banner16

NASA, yeni robotu ile Mars'ta hayat arayacak

NASA'nın bugün fırlatmaya hazırlandığı Atlas V roketi içinde bulunan Perseverance robotu, Kızıl Gezegen'deki tortularda yaşam formu arayacak. Geniş bir plana sahip araştırma, yaşam bulunmasa dahi Mars'ın gizemlerini çözmek için çok yararlı olacak. 

30 Temmuz 2020
NASA, yeni robotu ile Mars'ta hayat arayacak

Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA, bugün Atlas V roketi ile Mars'a Perseverance (Sebat) adlı robot yollayacak. Kurumuş bir krater gölünü inceleyecek olan robot, geçmişte Mars'ta yaşam olup olmadığını araştıracak. Yaşam formuna rastlanmasa bile Mars ile ilgili pek çok şey öğrenme imkanı olduğu için proje çok önemli görülüyor. Projeyi yöneten NASA bilim uzmanlarından Dr. Ken Williford proje ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Mars, bugün canlıların yaşayabileceği bir gezegen değil. Çok soğuk olması nedeniyle yüzeydeki sular sıvı olarak kalamıyor ve atmosferin ince olması yüzünden gezegen yüzeyine ulaşan yüksek radyasyon muhtemelen canlı organizmaların gelişimini engelliyor.

Fakat Mars hep böyle değildi. Bundan en az 3,5 milyon yıl önce yüzeyde akarsular vardı. Bunların ve krater ağızlarında oluşturdukları göllerin izi bugün bile görülebiliyor. O dönem karbondioksitli atmosferin daha kalın olması zararlı radyasyonun gezegen yüzeyine etkisini de azaltıyordu.

ÖNCEDEN CANLILAR YAŞAMIŞ OLABİLİR

Su, canlıların varlığının en temel ortak özelliklerinden. Dolayısıyla Mars'ta bir zamanlar yaşam olması ihtimali var. 1970'lerde Viking misyonları, Mars'tan alınan toprak örneklerinde mikrop benzeri canlıların izlerini aramış ama net sonuçlar elde edememişti.

2000'lerin başlarında NASA'nın Mars Keşif Araçları'na suyun izini sürme görevi verildi. Opportunity (Fırsat) ve Spirit (Şevk) adlı araçlar gezegen yüzeyinde geçmişte su bulunduğuna ilişkin çok miktarda jeolojik kanıt buldular.

2012 yılında gezegen yüzeyine inen Curiosity (Merak), indiği Gale Krateri'ni bir zamanlar dolduran gölün canlı organizmaların gelişmesine uygun olabileceğini ortaya çıkardı. Ayrıca Curiosity canlı organizmaların yapı taşları olan karbon içeren organik moleküller de buldu.

Şimdi Perseverance aracı, yine benzer bir alanda, yaşam izlerini tespit etmek üzere tasarlanan aletler kullanarak incelemeler yapacak.

NASA'nın California'da bulunan Pasadena'daki Jet Yakıtı laboratuvarında konuştuğumuz misyonun danışmanlarından Ken Williford, "Viking'den sonra doğrudan canlı izinin arandığı ilk sefer bu olacak" dedi. Dr. Williford sözlerine şu şekilde devam etti:

"Viking halen var olan yaşam formlarını, yani Mars'ta hala var olabilecek canlıları arıyordu. Buna karşılık NASA'nın şimdiki yaklaşımı, daha önce yaşamış canlıların izini bulmaya yönelik, çünkü gezegenin çok eski tarihine dair elimizdeki veriler, Mars'ın ilk birkaç milyar yılında yaşama çok daha elverişli olduğuna işaret ediyor".

GEZİCİ BİR ROBOT GÖNDERİLECEK

Perseverance, bu incelemeleri, yörüngeden bakıldığında geçmiş su izi Gale Krateri'ne göre daha da belirgin olan Jezero Krateri'nde yapacak. Gezici robot, Mars kayalarını delerek içinden tebeşir büyüklüğünde örnekler alacak. Bunlar yalıtılarak paketlenmiş olarak, gezegen yüzeyine bırakılan kutularda toplanacak. Daha ileri bir tarihte gönderilecek olan bir başka robot da bu kutulardaki örnekleri toplayarak, analizinin yapılması için Dünya'ya getirecek.

MARS'TAKİ NEHİR AYRINTILI İNCELENECEK

Bütün bu çalışmalar NASA ile Avrupa Uzay Kurumu olan ESA'nın "Mars Örnek Toplama" misyonu adıyla yaptığı işbirliği çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Fakat Perseverance, Mars'da bunun dışında birçok bilimsel çalışma daha yapacak.

Jezero Krateri Mars üzerindeki en belirgin ve en iyi muhafaza olmuş delta örneği. Daha açık bir ifadeyle akarsuların göle döküldüğü yerlere bıraktığı kaya, kum ve muhtemel organik karbon örneklerinin oluşturduğu kat kat jeolojik yapı net bir şekilde görülebiliyor.

Dr. Williford nehirle ilgili "Batıdan doğru gelen bir nehir kraterin kenarına kadar yanaşıyor, sonra krater gölünün hemen içinde nehir ağzında harika bir delta oluşturuyor. Perseverance'ı bu deltanın hemen önüne indirip orada inceleme yapmayı planlıyoruz" sözlerine yer verdi. İncelenecek deltada nehrin kuzey batıdaki kayalardan kopardığı alüvyonlar var" sözlerine yer verdi.

"Bu kumlu tortunun birbirine kaynaşma biçimi çok ilginç. Deltanın oluşması sırasında suyun, getirdiği alüvyonla etkileşiminin tarihini de kayda geçirmiş oluyor. Bu kum taneleri arasında yaşamış olabilecek her türlü canlının potansiyel yaşam alanlarını oluşturuyor. Nehrin üst kısımlarında var olmuş olabilecek her türlü organik maddenin buraya da taşınmış olması lazım" sözleriyle Dr. Williford Mars'ta yaşam bulmaya dair umutlarını vurguladı.

Jerezo Krateri uzun bir süredir bilim insanlarının dikkatini çeken bir bölgede, uzaydan ölçüldüğü kadarıyla Mars'ta en fazla olivin (magnezyum ve demir silikatı) ve karbonat sinyalleri alınan ve dev gök taşı çöküntüsü Isidis'in batı ucunda yer alıyor.

SABUN ARTIĞINA BENZEYEN TORTULAR CANLI YAŞAMI SİNYALİ DEMEK

Dr. Williford karbonatlı minerallerin yaşam izi bakımından önemine dikkat çekerek, bu minerallerin zenginliğinin, incelemenin bu bölgede yapılmasının önemli sebeplerinden biri olduğuna dikkat çekti.

Kraterin batı ucundaki deltadaki karbonatlı tortular, yine NASA misyonunun bilim danışmanlarından olan ve Western Washington Üniversitesi'nden Dr. Melissa Rice ve çalışma arkadaşları tarafından tespit edildi. Dr. Rice, bahsi geçen marjinal karbonatların sabunlu su boşaltıldığında banyo küvetine yapışmış olarak kalan 'sabun köpüğü kalıntılarına' benzediğini anlattı. Karbonatlar susuz ortamda, canlı yaşam izlerini kristalleri içinde muhafaza edebilme özelliğine sahip. Bu şekilde milyarlarca yıl sonraya kalabilenlerden biri de stromatolitler oluyor.

Stromatolitler, milimetrelerle ölçülen bakteri ve diğer tortuların oluşturduğu çok sayıda katmanın zamanla daha büyük ve kubbemsi yapılara dönüşmesiyle oluşabiliyor. Dünyada bunun örneklerine suyun ve güneşin bol bulunduğu sahillerde rastlamak mümkün.

Milyarlarca yıl önce Mars üzerindeki Jezero Krateri de işte tam olarak bu şekilde stromatolitlerin oluşabileceği ve bugüne izlerinin kalabileceği bir ortamdı. Perseverance bu kalıntıları inceleyecek ve buralarda geçmişte stromatolitler oluşup oluşmadığını belirleyecek.

BÜYÜK BİR KEŞİF YAPMA UMUTLARI VAR

'Sherloc' adı verilen bir cihaz yardımıyla ilginç taş ve kayaların yakın plan resimleri alınabilecek ve organik maddeler de dahil mevcut minerallerin detaylı bir haritasını çıkarmak mümkün olacak. 'Pixl' adı verilen bir başka cihaz ise bilim insanlarına aynı bölgenin ayrıntılı bir elementsel ya da kimyasal kompozisyonunu verecek.

Bahsi geçen veri setini toplayan bilim insanları, biyolojik olarak önemli elementler, mineraller ve organik maddeler de dahil moleküllerin yoğunlaştığı kısımlara odaklanacak. Dr. Williford, yoğunluğun özellikle belli bir şekil içinde oluşumu varsa, oluşan bu durumun canlı formuna işaret edebileceğine dikkat çekti.

Burada bir çok farklı yolla kanıt toplamak çok büyük önem taşıyor. Bilim insanları, yalnızca görüntülü kanıtlarla Mars'ta hayat olduğuna ikna olmuyor. Çok büyük bir sürpriz olmazsa, bu son misyonda, kayalardan alınan örnekler Dünya'ya gelip analiz edilene kadar elde edilen bulguların ancak muhtemel canlı organizma izleri olarak tanımlanması bekleniyor.

MARS GİZEMLİ OLMAYI SEVİYOR

Dr. Williford, "Şekiller, belki bir katmandan bir katmana farklılaşan kimyasal yoğunlaşmalar veya belli katmanlarda organik maddelerin çokluğu gibi canlı organizma izleri… Umduğumuz en büyük keşifler bunlar" dedi.

Fakat, Mars'ın sırlarını öğrenmek çok da kolay değil. 2019 yılında Mars misyonundan bilim insanları, 3,48 milyar yıl önce oluşmuş stromatolit fosil örneklerini incelemek üzere Avustralya'nın Pilbara bölgesine gittiler.

Dr. Williford Mars'ta stromatolit örneklerini bulmanın Pilbara'dan çok daha güç olacağını çünkü Pilbara'daki oluşumlarla ilgili bilgilerin jeologların yıllarca sürdürdüğü çalışmalara dayandığını söylüyor. Oysa Mars'ta çalışma daha yeni başlıyor.

İSTENİLEN TORTULAR BULUNAMAZSA NE OLACAK?

Dünyada fosilleşmiş mikropları tek tek hücrelerine kadar tespit etmek mümkün. Fakat bunları görebilmek için bilim insanları kayalardan kesitler alıp, onu kağıt inceliğine getirerek mercek altında inceleme yapmakta. Perseverance ya da başka bir robotun bunu yapması mümkün değil ve yapmasına da gerek olmayabilir. Dr. Williford bu konuyla ilgili "Bir mikrobun tek başına bulunması çok nadirdir. Bunlar varlarsa, topluluklar halinde yaparlar, birbirine tutundukları yapılar oluştururlar ki bunlar robot tarafından görülebilir" sözlerine yer verdi.

Bilim insanları robotun krater yüzeyini inceledikten sonra kraterin kıyılarına odaklanmasını ve kayalardan örnekleri almasını hedeflemekte. Bunların Dünya'ya getirilip incelenmesiyle krater gölünün yaşı, ne zaman nasıl bir etkiyle oluştuğu da anlaşılabilir.

Fakat kraterin kıyılarının ilginç olmasının bir başka sebebi bulunuyor. Büyük bir uzay cismi, içinde su olan kayalara çarptığında büyük bir enerji açığa çıkar ve ısınan suların kayaların içinde dolaşmasını sağlayabilir. Sıcak su kayalardaki bazı minerallerin de erimesiyle yaşam için gerekli ortamı sağlayabilir. Perseverance'ın bu misyon sırasında kraterin kuzey doğusundaki Syrtis bölgesine gitmesi, ana görevler arasında olmasa da hedefleniyor. Syrtis, Jezero'dan da eski bir bölge ve kraterdekinden farklı bir şekilde oluşmuş karbonatlı minerallerin bulunabilme ihtimali var.

MARS'IN GİZEMLERİ YAVAŞ YAVAŞ ÇÖZÜLECEK

Araştırma sonunda, geçmişte Mars'ta yaşam olduğuna dair işaretler bulunamasa da incelemeler sona ermeyecek. Dünyaya geri getirilecek kaya örnekleri üzerindeki incelemeler bu bakımdan çok önemli olacak.

Bunun yanı sıra araştırma yeni sorular ortaya atabileceği gibi yeni cevaplar da sağlayabilir. Küçük ve çalışkan Perseverance robotu bildiğimiz her şeyi sarsıcı bir şekilde değiştirebileceği gibi, komşumuz Mars'ı daha iyi anlamak için bize yeni ipuçları sağlayarak yeni bir sayfa açmamıza imkan verebilir.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner50