MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığı meşrudur, hukukidir, anayasaldır, ahlakidir, tartışmaya açan cumhura, Cumhuriyet’e savaş açan demokrasi kaçkınları, adalet inkarcıları, milli irade dolandırıcılarıdır. Tespitimiz zillet ittifakının kaosa oynadığı yönündedir. Sandıkta alamayacağı neticeyi sokakta zorlamak için denklem kuran bir curcuna ve cukka ittifakı karşımızdadır. Bizim adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurbaşkanı adayımız sonuna kadar Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi.
MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli, bugün Amasya’da “Aziz Milletin Sıra Sende” mitinginde konuştu. Bahçeli, özetle şunları söyledi:
“BİZİM CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZ BELLİ, KARARIMIZ NETTİR”
“Kim ne söylerse söylesin, bizim Cumhurbaşkanı adayımız belli, kararımız nettir. Kriz severler boşuna uğraşmasın, sözümüz sözdür; değerli adayımızın da şaşmaz kararımızın da sonuna kadar arkasındayız. Hedefimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açık ara farkla tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesi, TBMM’de milletvekili sayısı ve siyasal destek itibariyle çok güçlü bir MHP grubunun ve Cumhur İttifakı’nın oluşmasıdır. Gayemiz budur, gayretimiz buna yöneliktir.
“HER TÜRLÜ ÇİRKEFLİK SAHNELENMEKTEDİR”
Türkiye’miz içeriden ve dışarıdan yaylım ateşine tutulmuştur. Cumhur İttifakı’nın ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin karalanması için her türlü çirkeflik sahnelenmektedir. Seçim tarihi yaklaştıkça ABD’sinden İngiltere’sine, Almanya’sından İsveç’ine sırayla Türkiye’ye algı operasyonları düzenlenmektedir. İsveç’ten Danimarka’ya kadar dinimize ve diyanetimize hakaretler edilmektedir. Hiçbir insanın kabul edemeyeceği ilkel ve iffetsiz sataşmalar ülkemize, Cumhur İttifakı’na ve Cumhurbaşkanımıza reva görülmektedir.
“MHP’YE KUMPAS KURULMAKTADIR”
FETÖ’cüler zillet ittifakının yanındadır. Sosyal medya terörü bütün insani ve vicdani ölçüleri berhava etmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi’ne şerefsizler, vatan hainleri, sömürgeci caniler eliyle kumpas kurulmaktadır. MHP’ye son dönemlerde yoğunlaşan, eşzamanlı ülkemize ve Cumhur İttifakı’na karşı ilerletilen düşmanlığın sebebi 14 Mayıs seçimlerinde küresel emperyalizmin Türkiye’den intikam alma çabasıdır.
Milletimizin kronikleşmiş sosyal ve ekonomik sorunları birer birer çözüldükçe sabahı zor ediyorlar, kızarmaz gözleriyle, yaşarmaz gözleriyle, utanmaz siyasetleriyle her yapılana kulp takıyorlar, her başarıya kara çalıyorlar. Bunlar nimet bilmez, bunlar ekmek bilmez, bunlarda vefa, millete mensubiyet ve sevgi yoktur. Yabancılarla el ele vererek Türkiye’ye muhalefet edecek kadar zillete gömülmüşlerdir.
Memurlarımızın, işçilerimizin, esnaflarımızın, emeklilerimizin, dul ve yetimlerimizin, şehit yakınlarımızın, polislerimizin, askerlerimizin, gazilerimizin, hülasa toplumun her kesiminin ihtiyaç ve talepleri sırasıyla karşılandıkça CHP’sinden İP’ine, HDP’sinden Deva’sına, serokundan diğer marjinal zihniyetlere kadar alayı siyasi şok geçirmektedir.
“BİZ NE DİNİMİZE NE DE BAŞKA DİNLERE SAYGISIZLIĞI ASLA HOŞ GÖRMEYİZ”
14 Mayıs 2023 tarihinde yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerini sabote etmek, toplumsal huzuru bozmak, milli mukavemeti kırmak, iç kargaşa ve çatışma ortamını yaratmak maksadıyla alçak bir proje uygulamaya geçilmiştir. Amaç Türkiye’nin teslim olmasıdır. Amaç Türkiye’nin iddialı ve iradeli duruşundan tavizler koparmak, cumhurun yükseliş ve büyüme seferberliğini baltalamaktır. İsveç’te Yüce Kitabımıza karşı işlenmiş nefret suçunun sebebi budur. İsveç yönetimi Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakılmasına izin vererek vahim ve vandal bir skandala imza atmıştır. Bilahare İsveç’in İsrail Büyükelçiliği önünde Tevrat yakılmasına izin verilmemiş, elbette doğru yapılmıştır. Ne var ki sıra dinimize, kitabımıza, Türk ve İslam’ın tüm değerlerine gelince İsveç ve diğer muhasım niyetli ülkeler insan onurunu, inanç hürriyetini yok saymaktadır. Bu alçaklıktır. Bu zulüm tetikçiliğidir.
Biz ne dinimize ne de başka dinlere saygısızlığı asla hoş görmeyiz. Şayet konu ifade ve düşünce özgürlüğü ise buna en fazla riayet edip hürmet gösteren Türk milleti olduğunu dostun da düşmanın da yüzüne söyleriz. Doğruya doğru yanlışa yanlış deriz. Kur’an-ı Kerim’i yaktıklarını zannedenler aslında kendilerini yakan Cehennem ehlileridir.
“MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİ 14 MAYIS YAKLAŞTIKÇA TUZAKLARIN YAYGINLAŞTIĞINI GÖRMEKTEDİR”
Müslüman Türk milleti 14 Mayıs yaklaştıkça tuzakların yaygınlaştığını görmektedir. Ancak zalimlerin zulmü cumhurun zaferine gölge edemeyecektir. Küresel oyuna teşrifatçılık yapan zillet ittifakının oyunu sandıkta bozulup parçalanacaktır.
Zillet ittifakının hala ve henüz Cumhurbaşkanı adayı yoktur. Seçim tarihi belli olunca adayı açıklayacağız demişlerdi, ancak müstakbel zillet adayını şimdiye kadar ne duyan ne de öğrenen vardır. Altılı masanın 26 Ocak 2023 tarihli 11’inci toplantısından da sonuç çıkmamıştır. Aralarındaki gizli ve şiddetli rekabet iradelerine haciz koymuştur. Bugünden yetki krizinin pençesine düşmüşlerdir. Altılı masa konsey yapılanmasıyla kukla bir Cumhurbaşkanı arayışına girmişlerdir. Ortak imzayla ülke yöneteceklerini deklare etmişlerdir. Sonuç bildirgesi olarak yayımladıkları kağıt parçası ise siyasetsizliğin, hazırlıksızlığın, rant ve ikbal paylaşımındaki gerilimin esasen belgesi niteliğindedir. Zillet ittifakı darmadağındır.
“SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI MEŞRUDUR”
Altılı masanın 26 Ocak tarihli toplantısının ardından yapılan ortak açıklamada, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına hukuksuz ve vesayetçi anlayışla karşı çıkılmış, demokrasi tarihine eklenen kara bir sayfa olarak değerlendirilmiştir.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığı meşrudur, hukukidir, anayasaldır, ahlakidir, tartışmaya açan cumhura, Cumhuriyet’e savaş açan demokrasi kaçkınları, adalet inkarcıları, milli irade dolandırıcılarıdır. Tespitimiz zillet ittifakının kaosa oynadığı yönündedir. Sandıkta alamayacağı neticeyi sokakta zorlamak için denklem kuran bir curcuna ve cukka ittifakı karşımızdadır. Bizim adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurbaşkanı adayımız sonuna kadar Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.”