banner16

Kılıçdaroğlu: Ayasofya'yı Atatürk'e hakaret etmek için mi açtınız?

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'e "zalim ve kafir" diyen imam Mustafa Demirkan'a "Meczup" diyerek tepki gösterdi. '10 bin dolar alan siyasetçi' konusuna değinen Kılıçdaroğlu, "Şentop konuşmuyorsa acaba 10 bin dolar benzeri bir olay her ay ona da mı veriliyor?" ifadelerini kullandı. 

01 Haziran 2021
Kılıçdaroğlu: Ayasofya'yı Atatürk'e hakaret etmek için mi açtınız?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'e "zalim ve kafir" diyerek hakaret eden imam Mustafa Demircan'a tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, Demircan'a "Meczup" dedi, "Ayasofya'yı Atatürk'e hakaret etmek için mi açtınız?" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Mutlu haberlerle geldim. Ayşe Begüm Onbaşı jimnastik şampiyonasında altın madalya kazandı. Kendisini yürekten tebrik ederiz. Bu sporcuya sahip çıkan Mansur Yavaş ve bütün ekibine ve EGO spor yöneticilerine teşekkür etmek bizim görevimizdir. Anadolu Efes'i de tebrik etmek lazım. Yürekten teşekkürler. Hafta arası perşembe günü Isparta ve Burdur'daydık. Gezdik, vatandaşlarla konuştuk, sabahın beşinde gül toplamaya gittim. Oradaki kadınlar bazı sorunları aktardılar, onların sorunlarını bir şekidle çözmek bizim boynumuzun borcudur. Isparta gül merkezi, Isparta'nın korunması lazım. Isparta'nın aynı zamanda gül sektörünün merkezi olması dışında o merkezin büyütülmesi lazım. Altından daha değerli ama değerini ne hikmetse siyasetçi bir türlü kavrayamadı. Ne istiyorsunuz döviz yok şu yok bu yok. Topraktan üretiyor ve büyük bir kısmını ihraç ediyor ve ülkesine döviz getiriyor. Kendi ülkesine döviz getiren bir tarım alanı bu. Taban fiyatın en az 7,5 lira olması lazım.

Neden şikayet ediyorlar? İlaç, gübre, mazot sürekli artıyor. Yevmiye veriyorum ben diyor. Kar elde etmem lazım diyor. Taban fiyatın 7.5 lira olarak açıklanmasını bekliyoruz. Ciddi bir üretim planlaması yapılması lazım. Bütün bunlar elbette olur ama bunların iktidarında olmaz, Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarında olur. Emek harcayanların iktidarında olur.

"İKİZDERELİ KADINLAR ÖRNEK OLDU"

Doğal kekik üretimi. Denizli Pamukkale ilçemizin Güzelpınar Mahallesi bunu toplar yüzde 85-90'ı ihraç edilir. Kadınlar, hükümet konağını basmışlar 'Neden kekik üretimi alanını taş ocağına teslim ediyorsunuz?' diye. İkizdereli kadınlar, diğer kadınlara da örnek oldunuz. Verdiğiniz mücadele bir İkizdere mücadelesi değil bir hak, hukuk, adalet mücadelesidir.

"ÇAY İTHALATINI YASAKLAYACAĞIZ"

Çay ve fındık var tartışılan. Çay, Rize ve Artvin için stratejik ürün. Karadeniz için de fındık stratejik ürün. Bölge halkının gelir düzeyinin yükselmesinin en önemli gerekçesi bu ürüne verilecek olan hakkı olan taban fiyatının verilmesidir. Çay üreticileri isyan etti verilen fiyat düşüktür diye. Fiyatı yükseltin dediler. Polisler ellerinde coplarla müdahale ettiler. Diyorlar, Türkiye'de demokrasi var? Nerede demokrasi var? Hak istemenin suç olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Rizeli ve Artvinli kardeşlerim çay konusunda yıllarca isyan ediyorsunuz. Oy verdiğiniz AK Parti, yıllardır Türkiye'ye çay ithal ediyor. Biz alın terinin hakkını vereceğiz. Çay ithalatını yasaklayacağız. Kaçak çayı da meydanda yakacağız.

"YABANCI ÇİFTÇİLERİ ZENGİN EDİYORLAR"

Mercimekten tutun nohuta kadar ithal ediyorlar. Canlı hayvan bile dışarıdan geliyor. Daha ucuza alıyoruz diyorlar. 2020 hasadı, buğdayda 1650 lira fiyat verdiler dışardan 2400 liraya getirdiler. Yüzde 46 fark var. Mısır 1325 lira verdiler, 2400 liraya dışardan getirdiler. Ayçiçeği 3300 lira fiyat verdiler, 6000 bin liraya getirdiler. Pamuk, 3850 lira verdiler dışardan 7300 liraya pamuk getirdiler. Soya 3000 bin lira verdiler, 5750 liraya aldılar. Kimi zengin ediyorlar? Yabancı çiftçileri.

Çözüm için iktidardan bir cümle duydunuz mu? Rantiye sınıfı olsa hepsini orada görürsünüz.

NORMALLEŞME TAKVİMİ DEĞERLENDİRMESİ

Normalleşme başladı, umarım kısa sürece normalleşme yüzde 100 olur. Tüm dünyada maskeler kısa sürede atılır, sağlıklı, huzurlu yaşarız. İş yerlerini açtınız, aşılamada önce bunların ve çalışanların aşı olması lazım. Bunun olması lazım, daha sağlıklı bir süreci başlatmış oluruz.

İkincisi kiralarda stopaj kalkmadı bunun kalkması lazım. Esnafın ne işi var? Gayrimenkul sahibinin yükünü neden esnafın sırtına atıyorsunuz. İcra dairelerini bir süre bırakın ya, adam bir nefes alsın. Parası yok zaten bu adamın borcunu ödeyemiyor bu adam, esnaf. Bankalardan ve esnaf kefaletten alınan kredileri var, bunların faizlerini erteleyin. Kredi kartı borçlarının da faizsiz ertelenmesi lazım.

ATATÜRK'E LANET OKUYAN İMAMA TEPKİ

Devlete büyük hizmetler vermiş kişiler hep saygı ile anılır. Çünkü bu işin partisi olmaz. Bugün aramızdan ayrılan insanlara eğer söz edeceksek, saygıdan, sevgiden söz etmeliyiz topluma. Temel kural bu olmalıdır.

Ayasofya Cami'yi açtılar,güzel. Camide görev yapan imamların, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü anlatması lazım. Dert varsa çözümler konusunda aydınlatması lazım. Biz nasıl tarihimize saygılıysak, camilerde görev yapan imamlarında saygılı olması lazım. Sen Yunus Emre'yi de mi bilmiyorsun? Kinden, öfkeden beslenen bir din insanı olmaz, acıtan bu zaten.

Ayasofya'yı Atatürk'e hakaret etmek için mi açtınız? Hayatını bu millet için vermiş. O meczup acaba İstanbul'un işgalini biliyor mu? O meczup acaba işgal altında Dolmabahçe'de Atatürk'ün 'Geldikleri gibi gidecekler' dediğini biliyor mu?

Bu meczup kişi acaba Kahramanmaraş'ın kurtuluşunda ilk kurşunu atan Sütçü İmam'ı ve ne söylediğini biliyor mu acaba? Söyleyeyim, "Her kim ki Mustafa Kemal ve Kuvayi-i Milliye aleyhine fetva verip, düşmanlık yapar bilin ki onların damarlarında kafir kanı vardır" diyor.

Bugün sayın Bahçeli de bu konuda bir sürü laf etmiş ama asıl kızmamız gereken bu meczup mu? Bu meczup bu konuşmayı kimin önünde yapıyor? Devlet ricalinden bir Allah'ın kulu 'Yanlış söylüyorsun' dedi mi? Demedi. Bahçeli'ye soruyorum; sen kime kızıyorsun? Kendi tarihine ihanet eden bir meczubu nasıl orada tutarsınız. Atatürk bizim ortak değerimizdir. Bahçeli, 'Atatürk bizim kırmızı çizgimizdir' diyor. O çizgi, Saray'a yaklaşırken renk değiştiriyor.

"TÜİK EN BÜYÜK YALAN SÖYLEYEN KURUM"

TÜİK, Türkiye'nin ilk çeyrekte yüzde 7 büyüdüğünü açıkladı. En büyük yalanları söyleyen kurum. Sordum çiftçiye, 'Türkiye yüzde 7 büyümüş' diye, 'sizin kuraklıktan haberiniz yok herhalde' dedi. İşsizlere sorduk, 'gelirleriniz arttı herhalde sizin' diye. 'Hangi büyümeden bahsediyorsunuz siz' dedi. Bakkala sorduk, 'ne büyümesi, aylardır dükkan kapalıydı' diyor. 'Sizin çarşıdan, pazardan haberiniz var mı?' diyor emekli. 'Torunumun yüzüne bakamıyorum' diyor. Evlere temizliğe giden kadınlara sordum, 'Aylardır evlere temizliğe gidemiyoruz' dedi. Hangi büyümeden söz ediyorsunuz?

Büyüme kesin olmuştur. Beşli çete büyüdü. Yüzde 7 demek onlara hakarettir, yüzde 50, yüzde 60... İşleri garanti. Devlete dolarla borç verenler de köşeyi döndü. MHP şu soruyu Erdoğan'a sorma cesareti gösteriyor mu? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde Türk Lirası geçerlidir, ne zamandır dolarla borç almaya başladınız?

ERDOĞAN'A TEPKİ

Devletin akılla, istişare ile, adaletle, bilgi ile yönetilmesi lazım. Siyasetçinin vatandaşına hesap vermesi lazım. Devleti yönetenler her kuruşun hesabını millete verme onurunu yaşamaları lazım. Devleti yönetenlerin halkına yalan söylememesi lazım. Yalancı olamaz.

Yassıada'yı TOBB'un parası ile beton adasına dönüştürdüler. Oysa o adanın, Türkiye tarihinde özel bir yeri vardı. Aynen korunması gerekiyordu. Demokrasiye ihanet ettiler. İnönü'nün bir anlatımından söz ediyor. Böyle bir şey hiç duymadık. Meclis'te konuşmuş rahmetli İnönü, tutanaklara baktık böyle bir şey yok. Dışarda konuşmuştur diye sorduk soruşturduk, böyle bir konuşma hiç olmamış. Erdoğan bu kadar yalan söylerken yüzün hiç kızarmıyor mu? Bir insan yalan söylerken yüzü kızarır ya.

Finlandiya Başbakanı, 300 avroluk sabah kahvaltısını devletin kesesinden ödedi mi ödemedi mi diye polis bunu araştırıyor. 300 avro için devlet hazinesine el uzattıysan ben bunun hesabını sorarım diyorum. Peki biz, 128 milyar doları sorduk, tık yok. Şimdi soruyorum kim ahlaklı, kim adaletli? Kim kul hakkı yiyor, kim yemiyor? Buyrun beyler ne diyeceksiniz? Onlar 300 avronun hesabını soruyorlar, biz '128 milyar dolar nerede?' dedik, suçlu ilan edildik. Soru sormak ne zamandan beri suç oldu?

Bir ülkede suçu açığa çıkarmak için soru soruyoruz ve sorduğunuz soru suç kabul ediliyorsa orada demokrasi yoktur. Suçluların iktidarı vardır artık. Soru soruyoruz, suçlanıyoruz. Neden? İktidar suçlu o yüzden. Türkiye Cumhuriyeti suçlular tarafından yönetiliyor. Erdoğan dava açacak, açmazsan namertsin. Mahkemede kanıtlayacağım.

10 BİN DOLAR ALAN SİYASETÇİ KİM?

İçişleri Bakanı, TRT'de programa katılıyor. 'Bir siyasetçiyi keklemişler' diyor. Rüşvet veriyorlar, ayda 10 bin dolar. Ben söylemiyorum, mafya da söylemiyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan kişi söylüyor. Suçu biliyor, suçluyu da biliyor, devletin televizyonundan açıklıyor, birilerine mesaj gönderiyor. Emniyet, İstihbarat ve Jandarma İstihbarat İçişleri Bakanlığı'nın elinde.

Savcı çağırırsa gidip açıklayacağım diyor. AK Parti'li ve MHP'li kardeşlerimin dinlemesini istiyorum. Yüz kızartıcı suç bir sefer bu. TCK 279. madde "Kamu adına sovuşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiği göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bilgilendirmede bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" diyor. Söyledi, 10 bin dolar. Kime, bir siyasetçiye dedi. Suçu gizlemiyor, suçluyu gizliyor. İçişleri Bakanı suçluyu neden gizliyor? Saray'a 'Bana dokunma' mı demek istiyor? Normalde suç olduğunu İçişleri Bakanı bilir.

Şentop bu konuyu açıklamak zorundadır. TBMM'ye düşen bu kara gölgeyi kaldırmak zorundadır. Şentop konuşmuyorsa acaba 10 bin dolar benzeri bir olay her ay ona da mı veriliyor? Saray'dakiler sessiz kalabilir. Onların tamamı zaten bir yerlerden besleniyorlar.

Erdoğan'ın bir şey daha sorması lazım. "Çıktın, eskiden içişleri bakanlarının çocuklarının evinde para sayma makineleri vardı dedin. 17-25 ile bana bir mesaj mı vermek istiyorsun?" diye sorması lazım. Soylu, koltuğunu koruma peşinde, Erdoğan da Soylu'ya sahip çıkmak zorunda. Böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Eğer siz hükümeti yer altı çetelerine teslime ederseniz, böyle bir tablo çıkar ortaya.

Mafya, yer altı çetelerini güçlerini siyasi iktidarı ele geçirerek alırlar. Zindaşti uyuşturucu kaçakçısı nasıl çıktı hapishaneden? Elde ettiler siyasetçiyi. Devleti yönetenleri kontrol ettiğiniz anda, devleti yönetmeye başlarsınız. 83 milyon insan yeraltı dünyasından bir liderin ne söylediğine bakıyor. Böyle bir tablo Türkiye'ye yakışıyor mu? Memleketi bu hale kim getirdi?"

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.