Yargının iş yükünü hafifletmek için kurulan uzlaştırma kurumu bazı kişiler tarafından istismar ediliyor. Hakaret suçunun yüksek oranda uzlaşma sağlanan bir suç olmasının nedenlerinden biri kişilerin kendilerine yapılan hakaret içerikli yorumları gelir kapısına çevirmesi.
Ceza uyuşmazlıklarına alternatif çözüm yollarından biri de adliyelerde bulunan uzlaştırma büroları. “Uzlaştırma” tarafların bazı suçlarda mahkemeye gitmek zorunda kalmadan kendi aralarında uyuşmazlığını sona erdirmesini ifade ediyor. Hakaret suçu da Türkiye genelinde uzlaşma sağlanan ilk on suç arasında ikinci sırada yer alıyor. Uzlaştırmanın amacı yargının iş yükünü azaltmak ancak hakaret suçunun yüksek oranda uzlaşma sağlanan bir suç olmasının nedenlerinden biri, kişilerin kendilerine yapılan hakaret içerikli yorumları gelir kapısına çevirmesi.
70 KİŞİYİ ŞİKÂYET
Bunların bir örneği de, Konya’da 26 Ekim 2020’de süt kazanında yıkanma görüntüleri ortaya çıkınca tutuklanan Emre S., beraat ettikten sosyal medyada kendisine hakaret ettiğini ileri sürdüğü 70 kişiden şikayetçi oldu. Emre S.’nin avukatı Mehmet Tunç, “Bu kişilerle ilgili davalar açıldı, yargılamalar sürüyor. Davalar sonuçlanınca ayrı ayrı tazminat davası açacağız” dedi. Hukukçular tanıdıkları veya tanımadıkları kişilere karşı bir yorum yaparken dikkatli olmaları konusunda uyardı.
Avukat Levent Karakoç, “Ülkemizde vatandaşlarımız maalesef normal hayatta yan yana geldiklerinde söyleyemeyecekleri hakaretleri, küfürleri 8-10 ayrı tuşa basıp hiçbir şey olmayacağını düşünerek hakaret suçunu işleyebilmektedirler. Özellikle Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ‘uzlaştırma’ imkanının getirilmesi sonrasında, kendilerine yönelen hakarete yol açacak olayları kendileri yaratmalarına rağmen vatandaşın anlık öfkesine ya da rahatlığına yenilerek attığı birkaç kelimelik mesajlar sonrasında şikayet üzerine soruşturma başlatılmaktadır. Müştekinin ‘Uzlaşmak istiyorum’ demesi üzerine bu konuyla ilgili eğitim alan uzlaştırma görevlileri arayarak örneğin, ‘Müşteki Aysel sizden 20 bin TL alma halinde şikayetten vazgeçeceğini belirtti’ diye para talebinde bulunulmaktadır. Uzlaştırmayı kabul etmemeleri halinde ise basit yargılama yoluyla taraflar gelmese bile mahkemece ceza verilip ilk suç ise erteleme kararı verilmektedir ve kişinin sabıka kaydına ‘erteleme’ olarak karar yazılmaktadır. Bu olay bununla da bitmemekte, karşı taraf ‘Dava bitiminde yarısını sen al, yarısını ben alayım’ diyerek bir de tazminat davası açmaktadırlar. Bu oyuna kimsenin gelmemesi gerekir.”
Bunun bazı sosyal medya fenomenleri ve vatandaşlar tarafından süreklilik ve kazanç kapısı haline getirildiğini belirten avukat Karakoç, “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yakın tarihli bir kararı var, o kararda şahsın sosyal medyada yapmış olduğu işlemlerle ilgili uzlaştırma büromuzda yüzlerce dosyanın olduğu ve bu konuyla alakalı hakkın kötüye kullanılması kapsamında olduğu değerlendirilmekte” dedi.
‘ÖFKENİN DOZUNU İYİ AYARLAYIN’
Aydın Üniversitesi öğretim görevlisi avukat Özlem Şen de, kamu vicdanını derinden yaralayan olaylar karşısında ses çıkartırken öfkenin dozunu iyi ayarlamak gerektiğini belirterek, “Günümüzde yüksek takipçi sayısına sahip kullanıcı profillerine ek olarak, günlük ve sıradan kullanıma yönelik, az takipçili kullanıcıların da birbirleri hakkında hakaret suçu ile ilgili başvuru yaptıklarını görmekteyiz. Maddi manevi kayba uğramamak için öfkenin sınırını, öfkenin dile getiriliş biçimini iyice ölçüp tartmak gerekiyor. Bir de uzlaşma sağlanamaması durumu var ki işte o, hakaret edeni daha da sıkıntılı bir sürece sokabiliyor” dedi.
HANGİSİ HAKARET HANGİSİ DEĞİL?
Yargıtay’ın emsal kararlarına göre hakaret sayılan ve sayılmayan bazı kelimeler:
“Zafiyet, zalim, zampara” bunlar ağır eleştiri. “Zaten başka hiçbir şeyden anlamazsınız, zaten bir işe yaramazsınız, zaten siz de bunlardan yanasınız, zavallı, zehir zıkkım olsun, zenginden yanasın, zengine yazmayıp garibanla uğraşıyorsunuz, zevzek, zorba, zorbalık, zoruna mı gitti, zulüm, züriyetini sinkaf ederim, yüzünüz gülmesin, yüzünü turşu gibi ekşitmek, yürü git, yuva yıkmak, yolsuzluk şampiyonu, yargısız infaz, yasaları tanımayan, yaşlı, yaylan, yazıklar olsun” hakaret değildir. “Zina çocuğu, yavşak, vatan haini, pis Ermeni, PKK’lı” hakaret kapsamındadır.