü başkanın elinde toplayan emperyal başkanlık da, diyebiliriz. Muhalefet hâlâ bölünmüş ve etkisiz kalıyor, bu kısmen de Erdoğan'ın sebep olduğu, adil olmayan oyun alanından kaynaklanıyor. Ama benim için yine de sürpriz oldu. Çünkü ekonomi çok kötü durumda, yıkıcı deprem gerçekten yüzyılda bir görülen bir olaydı ve çok iyi yönetilmedi, depremden belirli bölgelerin çok ağır şekilde etkilenmesinde yolsuzluk çok etkiliydi, bütün bunlara rağmen seçimleri bu kadar kolay kazanabilmiş olması benim için açıkçası sürpriz oldu. Bugüne kadar kazanması en zor seçimi yine bir şekilde kolayca kazandı.

Seçimlerden sonra yaptığınız sosyal medya paylaşımlarında, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili endişelerinizi paylaştınız. Bu endişelerinizi biraz açar mısınız?

Ben aslında çok, çok, çok karamsar değilim. Yani Türkiye'de, insan hakları ve demokrasi zaten geriye gitti. Bu, son 10 sene içinde yaşadığımız bir süreç. Demokrasi zayıfladı, yargı kurumları bağımsızlıklarını neredeyse tamamen kaybettiler ve basın çok büyük baskı altında. Neredeyse tüm televizyon ve gazeteler artık özgür bir şekilde haber ya da yorum yapamıyorlar… Bundan sonra ne olacak? Bu biraz parlamentoya bağlı olacak, biraz da başka konjonktürel olaylara bağlı olacak. Demokrasinin bundan sonra daha da zayıflaması tabii ki mümkün, çünkü şu anki başkanlık sistemi gücü bir kişinin elinde çok yoğunlaştırıyor. Ama hâlâ Türkiye'deki demokratik sürecin tamamen çökmemesi, parlamento içinde de olsa muhalefet bir şekilde devam edebilsin diye umutlu olmaya çalışıyorum. Bundan sonraki seçimde bakalım ne olacak? Örneğin yerel seçimlerde demokrasinin nasıl çalıştığını göreceğiz.

Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu en önemli sınamalar sizce ne?

Şu anda Türkiye'nin iki büyük tehditle karşı karşıya bulunduğunu söylemek mümkün. Birincisi demokrasi ile ilgili bunu biraz önce konuştuk, ikincisi ekonomi. Ekonominin durumu bence hiç iyi değil. Ve kimin seçimi kazandığından bağımsız olarak bu zaten problem olacaktı. Yani Erdoğan seçildi ekonomi daha kötü diyebilir miyiz? Belki… Ama muhalefet gelseydi de ekonominin durumu bir anda iyileşmeyecekti ve hatta bence muhalefet de ekonominin bu baskısı altında, çok zor zamanlardan geçecekti. Şu anda Türkiye ekonomisinin hem yapısal sorunları hem de daha orta vadeli sorunları var. Ve ikisi de çok ciddi.

Bunları biraz açar mısınız?

Yapısal olarak Türkiye ekonomisi kurumsal bozukluklardan ötürü, bir açıdan da demokrasinin zayıflığından ötürü, üretkenliğini arttıramıyor, verimliliğini arttıramıyor, teknolojiyi güzel kullanamıyor. Ve bu, son 15 sene içinde artık çok net olarak görebildiğimiz bir şey. Ekonominin yeni sektörlere geçmesi, yatırım yapması, bunların hepsi çok yavaşladı. Aynı zamanda orta vadeli problemler de var…

Bunlar neler?

Bunlar cari açıkla ilgili, enflasyonla da ilgili ama daha da derin olarak şirketlerin ve bankaların bilançolarının zayıflığı ile ilgili. Bu nedenden dolayı Türkiye'nin çok daha derin reformlara ihtiyacı var, yeni kaynaklara ihtiyacı var. Problemler ciddi gibime geliyor, özellikle Türkiye yeterince ihracat yapamadığı ve yeterince dışarıdan yatırım alamadığı için sürekli Merkez Bankası'nın rezervlerini kullanmak zorunda kaldı. Bu rezervler bayağı azaldı. Aynı zamanda hükümet sürekli daha fazla harcamada bulunmaya başladı ve bu da bütçe dengesizliğini yarattı. Bunların hepsi gelecek 6 ay içinde bence daha da baş ağrısı yaratacak şeyler ve ciddi reformlara, ciddi yeni kaynaklara ihtiyaç var ve bunların nereden geleceği belli değil… Erdoğan hükümetinin büyük bir reform paketini uygulayacağına inanmıyorum, belki yanılıyorum ama hani büyük bir değişim yapacaklar gibime gelmiyor ve böylece bu problemler devam edecek ve bu Türkiye'nin potansiyelinin altında büyümesi, yüksek genç nüfusunun potansiyelini gerçekleştirmemesi anlamına geliyor. Bu da bence çok maliyetli bir şey zaten…

Erdoğan Türk ekonomisini eski Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek ile kurtarmak istiyor. Sizce Mehmet Şimşek Türk ekonomisini kurtarabilir mi?

Birincisi, sayın Mehmet Şimşek çok yetenekli, bilgili, deneyimli bir kişi. Onun Türkiye ekonomisinde önemli bir rol oynaması tabii ki Türkiye için çok iyi olur. Ama eğer Mehmet Şimşek gelir ama Erdoğan hâlâ arka planda ekonomiyle ilgili politikaları belirlerse, tabii ki o zaman sanki Mehmet Şimşek daha çok vitrinde duruyormuş gibi bir durum olur. Eğer Mehmet Şimşek'e gerçekten yetki verilir ve onun ekonomiyi değiştirmesine izin verilirse, o zaman da soru şu: Ne kadar yetki verilecek? Neler yapabilir, örneğin IMF'ye gidebilir mi? Yoksa başka yerden kaynak bulabilir mi? Bir diğer soru da yabancı sermayenin buna inanıp inanmayacağı. Tüm bunlar, tabii ki yanıtlarını bilemeyeceğimiz sorular. Şu anda Mehmet Şimşek ile Recep Tayyip Erdoğan arasındaki diyalogları ben bilmiyorum tabii ki ama yani Türkiye için şu anda kritik bir durumdayız. Mehmet Şimşek gibi onun grubunda olan, onunla beraber çalışan yetenekli bilgili insanların katkıda bulunması Türkiye ekonomisi için iyi olur ama bunun tek başına Türkiye'yi, Türkiye ekonomisini birdenbire daha sağlıklı bir çizgiye getireceğine inanmıyorum, çok daha fazla şeylere ihtiyacımız var.

Yabancı yatırımcılar Türk ekonomisine güvenlerini kaybetti, Türkiye'den ayrıldı. Erdoğan'ın yeniden güveni tesis edebilmesi, gidişatı tersine çevirmesi için ne gerekli?

Bence yabancı yatırımcılar Erdoğan konusunda nispeten affedici ve iyimserdi. Ayrıca Avrupa ve ABD'deki uluslararası faiz oranları çok düşüktü, bu nedenle Türkiye'deki daha yüksek getirilere gitmek için bir nedenleri vardı. Bu durum değişti, dolayısıyla uluslararası yatırımcılar artık çok daha seçici ve onları Türkiye'ye geri dönmeye ikna etmek daha da zor olacak. Bu imkansız değil, Türk ekonomisinin hâlâ güçlü temelleri var, ülkenin muazzam bir konumu var, çok iyi eğitimli insanları var. Dolayısıyla Türk ekonomisi için parlak bir gelecek var ancak bunun gerçekleşmesi için çok farklı bir politika ortamının yaratılması, çok farklı bir kurumsal ortamın oluşturulması gerekiyor. Şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bunu yapmakla ilgilendiğinden ya da yapsa bile tam anlamıyla inandırıcı olacağından çok da emin değilim.

Öte yandan Türkiye, Rusya ile turizm gibi alanlarda ekonomik işbirliğini artırdı. Erdoğan, Putin ile birlikte Akkuyu nükleer santralinin açılışını yaptılar. Erdoğan, Rus enerjisine olan bağımlılığını artırmak için bilinçli bir tercih yapmış gibi görünüyor. Rus enerjisine olan bu artan bağımlılık sizce Türkiye'nin stratejik yönelimi hakkında ne anlama geliyor?

Erdoğan son 10 yılda, artan oranda otoriterleştikçe, Batı'dan uzaklaşmaya başladı. Bunun nedeni kısmen Batı basınından gelen eleştiriler ve kısmen de onun manevra alanını kısıtlayan, yabancı hükümetlerden gelen baskılar. Dolayısıyla ilkesel olarak Batı'ya, NATO'ya bağlı hissetmiyor. Ve ekonomik olarak gittikçe köşeye sıkıştıkça, içeride Batı karşıtı milliyetçi duyguları körüklüyor. Şu anda hem Batı, hem Rusya ile transaksiyonel, al-ver ilişkisi var. Erdoğan'ın Rusya'nın müttefiki olma taahhüdü yok. Bazen Rusya'nın çıkarlarına karşı tutum sergiliyor, hatta Ukrayna-Rusya savaşında bile her iki tarafı da ustalıkla idare ettiğini görüyoruz. Bence tüm bunlar, jeopolitik bağlamda görülmeli, Erdoğan her iki güç merkeziyle ilişkilerini, transaksiyonel bir yaklaşımla idare edebileceğini düşünüyor. Ve onun ciddi bir kaynak ihtiyacı var. Bu nedenle Rus enerjisi, Rus turizmi ve Rusya ile daha yakın ilişkiler ona muazzam fırsatlar sağlıyor. Çünkü Batılı yabancı yatırımcılar, artık daha seçici ve daha az istekli. Dolayısıyla Rusya'nın parası ve bazen Körfez ülkelerinin parası onun ihtiyaçlarını karşıladı. Bence Erdoğan bu transaksiyonel yaklaşımını sürdürecek. Putin'in müttefiki olacağını sanmıyorum. Hem Rusya hem de Ukrayna ile çalışmaya devam edecek, çünkü bunun kendisinin ve Türkiye'nin çıkarına olduğunu düşünüyor. Ama aynı zamanda, yine bunun kendi çıkarına olacağını düşünmesi halinde, ABD ile de yakınlaşma olacağı ihtimalini de dışlamıyorum.

Son bir soru: Erdoğan'ın Türkiye'nin küresel sahnedeki rolünü hem ekonomik hem de jeopolitik olarak ne ölçüde geri dönülmez bir şekilde değiştirdiğini düşünüyorsunuz?

Bu harika bir soru ve ben bu sorunun yanıtını bilmiyorum. Türk kurumlarını temelden dönüştürdü, demokrasiyi zayıflattı ama aynı zamanda daha önceki, daha laik rejimler altında, seslerini duyuramadıklarını düşünen daha taşralı, dindar, muhafazakâr ve daha az eğitimli bazı toplum kesimlerini güçlendirdi. Ülkedeki siyasi dinamikleri değiştirdi, zaten Türkiye'de askeri diktatörlükler ve laik hükümetler dönemlerinde de çok zayıf olan medya özgürlüğünün daha da kısıtlanmasına yol açtı. Türkiye'deki güvenlik kurumlarında değişime yol açtı. Son 15 yılda yaratılan büyük zaafiyetler var ama ben hâlâ Türk demokrasisinin ayakta kalacağı konusunda umutluyum. Önümüzdeki beş yılın ne anlama geleceğini hepimiz göreceğiz. Türkiye'nin uluslararası alanda oynayacağı rol ise elbette demokratik yapısıyla bağlantı. Bu aynı zamanda, aslında Erdoğan'ın kendisinin cesurca başlattığı ancak sona ermesinin ardından takındığı daha milliyetçi duruşla da ilgili. Türkiye son 10 yılda daha milliyetçi bir ülke oldu ve bu dış politikasını da etkileyecektir. Türkiye'de milliyetçilik duygusu ve yabancı güçlere, özellikle de Batı'ya karşı duyulan şüphe endemik hale geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden seçilmesinde bununda  etkili olduğunu gördük. Tüm bunlar Türk dış politikasını ve Türkiye'nin bölgedeki rolünü etkileyecektir. Ne ölçüde geri dönülmez sonuçlar doğuracağını ise bekleyip göreceğiz.

EKONOMİ, 03 Haziran 2023 03:25

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Gazze’deki katliama dikkat çeken ‘Sığınak’a uluslararası festivallerde ödül üzerine ödül

Gazze’deki katliama dikkat çeken ‘Sığınak’a uluslararası festivallerde ödül üzerine ödül

Depremde iç mekan yerleşimi de binanın sağlamlığı kadar hayati önem taşıyor!

Depremde iç mekan yerleşimi de binanın sağlamlığı kadar hayati önem taşıyor!

'Hatırlarsanız Mahremiyet Demiştik' bu kez gerçek bir mezatta!

'Hatırlarsanız Mahremiyet Demiştik' bu kez gerçek bir mezatta!

Tutkulu bir düş hikayesi: Hardlove

Tutkulu bir düş hikayesi: Hardlove

Özel'den "Türk tarihi sandıkta yazılmamıştır" diyen Bahçeli'ye: Herhalde sürçülisandır

Özel'den "Türk tarihi sandıkta yazılmamıştır" diyen Bahçeli'ye: Herhalde sürçülisandır

Memuru ve emekliyi enflasyonun altında zam bekliyor

Memuru ve emekliyi enflasyonun altında zam bekliyor

Bahçeli’den Akşener’e çağrı: Ayrışma kararından vazgeçerek partinin başında olmalı

Bahçeli’den Akşener’e çağrı: Ayrışma kararından vazgeçerek partinin başında olmalı

Kılıçdaroğlu'ndan Uğur Dündar'a çok sert mektup: Bu sefer olmaz!

Kılıçdaroğlu'ndan Uğur Dündar'a çok sert mektup: Bu sefer olmaz!

Kılıçdaroğlu: Adaleti öldürürseniz devlet ölür!

Kılıçdaroğlu: Adaleti öldürürseniz devlet ölür!

Akşener'den sürpriz karar! Tarih yazacaktı tarih oldu

Akşener'den sürpriz karar! Tarih yazacaktı tarih oldu

CHP'den Hatay iddiası:  3 bin 389 ölü seçmen oy kullandı

CHP'den Hatay iddiası: 3 bin 389 ölü seçmen oy kullandı

Kılıçdaroğlu: 6’lı masadaki ilişkiler CHP’nin oyunun artmasında etkili oldu

Kılıçdaroğlu: 6’lı masadaki ilişkiler CHP’nin oyunun artmasında etkili oldu

"Dünyadaki güzel olan her şey Güneş'ten gelir, iyi olan her şey insandan gelir."

"Dünyadaki güzel olan her şey Güneş'ten gelir, iyi olan her şey insandan gelir."

Eyüp Aksu: Kimseyi desteklemedik, siyasete girmedik

Eyüp Aksu: Kimseyi desteklemedik, siyasete girmedik

DEM direndi, mazbata Zeydan'a verilecek

DEM direndi, mazbata Zeydan'a verilecek

YSK, Van itirazını gündemine aldı

YSK, Van itirazını gündemine aldı

TÜİK ve ENAG arasında yine uçurum çıktı

TÜİK ve ENAG arasında yine uçurum çıktı

Van’da Abdullah Zeydan kararını protesto eden vatandaşlara polis müdahalesi

Van’da Abdullah Zeydan kararını protesto eden vatandaşlara polis müdahalesi

Van'da mazbata AKP'li adaya verilecek!

Van'da mazbata AKP'li adaya verilecek!

Özgür Özel'den 'Van' açıklaması

Özgür Özel'den 'Van' açıklaması

İstanbul'da gece kulübünde yangın faciası: 29 kişi hayatını kaybetti

İstanbul'da gece kulübünde yangın faciası: 29 kişi hayatını kaybetti

Özgür Özel, en kızgın olduğu CHP'liyi açıkladı

Özgür Özel, en kızgın olduğu CHP'liyi açıkladı

Hakan Bayrakçı'nın anketinde İmamoğlu fark attı

Hakan Bayrakçı'nın anketinde İmamoğlu fark attı

Fatih Erbakan, İBB adayını çekmek için 3 şartını açıkladı

Fatih Erbakan, İBB adayını çekmek için 3 şartını açıkladı

Erdoğan: Sıkıntıların farkındayız, Mehmet Şimşek'e itimadımız tam

Erdoğan: Sıkıntıların farkındayız, Mehmet Şimşek'e itimadımız tam

Özgür Özel: Son kez uyarıyorum!

Özgür Özel: Son kez uyarıyorum!

Kılıçdaroğlu'ndan malum pankartlar için açıklama

Kılıçdaroğlu'ndan malum pankartlar için açıklama

Özgür Özel: Bakanların İstanbul'da ne işi var

Özgür Özel: Bakanların İstanbul'da ne işi var

Hrant Dink cinayeti davasında ara karar

Hrant Dink cinayeti davasında ara karar

TFF, tartışma yaratan hakem toplantısının tamamını yayımladı!

TFF, tartışma yaratan hakem toplantısının tamamını yayımladı!

Cübbeli Ahmet hastaneye kaldırıldı

Cübbeli Ahmet hastaneye kaldırıldı

Sancaktepe’de CHP aleyhine sahte bildiri ve gazete dağıtıldı

Sancaktepe’de CHP aleyhine sahte bildiri ve gazete dağıtıldı

Defne ve Samandağ'da solun zaferi yakın

Defne ve Samandağ'da solun zaferi yakın

Gökhan Yüksel’den İstanbul Ahbaz Kültür Derneği’ne ziyaret

Gökhan Yüksel’den İstanbul Ahbaz Kültür Derneği’ne ziyaret

Cem Vakfı'nda nöbet değişimi yapıldı

Cem Vakfı'nda nöbet değişimi yapıldı

Erkan Baş:  Solcuların birbiriyle tartışması dünyanın en gereksiz işi

Erkan Baş: Solcuların birbiriyle tartışması dünyanın en gereksiz işi

Kadir İnanır hastaneye kaldırıldı

Kadir İnanır hastaneye kaldırıldı

Moskova saldırısında Türkiye bağlantısı

Moskova saldırısında Türkiye bağlantısı

AKP'ye oy veren emekliden Erdoğan'a: Ben senin için arkadaşlarımla kötü oldum

AKP'ye oy veren emekliden Erdoğan'a: Ben senin için arkadaşlarımla kötü oldum

Moskova'da IŞİD saldırısı: Ölü sayısı artıyor, 11 kişi tutuklandı

Moskova'da IŞİD saldırısı: Ölü sayısı artıyor, 11 kişi tutuklandı