banner16

TDK sözlüğüne göre baraj;
(Fransızca barrage)
1. isim Suyu toplama, sulama ve elektrik üretme amacıyla akarsu üzerine yapılan bent:
      Atatürk Barajı. Kurtboğazı Barajı.
2. isim, spor Futbol veya hentbolda serbest atışı yapacak oyuncunun önünde karşı takım oyuncularının yan yana dizilip oluşturdukları set.
3. isim, mecaz Herhangi bir alanda başarıyı tespit etmek için gerekli olan şart.
Konu elbette ilk önce, üniversite sınavlarında uygulanan barajın seviyesini düşürmek için iktidarın alacağı karar hakkında, bir diğeride, yaşadığımız seller ve buna bağlı HES barajları!
Şimdi bu durumu siyaset, iktidar, akademisyenler tartışıp duruyorlar ama dinleyen kim?
Adı üstünde baraj, bir şeyleri engellemek, daha doğrusu bir düzeyi korumak için konulan kurallar manzumesi ve beton setler değil mi?
Eğer siz üniversite girişlerinde ki puan seviyesini düşürürseniz, bir anda üniversiteler, orta eğitimde yeterli bilgiye ulaşmamış, yani üniversite eğitimini alabilecek temeli olmayan öğrenci seline uğrar!
Bu durumda ne üniversite öğretim üyesi, konusunu işleyip, anlatabilir nede bu dersleri alan öğrenciler, sunumlardan bir şey anlar...
Bu durumda ne olacak?
Ya verilen notlarında sınıf geçme değerinde düşüş olacak ya da mevcut müfredat yerine orta öğretim derslerine dönülecek!
Yani?
Üniversiteler orta öğretim kurumlarına, birer lise haline gelecektir...
Üstelik birde yabancı öğrenci sayısını, nerede ise kendi ülke öğrenci sayısına eşitlerseniz? 

Siz eğitimi sadece ticarileştirmek değil, aynı zamanda siyasallaştırmışta olursunuz
Şimdi 18 yaş üstü''Z'' kuşağının oyları peşinde koşanlar, onların kolayca sınav kazanması için, barajı düşürdüklerini aklınızdan geçirmez misiniz?

Ayrıca yüksek öğrenim sınavında beklenen başarıyı hangi orta öğretim kurumu sağlayamıyordu?

Meslek liseleri ve medyada yer aldığı gibi en öndede, İH Lise mezunları!

Daha öncede, meslek liselerinin önü sınav puan sistemi ile kesiliyor diye, normal liselerle eşitlenmişti, ne oldu?

Şimdi baraj düşerse, sorun çözülmüşmü olacak?

Ya da mezuniyet sonrası, mülakatlarla, liyakatin birde böyle mi önü kesilecek?

Bilim ve siyaset bu düzeye düşerse, ülkelerin geleceği nasıl güven altına alınabilir?
Diğer yandan Karadeniz de yaşanan büyük ve görülmemiş sel baskınlarını nasıl sadece
küresel ısınma ve dünyanın her yanında benzer olaylar ve afetler oluyor diye geçiştirebiliriz?
Kesilen kütüklerin, yanlış yapılaşmanın, dere yataklarını tahrip ederek, HES'ler ile dengesini bozmak, maden araştırmaları ile yeşili ve doğayı yok ederek, kirletmenin ve bunu görmezden gelmenin hiç mi dahli ve sorumluluğu yoktur?

Sözün özü;
Yaşanan olayları doğaya ve kadere havale ederek, siyasi sorumluluktan ve yapılan yanlışlardan kaçmaya çalışmak, felaketlerin en büyüğü ve beraberinde toplumun tüm değerlerini önüne katıp, yok edenidir!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner36

banner50