banner16

Karaismailoğlu: Türkiye'nin Ukrayna'nın Karadeniz sahillerinde bekleyen 22 gemisi bulunuyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye'nin Ukrayna'nın Karadeniz sahillerinde bekleyen 22 gemisi bulunduğunu belirterek, "Bunlardan çoğu Türk sahipli. Türk bayraklı olanlar da var içinde. O gemileri oradan almamız gerekiyor" dedi. 

15 Nisan 2022
Karaismailoğlu: Türkiye'nin Ukrayna'nın Karadeniz sahillerinde bekleyen 22 gemisi bulunuyor

Bakan Adil Karismailoğlu, The Ankara Otel'de düzenlenen iftar programında ulaştırma muhabirleriyle bir araya gelerek, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı kapsamında hazırlanan "Ulaştırma 2053 Vizyonu"nun ülke yönetimi için önemli olduğunu ifade eden Karaismailoğlu, bugün yaşanan sorunların iyi analiz edilerek, gelecek yıllarda çıkacak sorunlara bugünden hazırlıklı olunması, planların ona göre yapılması gerektiğini söyledi.

Karaismailoğlu, bugünkü ihtiyaç analizleri, gelişmekte olan süreçler, üretim ve istihdamdaki gelişmeler, kalkınma planları ışığında ülkenin potansiyelinin ortak akılla iyi değerlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, bu vizyonla yılların planlanması gerektiğini anlattı.

Son 20 yılda yapılan büyük yatırımları daha da aktifleştirecek ve bunlara yardımcı olacak, ülkenin gelecek yıllarda yaşayabileceği sorunlar üzerine bugünden hazırlanılmasını sağlayacak master planların olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, "Ülkelerin master planları olmazsa yaptığınız işlerin de bir faydası olmaz. Bunları iyi planlayıp, birbiriyle entegre edip koordinasyonu sağlamak lazım. Son 20 yıldır 170 milyar dolarlık yatırım yaptık." diye konuştu.

Yapılan yatırımlara ilişkin bilgi veren Karaismailoğlu, ülkenin 2053'e kadar karşılaşacakları olaylara karşı planların hazırlandığını bildirdi.

Karaismailoğlu, 2053 yılına kadar 198 milyar dolarlık yatırım yapılacağını, demir yolu ve haberleşme ağırlıklı yatırım dönemine girildiğini kaydetti.

"Ukrayna'nın Karadeniz'deki sahillerinde bekleyen 22 gemimiz var"

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın etkilerine değinen Karaismailoğlu, Milli Savunma ve Dışişleri bakanlıkları koordinasyonunda önemli gelişmelerin yaşandığını belirtti.

Karaismailoğlu, Rusya'nın kontrolündeki Azak Denizi ve Kerç Boğazı'nda bekleyen ayçiçeği yağı yüklü Türk gemilerinin haftalar önce döndüğünü anımsatarak, şöyle konuştu:

"Şu anda özellikle Ukrayna'nın Karadeniz'deki sahillerinde bekleyen 22 gemimiz var. Bunlardan çoğu Türk sahipli. Türk bayraklı olanlar da var içinde. Hatta bugün Ukrayna Büyükelçisi ile istişare yaptık. O gemileri oradan almamız gerekiyor. Başlarda 200'ün üzerinde mürettebat vardı, onların bir kısmını tahliye ettik. Şimdi 90 mürettebat var ama onlar tahliye talebinde bulunmadı, gemiyi terk etmek istemiyorlar. Gemilerde tahıl, ayçiçeği yağı, demire kadar yük var. 50 güne yaklaştı. Gemi sahipleri de tedirgin, müjdeli haber bekliyor. Biz de teyakkuz halindeyiz. Arama Kurtarma Merkezimizden çalışan gemi adamlarıyla sürekli irtibattayız. Hem Rusya hem Ukrayna tarafıyla görüşmelerimiz devam ediyor. Türkiye'nin dışında başka ülkelerin de gemiler var. Bölgede yaklaşık 100 gemi bulunuyor. Bir an önce bunların kurtarılması lazım ama savaşın bitmesi lazım. Ayrıca geminin dışında limanda özellikle Ukrayna tarafında ihracat bekleyen yükler var. Diğer taraftan aslında bizim limanlarda Ukrayna'ya gitmek üzere bekleyen yükler de bulunuyor. Savaş ortamı her şeyi altüst ediyor."

İlk yardım ve oradaki yaralıların kurtulması için Milli Savunma Bakanlığının uğraştığını vurgulayan Karaismailoğlu, "Biz de onlara gemi tedarikinde bulunduk. Yaklaşık 10 gündür hazır bekletiyoruz, ilk yardım malzemeleri ve buraya gelecek yaralıların Türkiye'ye ulaşması açısından ama orada da mutabakat sağlanamadı iki ülke arasında. Ciddi çalışma var, iki tarafla da çok yoğun diplomasi devam ediyor. Gönül istiyor ki bu savaş bir an önce bitsin, hareketlilik tekrar devam etsin. Rusya limanlarında bir nebze olsun hareketlilik başladı ama maalesef Ukrayna tarafında bu hareketi göremiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Karaismailoğlu, Karadeniz'deki ticaretin de savaştan etkilendiğini, ilk günlerden farklı olarak biraz hareketlilik yaşandığını dile getirdi. Özellikle Ro-Ro alanında Rusya limanlarına çalışan Türk sahipli gemilerin olduğunu belirten Karaismailoğlu, savaş ortamından dolayı tedirginlik yaşandığını aktardı.

"Savaş ortamı ulaştırma sektörünü de tedirgin etti"

Havacılık sektörünün de savaştan ciddi şekilde etkilendiğine dikkati çeken Karaismailoğlu, Ukrayna hava sahasının kapalı olması nedeniyle bu ülkeyle hiçbir havacılık ulaşımının olmadığını bildirdi.

Karaismailoğlu, savaş ortamı olmasaydı Ukrayna'dan ciddi turist beklendiğini, Rusya tarafından da planlandığı kadar olmasa da önemli bir turist gelmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığının çalışma yaptığını anlattı.

Savaş ortamının tüm sektörler gibi ulaştırma sektörünü de tedirgin ettiğini belirten Karaismailoğlu, savaşın bir an önce bitmesi temennisinde bulundu.

Karaismailoğlu, deniz yoluyla taşınan yüklerin kara yoluyla taşınmasının mümkün olmadığını ifade ederek, "Büyük bir gemi neredeyse 5 bin kamyonun taşıdığı yükü taşıyor. O yüzden az da olsa denizde olmayan ticari faaliyet, kara yoluna da yansımış oldu. Oradaki talep fazla olunca orada da birikmeler başladı. Gürcistan tarafıyla sürekli görüşüyoruz, hatta arkadaşlarımız Gürcistan'a gidiyorlar, onlarla görüşüp, trafiği hızlandırma yönünde çabamız var." dedi.

İhracattaki artıştan dolayı sınır kapılarında yoğunluk olduğunu, deniz ticaretinin aksaması dolayısıyla ekstra yük bindiğini ve hepsini takip ettiklerini vurgulayan Karaismailoğlu, binin üzerinde tırın beklediğini kaydetti.

Karaismailoğlu, Karadeniz'deki mayınlar konusunda iki tarafın da farklı konuştuğuna işaret ederek, "Mayınların bu kadar kısa sürede İstanbul yakınlarına gelmesi mümkün değil. Ukrayna'daki mayınların serbest bırakılması bize de garip geliyor. O yüzden sürekli mayın tarama gemileri dolaşıyor. Bu da bir endişe yaratıyor. Riskli bölge olarak gözüküyor o taraflar. Oradaki ticareti etkileyen faktör bu. Savaş ortamından dolayı bazı belirsizlikler var. Savaşın bitişiyle bunlar kısa sürede ortadan kalkacak." diye konuştu.

"Amacımız ortak altyapı şirketi kurmak"

Haberleşme alanında fiber ve ortak altyapı kurulmasının en önemli gündemlerinden biri olduğu bilgisini veren Karaismailoğlu, "Özellikle Türk Telekom'daki hisse yapısının değişmesinden sonra bu daha da kolaylaştı. Amacımız ortak altyapı şirketi kurmak ve mobili birbirinden ayırıp, fiber altyapı ağımızı mümkün olduğu kadar genişletmek." ifadelerini kullandı.

Karaismailoğlu, 5G konusunda ciddi çalışmalar olduğuna dikkati çekerek, yerli ve milli 5G çalışmalarının devam ettiğini ancak dünyada da 5G'nin hala tartışıldığını dile getirdi.

Bir taraftan yerli ve milli şebeke kurmak için yoğun çalışma sarf ederken dünyadaki gelişmeleri de takip ettiklerini vurgulayan Karaismiloğlu, 5G'ye geçildiğinde belki abonelerin bunu hissedemeyeceğini ancak özellikle sanayide, medikalde ve diğer sektörlerde 5G'nin faydasının olacağını, bunun da ciddi bir altyapı gerektirdiğini bildirdi.

"Kanal İstanbul'un önemi daha da arttı"

Kanal İstanbul'un tamamen alternatif bir su yolu olarak projelendirildiğini ifade eden Karaismailoğlu, "Projede ulaşım yollarımıza başladık, kara yolları ve demir yollarındaki çalışmalarımız başladı. Ulaşım ihtiyaçlarının alternatiflerini sunduktan sonra kazı işlemine başlayacağız. Kanal İstanbul uzun soluklu, maliyeti yüksek bir proje. Özellikle genel bütçeye yük olmadan projeyi yapmak için de finansal modellerde çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah orada da ciddi bir gelişme olacak." diye konuştu.

Karaismailoğlu, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin öneminin gündeme gelmesinin ardından Kanal İstanbul'un bu sözleşmeyi tartışmaya açacağına dair eleştiriler geldiğinin hatırlatılması üzerine şu değerlendirmede bulundu:

"Bence Kanal İstanbul'un önemi daha da arttı. Kanal İstanbul'un yapımını eleştirenler sadece bu işi bir emlak, rant dedikodu siyasetine dönüştürerek karalamaya çalışıyorlar. Halbuki biz burada küresel bir lojistik hareketten bahsediyoruz. Çünkü bu alternatif bir su yoludur, olması gereken bir projedir. O yüzden bir dedikodu siyasetine alet edilecek sadece bir rant emlak projesi olarak göstermek onların basitliklerini gösterir. Büyük, güçlü Türkiye, bu büyük mega projeleri yapmak zorunda. Ulaşım projelerinde Kanal İstanbul'un altından geçecek olan Halkalı-Ispartakule Demir Yolu Projesi'ne başladık, Sazlıdere Köprüsü ile Başakşehir-Bahçeşehir-Hadımköy Otoyolu Projesi kapsamında Kanal İstanbul'a göre projelendirilerek başlandı ve çalışmaları devam ediyor. Montrö'nün Kanal İstanbul ile hiçbir alakası yok. Çünkü bu sözleşme hem İstanbul Boğazı'nı hem Marmara Denizi'ni hem de Çanakkale Boğazı'nı kapsayan bir anlaşmadır. Kanal İstanbul'dan geçenler Marmara Denizi'ni de Çanakkale Boğazı'nı da kullanacak. O yüzden burada Montrö'ye aykırı hiçbir şey yok."

Kanal İstanbul'un planlanan maliyetinde bir değişiklik olmadığını dile getiren Karaismailoğlu, Türkiye'de bu işi yapabilecek büyüklükte firmaların bulunduğunu, onlarla birlikte altyapı konusunda dünyanın önde gelen firmalarının da bu projeyi yapabilmek için aralarında şimdiden yarış yaşandığını bildirdi.

"İstanbul'da yaz ayları itibarıyla metroları açmaya başlayacağız"

Özellikle İstanbul'da yaz ayları itibarıyla metroları açmaya başlayacaklarını vurgulayan Karaismailoğlu, "İlk Kağıthane-Havalimanı Metro Hattı ile başlıyoruz açmaya, peşinden Kadıköy-Kartal-Pendik bağlantısını Sabiha Gökçen'e kadar uzatacağız. Ayrıca Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ne yönelik 6,5 kilometre metro hattını da ağustos ayı itibarıyla bitirmeyi hedefledik. Belediyenin sorumluluğunda olan 100 kilometrelik metro hattının da bir an önce bitmesi gerekiyor. Çünkü bunlar beraber planlanmış ve birbirini tamamlayan projelerdir. O yüzden o tarafı da teşvik ediyoruz ki bir an önce bu projeler bitsin ve beraber İstanbul'a hizmet etsinler. Şu anda onları göremiyoruz ama inşallah önümüzdeki yıllarda biraz daha hızlandırırlar." ifadelerini kullandı.

Karaismailoğlu, yapılacak yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olacağı iddialarının sorulması üzerine de şunları kaydetti:

"Ben şu anda Ulaştırma ve Altyapı Bakanı'yım. İstanbul Büyükşehir Belediyesinde de 24 yıl çalıştım en son bürokrat olarak da en üst seviyede görev alan birisi olarak İstanbul'un tamamını planlamış ve altyapısını çok iyi bilen birisi olarak, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı olarak tüm Türkiye'ye hizmet etme görevi bana verildi. Ben onun kutsallığını ve fırsatını bulduğum için ülkemize hizmet etmek adına canla başla çalışıyorum."

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.