Amerikan Merkez Bankası FED ile beş büyük ekonominin merkez bankaları, finans piyasalarına güven vermek amacıyla, Amerikan doları akışını artırma kararı aldı.
FED’in swap hattı üzerinden sağlayacağı dolar likiditesi artırımı, Pazartesi günü işlemeye başlayacak.
İngiltere, Japonya, Kanada, Avrupa, Fed ve İsviçre Merkez Bankaları koordine bir şekilde “likidite karşılığının artırılacağını” ortak bir açıklama ile dünya kamuoyuna duyurdu.
Devreye sokulacak sistemle, örneğin İngiliz bankaları, açık piyasa yerine direkt olarak İngiltere Merkez Bankası’na başvurarak, FED üzerinden borçlanabilecek.
Aynı sistem euro bölgesi, Kanada, Japonya, İsviçre ve ABD bankaları için de geçerli olacak.
Bu sistem, 2008 finans krizi sırasında uygulanmaya başlanmıştı. Covid sürecinde de uygulamaya konulan sistemin “en azından Nisan sonuna dek” devrede olacağı belirtiliyor.
BBC EKONOMİ EDITÖRÜ FAISAL İSLAM’IN ANALİZİ….
Dünyanın en büyük merkez bankalarından altısının koordine hareket edileceği açıklaması, küresel bankacılık sisteminin kırılganlığı üzerine endişelerin ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor.
Bu sistem 3 yıl önce pandemi döneminin mali sıkıntılarının başlamasından bu yana kullanılmıyordu.
Korkulan şey direkt olarak Credit Suisse veya Silicon Valley Bankası ile ilgili problemlerden çok, bir dizi faktörün, başka kurumlar üzerinde yarattığı etkiden kaynaklanıyor.
Örneğin sigortalı olmayan mevduatlar, mevcut bankacılık teknolojisinde, biri bankadan diğerine, şubeye dahi uğramayı gerektirmeden inanılmaz bir hızda taşınabiliyor. Sosyal medya üzerinden yapılan değerlendirmeler de bunu akışı tetikleyebiliyor. Bazı düzenleyici kurumlardan da net olmayan açıklamalar gelmesi buna etki edebiliyor.
Daha büyük resimde, daha önce de belirttiğim gibi, hızla artan faiz oranları, bazı kurumların temelleri ile oyuncuların çok düşük faiz oranlarına bel bağladığı finansal sistemin dehlizlerinde her zaman saatli bir bomba gibi duruyordu. Şu anda olan da bu.
Açıklamalar, İngiltere Merkez Bankası’nın da belirttiği gibi “güvende” olunduğuna yönelik gelse de aslında, muadil bankalar arasındaki küresel güç birliği, riskin yayılmasını önleme çabasını gösteriyor.